HUAWEI, şimdiye kadarki en çevreci akıllı telefonunu piyasaya sürerek daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik adımlarını güçlendirdi. Yeni piyasaya sürülen HUAWEI Mate40 Pro, plastik ambalajda yüzde 28, kağıt belgelerde yüzde 90 azalma sağlıyor ve basılı garanti belgesini ortadan kaldırıyor. Yeni HUAWEI Mate40 Pro kutu ambalajında yalnızca yüzde 3,8 plastik içeriyor.
Huawei, insanların sürdürülebilirlik hakkında fikirlerini öğrenmek için yaptırdığı araştırma sonucunda, Avrupalı tüketicilerin dörtte birinin 2025 yılına kadar plastik ambalajların kaldırılmasını istediğini ortaya çıkardı. Ancak tüketicilerin endişelendiği şey yalnızca plastik değil. Katılımcıların yüzde 71’i kağıt tüketimini azaltmaya yardımcı olmak için kağıt belgelerin ambalajından çıkarılmasını istiyor. HUAWEI, yüzde 90 daha az kağıt dokümantasyonu sağlayabildiği dijital garanti belgesine geçti. Kullanıcılar tüm bu belgelere cihazdaki QR kodu tarayarak ya da Huawei’nin internet sitesinden indirerek kolayca erişebilecekler. Ek olarak, Hızlı Başlangıç Kılavuzu da 340 sayfadan 44 sayfaya düşürüldü. Her ne kadar kanunlar şu anda kağıt kılavuzun kaldırılmasını engellese de, Huawei gelecekte daha iyi bir çözüm sunmak için bunun da üzerinde çalışıyor.
Ek araştırma bulguları:
Araştırma, Ekim 2020’de Huawei adına Censuswide tarafından yapıldı. Tüketicilerin yarısı (yüzde 55) her gün geri dönüşüm yapıyor ve tamamen döngüsel bir ekonomi elde etmek için daha önümüzde uzun bir yol olduğunu vurguluyor. Neredeyse dörtte biri (yüzde 23), geri dönüşümün önündeki en büyük engelin neyin geri dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğine dair kafa karışıklığı olduğunu belirtti. Birçok yanlış inancın aksine, streç film (yüzde 30), yağlı pizza kutuları (yüzde 59) ve gevrek paketleri (yüzde 37) büyük ölçüde geri dönüştürülebilir. Yüzde 20’si ayrıca eski elektronik cihazlarını geri dönüştürmek veya yeniden kullanmak yerine çöpe attığını dile getirdi. Yüzde 1’i, 10’dan fazla eski telefona sahip olduğunu belirtti. 5 kişiden 1’i akıllı telefonlarının geri dönüştürülebilir olduğunun farkında değil. İnsanların yüzde 43’ü daha sürdürülebilir yaşamak istiyor.
Sürdürülebilirliğe bağlılık
Tüm plastikleri ambalajdan çıkarma misyonuna bir adım daha yaklaşan Huawei, HUAWEI Mate40 Pro’nun çevreci kimliğini daha da geliştirdi. Ambalajda petrol bazlı mürekkep yerine yüzde 100 ayrışabilir soya fasulyesi mürekkebinin kullanılmasıyla birlikte çevre kirliliğinin başlıca kaynağı olan kanserojenlerin ve VOC’lerin üretimini azalttı.
2013 yılından bu yana uygulanan bir dizi yeşil girişim aracılığıyla Huawei, emisyonları azaltmak, yenilenebilir malzemelere yatırım yapmak, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini desteklemek için atıkları geri dönüştürmek ve yeniden kullanmak gibi daha yeşil bir gelecek yaratmaya yardımcı olmaya yönelik önemli adımlar attı.
Biyoplastikleri 2013’ten bu yana yoğun bir şekilde kullanan Huawei, petrol bazlı plastik üretiminin olumsuz çevresel etkilerini azaltmaya da yardımcı oluyor. Kullanılan biyoplastiklerin yüzde 30’undan fazlası, karbondioksit emisyonlarını yüzde 62,6 oranında azaltan çevre dostu hint yağından geliyor ve 2018’den bu yana Huawei karbon emisyonlarını emisyonları 612 ton azalttı.
Huawei geçen yıl 1.468 ton atık elektroniği geri dönüştürdü ve bu yıl 3.000 tondan fazlasını geri dönüştürme yolunda ilerliyor. Huawei ayrıca 2019’da geri dönüştürülmek üzere iade edilen cihazların yüzde 86’sını yeniden kullandı.
Enerji verimliliği söz konusu olduğunda, 2015-2019 yılları arasında güneş enerjisi kullanımı sayesinde Huawei, karbon emisyonlarını 89.000 ton azalttı.
Huawei, ürünlerini onarmak ve yeniden kullanıma sunmak için de çok çalışıyor. Dünya çapında 3.030 onarım merkezi ile kolay erişilebilir onarım hizmetleri sunuyor ve 2015’ten bu yana 500.000’den fazla kullanılmış telefon, Huawei’nin değişim programı sayesinde yeni sahiplerini buldu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: En
İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Dünyanın 71’inci, Avrupa’nın ise 37’nci En Yeşil Kampüsü
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), akademik yerleşkelerin yeşil alan oranı ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği UI GreenMetric sıralamasında “Dünyanın en yeşil 71’inci kampüsü” oldu. İTÜ, Türkiye’den, dünya sıralamasında İlk 100’de bulunan tek üniversite unvanını da elinde bulunduruyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Üniversite yerleşkelerinin yeşil alan oranı ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği UI GreenMetric sıralamasında “Dünyanın en yeşil 71’inci kampüsü” oldu.
Yeşil Kampüs çalışmalarıyla ülkemizde birçok yeniliği ve ilki hayata geçiren İstanbul Teknik Üniversitesi, dünyanın seçkin üniversitelerinin kampüslerinin yeşil ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği UI GreenMetric sıralamasında 71. sırada yer alarak Türkiye’den ilk 100’e giren tek üniversite oldu.
2020 UI GreenMetric, altyapı, enerji, iklim değişikliği, geridönüşüm, su kaynakları, ulaşım ve eğitim alanlarında değerlendirme yapıyor.
Bu yıl, toplam 912 üniversitenin bulunduğu listede, İTÜ 71. sıradaki yeriyle en seçkin üniversiteler arasına girerken, aynı zamanda Avrupa’nın da en yeşil 37. kampüsü oldu.
UI GreenMetric World University Rankings
Endonezya Üniversitesi’nin 2010 yılındaki girişimiyle, küresel iklim değişikliği, enerji ve su tasarrufu, atık geridönüşümü ve yeşil ulaşımla ilgili konulara dikkat çekmek amacıyla UI GreenMetric kurulmuştur. Çevrenin sürdürülebilirliğine ve sürdürülebilirlikle ilgili ekonomik ve sosyal sorunlara daha fazla dikkat gösterilmesini hedefleyen UI GreenMetric, her yıl dünya çapındaki binlerce üniversiteden sayısal veri toplamaktadır. Üniversiteler, çevre dostu ve sürdürülebilir politika ve programları uygulamak için gösterdiği çabaları yansıtan tek bir puana göre değerlendirilmektedir.
İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Ekmekleri en iyi saklamanın 5 püf noktası
“Ekmek parası” diyebileceğimiz kadar öncelikli, “ekmeğini taştan çıkarmak” deyimini dilimize yerleştirecek kadar kıymetli ekmeğin buğday başaklarının serpilip büyümesiyle başlayan yolculuğu, sofralarımızda müthiş bir besin ve lezzet kaynağına dönüşmesiyle son buluyor. Hem öğünlerin hem kültürün vazgeçilmezi ekmeğin lezzeti kadar, uzun ömürlü olması ve israf edilmemesi de oldukça önemli. Peki öğünlerin vazgeçilmezi ekmekler nasıl muhafaza edilmeli?
Yapılan araştırmalar, dünya genelinde her yıl 1.3 milyar ton gıdanın kayıp ya da israf edildiğini gösteriyor. Bu rakam insanların tüketimi için üretilen gıdaların 3’te 1’inin israf edildiği anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2011’de kurduğu Gıda Kaybı ve İsrafının Azaltılması İçin Gıdanı Koru (Save Food) Küresel İnisiyatifi’nin bölgesel devamı olan “Sıfır Atık Sıfır Açlık: Gıda Kayıpları ve İsrafını Azaltmak İçin Destek Projesi”nin sonunda, FAO’nun teknik desteğiyle Türkiye’de de gıda kaybı ve israfına ilişkin ilk ulusal stratejisi ve eylem planı hazırlandı.
Endüstriyel fırınlara, usta fırıncılara ve mutfakta harikalar yaratanlara özel ekmekçilik ürünleriyle farklı çözümler geliştiren Lesaffre Türkiye, alanında uzman olduğu ekmek konusunda israfı önlemek adına farkındalık artırmayı hedefleyen yöntemler sunuyor. Sofraların vazgeçilmez lezzeti ekmeklerin bozulmaması ve bayatlamaması için alınması gereken önlemlerin başında tabii ki yenilebilecek miktarda ekmek satın almak geliyor. Ancak bunu bir türlü yapamıyor ve alışveriş esnasında elinizi bol tutuyorsanız, aldığınız ekmekleri uzun süre saklamak ve israfa engel olmak adına sizler için önerilerimiz var.
Lesaffre Türkiye markasının Baking Center ve İnovasyon Direktörü Kerem Çetin, ekmekleri saklamanın ve uzun süre kullanmanın en başarılı 5 yöntemini şöyle sıralıyor.
1- Buzdolabında bekletmemek önemli!
Ekmeklerin buzdolabında saklanmasının iyi bir alternatif olmadığını belirten Çetin, şunları söylüyor: “Ekmek, buzdolabına girdikten sonra içindeki karbonhidrat molekülleri “retrogradasyon” yani “geriye hareket” durumu yaşar. Bu durum sonucunda, ekmeğin içindeki moleküller kristalize olarak ekmekten ayrışır. Böylece ekmek hem çok daha hızlı bayatlar hem de ne yazık ki lezzetini kaybeder. Bu nedenle, 2-3 günlük bir süre için ekmekleri oda sıcaklığında muhafaza etmek, buzdolabından daha doğru bir tercih olacaktır.”
2- Ekmeği uzun süre saklamak için bir alternatif: Dondurucu
Ekmeğin buzdolabına göre dondurucuda saklanmasının daha iyi bir alternatif olduğunu belirten Çetin, şunları söylüyor: “Ekmek, buzdolabına girdikten sonra içindeki karbonhidrat molekülleri “retrogradasyon” yani “geriye hareket” durumu yaşar. Bu da ekmeğin daha hızlı bayatlamasına yani ekmek içi ve kabuk yapısının sertleşmesine neden olur. Eğer ekmeği daha uzun süre saklamak istiyorsak, en doğru seçenek dondurucuda saklamak olacaktır. Retrogradasyon olayı, dondurucuda çok daha düşük seviyede gerçekleşmektedir. Bu yöntemi uygularken, dondurucudan çıkarıp çözdürdüğümüz ekmeği tekrar dondurucuya koymamamız gerektiğini unutmamalıyız. Bu nedenle, ekmeğinizi dondurucuya porsiyonlar halinde koymanızı tavsiye ederiz. Eğer dondurucuda saklama imkanımız yoksa, onun yerine hava almayacak şekilde kapta veya klipsli gıdaya uygun poşetlerde saklanması daha sağlıklı bir çözüm olacaktır. Ancak küflenme riskinden dolayı, bu şekilde uzun süre saklamak da mümkün olmayacaktır. Koruyucu içermeyen bir ekmek, küflenmeden ortalama 3-4 gün saklanabilir.
3- Oda sıcaklığında en fazla iki gün muhafaza edilebilir
Alınan ekmeği kısa sürede tüketeceğinizi düşünüyorsanız, oda sıcaklığında da muhafaza etmeniz mümkün. Ekmeğinizi iki günden fazla olmamak kaydıyla, ortalama 20ºC oda sıcaklığında, kiler veya ekmek kutusu gibi doğrudan güneş ışığından uzak, serin ve kuru bir yerde bekletebilirsiniz. Aksi halde neme maruz kalan ekmek hızlıca küflenebilir.
4- Soğuduktan sonra bütün halde saklayın
Ekmekleri, kendi doğal nemini hapsetmesine yardımcı olacak şekilde saklamak da önemli püf noktalar arasında yer alıyor. Kağıt ambalajlarda saklamak yeterli olmayabilir; çünkü birçok kağıt hava geçirir. Sıcak ekmeklerin kağıt ambalajlara konması, tüketicileri yanıltmamalı. Sıcak bir ekmeğin sağlıklı bir şekilde soğuması için, havayla temasa ihtiyacı vardır. Sıcak ekmek, bulunduğu ambalajda nemlenmeye neden olur ve bu küflenmeyi hızlandırabilir. Ancak ekmek soğuduktan sonra hava ile temasını kesecek ambalajlar veya saklama kapları tercih edilebilir. Ekmeği bütün olarak muhafaza etmek ise, nem kaybını yavaşlatarak ekmeğin raf ömrünün uzamasına yardımcı olacaktır.
5- Donmuş ekmek oda sıcaklığında çözülmeli
Dondurucuda muhafaza edilen ekmek, oda sıcaklığında çözülmesi beklendikten sonra afiyetle tüketilebilir. İlk tazeliğini yeniden elde etmek için fırında veya ekmek kızartma makinesinde birkaç dakika ısıtmanızı tavsiye ederiz.
