2020’de gerçekleşen değişimler değerlendiren Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan, “Koronavirüsün hayatımıza girmesiyle tüm düzenimiz değişti. Bu değişimde gayrimenkul sektörünün etkilenmemesi imkânsızdı. Özellikle evden çalışma modelleri ile ofis ihtiyaçlarındaki değişim ve dönüşüm yaşandı. Büyük ofisler yerine daha küçük ofislere taşınanların sayısı arttı. Bazı firmalar ise ofislerden tamamen vazgeçti. Öte yandan evde geçirilen vaktin artması nedeniyle bahçeli, teraslı evlere ilgi arttı. Artık metrekaresi daha büyük evler tercih edilirken çalışma odası da isteniyor. Ayrıca bu durum iç göçü de etkiledi” dedi. ‘Dijital dönüşüm yaşandı’ Koronavirüs sonrası yaşanan değişimlerden birinin de gayrimenkul danışmanlarının çalışma şekilleri olduğunu belirten Akdoğan, “Artık gayrimenkuller video, drone ve 360 sanal turlarla geziliyor. Görüşmeler online gerçekleştiriliyor. Hatta tapu dairelerine gidilmeden web tapu uygulamasından tapu işlemlerinin yapılabilmesi gibi uygulamalar kullanılıyor. Bu uygulamalardan hem alıcılar hem satıcılar çok memnun. Pazarlama, satış ve yönetim aşamasında dijital dönüşümler gerçekleşmeye devam ediyor” diye konuştu. ‘Değişmeyen tek şey’ Son dönemdeki döviz ve altındaki hareketliliğe rağmen gayrimenkulün en doğru yatırım aracı olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Örneğin 600-TL’leri zorlayan gram altın şu anda 450-TL seviyesinde. Gayrimenkulde ise kısa vadeli getiriler görülmese de özellikle bu sene enflasyon oranının çok daha üzerinde bir getiri sağladı. Bu nedenle bizler profesyonel emlak danışmanları olarak gayrimenkulü gerek yatırım gerekse kira getirisi için önermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: yatırım
Uluslararası Yatırım Zirvesi ‘Start-up’ların Küreselleşmesi’ paneliyle sona erdi
Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi’nin son gününde Start-up’ların küreselleşme yolculuğu konuşuldu.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda düzenlediği ve ABD’den Çin’e kadar tüm dünyadaki uluslararası doğrudan yatırımların geleceğine dair güçlü öngörülerin paylaşıldığı Uluslararası Yatırım Zirvesi ‘Start-up’ların Küreselleşmesi’ paneli ile sona erdi.
Zirvenin son gününün açılış konuşmasını Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin ve Siri Kurucu Ortağı Tom Gruber yaptı.
Türkiye’de 130 yıllık geçmişe sahip olan Ericsson Türkiye’nin Genel Müdürü Işıl Yalçın, Dolmabahçe Sarayı’na döşedikleri telefon hattının bugün hala çalıştığını kaydetti. Türkiye’de 3 adet Ar- Ge merkezleri olduğunu anlatan Yalçın, “Ek olarak 2018’de TÜBİTAK’ın da katkılarıyla İstanbul’da Ericsson Araştırma Laboratuvarı’nı açtık. 3 Ar-Ge merkezimizde çalışan 800’den fazla Ericsson mühendisi son teknolojiler veoperatörlerimizin isteklerine cevap verecek çözümler üzerine çalışıyor. Ar-Ge merkezlerimizde TÜBİTAK, akademi dünyası ve yerel şirketler ile birlikte Türkiye’deki inovasyon ekosisteminin ve teknolojinin gelişmesini destekliyoruz. KOBİ’ler ve Start-up’lar da bu ekosisteminönemli parçaları. Bizler Start-up’lara, uluslararası Ar- Ge projeleri aracılığıyla, küresel ekosisteme katılmaları için yardımcı oluyoruz. İnanıyorum ki bizim gibi küresel şirketlerin katkıları teknoloji ve inovasyona odaklanan KOBİ’lere ve Start-up’lara küresel inovasyon ekosisteminin bir parçası olmaları ve teknoloji trendlerini yakalamaları için yardımcı oluyor” dedi.
Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi ‘Bulut’tan gelecek
Düşünen, hayal eden ve yapan insanların kendi platformlarını kullanarak kalıcı etkileri olan şeyler yaratmalarının çok değerli olduğuna dikkat çeken Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, “İnovasyonun gerçekten anlamlı, etkili ve kalıcı olması için aynı zamanda kapsayıcı, güvenilir, sorumlu, uygulanabilir ve ölçeklenebilir olması gerekiyor. Girişimcilik, çok sayıda farklı unsurla ilişkili ve yönetimi zorlu olabilen bir alan. Bu nedenle girişimcilerin önceliklerini iyi belirlemeleri gerekiyor. Teknoloji, finansman, piyasalar, bilgi, beceriler ve hizmetler, girişimcilerin eşit düzeyde önem vermesi gereken ilk 6 başlık olarak sıralanabilir. Öte yandan girişimcilerin temel dijital becerilerini geliştirmesi de son derece önemli. Bu da okullarda başlamalı. Öğrenciler bilgisayar bilimleri ve sorun çözme gibi geleceğin becerileri ile erken yaşta tanıştıklarında, gelecekte dijitalin gelişimine katkı sağlayacak işler kurma konusundaavantaj sahibi oluyor. Biz, inovasyonun başına insanı koyan, toplumsal faydaya katkıda bulunan kapsamlı, yaratıcı, kapsayıcı, yenilikçi ve sürdürülebilir çalışmalara öncelik veriyoruz. Bunun için de yapay zeka ve bulut teknolojilerinin önemini daha iyi idrak etmemiz gerekiyor. Bu sebeple Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesinin Bulut’tan geleceğini sürekli vurguluyoruz” diye konuştu.
10 yıl arayla iki farklı Start-Up kurduğunu ifade eden Siri Kurucu Ortağı Tom Gruber, her ikisi için de başarı yollarını şu şekilde açıkladı: “Başarıların ilk ve en önemli adımı net bir insan ihtiyacını karşılamak. Sonraki adımlar ise, Ortaya çıkaracakları ürün hakkında güçlü bir vizyonlarının olması, bu ürünü nasıl üreteceklerini bilmeleri, tarihin doğru zamanında doğru bir ürün ortaya çıkarmaları, değişen ekosistemde yönünü belirleyebilmek.”
Vizyona sahip insanlar müthiş bir değişim yaratabilir
Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Next Billion Ventures Kurucu Ortağı Christopher M. Schroeder’in üstlendiği ‘Start-up’ların Küreselleşmesi’ başlıklı panele geçildi.
Sequoia Ortağı Pieter Kemps, paneldeki konuşmasında gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlar arasındaki farkları anlattı. Avrupa ya da ABD’den daha olgun pazar ve yerleşik bir altyapı olduğunu anlatan Kemps, “Dolayısıyla ilerlemek istediğinizde daha doğrusal bir rota izlemeniz mümkün. Asya’da durum biraz daha muğlak. Çok daha akışkan hatta kaotik bir ortam var. Labirent çizer gibi ilerleme söz konusu. Şirketler ilk baştaki hedeflerinden çok daha farklı bir noktaya gelebiliyorlar. Dolayısıyla bir tarafta çizgi modeli diğer tarafta labirent modeli var gibi görüyoruz. Biz 6-7 ülkede aktifiz. Pazarın boyutu, kurucuların becerileri, tüketicinin ürün ya da hizmete ilgi göstermesi son derece önemli. Bu faktörler hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pazarlarda benzer. Küresel oyuncular ile baş etmek için ürününüzün çok iyi olması gerekir ama yerel bilgi son derece önemli” dedi.
Gelişmekte olan ülkelerde Fintech konusuna odaklandıklarını belirten Vostok Emerging Finance CEO’su David Nangle, şunları belirtti: “Brezilya, Türkiye, Rusya gibi bazı gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelere benziyorlar aslında. O yüzden Fintech alanında yaptığımız şey büyük ölçüde kes-yapıştır ve adapte et şeklinde oluyor. Büyük şirketler Türkiye’ye girmek istediklerinde yerel ayrıntıları göremiyorlar. Bu da bizim o pazara girmemiz için bir alan yaratıyor. Henüz finansal hizmetlerin çok daha zayıf olduğu Afrika, Pakistan gibi bölgeler var. Burada başka bir strateji söz konusu. Gerçek anlamda finansal eğitim gündeme geliyor. Kredi, yatırımdan önce insanların parayı internette kullanma deneyimleri yok.”
