Aylık arşivler: Eylül 2020

Multinet Up Yapay Zeka Projesi PULSE ile Sardis Ödülü Kazandı

Finans sektörünün en yaratıcı ve en inovatif işlerinin ödüllendirildiği “Sardis Awards”ın kazananları 29 Eylül tarihinde online olarak gerçekleştirilen törenle açıklandı. Yeni nesil finansal teknoloji grubu Multinet Up, yapay zekâ destekli müşteri memnuniyeti ölçümü projesi PULSE ile “İnovasyon/Yapay Zekâ Kullanımı” kategorisinde ödüle layık görüldü.
Finans sektöründe inovasyonu ve pazarlama başarısını kutlamak için bankalar, sigorta şirketleri, finansal teknoloji şirketleri ve finansal kuruluşlara hizmet veren ajanslar tarafından hayata geçirilen en yenilikçi projeleri ve başarıları ödüllendirmek üzere düzenlenen Sardis Awards’ın kazananları açıklandı.
Yeni nesil finansal teknolojiler alanında faaliyet gösteren Multinet Up, yapay zeka destekli müşteri memnuniyeti ölçüm projesi PULSE ile inovasyon bölümünde “Yapay Zekâ Kullanımı” kategorisinde Gümüş Sardis Ödülü’nün kazananı oldu.
Müşterilerin memnuniyet seviyelerini belirlemek, müşteri memnuniyetini artırmak ve böylece müşteri kaybını önlemek için hayata geçirilen yapay zekâ destekli PULSE projesi ile Multinet Up müşterilerinin etkileşim anındaki gerçek zamanlı duygu durumu ve memnuniyet seviyesi ölçülüp skorlanabiliyor.
Finans sektörünün duayen isimlerinin bir araya geldiği jüri değerlendirmesinde yüz altmış sekiz projenin yarıştığı Sardis Awards’ın ödül töreni 29 Eylül’de online olarak gerçekleştirildi.
Ödül töreninin ardından açıklamada bulunan Multinet Up Müşteri Deneyimi ve Yönetişim Direktörü Gül Bilgin Mokan, “Multinet Up olarak en iyi teknoloji alt yapılarıyla geliştirdiğimiz yeni nesil çözümlerimizi müşterilerimize kusursuz bir deneyim ile sunmaya çalışıyoruz. Bu doğrultudaki çalışmalarımız kapsamında bir start up iş birliği ile hayata geçirdiğimiz Pulse Projesi’nde, müşterilerimiz ile yazılı kanallarda yapılan iletişimler, Doğal Dil İşleme (NLP) yöntemiyle incelendi ve içeriklerin olumsuzluk seviyesine göre bir Yapay Öğrenme Modeli kuruldu. Pulse Projesi sayesinde müşterilerimizin olumsuz içeriğe sahip talep ve isteklerini şikâyet seviyesine ulaşmadan önceliklendirebiliyor ve memnuniyetsizliği ortadan kaldıracak kalıcı çözümler sunabiliyoruz, bu şekilde de ve müşteri memnuniyet skorlarını yükselttik. Multinet Up müşterilerinin memnuniyeti bizim için her şeyden önemli. Bu başarının finans sektörünün en prestijli ödüllerinden biri olan Sardis Awards’ta tescillenmesi ise ayrıca gurur verici oldu. Projede emeği geçen tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Sosyal medya fenomeni Cioman, gönülleri fethetmeye devam ediyor

Sosyal medyada paylaşımları kadar yaptığı yardımlarla takipçilerinin büyük beğenisini kazanan Cioman TikTok, Instagram ve YouTube’dan elde ettiği gelirleri çevresinde bulunan ihtiyaç sahiplerine ve sokak hayvanlarına bağış yaparak gönülleri fethetmeye devam ediyor.
Sosyal medya ile aile şirketinde çalışırken tanışan Cioman paylaşımlarının kısa sürede ciddi beğeniler alması üzerine paylaşımlarına ayrı bir özen göstererek devam ederek kısa sürede sosyal medyanın en çok konuşulan fenomenleri arasına girmeyi başardı.
Başarılı fenomen Cioman sözü Decrat’a , müziği Berk Kirtis’e ait “Duramam” adlı şarkısı sosyal medya üzerinde yaklaşık 2 milyon kişi tarafından izlenirken sosyal medyadan kazandığı gelirlerle Sevgi Kaan adlı küçük bir kız çocuğunun geçirdiği bademcik ameliyatı sonrasında kanama geçirmesi ve bu kanı yutması sonrasında kalbinin durduğu ve bu esnada beynine oksijen gitmemesinden dolayı yaşadığı beyin hasarı için gereken tüm tedavi masraflarını üstlenmesinin ardından takipçilerinin büyük takdirini almıştı.
Geçtiğimiz günlerde  yaptığı son TikTok paylaşımında sokakta mendil satarak ailesinin geçimini sağlayan yaşlı bir adamın tüm mendillerini satın alarak ve o gün sosyal medya üzerinden tüm kazandığı parayı yaşlı adama bağışladığı anlar kısa sürede binlerce kişi tarafından beğenildi.