Lesaffre hakkında:
165 yılı aşkın tecrübesi, dünya üzerinde 5 kıtaya yayılmış üretim tesisleri ve kaliteli ürünleriyle maya endüstrisinde global referans olan Lesaffre, Türkiye pazarında önemli bir yere sahip. Türk fırıncılık sektörünün ana oyuncularından biri olan Lesaffre Türkiye; Özmaya, Lesafmaya, Pulso, Inventis, Livendo, Safmill, Hasmaya, Canmaya ve Topmix markalarıyla fırıncılık sektörü için profesyonel maya çeşitleri, ekmek geliştiriciler, ekmek miksleri, mayalı hazır karışımlar ve diğer fırıncılık maddeleri, Yuva markasıyla ise ev kullanımına yönelik ürünler üretiyor.
Adana, Amasya ve Lüleburgaz’da üretim tesisleri bulunan Lesaffre Türkiye, ürünlerini Türkiye’nin yanı sıra 80’den fazla ülkeye ihraç ediyor. Sahip olduğu ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ve FSSC 22000 Gıda Güvenliği Yönetimi Sistemi sertifikaları ile kalite ve müşteri memnuniyetine verdiği önemi belgeleyen Lesaffre Türkiye, çalışanlarının gelişimi ve AR-GE faaliyetlerinin yanında, çevreye ve topluma karşı sosyal sorumluluklarını yerine getirmek için de ciddi yatırımlar gerçekleştiriyor.
Lesaffre Türkiye, fırıncılık sektörünün dünyadaki ilk teknik destek merkezi olan Baking Center ile fırıncılık mesleğine katkıda bulunurken, yaratıcılığı desteklemek adına hazırladığı eğitimler ile de sektörün gelişimine katkı sağlıyor.
Lesaffre, bugün tüm dünyada “Ekmekçilik sektörünün referans oyuncusu olarak müşterilerine katma değerli ve yenilikçi çözümler sunmak” vizyonu ve “Gezegenimizi daha iyi beslemek ve korumak için birlikte çalışmak” misyonuyla hareket ediyor. Dünyadaki her üç ekmekten bir tanesi Lesaffre mayasıyla üretiliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
“Kısaca en iyisi”: MAN TGX
Yeni MAN TGX, “The International Truck of the Year 2021 (IToY) – 2021 Uluslararası Yılın Kamyonu” seçildi. Avrupa’nın en önemli 24 uzman kamyon dergisini temsil eden gazetecilerden oluşan jürinin belirlediği IToY Ödülü, ticari araç pazarındaki en prestijli ödülle arasında yer alıyor.
Ödül aynı zamanda; yeni MAN TGX’in özellikle sürüş rahatlığı, çalışma ve yaşama koşulları, güvenlik, yakıt tasarrufu, bağlanabilirlik, inovatif hizmetler, operatör kontrolü ve gösterge felsefesi konularındaki gelişmişliğini de onaylamış oldu.
MAN Truck & Bus CEO’su Andreas Tostmann, sanal ortamda düzenlenen törende sektörün arzulanan ödülünü IToY Başkanı Gianenrico Griffini’den aldı. IToY Başkanı Gianenrico Griffini, ödül töreninde jüri üyelerinin kararını özetleyerek “Yeni MAN TGX, sürücü konforu, yakıt tasarrufu, bağlanılabilirlik ve insan-makine arayüzü açısından ileri doğru atılmış büyük bir adımı temsil ediyor. Bu nedenle, yeni MAN TGX’in neden ‘Truck of the Year 2021’ seçildiğinedair hiçbir şüphe yok. O, bugünün ve yarının ulaştırma ihtiyaçlarını karşılayan, geleceğe yönelik bir kamyon” dedi. Ödül töreninde konuşan MAN Truck & Bus CEO’su Andreas Tostmann ise ’The International Truck of the Year’ ödülü, MAN’daki ekibimizin ortaya koyduğu olağanüstü işin muazzam bir şekilde tanınmasıdır. Ekip, beş yıldan uzun süredir kafasında tek bir amaçla; sürücüler ve müşterilerimiz için en iyi kamyonu geliştirmek ve yollara çıkarmak hedefi ile çalıştı. Bu çok arzulanan ödül de gösteriyor ki; başardık” dedi.
The International Truck of the Year Award (IToY) için atanan jüri üyeleri, yeni MAN TGX’i 2020 Şubat ayından bu yana detaylı bir şekilde tanıma fırsatına sahip oldular. Sürücü rahatlığı için net bir şekilde düzenlenmiş, tamamen dijital gösterge cihazları, yeni ve geniş şekilde ayarlanabilir çok fonksiyonlu direksiyona entegre edilmiş sezgisel olarak, çalıştırılabilen sürüş ve multimedya fonksiyonlarının yanı sıra MAN SmartSelect sisteminin inovatif, dikkat dağıtmayan döner düğmeli kontrol fonksiyonu jüriyi etkiledi. IToY jüri üyeleri, yeni sürücü kabinindeki yaşam koşulları hakkında da aynı şekilde pozitifti. Test sürüşleri boyunca, daha da fazla öngörü sergileyen GPS seyir kontrol sistemi MAN EfficientCruise ve aerodinamik kabin tasarımı ile birleştiğinde önceki versiyona oranla yüzde 8,2’ye kadar daha fazla yakıt tasarrufu sağlıyor. Yeni MAN TGX’in Euro 6d güç aktarma organlarının olağanüstü performansı ile de hayrete düştüler. Jüri, aynı zamanda; radar-temelli dönüş yardımı ve şerit değişikliği destek sistemleri, Lane Return Assist (Şerite Dönüş Yardımı) ve trafik sıkışıklıklarında sürüş yardımı gibi işlevlerle birlikte yüksek güvenlik seviyesinin de altını çizdi. Bunun sadece sürücünün üzerindeki baskıyı azaltmakla kalmayıp, yolu kullanan diğer insanların güvenliğine de önemli katkı yaptığına dikkat çekti. Ayrıca ticari araç sektöründe türünün ilk örneği olan, elektronik mimarisiyle sağladığı yüksek seviyeli bağlanılabilirlik özelliğiyle ve bununla ilgili dijital hizmetler yelpazesiyle de MAN TGX, IToY uzmanları üzerinde etki yarattı.
Ödül törenindeki konuşmasında jüri kararını da özetleyen IToY Başkanı Gianenrico Griffini, “Yeni MAN TGX, sürücü konforu, yakıt tasarrufu, bağlanılabilirlik ve insan-makine arayüzü açısından ileri doğru atılmış büyük bir adımı temsil ediyor. Bu nedenle, yeni MAN TGX’in neden Truck of the Year 2021 seçildiğine dair hiçbir şüphe yok. O, bugünün ve yarının ulaştırma ihtiyaçlarını karşılayan, geleceğe yönelik bir kamyon” dedi.
The International Truck of the Year ödülü her yıl, son 12 ay içinde piyasaya sürülmüş ve karayolu taşımacılığının sürdürülebilir gelişimine en büyük katkıyı yapmış kamyona veriliyor. Değerlendirme kriterleri arasında ise, teknik anlamda yaratıcı fikirler ve iyileştirmelerin yanı sıra genel maliyet verimliliği, güvenlik ve çevre korumaya katkıda bulunan inovasyonlar da yer alıyor.