Telefon bağlantıları konusunda dünyadaki seyahat eden insanların hep aynı sıkıntıyı yaşadığını ifade eden Airalo Kurucu ve CEO’su Ahmet Bahadır Özdemir, “Seyahat eden insanlar telefon görüşmesi yapma konusunda sıkıntı yaşıyordu. Dünya çapında yılda 1.2 milyar insan yolculuk yapıyor. Bu insanların yüzde 55’i roaming’ini açmıyor. Gittiği ülkede yerel bir ucuz sim kart almaya çalışıyor. Roaming açanlar ise ülkelerine geri döndüğünde çok büyük bir telefon faturası ile karşı karşıya kalıyorlar. Biz de bu konuda bir çözüm ortağı olabiliriz diye düşündük. Elektronik sim kartları (eSIM) en baştan itibaren 190 ülkeyi kapsayacak şekilde başladı. Her yerde eSIM hizmeti alma şansınız var. Biz şirketi kurduktan 3 ay sonra 162 ülkeden insana hizmet vermiştik bile. Meselenin doğası bizi en baştan itibaren küresel olmaya itti. Küreselleşmek bizim için çok da zor olmadı” diye konuştu.
Dünya çapında yaptığı yolculuklarda bir vizyona sahip insanların müthiş bir değişim yaratabildiğini gördüğünü söyleyen Power X Kurucu ve CEO’su Manuel Schoenfeld, “Mesela Çin’de çalıştığım günlerde bir kadın ile tanışmıştım. Kendisi otistik çocuklara yönelik bir merkez kurmuştu. Kendi çocuğuna destek vermek için kurmuştu aslında bu girişimi. Fakat giderek Çin’in farklı yerlerindeki binlerce çocuğa destek verir hale gelmişti. Mars’a roket gönderme yönündeki vizyon da böyle bir mütevazi bir yerden başlayıp, giderek gerçek hale gelecek. Benim vizyonum herkese daha fazla güç vererek, hep birlikte iklim değişikliğine karşı mücadele etmek. Su ısıtıcıları müthiş bir enerji deposu bir taraftan. Enerjiyi daha verimli bir şekilde kullanmak için daha gelişkin su ısıtıcıları ürettik. Yapay zeka sayesinde çok daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor bu araçlar. Bu su ısıtıcılarını birer batarya gibi kullanabiliyoruz. Bu tür bir batarya Almanya’daki ormanlardan daha fazla karbondioksit tutabiliyor” şeklinde konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Otonom Tır Girişimi Locomation, ScaleX Ventures’tan Yatırım Aldı
Tekin Meriçli ve Çetin Meriçli tarafından kurulan Pittsburgh merkezli otonom tır girişimi Locomation, ScaleX Ventures’ın da dahil olduğu yeni yatırım turunu tamamladı.
Yüksek teknoloji girişimlerine yatırım yapmayı önceliklendiren girişim sermayesi fonu ScaleX Ventures, Carnegie Mellon mezunu iki Türk kardeş Tekin Meriçli ve Çetin Meriçli tarafından kurulan otonom tır girişimi Locomation’a yatırım yaptı. 10’dan fazla kurumsal yatırımcının katıldığı yatırım turunda ScaleX Ventures’ın yanı sıra SaaS Ventures, Homebrew, AV8 Ventures, Plug & Play gibi global yatırımcılar da yer aldı.
2018 yılında da 5.5 milyon dolarlık tohum yatırımı alan Locomation, “Autonomous Relay Convoy” (ARCTM) teknolojisi ile konvoy halinde giden iki tırın sadece bir tanesinde sürücü olmasına ve arkadaki tırın öndekini takip etmesi ile yolculuğun tamamlanmasına imkan sunuyor. Locomation ekibinin geliştirdiği bu teknoloji, tırların dahil olduğu tüm kazaları tamamen ortadan kaldırırken, müşterileri için de yüksek seviyede bir maliyet verimliliği sağlıyor.
“HEDEFİMİZ LOCOMATION EKİBİ İLE BİR UNICORN YARATMAK”
Otonom tırın geleceğin teknolojileri arasında yerini şimdiden almaya başladığını belirten ve konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ScaleX Kurucu Ortağı Dilek Dayınlarlı, “İnsansız otonom araçların uzun bir süre daha piyasaya çıkamayacağı geçiş döneminde, yarı otonom araçların kısa vadede yaygınlaşmasını bekliyoruz. Locomation da bu alandaki ilk ticari anlaşmasıyla bir devrim yaratarak başarısını ortaya koydu. Bugün hemen hayata geçebilecek teknolojileri üreten Locomation ile otonom araç alanında yatırım yapan ilk Türk fon olmanın gururunu yaşıyor, kısa sürede dünyada adından söz ettirecek bir unicorn yaratmayı hedefliyoruz” dedi.