Sosyal medya hesabından konu hakkında kısa bir açıklama yapan Cioman “ Sosyal medyaya adım attığım günden itibaren kazandıklarımla ihtiyaç sahiplerine ve sokak hayvanlarına bağış yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İYİ Partili Başkan Demir, provokasyonlara karşı uyardı

İYİ Parti Edirne İl Başkanı Ekrem Demir, İYİ Parti 2. Olağan Genel Kurulu sonra oluşturulmak istenen provokasyonlara karşı uyarı yaparak, “Dava arkadaşlarımın bu oyunlara gelmemelerini Genel Başkanımızın emrinde ‘Millet bizi çağırıyor’ sözünün gereği olarak İYİ Parti iktidarında Türk milletini buluşturmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
İYİ Parti Edirne İl Başkanı Ekrem Demir, yaptığı açıklamada; oluşturulmak istenen provokasyonun arka planına işaret ederek, “20 Eylül 2020 pazar günü yapılan İYİ Parti 2.Olağan Büyük kurultayımızın ardından ortaya çıkan delegenin iradesine karşı oluşturulan provokasyonlar, partimizin son günlerde Türk halkı tarafından benimsenmesi ve iktidarın alternatifi olarak görülmesini hazmedemeyen, iktidara yakın medya ve basın yayın kuruluşları tarafından ısıtılıp ısıtılıp gündemde tutulmaya çalışılması, bu işin arka planında AKP’nin olduğu aşikar görünüyor” dedi.
MİLLET BİZİ ÇAĞIRIYOR…
Partilileri oyunlara gelmemeleri konusunda uyaran Başkan Demir, “Buna bağlı olarak GİK üyesi seçilemeyen arkadaşlarımız da farkında olmadan İYİ Parti delegasyonuna ve iradesine saygı duyacakları yerde, bu kirli oyunları kuranların oyuncağı olmalarını hayretler içinde izliyoruz. İYİ Parti kadrolarının iktidar hedefine ulaşmasına bu ucuz ve kirli oyunlar engel olamayacağı gibi bizlerin ne kadar doğru bir şey yaptığımızı da tescillemiştir. Bu mihvalde tüm dava arkadaşlarımın bu oyunlara gelmemelerini Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in emrinde ‘Millet bizi çağırıyor’ sözünün gereği olarak İYİ Parti iktidarında Türk milletini buluşturmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ne mutlu Türküm diyene!” ifadelerini kullandı.
EDİRNE – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Hearthstone’da Maskeli Balo Başlıyor!

Han kapışmaları, çift sınıflı arenanın dönüşü, Rexxar için Hearthstone Kahramanlar Kitabı macerası ve çok daha fazlası önümüzdeki haftalarda sizlerle.
Hearthstone’un en yeni oyun içi etkinliği Maskeli Balo’ya davetlisiniz! Maskeli Balo sınırlı süreli etkinliği boyunca handa bazı değişiklikler olacak. Han kapışmaları, çift sınıflı arenanın dönüşü, Rexxar için Hearthstone Kahramanlar Kitabı macerası ve çok daha fazlası haftalar boyunca oyunda yerini alacak!
SAVAŞ MEYDANLARI İÇİN YENİ MİNYON TÜRÜ – ELEMENTALLER (29 Eylül)
Oyuncular, 29 Eylül tarihinden itibaren Savaş Meydanları’nda elementallerin muazzam gücünden faydalanabilecek! Bu Savaş Meydanları güncellemesiyle birlikte dört yeni kahraman, 16 yeni minyon ve yeni bir ilerleme sistemi oyunda yerini alırken oyuncuların dereceleri de sıfırlanacak. ÇİFT SINIFLI ARENA DÖNÜYOR (29 Eylül)
Çift Sınıflı Arena’nın dönüşünü kutlamak adına, tüm oyunculara ücretsiz bir arena bileti verilecek! Maskeli Balo’nun Çift Sınıflı Arena modunda önce bir kahraman seçecek ve ardından farklı bir sınıfın kahraman yeteneğini alacaksınız. Sunulan kartlar, tarafsız kartların yanı sıra her iki sınıftan kartları içerecek. Pek çok farklı kombo oluşturmak elinizde ama unutmayın: Çift Sınıflı Arena sadece Maskeli Balo etkinliği boyunca oynanabilecek. HAN KAPIŞMALARI
• Zombilerin Yükselişi (29 Eylül) – Düşük bedelli bir kahraman yeteneğine sahip Ölüm Avcısı Rexxar’ı kontrol ederek zombi hayvanlarla dolu bir yaşayan ölü ordusu oluşturun. Av başlasın!
• Maskeli Balo (7 Ekim) – Scholomance Akademisi Maskeli Balosu’nda herkes kostümünü üstüne geçiriyor! Bir minyon oynandığında, 2 mana daha yüksek bedele sahip başka bir minyona dönüşür. Bu minyon öldüğünde, başlangıçtaki minyon ortaya çıkar ve savaşa katılır!
• Boss Kapışması (14 Ekim) – 10 büyük boss arasından seçimini yap ve savaşa başla! Her bir sınıf, ilgili boss’a bağlı. Örneğin druid için Cenarius, avcı için Rotwing ve büyücü için Liç Baz’hial. YENİ KAHRAMANLAR KİTABI: REXXAR – TEK KİŞİLİK DENEYİMİ (13 Ekim)
Horde’un Kahramanı Rexxar’la şanlı bir maceraya atılın. Kahramanlar Kitabı: Rexxar, Hearthstone Kahramanlar Kitabı serisinin ikinci bölümü ve tüm oyuncular için ücretsiz. Bu lineer maceradaki 8 boss’u tamamlayan herkes 1 Avcı Kart Paketi kazanacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi

Mersin’de düzenlenen TISİAD tarafından düzenlenen 4. Türkiye-Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi’nin ardından açıklama yapan TİSİAD BAŞKANI NEVAF KILIÇ, “Ülkeler arasında büyük bir uyum vardı. Çok  verimli bir ortam ve hava yakaladık” dedi.