“Simplifying Business” – ulaştırma şirketlerine ve sürücülere odaklanmak
MAN Truck & Bus, Şubat 2020’de, yeni MAN kamyon neslini ilk kez görücüye çıkardı. Radyatör ızgaraları üzerinde aslan figürü olan bu yepyeni kamyonlar, yazın ilk dönemlerinden bu yana tüm Avrupa’da yeni sahiplerine doğru yola koyuldu. Kavramsal geliştirme süreci başlar başlamaz, MAN yeni kamyon için 300 ulaştırma firması ve 700 sürücüden ihtiyaçları konusunda geri bildirim istedi. Bu geribildirimler de yeni MAN Kamyon Neslinin tasarımında kullanıldı. Sonuç olarak; yeni araçlar, bu firmaların operasyon ve maliyet etkinliği açısından ihtiyaçlarını çok daha tutarlı şekilde karşılar hale geldi. Sürücüye eşsiz bir çalışma yeri ergonomisi, kapsamlı güvenlik ve dinlenme sürelerinde mükemmel rahatlatıcı bir ortam sundu.
En başından beri amaç; ‘artan yük hacmi’, ‘giderek daha da sıkılaşan CO2 kuralları’, ‘artan sürücü ihtiyacı’ ve ‘lojistik süreçlerin dijitalleştirilmesi’ gibi karmaşıklaşan güçlüklerin oluşturduğu arka plana karşın, sürücülerin ve lojistik firmalarının yüklerini mümkün olduğu kadar üzerlerinden almaktı. Yeni MAN kamyon nesli, bunu sürücü oryantasyonu, etkinlik, güvenlik ve teknik sürdürülebilirlik açısından olağanüstü ürün kalitesiyle başardı. MAN, sadece bununla kalmayıp, aynı zamanda aracın istenilen kullanımına göre uygun şekilde donatılmış yeni ürün mantığı, çok geniş bir yelpazedeki uygulamalarda ve kurumlardaki yılların endüstri uzmanlığını da araca yansıttı. Bir müşteriyle temas kurulduğu andan itibaren güçlü ve yetkin bir ortak olarak, destek konusunda da standartları belirledi. Yeni MAN kamyon nesli, etkileyici MAN servis ağı ve optimal araç kullanılabilirliği için, inovatif dijital uygulama hizmetleriyle birleşti. Bu da MAN’ın ‘Simplifying Business’ mottosuna uygun şekilde, ulaştırma şirketlerinin ve sürücülerin işlerini istikrarlı bir temelde kolaylaştırarak, ulaştırma endüstrisine özel hazırlanmış rakipsiz kapsamlı bir paket haline geldi.
International Truck of the Year hakkında
The International Truck of the Year (IToY) ödülü, ilk olarak İngiliz gazeteci ve Truck Dergisi editörü Pat Kennett tarafından 1977 yılında başlatıldı. Bugün 24 jüri üyesi, Avrupa’nın önde gelen 24 ticari araç dergisini temsil ediyor. Son birkaç yılda IToY Grubu, Çin, Hindistan, Güney Afrika, Avustralya, Brezilya, Japonya, İran ve Yeni Zelanda’nın büyüyen kamyon pazarlarında da ortak üye atayarak, etki alanını genişletti. Bu sayede 24 IToY jüri üyesi ve 8 ortak üyenin toplam kamyon-operatör okur sayısı ise bir milyonu aştı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
En Sık Rastlanan Akciğer Hastalığı: KOAH
KOAH olarak bilinen kronik obstriktif akciğer hastalığının en sık rastlanan akciğer hastalığı olduğunu belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Prof.Dr. Firuz Çellikoğlu, kış aylarında artan hava kirliliğinin KOAH’lı hastaların şikayetlerini daha da ağırlaştırdığının altını çiziyor.
Halk arasında KOAH olarak bilinen kronik obstriktif akciğer hastalığı, gerçekte ortak bir özelliği paylaşan bir hastalıklar grubunu ifade eder ve bu ortak özellik akciğerden havanın çıkarılma güçlüğüdür. Bu duruma nefes vermede tıkanıklıkadı verilir ve KOAH etiketi altında özellikleri birbirine yakın kronik bronşit, anfizem ve astım hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların farklı etkenlere bağlı gelişse de nefes verirken tıkanma veya daralma görüldüğünü söyleyen DoktorTakvimi uzmanlarından Prof. Dr. Firuz Çellikoğlu, KOAH’lı kimselerin çoğunda bu üç hastalığın, olimpiyat halkaları gibi iç içe geçmiş belirtilerinin bileşiminin mevcut olduğunu anlatıyor.
KOAH’ın meydana gelmesindeki en büyük etken sigara dumanı
Hava kirliliği, iş yerlerinin havasında toz ve dumanlara maruz kalma ve özellikle akciğer enfeksiyonları bütün KOAH’lı hastaların şikayetlerini ağırlaştırdığını belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Prof. Dr. Firuz Çellikoğlu, bu hastalığa yol açan etkenlerin bir kısmı için önlem almanın çok güç olduğunun altına çizerek “Tek bir etkenin önlenmesi insan elindedir. Son yıllarda yapılan araştırmaların kesinlikle gösterdiği gibi KOAH’ın meydana gelmesinin en önemli sebebi içilen sigara dumanıdır” diyor.
KOAH’ın en sık rastlanan belirtisinin nefes darlığı olduğunu bildiren Prof. Dr. Çellikoğlu, özellikle sigara içiyorsanız ve biraz zorlu bir hareketle (merdiven veya yokuş çıkarken, ağır bir paket taşırken, düz yolda hızlı yürürken) nefes darlığı ortaya çıkıyorsa aklınıza hemen KOAH gelmesi gerektiğini belirtiyor. “Bu hastalığa tutulanlar genellikle bir nefes sıkıntısı olduğunu ilk olarak kendi yaşında bir arkadaşı veya eşi ile yürürken, onlara ayak uyduramadığı zaman fark ederler. Kronik öksürük, veya ıslıklı soluma KOAH’ın diğer belirtilerini teşkil eder. Ancak KOAH’tan başka nedenlerde bu şikayetleri meydana getireceğini asla unutulmamalı” diyen DoktorTakvimi uzmanlarından Prof. Dr. Firuz Çellikoğlu, nefes darlığı veya solumada güçlük şikayetinin birçok hastalığa bağlı olabileceğini belirtiyor.
