Etiket arşivi: Sakıp

“Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah” Sergisi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Fatih Sultan Mehmed ve Sultan II. Bayezid dönemlerinin büyük hattatı Şeyh Hamdullah’ı, ölümünün 500. yılında çağdaşları ile birlikte özel bir sergiyle anıyor.
Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nda Şeyh Hamdullah ve çağdaşlarının, Şeyh yolundan giden hattatların ve 16. yüzyılın usta müzehhiplerinin elinden çıkmış nadir eserleri koruyan SSM’in hayata geçirdiği “Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah” sergisi, 15. yüzyılın ikinci yarısı ve 16. yüzyılın ilk yarısında üretilmiş nadir el yazması kitaplar, Kuran-ı Kerim nüshaları, kıtalar ve albümlerden oluşuyor.
SSM koleksiyonunun yanı sıra, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu’ndan derlenen eserlerin de yer aldığı sergide; Topkapı Sarayı Müzesi, Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Dallas Museum of Art ve Hannover Kestner Museum’daki sanatçıya ait eserler, dijital bir yerleştirme ile sanatseverlerle buluşuyor.
 
Suhreveriyye tarikatı Şeyhi Mustafa Dede’nin oğlu olarak dönemin  en seçkin ilim yuvalarından Amasya’da doğan, eğitim alan ve zaman içinde  “Hattatların kutbu”, “Hattatların kıblesi” unvanlarıyla tanınan  Şeyh Hamdullah, Amasya’da uzun yıllar Sancak beyi olan Şehzade Bayezid’in yakın çevresinde yer aldı ve onun dostluğunu kazandı..  Fatih Sultan Mehmed’in 1481’deki ölümü üzerine Osmanlı tahtına çıkan Sultan II. Bayezid’in davetiyle Topkapı Sarayında “Ehl-i Hiref” teşkilatı içinde “katib-i hassa” unvanıyla görev aldı. Farklı yazı stillerine hakimiyeti ile bilinen sanatçı, hat sanatında önemli değişiklikler yaparak günümüze kadar geçerliliğini koruyan “Osmanlı hat” ekolünü yarattı.
 
SSM Müdürü Nazan Ölçer, Kurucumuz Sakıp Sabancı’nın uzun yıllar içinde toparladığı eserlerden oluşan “önemli bir Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’na sahip müzemizde Şeyh Hamdullah ve yakın takipçilerine ait değerli eserler yer alıyor.  Buradan yola çıkarak,  büyük üstadla ilgili kapsamlı bir uluslararası sergi yapmak düşüncemiz geçmiş yıllara uzanmakta.. İçinde bulunduğumuz 2020 yılının Şeyh Hamdullah’ın ölümünün 500. Yılı olması, sergi tarihini de belirlemişti. Ancak önceden bilemeyeceğimiz  husus, bu yılın Covid -19 salgınına denk gelmesi ve sergi kapsamının bu nedenle daralmak zorunda kalması oldu.
Şeyh Hamdullah uzun ömrü içinde olağanüstü değerde eserler yarattı, hat sanatına yeni açılımlar getirdi bu yeniliklerle ufuk açtı, sonraki hattatlara, ölümünden sonra bile önderlik etmeyi sürdürdü. SSM olarak değerli uzmanlar Prof. Dr. Zeren Tanındı ve  Prof. Dr. Muhittin Serin ile  birlikte yurt dışındaki müze ve kütüphane koleksiyonlarından ödünç alınacak eserlerle planladığımız sergimizin kapsamını tüm dünyayı saran Covid-19 salgını yüzünden maalesef daraltmak zorunda kaldık. Sergimizde yer almasını arzu ettiğimiz Topkapı Sarayı koleksiyonundaki bazı eserleri ise Topkapı Sarayı’ndaki yeni yapılanma ve devam eden sayım işlemleri nedeniyle dijital görselleriyle ekleyebildik. Bu koşullara rağmen, büyük sanatçıyı bir sergi ile anmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah Sergisi, salı – cuma günleri 10.00 – 16.00 saatleri arasında SSM Atlı Köşk’te ziyaret edilebilecek. Ziyaretçilerin maske takmasının zorunlu olduğu ve sosyal mesafe kurallarının titizlikle uygulandığı SSM’de tüm ortak alanların detaylı dezenfeksiyonu Sağlık Bakanlığı onaylı insan, hayvan ve çevre dostu “Antimic Nano Teknoloji Dezenfeksiyon” ile sağlanıyor ve havalandırma sistemleri %100 temiz havayla çalışıyor.
 