Türkiye – Irak Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TISİAD) tarafından Mersin’de 4. Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi gerçekleştirildi. IKBY Bölge Bakanı  Sayın Aydın Maruf ,Duhok Valisi Sayın Dr.Ali TATAR, Süleymaniye Valisi Sayın Dr.Haval Abubaker Hussein, Kerkük Valisi Sayın Rakan Saeed Ali’ nin de katıldığı Irak ve Türkiye’den yüzlerce iş adamının ve onlarca ticaret dernek ve kuruluşunun katıldığı zirve çok önemli isimlere konuk oldu. Irak’ ın 18 vilayetinden  katılımın sağlandığı zirve 4 gün sürdü.
Yüksek seviyeden protokol katılımlarının da olduğu zirvede yerli ve yabancı sanayi şirketleri ve iş insanları bir araya gelerek önemli fikir alışverişleri ve anlaşmalar da gerçekleştirdi. Oldukça başarılı geçen zirvenin ardından TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç açıklama yaptı.
“ORTADOĞU YENİDEN HAYAT BULACAK”
Ortadoğu’nun Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi gibi etkinliklerle yeniden hayat bulacağına değinen Başkan Kılıç, “Bizler TİSİAD olarak, Türkiye ve coğrafyamıza büyük katkılar sağlayan Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi’nin 4’üncüsünü gerçekleştirmekten büyük onu ve sevinç duyuyoruz. Zirvenin 5. oturumu için de düşünceler ve planlar üretmeye başlıyoruz. Biliyoruz ki her bir zirve Ortadoğu’nun ekonomik ve sosyolojik olarak yeniden hayat bulmasına vesile olacak. Halkların kardeşliğini, ülkelerin işbirliği sağlamak, ekonominin dışında pekiştirdiğimiz çok yegane unsur ve olgular” dedi.
“ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”
10’uncu zirvenin hayalini kurarak çalıştıklarını dile getiren Başkan Kılıç, “Zirve kapsamında Irak’tan gelen iş adamları ve sanayi kuruluşu temsilcileri, protokol üyeleri Mersin’i gezme görme fırsatı da buldu. Düzenlenen çeşitli oturumlarla yerli ve yabancı yatırımcılar bir araya geldi. COVİD-19 sebebiyle iki ülke arasında düşen ticaret hacmini genişletebileceğimiz, çok güzel ve verimli bir hava yakaladık bunu kaybetmekte istemiyoruz, bu pandemi ortamının el verdiği zamanda Zirvede başlayan ticari görüşmeleri pekiştirmek için iadeyi ziyaret yapmayı planlıyoruz. Zirvede emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Türk ticareti Ortadoğu için ne kadar önemliyse, Ortadoğu ticareti de Türkiye için o kadar önemli. Bunun altyapısının sağlamlaştırılmasında emeği geçen ve katılımlarıyla zirveye değer katan değerli iş insanlarına ve ülkelerin yönetimlerinde söz alan isimlere de tek tek teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Milli Piyango geleneği devam ediyor, büyük ikramiye 3 milyon TL

Sisal Şans, yılların geleneği Milli Piyango çekilişini 29 Eylül Salı saat 15.30’da gerçekleştirecek. Milli Piyango’nun çekilişinde büyük ikramiye 3 milyon TL. Gelenekselleşmiş Milli Piyango çekilişleri her ayın 9, 19 ve 29’unda yapılıyor. Özel Çekilişler ise 30 Ağustos, 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs ve Yılbaşı’nda düzenleniyor.
Milli Piyango çekiliş sonuçlarına, çekilişin ardından https://www.millipiyangoonline.com/milli-piyango/sonuclar adresinden ulaşılabilir.
Milli Piyango nasıl oynanır?
Oyunseverler, Milli Piyango biletlerini ister gezici bayiden, ister bayiden isterlerse de millipiyangoonline.com’dan veya Milli Piyango Şans Oyunları uygulamasından alabilirler.
Milli Piyango oynamanın kuralları neler?
Milli Piyango bilet tipleri üçe ayrılır; Tam Bilet, Yarım Bilet ve Çeyrek Bilet. Oynanan ve kazanılan bilet yarım bilet ise ikramiyenin yarısı; çeyrek bilet ise ikramiyenin çeyreği kazanılır!
Kazanan kategoriler çekilişlerde değişkenlik gösteriyor ve Milli Piyango’da iki tane özel kategori bulunuyor. Amorti, son kazanan kategoridir. Birincisi 0-4 arasından ikincisi 5-9 arasından olmak üzere iki basamak çekiliyor. Son basamağı bu iki sayıdan biri olan biletler amorti ikramiyesi kazanıyor!
Teselli kategorisi, en büyük ikramiyeyi kazanan bilet numarasının her basamağındaki numaraya göre bir farklılık gösteren ikramiyedir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Milletvekili Sındır, “siz kimden yanasınız, halktan mı yoksa ranttan mı?”