KOAH’ın tedavisi doktor hasta işbirliği temeline dayanır
KOAH tedavisinde en önemli unsurun hasta-doktor ilişkisi olduğu söyleyen DoktorTakvimi uzmanlarından Prof. Dr. Firuz Çellikoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘’Doktorunuza her şeyinizi açık ve samimi olarak anlatmanız gerekir. Doktorda sizinle açık ve samimi olmalı ve hiçbir şeyi gizlemeden, her şeyi size açıkça anlatmalıdır. Tedavinizin bir kısmı doktorunuzun sorumluluğundadır. İlaçların seçimi, tedavinin düzenlenmesi, diyetinizin tanzimi, laboratuvar muayenelerinin istenmesi doktorunuzun görevidir. Fakat sorumluluğun büyük kısmı size aittir. Doktorun önerdiği gibi ilaçları kullanmak, evde nefes alma egzersizlerini düzenli yapmak, düzgün beslenmek ve en önemlisi o güne kadar bırakmammışsanız sigara içmekten vazgeçmek tamamen hastanın sorumluluğundadır. İlaçların dışında hayat boyu sürecek bu hastalıkla nasıl mutlu yaşayacağımızı öğreten ve yaşam kalitesini arttırıcı egzersiz yapmamızı sağlayan Solunum Rehabilitasyon Programı KOAH tedavisinin en önemli unsurunu teşkil eder.’’
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Yılın en kötü parolaları
Parolalar, siber güvenlikteki en temel korunma önlemlerinin başında geliyor. Ancak bilgisayar, tablet ve telefon kullanıcılarının bu konudaki karnesi ne yazık ki iyileşme göstermiyor. Daha önceki yıllarda olduğu gibi 2020’de de yine en çok kullanılan parola “123456” sayı dizini oldu. Siber güvenlik kuruluşu ESET, en yaygın parolaları aktardı, daha güçlü parolalar için öneriler paylaştı.
En sık kullanılan parolalarla ilgili yıllık özetlere bakıldığında çoğunlukla güvenliğin değil, kolaylığın ön planda tutulduğu hemen dikkat çekiyor. Ancak bu durum dijital hesapların ve verilerin çalınma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmasını beraberinde getiriyor.
Parola yönetim hizmetleri sunan Nordpass’ın global düzeyde gerçekleştirdiği araştırması da bu durumu doğruluyor. Siber güvenlik kuruluşu ESET’in paylaştığı bilgiye göre Nordpass, 2020 yılında internette en yaygın olarak kulanılan 200 parolayı açıkladı. Görülen o ki, kolay tahmin edilebilir çeşitli sayı kombinasyonları her zamanki gibi yine popüler.
123456 birinci sırada
En kötü on paroladan yedisi çeşitli sayı kombinasyonlarından oluşuyor. “123456” birinci sırada, “123456789 ” ise ikinci sırada yer alıyor. “12345678 ” ise beşinci sırada yer alıyor. Üçüncü sırada “picture1” ve dördüncü sırada da “password” kelimeleri geliyor.
Bu parolalar bir saniyeden kısa sürede kırılabilir
Basit parolaların oluşturduğu risk ise endişe verici: En yaygın beş parola 4,5 milyon kullanıcı tarafından kullanılıyor ve bu da 38 milyondan fazla veri ihlalini açıklıyor. Ayrıca “picture1” dışındaki tüm bu parolalar bir saniyeden kısa bir sürede kırılabilir.
İşte yılın en kötü 10 parolası:
1. 123456
2. 123456789
3. picture1
4. password
5. 12345678
6. 111111
7. 123123
8. 12345
9. 1234567890
10. senha (Portekizce’de parola anlamına geliyor)
Benim parolam da listede! Ne yapmalıyım?
Listede yer alanlardan biri de sizin parolanız ise, hesaplarınızı güvende tutmak için derhal değiştirmelisiniz. Ayrı ayrı tüm online hesaplarınız için benzeri olmayan bir metin dizisi belirleyin; doğru oluşturursanız parolanızı kırmak oldukça zor hale gelir. Bunu yaparken geçmişte kullandığınız parolaları tekrar kullanmaktan kaçının.
Parola yöneticileri, kolaylık ve güven sunar
Parola sorunu için pratik ve tutarlı bir çözüm arıyorsanız, parola yöneticisi işinize yarayabilir. Çoğu saygın güvenlik ürününün parola yönetimi konusunda önerileri bulunuyor. Örneğin ESET Smart Security Premium güvenlik yazılımında yer alan parola yöneticisi (password manager), tek bir şifreyle tüm hesaplarınıza güvenle ulaşmanızı sağlıyor. Ayrıca mümkün olan tüm hizmetlerde çok faktörlü kimlik doğrulamasını etkinleştirmelisiniz. Bu şekilde, kullanıcı bilgileri yanlış kişiler tarafından ele geçirilse bile, hesaba giriş yapmaları imkanlı olmayacaktır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
2020’nin en iyi girişimleri seçiliyor
Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da yapılacak Kazan İİT Genç Girişimciler Forumu’nda yılın en iyi girişimleri online ve fiziksel olarak yatırımcılarla buluşma şansını yakalayacak.
Kazan İİT Genç Girişimciler Forumu’nu değerlendiren ICYF Başkanıı Taha Ayhan, 5 yıldan bu yana bölgenin girişimci ekosistemini domine eden ciddi bir çalışma yaptıklarını söyleyerek şöyle dedi: “Tataristan’ın bölgedeki rolü çok önemli. Bölgenin kalkınmasında, gençlerin meslek edindirmesinden girişimciliğe dönüşmesine kadar her evrede ICYF olarak yanlarındayız. Pandemi döneminde eğitimlerimizi hiç aksatmadan, hatta arttırarak gençlerimize liderlik yapmayı sürdürdük ve devam edeceğiz. Girişimcilerimizi doğru yatırımcılarla buluşturarak, kısa sürede katma değere dönüşmesi için çabalıyoruz. Bu çerçevede Kazan İİT Genç Girişimler Forumu’na özel önem veriyoruz.”
İİT GENÇLİK PROJE OFİSİ KAZAN’DA AÇILIYOR
Forum devam ederken, Federal Gençlik İşleri Dairesi (Rosmolodezh) ile Tataristan Gençlik Bakanlığı arasında “Rusya ve İİT Gençlik Projeleri Ofisi”nin kurulması için ve İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) ile Tataristan Gençlik Bakanlığı arasında “Ortak İşbirliği”ni içeren iki Mutabakat Muhtırası imzalanacak.
Proje Ofisi, 1994 yılında Tataristan’da öğretmenlerin yetenekli gençleri bir araya getirmek için kurduğu, Tataristan’ın 10 bölgesinde aktif olarak çalışan ve 2012’den bu yana ICYF’i bölgede temsil eden Selet inisiyatifinin öncülüğünde kurulacak.
Proje Ofisi ile Tataristan’daki gençlerin çalışmaları ile İslam dünyası gençlerinin birlikte çalışacağı projeler gerçekleştirilecek. Dünya gençleriyle işbirliği imkânlarını daha da arttırak proje ofisi sayesinde, girişimciliği özendirirken yetenekli gençlere dünyaya açılma fırsatları oluşturulacak.
İİT Gençlik Proje Ofisi’nin Kazan’da açılmasının bölgedeki gençler için önemine vurgu yapan Ayhan, geleceği şekillendirecek faydalı projelerin üretim üssü, genç girişimciler için kuluçka evresinin hızlanmasından yatırımcıyla buluşmasına kadar kapsamı geniş proje ofisinin kilit bir öneme sahip olduğunu söyledi. Ayhan, gençlerden gelecek projelere inandığını ve desteklediğini sözlerine ekledi.