Şeyh Hamdullah bin Mustafa Dede
Şeyh Hamdullah, Amasyalı Sarıkadızâdeler ailesinden Sühreverdiyye şeyhi Mustafa Dede’nin oğludur. Babası, Buhara’dan Amasya’ya göç etmiştir. Selçuklu döneminde ve Osmanlı’nın fetih yıllarında, Herat, Horasan ve Semerkand gibi kültür merkezlerinden göç eden şair, hattat, nakkaş ve ulema, Konya, Kayseri, Sivas ve Amasya gibi şehirlerde toplanmıştı. Hamdullah, böylece hat sanatının merkezi haline gelmiş Amasya’da, Hayreddin Mar‘aşî’den meşk ederek aklâm-ı sitte’den icâzet aldı. Muhtemelen babası Şeyh Mustafa Dede’nin sohbet meclislerinde Şehzade Bayezid ile tanıştı. Bayezid, onu kendisine hat hocası tayin etti ve ondan icâzet aldı. Daha Amasya’da iken tanınmaya başlayan Şeyh Hamdullah, bu yıllarda Fatih Sultan Mehmed’in hususi kütüphanesi için bazı eserler istinsah etti.
Şeyh Hamdullah, kardeşi Cem Sultan ile yaşadığı taht mücadelesinin ardından 1481’de tahta çıkan II. Bayezid’in daveti üzerine ailesiyle birlikte İstanbul’a gitti. Şeyh Hamdullah en güzel eserlerini sarayda görevlendirildikten sonra vermeye başladı. Bundan sonra eserlerinin ketebesinde “kâtibü’s-sultân Bâyezîd Han” unvanını kullandı.
Şeyh Hamdullah, 1512’de Sultan II. Bayezid’in tahttan feragat etmesinin ve tahta oğlu I. Selim’in geçmesinin ardından inzivaya çekildi. Sultan I. Selim dönemini evinde ibadet ederek ve talebelerinin ziyaretini kabul ederek geçirdi. Babası I. Selim’in ardından 1520’de tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyh Hamdullah’ı saraya davet ederek hürmet gösterdiği ve kendisi için bir mushaf yazmasını istediği, ancak hattatın yaşlandığını ileri sürerek Muhyiddin Amâsî’yi tavsiye ettiği, bunun üzerine Kanuni’nin ona bir samur kürk giydirip hayır duasını aldığı bilinmektedir.
Şeyh Hamdullah’ın bu hadiseden birkaç ay sonra vefat ettiğini söyleyen Müstakimzâde ölümüne şu beyti tarih düşürmüştür: “Şeyh Hamdullāh olup küttâba kıble pîr-i hat / Rihletinde dil dedi târîhini dayf-i ilâh” (926/1520). Dünyevi sıfat ve mevkilere iltifat etmeyen Şeyh Hamdullah, mezar taşına isminin yazılmasını istememiştir. Mezar taşı kitâbesi, daha sonra Sultan II. Mustafa’nın saray hattatı Şâhin Ağa (öl. 1701) tarafından yazılmıştır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin 2021 Yılı Konusu Korona Sonrası Dünya ve Türkiye

Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine Sabancı Üniversitesi tarafından her yıl verilen ve sosyal bilimler alanında Türkiye’deki ilk uluslararası ödül programı olan Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin 2021 yılı konusu “Korona Sonrası Dünya ve Türkiye: Pandemilerin Sosyal, Psikolojik ve Siyasi Etkileri” olarak belirlendi. Ödüle 15 Ocak 2021 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.
Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri kapsamında 2021 temasına önemli katkılarda bulunmuş bir kişiye Jüri Özel Ödülü verilecek. Makale Ödülü kategorisinde ise 45 yaşının altındaki araştırmacılar tarafından yazılmış makaleler ödüllendirilecek. Makale Ödülleri ve Jüri Özel Ödülü sahiplerini uluslararası ve bağımsız bir jüri belirleyecek.
Ödül Teması
Covid-19 pandemisiyle mücadelede dünyada hükümetlerin izlediği politikalar önemli farklılıklar göstermiştir. Bazı hükümetler olağanüstü hâl düzenlemeleriyle sosyal mesafe uygulaması yoluna gitmişken, diğerleri bu konuya bireysel tercih meselesi olarak yaklaşarak yurttaşlarını kendi kendilerini izole etmeye ikna etmeyi seçmiş ve bunda farklı oranlarda başarı elde etmişlerdir. Pandemiyle mücadelede hükümet politikalarının başarısı giderek daha fazla yurttaşların davranışlarına bağlı hâle gelmiştir. Sivil aktivizm, yurttaşların bir araya gelme, örgütlenme ve müdahil olma kabiliyetindeki düşüşle beraber kısıtlanmıştır. Yine de gıda ve maske gibi temel hizmetlerin sağlanması, doğru olmayan ve zararlı bilgilerin yayılmasının önlenmesi ve dezavantajlı ve marjinalleşmiş grupların korunmasına yönelik olarak yeni sivil toplum aktörleri ve yeni tip bir sivil aktivizm ortaya çıkmıştır.
Covid-19’un yayılmasıyla ilgili olarak algılanan tehdidin etkisini anlamamızda etkili olan sosyal ve psikolojik faktörler nelerdir? Pandemi; yaftalama, yabancı düşmanlığı, toplumsal tecrit, işini kaybetme korkusu, sağlık sistemine ve hükümetlere güvensizlik gibi potansiyel olarak uyumu bozan kolektif savunmacı davranışlar ile sosyal destek, yaratıcı kolektif eylemler ve yardımseverlik gibi uyumlu toplumsal davranışları artırmış mıdır?
Pandemi karşısında bu tür farklı hükümet politikaları benimsenmesinin ve yurttaş davranışının arkasında yatan faktörler nelerdir? Pandemi yeni hükümet politikaları ve yurttaş davranışını mı tetiklemiştir, yoksa hâlihazırdaki eğilimlere ve statükoya prim mi vermiştir? Pandemiye yaklaşımda, farklı toplumlarda bireysel ve/veya kolektif hayat tarzlarının yaygınlığı gibi toplumsal dayanakların etkileri nelerdir? Bireysel özerklik pandemi karşısında toplumların kolektif ihtiyaçları ile birlikte var olabilir mi? Türkiye’de hükümet ve yurttaşlar pandemiye nasıl yanıt vermişlerdir ve diğer ülkelerdekilere kıyasla bu yanıtlar nasıl değerlendirilebilir? Pandemiye verilen yanıtlar iklim değişikliği gibi diğer yakın tehditlerle daha iyi baş edebilmemize yardımcı olabilir mi?
Bu soruları ele alan ve farklı bağlam ve tarihi dönemleri kıyaslayan makaleler değerlendirmeye alınacak.
Ödüller
Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri kapsamında, uluslararası ve bağımsız bir jüri tarafından belirlenen bir araştırmacı 25.000 USD tutarında Jüri Özel Ödülü kazanacak. Makale kategorisinde ise yine aynı jüri tarafından yapılan başvurular arasından seçilen belirli sayıda makaleye 10.000 USD tutarında ödül verilecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Sakıp Sabancı Müzesi’nin çevrimiçi çocuk atölyeleri başlıyor