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’dan Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Acele Kamulaştırma’ kararlarına sert tepki gösterdi. Prof. Dr. Sındır, Manisa’nın Salihli İlçesi, Çapaklı köyünde alınan acele kamulaştırma kararı için, “köylünün mülkiyet hakkını ihlal ediyorsunuz. “sözde kamu yararı” atfederek yandaşlarınıza rant sağlama derdindesiniz” dedi.
“ÇAPAKLI’DA HANGİSİ SÖZ KONUSU!”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Manisa, Çapaklı’da yaşanan acele kamulaştırma kararını Meclis Gündemine taşıyan Sındır; “Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Acele Kamulaştırma kararları kabul edilemez. ‘Yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda acele kamulaştırma ile taşınmazlara el konulabilmektedir’ denir. Ege Biyogaz Enerji Santralinin yapımı için Manisa’nın Salihli İlçesi, Çapaklı Köyü’nde yer alan bazı taşınmazların (köylünün tarlalarının) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılması, kanunda belirtilen hangi maddeye dayanarak gerçekleştirildi? ‘Yurt savunma ihtiyacına’ yönelik olmadığı açık. Savaş, kıtlık, doğal afet gibi istisnai durumlarım söz konusu olmadığı malum. Manisa’da yapılan Acele Kamulaştırmada; devletin uzayabilecek kamulaştırma süreci için zaman kaybetmeden, ivedilikle işlemleri yapabilmesi adına özel kanunlarla öngörülen ‘olağanüstü durumların’ hangisi söz konusu? Açıklayın da öğrenelim” dedi.
“HUKUKA, ADALETE VE HAKKANİYETE UYGUN DEĞİLDİR”
Manisa’nın Salihli İlçesine bağlı Çapaklı köyünde yapılan ‘Acele Kamulaştırma’nın hukuka, adalete ve hakkaniyete uygun olmadığını ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “kanunda Cumhurbaşkanı’na aceleliği konusunda takdir yetkisi verilmiş olsa da özel sektör yatırımlarına yardımcı olmaya yönelik birçok kamulaştırma uygulamalarının ‘acele’ nitelikli olmadığı tüm çıplaklığıyla kamuoyunun malumudur. Manisa’daki örnekte olduğu gibi, taşınmazlar ile ilgili olarak çevre düzeni planında, nazım imar planlarında ve uygulama imar planlarında değişiklik yapılarak taşınmazın kullanım nitelikleri değiştirilmeden yapılan acele kamulaştırma kararları ile yaratılan arazi rantının, taşınmazın malikine değil, olmayan ‘sözde kamu yararı’ atfedilerek devredilen özel sektör yatırımcısına sağlanması hukuka, adalete ve hakkaniyete uygun değildir. Ve bu durum Anayasamızın 35. Maddesince öngörülen ‘mülkiyet hakkı’nın da ihlalini oluşturmaktadır. Bugün AKP iktidarı köylünün mülkiyet hakkını ihlal ediyor, sözde kamu yararı atfedilerek yandaşlarına rant sağlama derdine düşmüş” dedi.
“TOPRAK KORUMA KURUL KARARI, ÇED RAPORU NEREDE?”
Sındır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Acele Kamulaştırma kararı alınan taşınmaz üzerinde yapılması düşünülen yatırımın, kamulaştırmanın ruhuna, yasal çerçevesine ve kamusal yarar ilkesine aykırı bir şekilde özel sektöre devredileceği açık bir şekilde anlaşılmakta. Tapu kayıtlarından anlaşıldığı üzere, Manisa Çapaklı’da acele kamulaştırılacak taşınmazların toplam alan büyüklüğünün yaklaşık 106 bin 799 m2 olduğu bilinmekte. Söz konusu taşınmazların tamamının tapu kayıtlarında tarla vasfında olduğu görülmektedir. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu uyarınca tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanılabilmesi şartlara bağlanmıştır. Söz konusu taşınmazlar için de Toprak Koruma Kurulu’nca alınmış herhangi bir karar bulunmakta mı yoksa yine göz göre göre verimli topraklar, çocuklarımızın geleceği yine ranta kurban mı edilecek? Acele Kamulaştırma kararı alınan taşınmaz üzerinde öngörülen yatırım için ve kamulaştırma öncesinde olumlu ÇED raporunun alınması gerekiyor. ÇED olumlu raporunun alındığına ilişkin yöre halkı bir bilgiye sahip değil, ÇED olumlu raporu alınamaması durumunda yapılacak kamulaştırma uygulaması kamu zararı olarak kayıtlara geçeceği bilinmelidir.”
Sındır, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği önergede şu soruları yöneltti:
1) Söz konusu acele kamulaştırmanın amacı nedir?
2) Bu acele kamulaştırma kararında “üstün kamu yararı” nedir? Acele Kamulaştırma kararı alınan taşınmaz üzerinde yapılması düşünülen yatırım, bir kamu yatırımı mıdır? Yoksa kamulaştırmanın ruhuna, yasal çerçevesine ve kamusal yarar ilkesine aykırı bir şekilde özel sektöre mi devredilecektir?
3) Yapılacak acele kamulaştırmanın, yurt savunması ile veya aciliyet gösteren bir doğal afet vb durum ile veya özel kanunlarla öngörülen bir başka “özel durum” ile herhangi bir ilgisi var mıdır?
4) Tapu kayıtlarından anlaşıldığı üzere, acele kamulaştırılacak taşınmazların toplam alan büyüklüğünün yaklaşık 106.799 m2 ( 106,8 dekar) olduğu anlaşılmaktadır. Oysa bu büyüklüğün daha önce öngörülen kamulaştırma alanının yaklaşık 3 kat daha fazlası olduğu iddiası doğru mudur?