BÖLGENİN EN ÖNEMLİ FONLARI DEĞERLENDİRECEK
Girişimcileri değerlendirecek Uzman Komitesi, en iyi yatırım fonlarından ve teknoloji şirketlerinin temsilcilerinden oluşuyor: Rusya merkezli fon şirketlerinden Runa Capital’den Konstantin Gnip, RTP Global’den Stepan Ivanov, Yandex’den Oleg Shevlyagin, İngiltere merkezli Unitas Communications’tan Muddassar Ahmed, Birleşik Arap Emirliği merkezli Evgeniya Kazina Platinumlist ve Ürdün merkezli Adamtech Ventures’tan Suhaib Al-Khawaldah.
Rusya’nın İTT’ye resmi olarak katılmasının 15. yılında Tataristan Özerk Cumhuriyeti, Müslüman toplumunun dünyasına bir pencere haline geldi.
ONUR KONUĞU: CUMHURBAŞKANI RUSTAM MINNIKHANOV
Tataristan Özerk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rustam Minnikhanov’un ana konuk olması beklendiği Kazan İİT Genç Girişimciler Forumu’na ICYF Başkanı Taha Ayhan, ICYF Avrasya Başkanı Elmaddin Mehdiyev’in yanı sıra, Rusya Federal Gençlik İşleri Ajansı Başkanı Alexander Bugaev, Tataristan Özerk Cumhuriyeti Gençlik İşleri Bakanı Damir Fattakhov, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Bakanı Airat Khairullin, Tataristan Yatırım Geliştirme Ajansı İcra Kurulu Başkanı Taliya Minullina, Ak Bars Bank Kamu İlişkileri Direktörü Emil Hairutdinov ve çok sayıda üst düzey yetkilinin katılımı bekleniyor.
50 ÜLKEDEN 800’ÜN ÜZERİNDE TEMSİLCİ BİR ARAYA GELİYOR
2014 yılından bu yana her yıl düzenenlenen Genç Girişimciler Forumu, beş yıldan fazla bir süredir, 50 ülkeden 800’den fazla temsilciyi ağırladı. Şimdiye kadar, 2 milyon dolardan fazla fonu girişimcilere aktardı. İTT ülkelerinden ve Rusya Federasyonu’ndan yüzlerce girişimci, yatırımcı ve endüstri uzmanının ilgisini çeken forum, bu yıl İngilizce olarak düzenleniyor ve 4 aylık çevrimiçi eğitimin yanı sıra mentörlerle olanağı sunuyor.
ICYF hakkında
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)’nın gençlik kuruluşu, 56 İİT üyesi ülkeyi bünyesinde barındıran bir uluslararası kuruluş olan İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) dünyadaki Müslüman gençleri temsil etmektedir. Çeşitli ülkelerde gençlik faaliyetleri, gençliğin çıkarlarının savunulması, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi, eğitimin ve gençlerin ahlaki değerlerinin teşvik edilmesinin yanı sıra kültürlerarası ve medeniyetler arası diyaloğun gelişmesine katkı sağlamak gibi çalışmaların koordinasyonunu sağlamaktadır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Dünyanın En Uzun Tünelinde Türk İmzası Var!
Hindistan’ı Çin’e bağlayan, dünyanın 3 bin metre ve üzeri irtifalardaki en uzun tünel olma özelliğini de elinde bulunduran en uzun tünelinde Türk teknolojisi var. Savronik Şirketler Grubu’nun Hindistan’daki kolu olan Savronik India, dünyanın en uzun karayolu tüneli olan Atal Tüneli’nin tasarımını, yazılımını ve elektromekanik sistemlerini yaptı.
Himalaya Dağlarını aşıp Hindistan’ı Çin’e bağlayan, Rohtang bölgesindeki 9 kilometre uzunluğundaki tünelin elektronik sistemlerinin beyin takımı Türkiye’den. Türk teknoloji firması Savronik Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hindistan’ın can damarında yer alan dünyanın en uzun karayolu tünelinin elektromekanik sistemlerini, yazılımlarını yaptı ve teknolojik altyapısını tamamladı. Tasarımlar Türkiye Savronik Elektronik Yönetim Merkezinde hazırlanarak gönderildi, uygulama Savronik System İndia tarafından yapıldı.
Hindistan yazılımıyla, elektronik cihazlarıyla, Uzak Doğu’nun Çin’den sonraki en ileri ülkesi. Ancak bu kez bir Türk firması Hindistan’ın en önemli tünel inşaatına imzasını attı. Hindistan’da büyük bir teknolojik katkı gerçekleştirdi. Dünyanın en uzun karayolu tüneli, Türk teknolojisi ile çalışıyor.
500 PERSONEL İLE 24 AYDA BİTİRİLDİ
Hindistan’in Himachal-Pradesh eyaleti sınırları içerisindeki Rohtang Geçidi’nde yer alan 9 km’lik Atal Tüneli, Hindistan Başbakanı Sayın Narendra Modi tarafından ulaşıma açıldı. 3 bin metre yükseklikte Himalaya dağları yamaçlarında yer alan tek tüp, çift şerit bu tünel, yılın 6 ayı boyunca geçit vermeyen 50 km’lik Rohtang geçişini mümkün kılıp mesafeyi 9 km’ye, süreyi ise asgariye indirdi. Ana tünelin ve kaçış tünelinin tüm Elektro-Mekanik İşleri tasarım da dâhil olmak üzere Savronik Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından gerçekleştirildi. Aydınlatma, havalandırma, yangın algılama ve söndürme, tünel izleme (kamera), hava durumu algılama, değişken tünel trafik işaretleri ve enerji sistemlerinin mevcut olduğu tüneller kesintisiz olarak Savronik tasarımı ve üretimi Merkezi Kontrol Sistemi tarafından yönetiliyor. Sözleşmesi Haziran 2018’de imzalanan tünel, inşaat çalışmaları altında olmasına karşın 500 personel ile 24 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlandı. Projede yerel katkıya ve iş gücüne önem verildi ve yüzde 80’in üzerinde yerel katkı ve yüzde 95’in üzerinde yerel iş gücü oranına ulaşıldı. Tünel, dünyada 3 bin metre ve üzeri irtifalardaki en uzun tünel olma özelliğini de elinde bulunduruyor.