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Ekim ayından itibaren 7–12 yaş grubuna yönelik çevrimiçi öğrenme programlarına ev sahipliği yapıyor. Hafta sonları 12.00 – 13.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek atölyelerde Rönesans’tan kavramsal sanata uzanan geniş yelpazede bilgilendirici temalar işlenecek. Çocuklar bir yandan sanat tarihine dair bilgi edinirken bir yandan da keyifli saatler geçirebilecek.
Rönesans Sanatı isimli atölyede çocuklar, sanatın insana ve doğaya dönerek özgürleştiği Rönesans hakkında bilgi edinecek, söz konusu dönemin Giotto, Leonardo da Vinci, Raphael ve Michelangelo gibi önemli isimlerinin tekniklerini inceleyecek.
İzlenimcilik atölyesinde ise çocuklar, açık havada gördükleri eşya ve bitkilerden hareketle, doğanın zaman içindeki dönüşümünü gözlemleyecek, tıpkı İzlenimci ressamlar gibi ışığa ve renklere odaklanarak çalışacak. Claude Monet, Vincent van Gogh, İbrahim Çallı ve Hüseyin Avni Lifij gibi sanatçıların da tanıtılacağı atölyede bu isimlerin teknikleri işlenecek.
Çocukların, 20. yüzyıl başındaki endüstriyel ve teknolojik gelişmelere dair hissiyatlarını tuvallerine yansıtan Dışavurumculuk akımını öğreneceği atölyede Edvard Munch ve Gustav Klimt gibi sanatçıları tanıyacak ve onların teknikleri hakkında bilgi sahibi olacak.
Çocuklara etraflarındaki nesnelerin bileşenlerinin geometrik yapılarını keşfetmenin öğretileceği Kübizm atölyesinde Pablo Picasso, Georges Braque, Paul Cézanne gibi bu akımı temsil eden sanatçılar teknikleriyle tanıtılacak.
Görüp bildiklerinin ve fizik kurallarının ötesinde bir bakış geliştirerek, dünyaya bir rüyanın içindeymişçesine bakmanın öğretileceği Gerçeküstücülük atölyesinde ise, bu bakışı sanatsal çalışmalarında uygulayacak ve Salvador Dalí, Joan Miró gibi sanatçılar incelenecek.
Kavramsal Sanat / Yerleştirme Sanatı atölyesinde çocuklar, sanatçının eserlerini sergileyecekleri mekânların fiziksel özellikleri (açık, kapalı, aydınlık, karanlık, büyük, küçük vb) üzerine düşünecek, sanat eserinin bir parçası olarak değerlendirecekleri mekânı, kendi kurgularına dahil edecekler. Atölyede Ai Weiwei, Joseph Beuys ve Anish Kapoor gibi sanatçıların çalışmaları da bu bilgiler ışığında değerlendirilecek.
SSM Öğrenme Programında kolay malzemelerle uygulanabilen Kukla Yapım Atölyesi ve tasarım odaklı düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan Bir de Böyle Düşün Atölyeleri de yer alacak.
Zoom servisi üzerinden gerçekleştirilecek atölyeler Sakıp Sakıp Müzesi web sitesi üzerinden satın alınabilecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)