5) Kamulaştırılacak alanın daha sonra genişletilerek büyütülmesi söz konusu mudur?
6) Bu alanda herhangi bir özel sektör kuruluşuna enerji üretim lisansı verilmiş midir? Verildiyse hangi şartlarda verilmiştir?
7) Taşınmazların 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında, 1/25.000 ve 1/5.000 ölçekli nazım imar planlarında ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planındaki niteliği nedir? Bu planlarda yeni kullanım fonksiyonuna bağlı olarak değişiklik öngörülmekte midir ve ne zaman ve hangi kurum tarafından değiştirilmesi planlanmaktadır?
8) Taşınmazlar, imar planlarında “Tarımsal” nitelikli alan statüsünde ise imar planlarında değişiklik yapılmadan, taşınmazın kullanım nitelikleri değiştirilmeden yapılan acele kamulaştırma kararları ile yaratılan arazi rantının, taşınmazın gerçek malikine değil fakat “kamu yararı” atfedilerek devredilen özel sektör yatırımcısına sağlanması ve gerçek sahibi köylülerin yaşayacağı mağduriyetler sizce hukuka, adalete ve hakkaniyete uygun mudur? Bu durumda Anayasamızın 35. Maddesindeki “mülkiyet hakkı” ihlal edilmiş olmaz mı?
9) Acele kamulaştırma kararı alınan taşınmazların tapu kayıtlarında vasfı (niteliği) “tarla” olarak görülmektedir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu uyarınca tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanılabilmesi şartlara bağlanmıştır. Söz konusu taşınmazlar için de Toprak Koruma Kurulu’nca alınmış herhangi bir karar bulunmakta mıdır?
10) Tapu kayıtlarında tamamının “Tarla” niteliğinde olduğu söz konusu taşınmazlarda hangi ürün/ürünler yetiştirilmektedir? Zeytin ağaçları veya herhangi bir başka meyve türü yetiştiriciliği yapılmakta mıdır?
11) Yapılacak kamulaştırmanın tahmini bedeli ne kadar düşünülmektedir? Hâlihazırda yapılan tarımsal üretimin Çapaklı köyü/mahallesine ve ülke ekonomimize katkısı değerlendirilmiş midir ve ne kadardır?
12) Bu alanda yapılması öngörülen Biyogaz tesisinin üretim kapasitesi ne olacaktır? Devletimize/kamuya sağlayacağı ekonomik ve sosyal fayda/katkı ne kadar olacaktır?
13) Bu yatırımın doğaya, çevreye, yöre insanlarının yaşam alanlarına herhangi bir olumsuz etkisinin olmayacağı mı düşünülmektedir?
14) Acele Kamulaştırma kararı alınan taşınmaz üzerinde öngörülen yatırım için ve kamulaştırma öncesinde sizce olumlu ÇED raporunun alınmış olması gerekmez mi?  ÇED olumlu raporu henüz yok ise bunun alınamaması durumunda yapılacak kamulaştırma uygulaması kamu zararına dönüşmüş olmaz mı?
15) Ya da ÇED olumlu raporunun 2009/7 sayılı Bakanlık Genelgesi uyarınca, daha önce birçok örnekte olduğu gibi, her halükarda verileceği mi düşünülmektedir?
16) Taşınmaz üzerinde öngörülen yatırım için yerel halka bilgi verilmiş midir, çevre halkının rızası alınmış mıdır? Civar alanlarda yapılmakta olan tarımsal üretim faaliyetlerine etkileri olacak mıdır? Önlemleri düşünülmüş müdür?
17) Çapaklı Köyü ve civar köylerin sakinlerinin acele kamulaştırma kararı hakkında önceden bilgilendirilmediği iddiası doğru mudur?
18) Acele kamulaştırma kararının Resmi Gazete’de yayınlamasının ardından kararı ilgilendiren bölgelerde çevre halkının bu karara karşı direnme haklarını kullanarak ve tamamen yasal çerçevede ortaya koydukları itiraz eylemlerinde adli kolluk tarafından zor kullanma, arbede, yaralanma vb. gibi durumların yaşandığı doğru mudur? Kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden köylü vatandaşlarımızın zor kullanılarak kendi yaşam alanlarından uzaklaştırıldığı doğru mudur?
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Diz Ömrünü Uzatan Tedaviler

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Mehmet Şükrü Turan, diz kireçlenme rahatsızlığında diz ömrünü uzatan neştersiz tedavi yöntemlerini anlattı.
Kireçlenmenin tanı konduktan sonra birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü evre olarak sınıflandırıldığını ifade eden Dr. Turan, “Hasta öyküsünün dinlenmesi, muayene edilmesi ve röntgen filminin değerlendirilmesi tanı için yeterli olmaktadır. Hastalığa tanı koymak için MR. tomografi gibi tetkiklerle ihtiyaç yoktur. Ancak kireçlenmeyle eşlik eden diğer problemlere yönelik MR ve BT tetkikleri yapılabilir. Tanıyı koyduktan sonra kireçlenmenin evrelemesi yapılır Birinci, ikinci,üçüncü evrede ameliyata gerek yoktur. Ancak 4. evre ise hasta ameliyat edilerek tedavi edilmelidir” dedi.