DÜNYANIN EN TECRÜBELİ FİRMALARINDAN BİRİSİYİZ
2009 yılında Savronik India’yı kurarak Hindistan’da pek çok projede Türk mühendislerinin katkısı olmasını sağlayan Savronik Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman, Atal Tünel projesi ile ilgili şunları söyledi: “Hindistan’daki bir konferansın açılış konuşmasını yapmak için Savronik Şirketler Grubu’ndan Yönetim Kurulu Başkanı olarak ben, Yönetim Kurulu Üyeleri Teoman Süer, Dr. Faruk Yarman ve Kurucu Ortak Mustafa Kula ile gittiğimizde, Hindistan Bayındırlık Bakanı ve Karayolları Genel Müdürü ile konuştuktan sonra Savronik India’yı açmaya karar verdik. 2009’dan beri yani 11 yıldır zaten Hindistan’dayız. Türk teknoloji firmasının Hindistan’ın çok önem vermiş olduğu bir bölgesinde, 3 bin metre irtifa üzerinde dünyanın en uzun karayolu tünelinin ileri teknoloji altyapısını tasarlayıp kurması olay oldu. Tünelin tüm sistem tasarımını, sistem entegrasyonunu, elektromekaniğini ve kontrol merkezini yaptık. Biz bu konularda dünyadaki en tecrübeli firmalardan bir tanesiyiz. Savronik Elektronik tasarımlarını Türkiye’de yaptı. Orada Savronik System India lokal firmasıyla çalıştı. Türkiye’den 20 kişilik bir beyin takımımız var, idari kadromuz var. Kullanacağımız insan gücünü, mühendis gücünü Hindistan’dan sağlıyoruz. Biz orada hem Bayındırlık Bakanlığı’na, hem de Karayolları Genel Müdürlüğü’ne vermiş olduğumuz sözümüzü tuttuk. Hindistan’a bilim, teknoloji ve mühendislik açısından çok ciddi katkılar vermiş olduk. Gururlu ve mutluyuz.”
Dünyaca ünlü Türkiye’nin öncü müteahhitlik grubu “STFA” nın yan kuruluşu olan Savronik’in kökleri ve operasyonları yurt içinde ve dünya çapında birçok ülkede bulunmaktadır. 1986 yılında kurulan Savronik, daha sonra demiryolu ve karayolu sistemleri için teknoloji teklifleri ve entegre anahtar teslimi çözümlerle Ulaşım alanındaki operasyonlarını genişletmiş ve bu sektördeki en büyük Türk özel şirketi haline gelmiştir. Savronik, sadece yüzlerce kilometre tünel otomasyonunu değil, aynı zamanda dünya çapında demiryolu sinyalizasyonunu da tamamlamıştır; yerel ortaklarla paylaşılan nitelikli ürünler ve teknolojiyle operasyonları desteklemek ve yerel potansiyele yatırım yapmak. Yerel bir “teknoloji ve hizmet sağlayıcı” olma fırsatının kendini gösterdiği ülkelerde Savronik, müşteriler ve yerel şirketlerle daha yakın çalışmak için yerel iştirakler kurmuştur. Atal Tüneli, “Savronik Elektronik” tarafından Hindistan’da tamamlanan ilk proje olmasına rağmen, yerel şirket “Savronik Sistem India Pvt. Ltd. ”, 2011’de kuruldu; T-80 Pir-Panjal Demiryolu Tüneli (Banihal-Hindistan) [en uzun demiryolu tüneli], Chenani-Nashri Tüneli (J ve K-Hindistan) [en uzun karayolu tüneli], T-9 Demiryolu Tüneli (Assam-Hindistan) bunlardan birkaçıdır. Savronik, Hindistan’da sadece Ulaşım alanında değil, aynı zamanda tasarım, geliştirme, üretim ve üretim dahil olmak üzere diğer ilgi alanlarında çalışmak ve yatırım yapmak için potansiyel alanlar aramaktadır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
En iyisi Yabancı
Ödül töreni youtube platformundan yapılan çevrimiçi yayınla gerçekleşen 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali “En İyi Film Ödülü”nü Nader Saeivar’ın yönettiği “Yabancı” filmi aldı.
“Herkes İçin Adalet” temasıyla gerçekleştirilen festivalin direktörü Bengi Semerci, çevrimiçi törende yaptığı konuşmada, dolu dolu bir programla sinemaseverlerin karşısına çıktıklarını söyledi.
Semerci’den sağlık çalışanlarına teşekkür
Pandemiden dolayı üretimin durduğunu, salonların kapandığını belirten Semerci “10. kez ödül törenimizi gerçekleştiriyoruz. Hoş geldiniz. Pandemi nedeniyle bu yıl sinema salonlarında olamadık, misafir ağırlayamadık. Pandemi koşullarının kötüleşmesi nedeniyle tedbir alınsa bile törenimizi bir salonda yapmaya cesaret edemedik. Törene katılacak olanların sağlıkları bizim için her şeyden önemli. Unutmayalım ki bu nedenle tüm dünyada sayısız kayıp yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Başta bizler için canları pahasına çalışan değerli meslektaşlarım sağlık çalışanları olmak üzere, sürecin daha iyi geçmesi için çabalayanlara bizim de teşekkürümüz gerekli tedbirleri almak olmalı. Bu nedenle şimdi burada çevrim içi bir tören yapıyoruz ama her şeye rağmen bir festival için 10.yılı kutlamak güzel bir duygu. Bu zor şartlar altında festivalin gerçekleşmesine katkısı olanlara teşekkür etmek istiyorum. Öncelikle altın terazi uzun metraj ve kısa metraj film jürilerine, VisionIST ve Akademik Program konuşmacılarına, moderatörlere, filmleri izleyen, tartışan ve paylaşan herkese çok teşekkürler. Festivalde gösterdiğimiz filmlere emek veren herkese minnettarız. Onlar olmazsa festivaller de olmaz.
Bengi Semerci: “yeni ve bilinmezdi ama adalet sponsorlarımız sayesinde aksama olmadı”
Festivalin gerçekleşmesinde bize her zaman destek olan adalet dostu sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz. Festival başkanımız Adem Sözüer başta olmak üzere tüm festival ekibine teşekkür etmek istiyorum. Bu yıl çevrimiçi festival bizim için yeni ve bilinmezdi. Filmlerin gösterimi, VisionIST ve Akademik Program çevrimiçi olunca geçen yıllardan farklı olarak afişimizi dizayn eden ve sosyal medyamızı yöneten Motion Medya’nın yükü çok arttı. Buna karşın hiçbir program aksamadan festival gerçekleşti. Bu nedenle başta Motion Medya’nın sahibi Berk Baysal olmak üzere Motion Medya’yı kutluyor ve en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Hemen hepsi genç kadınlardan oluşan küçük ekibim bu festivalde devleşti. Başta İzlem Oktay ve Defne Auf olmak üzere 3-4 kişi 20 kişilik işi yapmayı başardı. Kendilerine minnettarım.
Bengi Semerci: “Kadınlar, çocuklar, işlerini kaybedenler, yoksullaşanlar”
Pandemi; her yıl daha fazla adalete gereksinim duyulan konuların artmasına, keskinleşmesine neden oldu. Kadınlar, çocuklar, işlerini kaybedenler, yoksullaşanlar… Sinema ve diğer sahne sanatları da en çok etkilenen alanlardan biri oldu. Üretim durdu, salonlar kapandı. Ama unutmayalım sinema toplumun aynası, sanat gelişimleri için gerekli temellerden biri ve toplumların adalet için, insanca yaşamak için bu aynaya ihtiyaçları var. Üretimin arttığı, sinema ve tiyatro sahnelerinin dolduğu, sahnelerden şarklıların duyulduğu sağlıklı günler dileği ile yeniden ödül törenimize hoş geldiniz.” dedi.
“Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması” en iyi film ödülü: “YABANCI”
Çevrimiçi canlı yayınla gerçekleştirilen ödül töreninde, Uluslararası Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması “En İyi Film Ödülü”nü “Yabancı” filmi aldı. Ödül, filmin yönetmeni Nader Saeivar’a iletilecek.
“Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması” en iyi film ödülü: “YARA”
Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması dalında en iyi film ödülü “Yara” ya verildi. Ödül, filmin yönetmeni Onur Güler’e iletilecek.
“Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması” Jüri Özel Ödülü “İNSİYAK”
Bu yıl Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması Jüri Özel Ödülü “İnsiyak” filmine layık görüldü. Ödül, filmin yönetmeni Mustafa Kemal Altıner’e iletilecek.
“Öğrenci Jürisi Ödülü”: “DÜNYANIN DAMARLARI”
Öğrenci jürisi ödülü ise “Dünyanın Damarları”na verildi. Ödül filmin yönetmeni Byambasuren Davaa’ya iletilecek.
Sinema profesyonelleri VisionIST’le buluştu
10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde bu yıl ikincisi düzenlenen VisionIST “Endüstri Günleri”nde ise sinema profesyonelleri iki gün boyunca sinemaseverlerle bir araya getirildi. Yansımalar, Atölye, Panel ve Ustalık Sınıfından oluşan VisionIST’de Endüstride farklı kuşaklardan gelen ulusal ve uluslararası meslek profesyonellerinin birbirini tanıması, iletişimde bulunması ve bu şekilde üretimlerine yansıtacak katkıyı sağlaması hedeflendi.
Akademik Program’da “Ben Masumum”
Festivalin “Ben Masumum” başlıklı akademik programında ise 5 gün boyunca 14 oturum düzenlendi. Oturumlara dünyadan ve Türkiye’den akademisyenler katıldı.
Çevrimiçi söyleşiler ve Masterclass
Festivalde ayrıca Massoud Bakshi, Srdan Golubovic, Talip Karamollaoğlu, Ansgar Frerich, Henry Blake, Leonardo Antonio, Nader Saivar ve kısa film yönetmenleri ile çevrimiçi sohbetler ve Agnieszka Holland ile Masterclass, Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali YouTube platformundan canlı gerçekleştirildi.
Kazananlar dahil tüm filmlerin gösterimi 28 Kasım 2020 saat 23.59 ‘a kadar online.icapff.com adresinden devam edecektir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Ceyda Bölünmez Çankırı’dan en anlamlı ziyaret
24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle İzmir depreminde iki evladını birden kaybeden öğretmen anne-babayı evlerinde ziyaret eden AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı duygulu anlar yaşadı. Ailenin yaşadığı dramın onlarcasına şahit olduğunu belirten Çankırı, öğretmen anne – babayı teselli etmeye çalışırken gözyaşlarına hakim olamadı.
Ahmet Çetinkaya
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir’de Öğretmenler Günü sebebiyle bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi. En anlamlı ziyarette ise adeta duygu sağanağı hakimdi. İzmir depreminde, halalarına emanet ettiği biri 14, diğeri 4 yaşında evlatlarını kaybeden öğretmen çift Neslihan – Recai Tekin’i Bornova İnönü Mahallesi’ndeki evlerinde ziyaret eden Milletvekili Çankırı, “Acınızı çok iyi anlıyorum, çünkü ben de anneyim… Allah sabır versin” derken gözyaşlarına hakim olamadı.
VEKİL ÇANKIRI GÜNLERLİR İZMİR’DE
30 Ekim’de İzmir’de büyük yıkımların yanı sıra can kayıplarına da sebep olan depremin ardından adeta İzmir’de kamp kuran AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, günlerdir depremzedelerle birlikte. Onların acılarına ortak olan, elzem ihtiyaçlarının anında giderilmesi için ilçe teşkilatları ve kamu kurumlarıyla iş birliği yapan Vekil Çankırı, Öğretmenler Günü sebebiyle de Bornova’da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.
Bu doğrultuda, en anlamlı ziyaret ise Bornova İnönü Mahallesi’nde ikamet eden öğretmen çift Neslihan – Recai Tekin’in evleri oldu. Yıllar önce deprem gerçeği sebebiyle zemini sağlam diye İnönü Mahallesi’nde oturmaya karar verip buradan daire alıp yerleşen çift, kaderden kaçamamıştı maalesef. Zira öğretmen çift il dışına çıkarken, büyük emekler vererek yetiştirdikleri Yunus Emre Anadolu Lisesi 9. Sınıf öğrencisi kızları Feryal Özge (14) ile oğulları Yiğitcan Ömer’i Bayraklı’da oturan halalarına emanet etmişlerdi.
GÜNLERİNİ KUTLADI, BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
..Ve yıllar önce sanki içlerine doğmuşçasına güvenli yerde aldıkları dairelerinin aksine depreme kendileri değil ancak canları kadar sevdikleri evlatları Bayraklı’daki depremde yıkılan Barış Apartmanı’nda yakalanmıştı. İki küçük bedenle birlikte tüm hayalleri de yıkılan öğretmen çift, gözyaşları arasında evlatlarını toprağa vermişti.
“HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
Giden canlar geri gelmiyor ancak, yaraların kabuk bağlamadan kapanması için de moral – motivasyon lâzım elbette. İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürü Kadir Kadıoğlu ile AK Parti Bornova İlçe Başkanı Hasan Ali Karaman’la birlikte acılı öğretmen çifti, evlerinde ziyaret etti. Öncelikle, günlerdir İzmir depremi sebebiyle deprem bölgesinde olduğunu belirten Çankırı, “Sizlerin acısı, bizim acımız. Yaptığımız inceleme ve gezilerde görüyoruz ki yıkımların büyük çoğunluğu zemin ve müteahhit hatasından. Kullanılan betonların kalitesizliği her yıkılan binada görüldü. Yeni yapılan binalarda hiçbir sıkıntı yok. Sizler, bu devlete yıllarca hizmet etmiş, yüzlerce çocuğun yetişmesine vesile olmuş kutsal bir mesleğin mensubusunuz. Ben de bir anne olarak acınızı yürekten paylaşırken, bundan sonra beni bir kardeşiniz olarak görmek istiyor, her isteğinizi baştacı edeceğimi bilmenizi isterim” dedi.
İzmir depreminde acıların en büyüğünü yaşayıp evlatlarını toprağa veren Neslihan Tekin ise yaşadıklarını anlatırken duygulu anlar yaşadı. Bu sırada Vekil Çankırı’nın gözyaşlarına engel olamadığı görüldü.
Acılı çiftin, bu zor günlerde Öğretmenler Gününü de kutlayan Ceyda Bölünmez Çankırı, kendi telefonunu da verdiği aileye, “Her zaman yanınızdayım. Biz bu zor günleri el ele, gönül gönüle vererek hep birlikte atlatacağız” şeklinde konuştu.
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)