Kireçlenme tedavisinde ilk olarak kilo kontrolü ve egzersiz planlamalarının yapıldığını kaydeden Dr. Turan, “Egzersizlerle mutlaka dizleri güçlendirmek ve diz esnekliğini açmak gerekiyor. Öte yandan ağrı kesici haplar, krem ve jel kullanarak ağrıları azaltmaya çalışıyoruz. Yine bu tedavilere ek olarak diz bölgesine hyaluronik asit içeren takviyeleri enjekte ediyoruz. Kortizon tedavisi de eklem içi enjeksiyonlardan biridir. Hasta etkisini 1-2 gün içerisinde görmeye başlar. Ama etkisini çabuk kaybeder. Yani uzun vadeli değildir. Halk arasında horoz ibiği iğnesi de denilen içerisinde hidrolik asit bulunan iğne eklem hareketini kolaylaştırır, ağrının azalmasına katkı sağlar. Dolayısıyla hastanın yaşam kalitesini arttırır” dedi.
Hastanın diz ömrü uzatılır, ameliyatı geciktirilir
Hastaların Rus İğnesi dediği sinovial sıvı endoprotezi tedavisinin de kireçlenme hastalarında kullanıldığını ifade eden Dr. Turan, şunları söyledi;
“Rus İğnesi içerisinde üç boyutlu bir polimer ve gümüş iyonlar bulunuyor. İğnenin kayganlaştırıcı, kıkırdak besleyici ve ağrı kesici etkisi var. Fiziksel olarak kayganlaştırıcı etkisiyle eklem üzerini adeta bir asfalt gibi kaplıyor. Diz kireçlenmelerinde en sık kullanılan yöntemlerinden bir diğeri ise PRP’dir. PRP diz içindeki kıkırdak hasarının iyileşmesine yardımcı oluyor. PRP’nin ağrı kesici etkisi var ama kayganlaştırıcı etkisi yoktur. Bir diğer enjeksiyon tedavisi ise kök hücredir. Kök hücre kemik iliği veya hastanın göbek yağından toplanabiliyor. Rutinde en yaygın kullandığımız göbek yağından aldığımız kök hücrelerdir. Bunu da ameliyathane ortamında hastanın göbek bölgesinden bir kaç milimetrelik delik açılarak yağlarla beraber kök hücre alınıyor. Bu yağlarda filtrelenerek atılıp kök hücre alınıyor. Kök hücrelerde enjeksiyon yardımıyla alınıp dize enjekte ediliyor. Buda kıkırdak hasarının iyileşmesini sağlıyor. Diğer bir yöntem ozon tedavisi, bu tedavide ozon dize tek başına enjekte edildiği gibi PRP ile de enjekte edilebilir. Kireçlenme başladıktan sonra tedavisi mümkün değildir. Hastanın nihai sonucu ameliyattır. Bu tedaviler hastaya geçici tedaviler sağlar. Geçici bir iyileşme sağlar. Hastanın diz ömrünü uzatır ameliyatı geciktirir’
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olarak Hulusi Horozoğlu atandı

Yatırım bankası kurmak için lisans iznini alınan ve faaliyet izni alınma aşamasında olan D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olara Hulusi Horozoğlu atandı
Doğan Holding, lisansını aldığı ve 2021’in ilk çeyreğinde faaliyete geçirmeye hazırlandığı D Yatırım Bankası A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü görevine deneyimli bankacı Hulusi Horozoğlu’nu getirdi.
Grubun e-ticaret ve bankacılık deneyiminden faydalanarak, dijital teknolojilerle donatılan bir yapıyla, üst düzeyde yatırım bankası hizmetlerini ve fonlamayı birlikte sunacak ve aynı zamanda KOBİ’lere yönelik önemli fintech ürünlerine yönelik çalışmaların planlandığı D Yatırım Bankası’nın Genel Müdürü olarak atanan Horozoğlu’nun, bankacılık sektöründe uzun yıllar hem yerel hem de uluslararası pazarlarda çok önemli deneyimleri bulunuyor.
Hulusi Horozoğlu kimdir?
2000 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan Hulusi Horozoğlu, kariyer hayatına aynı yıl Citibank’ta Yönetici Adayı Programında başladı. 2001-2004  yılları arasında Finansal Kurumlar Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Hulusi Horozoğlu, 2004 yılı itibariyle kariyerine HSBC’de devam etti. HSBC Türkiye’de Kurumsal Bankacılık Müşteri İlişkileri Müdürlüğü görevi sonrası 2005 yılında Citibank Türkiye’de Finansal Kurumlar ve Kamu Sektörü Kıdemli Müdürlük yaptı. 2006-2012  yılları arasında ise Citigroup Dubai’de Global İslami Bankacılık, Sendikasyonlar ve Uluslararası Sermaye Piyasaları Direktörlüğü ile Suudi Arabistan ve Umman’dan sorumlu Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2012 yılında tekrar HSBC Türkiye’ye katılan Horozoğlu, 2014 yılına kadar Küresel Sermaye ve Borç Finansmanı Grup Başkanlığı görevini yerine getirdi. 2014-2016  yılları arasında Küresel Bankacılık ve Yatırım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevini üstlendi. 2016-2018  yılları arasında ise HSBC Türkiye Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcılığı görevinin yanı sıra 2017-2018  yıllarında Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi Kurumsal ve Ticari Bankacılık Müşteri Yönetimi Bölge Başkan Vekili görevini de yürüttü. Horozoğlu, 2020 Eylül ayında D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olmasına kadar, 2018 yılından bu yana HSBC Dubai’de Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi, Bölge İş Geliştirme Başkanı olarak çalıştı. Horozoğlu evli ve bir çocuk babasıdır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​Üsküdar Üniversitesi, “AR-GE ve Yenilikçi Politikalar”a odaklandı

Üsküdar Üniversitesi vizyon toplantıları “pandemi” önlemleri altında gerçekleşti
Üsküdar Üniversitesi Vizyon Toplantılarının 3’üncüsünü “AR-GE ve Yenilikçi Politikalar Odaklı” ana teması altında ‘Gelecek İçin Yenilikçilik #2609’ koduyla gerçekleştirdi. “Gelecek bağlanabilirlikte” diyen Kurucu Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan, farklı insanların benzer hareket şekliyle aynı hedefe bakmasının, ortak aklı oluşturmasının ancak ortak bakış ve iş birliğiyle mümkün olabileceğine dikkat çekti. Tarhan, zihinsel dönüşüm olmadan bilimsel dönüşümün de olamayacağını vurguladı. Toplantı pandemi önlemleri kapsamında maske ve fiziksel mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleştirildi.
Üsküdar Üniversitesi, geleneksel hale getirdiği vizyon toplantılarına devam ediyor. Gelişimci ve yenilikçiliğin öncüsü olan Üsküdar Üniversitesi “Dijitalleşme Odaklı” vizyon toplantısının ardından şimdi de “AR-GE ve Yenilikçi Politikalar Odaklı” ana temasıyla 3’üncü Vizyon Toplantısını gerçekleştirdi.
Pandemi önlemlerine uyuldu
Çarşı Yerleşke bahçesinde, açık havada ve pandemi tedbirleri gözetilerek yapılan toplantının moderatörlüğünü Yücel İletişim ve Yönetim Danışmanlığı bünyesinde markalara danışmanlık veren Tolga Yücel yaptı.
Gelecek İçin Yenilikçilik #2609
Toplantıya Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka, Mütevelli Heyet Başkanı Furkan Tarhan ile rektör yardımcıları, rektör danışmanları, dekanlar, araştırma merkezi müdürleri ile çok sayıda akademik ve idari personel katıldı. Gelecek İçin Yenilikçilik #2609 koduyla gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını AR-GE ve Yenilik Politikaları (ARGEYEP) Direktörü Halime Usta Yoğun yaptı.
Halime Usta Yoğun: “Dünya interdisipliner AR-GE yapısına geçti”
Dünyada çok farklı bir değişimin yaşandığı, dünyanın interdisipliner AR-GE yapısına geçtiğine dikkat çeken Halime Usta Yoğun, iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Yoğun, şu değerlendirmelerde bulundu: “Birbirinden farklı bölümler bir araya gelerek çok farklı ürünler, teknolojiler ortaya çıkarıyor. Bu konularda her zaman dile getirdiğimiz konu iş birliği… Ekosistem ve sizler gibi akademisyenlerimiz, idari çalışanlarımız, öğrencilerimizle birlikte ilerlemeniz çok önemli. Dünyada ve Türkiye’de bir tane değil, bir sürü parametre önemli. Bu parametrelerden en önemlisi zemin, alt yapı ve gerekli iklimi yaratabilmektir. Burada bugün beş gruba ayrıldık. AR-GE ve inovasyon alt yapısı ve bu iklimi nasıl yaratırız konusunda beş ana konuyu tartışacağız.”
Yoğun: “Ses getiren çalışmalar hedefliyoruz”
İç ve dış paydaşlarla ekosistemi oluşturduktan sonra düzenli bir iletişim ve bilgi alt yapısının mutlaka olması ve bununun sürdürülebilir kılınması gerektiğinin altını çizen Yoğun, “TÜBİTAK nezdinde Türkiye’deki her üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisleriyle ilgili kayıtlar alınıyor. Yaptıkları faaliyetler, ürettikleri çıktılar… Biz de bu yıl 2020-2021 ’de ulusal ve uluslararası normlarda izlenebilir, takip edilebilir aynı zamanda örnek alınabilir bir teknoloji transfer merkezi alt yapısı kurup Üsküdar Üniversitesi’nde ses getiren çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Üniversite olarak bizim bu çalışmalarla hedefimiz AR-GE ve yenilik alanında pek çok konuda öncülük yapabilen, ayak izi bırakabilen ve diğer üniversitelerin takipçi olabileceği bir sistemi Üsküdar üniversitesine kurabilmek. Hedefimiz Üsküdar Üniversitesi’nin AR-GE çıktılarını arttırabilmek” dedi.
Prof. Dr. Muhsin Konuk: “Artık daha elastik davranışlarda bulunacağız”
Açılış konuşmalarında daha sonra Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk kürsüye geldi. ‘Direktörlüğün Stratejik Açıdan Konumlandırılması’ başlığında değerlendirmelerde bulunan Konuk, artık dikey büyüme zamanının geldiğini söyledi. “Aslında geç bile kaldık” diyen Konuk, “Profesyonelce, aktif ve çekirdek bir grup halinde bu işlerin yürütülmesine yönelik bir gayret içerisine girdik. ARGEYEP adı altında TTO’yu da içeren bölümü bir direktörlük halinde geliştirmiş bulunuyoruz. Bununla beraber dijital dönüşüm ve strateji geliştirme koordinatörlüğümüz kuruldu. Dolayısıyla bundan sonra daha elastik davranışlar içerisinde bulunup esas itibariyle AR-GE’ye yönelik konularla ilgili çalışmalarla hepimizin elini taşın altına sokmasıyla yürütmemiz gerekiyor” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın da selamlama konuşması yaptığı programda son olarak toplantının amacı ve vizyonu bağlamında Kurucu Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan söz aldı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Gelecek bağlanabilirlikte”
“AR-GE ve yenilikçi politikalar dediğimiz şey zaten hep vurguladığımız bir konu” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, farklı açıdan bakabilmeyi gerçekleştirerek bir sıçrayış yapmak gerektiğine dikkat çekti. ‘Biz senelerdir yapabildiğimizi yaptık ve belli bir alt yapıya geldik’ ifadelerini kullanan Tarhan, “Sıçrama noktasında hem akademik alt yapımız hem de nasıl yapacağımızı bilen bir kadro oluşturduk. Halime hocamızın bu konudaki önemli tecrübeleri de bize katkı sağlayacak. Burada ortak akıl oluşturmamız gerekiyor. Farklı insanların benzer hareket şekliyle aynı hedefe bakması lazım. Farklı mizaçlar, farklı disiplinler, farklı özgeçmişi olan insanlar ve ortak bir hedef olacak ve benzer hareket olacak. Ortak akıl, ortak bakış ve iş birliğiyle olur. Bunun içinde bizim kafamızdaki engelleri aşmamız gerekiyor. Zihinsel dönüşüm olmadan bilimsel dönüşüm olmuyor. AR-GE dediğimiz zaman kafamızda oluşturduğumuz bir şablon var. Fakat bu şablon çoğu zaman gerçeği yansıtmıyor ve devamlı değişiyor. Bu değişimi de görüp fark edebilmemiz gerekiyor. Bu da ancak oturup ortak akıl ve ortak müzakere ile olur. Bunun en güzel yöntemi de bu toplantılar. Burada her şeyi konuşabilmemiz önemli. Ne kadar katkı sağlarsanız bizim için o kadar önemli. Gelecek artık bağlanabilirlikte.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Amaca yönelik hayal kurmak gerekiyor”
Konuşmasında kreatif fikir üretiminin aşamalarına vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan şu değerlendirmelerde bulundu:
“Birincisi hayal kurmak. Ama hayal kurmak yetmiyor, amaca yönelik hayal kurulacak. Yani zihinsel çaba, zihinsel itiraz, zihinsel isyan olacak. Daha sonra kuluçka dönemi… Kuluçka döneminde de hiç ummadığımız yerden aklımıza geliveriyor. Ama bunun için ciddi bir zihinsel güç gerekiyor. Her disiplinden hocamız kendi alanında ‘yaptığım iş nasıl daha iyi olur’ diye düşünmeli. İnovasyonda %15 kuralı vardır. Yaptığın iş on saat sürüyorsa bir buçuk saatte düşündüğün hakkında düşüneceksin. Bu toplantılarda da parlak fikirler ortaya çıkabilir. Kuluçkadan sonra da fikirler doğuyor. Bunu yapabilmek için çağrışımlar yapıp, fikirler ortaya atabileceğimiz toplantılar çok önemli. Onun için herkes aklına gelen saçma bile olsa yazmalı. Bu toplantı utanma duygusunun bilimsel anlamda olmayacağı bir toplantı olacak. Her saçma düşünceyi bile burada söyleyeceğiz. Sizin saçma dediğiniz bir düşünce başka bir yerde yeni bir fikrin oluşumuna çağrışım olabilir.”
5 farklı grupta öneriler tartışıldı
İnsanlar, öğrenciler, akademisyenler, profesyoneller, üniversiteler ve kurumsal yapılar alt başlıklarında ‘Yenilikçi ve AR-GE ekosisteminde nasıl bir gelecek bizi bekliyor’ ana başlığının tartışıldığı arama toplantılarında, oluşturulan 5 farklı grup, faaliyet alanlıların göre hangi durumdayız, ne yapmalıyızı sorgulayarak önerilerle birlikte sunumlar gerçekleştirdi.
Kurumsal hedefler, stratejiler ve uygulamaların tartışıldığı toplantıda genel iş planı üzerinde tespitler ve tartışmalar genel katılım çerçevesinde yapıldı. Oldukça verimli geçen toplantının kapanış konuşmasını Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı. Toplantıdan üniversite olarak kazanımla çıktıklarını belirten Tarhan, arama toplantılarını sürdüreceklerini söyledi.
Günün anısına özel, el içi imzalar atıldı
AR-GE ve Yenilikçi Politikalar Odaklı 3. Vizyon Toplantısı, günün anısına oluşturulan panonun el içi ile imzalanması ile tamamlandı.
“Gelecek için yenilikçilik #2609” panosunda ise şu ifadeler yer aldı: “Biz bugün burada toplanarak AR-GE ve yenilikçilik konusunda fikirleriyle bir gelecek inşa etmek için bir araya gelen akademisyenler ve üniversite çalışanları olarak hem kendi iş ve akademik süreçlerimizde hem de üniversitemizin tüm sosyal paydaşlarıyla birlikte kurumumuzun daha yenilikçi ve gelişime açık bir yapıya bürümesi adına her türlü katkıyı koyacağımızı beyan ederiz. Üsküdar Üniversitesi Akademik ve İdari Kadrosu”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)