TARİHTEKİ İLK BÜYÜK ÖLÇEKLİ TİCARİ OTONOM TIR ANLAŞMASI
Geçtiğimiz aylarda Wilson Logistics ile tarihteki ilk ticari otonom araç anlaşmasını gerçekleştiren Locomation ekibi, 2022’den başlamak üzere Wilson Logistics yönetimindeki minimum 1120 tırı, çığır açan “Autonomous Relay Convoy” (ARCTM) teknolojisi ile donatacak. Öte yandan NVIDIA ile de stratejik ortaklık anlaşması imzalayan Locomation, 2022’den başlayarak tırlarında NVIDIA DRIVE AGX Orin platformunu kullanacak. Saniyede 200 trilyondan fazla işlem yapabilen Orin, bir önceki nesil Xavier SoC platformundan yaklaşık 7 kat daha yüksek performansa sahip.
Deneyimli bir girişimci ve eskiden Carnegie Mellon’ın Robotik Enstitüsü’ndeki Ulusal Robotik Mühendisliği Merkezi’nde fakülte üyesi olan Locomation CEO’su Çetin Meriçli, ticari ve askeri uygulamalar için karmaşık robotik sistemleri geliştirme konusunda 20 yıla yakın deneyime sahip olmasının yanı sıra çok sayıda uygulamalı robotik projesinin de içinde yer aldı. Şirketin CTO’su Tekin Meriçli de aynı şekilde Carnegie Mellon’ın Robotik Enstitüsü’ndeki Ulusal Robotik Mühendisliği Merkezi’nde ticarileştirme uzmanı olarak görev almasının yanında robotik ve bilgisayar bilimleri alanında 40’ın üzerinde makale yayınladı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Türk Start-up’larla Web Summit 2020’de
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, dünyanın en önemli teknoloji konferansları arasında yer alan Web Summit 2020’de Türk yatırımcılar ve Start-Up’larla dünya sahnesine çıktı. Bu yıl onuncu kez düzenlenen Web Summit, pandemi nedeni ile çevrim içi olarak, 2-4 Aralık tarihleri arasında gerçekleşti. 150 ülkeden 100.000 katılımcı, 800 konuşmacı, 2500 start-up ve 1500 yatırımcının katılımı ile gerçekleşen etkinliğe, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi partner olarak katılım sağladı.
Web Summit 2020 programı kapsamında Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye: Gelişmekte Olan Piyasalarda Girişim Sermayesinin Yeniden Şekillendirilmesi” başlıklı canlı masterclass webinar’da ise Türkiye’deki girişim ekosisteminin başarılı örneklerini temsilen; 500 Startups Istanbul Ortağı Enis Hulli, Earlybird Digital East Fund Ortağı Cem Sertoğlu, Insider Kurucu Ortak ve CEO’su Hande Çilingir ve Firefly Systems Inc. Kurucusu Kaan Günay konuşmacı olarak yer aldı.
Dünyanın önemli girişimcilik zirvelerine katılarak Türkiye’nin bu alandaki ekosisteminin canlılığını anlatmayı amaçladıklarını ifade eden T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, etkinliğe ilişkin olarak şunları kaydetti; “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak girişim sermayesi ve teknoloji girişimleri öncelikli gündem maddelerimiz arasında yer alıyor. Bu alan ülke olarak öncelikli gündemimiz olmak zorunda. İstanbul’un bir girişimcilik merkezi olarak tüm dünyada hak ettiği yere gelmesi gerekiyor. Bu nedenle dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olan Web Summit’te, ülkemizin girişim ekosisteminin başarılı temsilcileri ile yerimizi aldık”.
Yakın dönemde yeni bir yatırım sürecinin başladığına dikkat çeken Dağlıoğlu; özellikle teknoloji alanındaki girişimlerden uluslararası şirketlere yapılan başarılı çıkışları hatırlatarak; “Türkiye, son derece gelişmiş ve destekleyici bir girişimcilik ekosistemine sahip. Türkiye’deki girişimciliğin tüm dünya ile rekabet edebilir seviyede olduğunu, ülkemizdeki teknoloji girişimlerinin yetkin insan kaynağına sahip olduğunu, bu girişimlerin ortaya koyduğu ürün ve hizmetlerin teknolojik yetkinliğini ve dünyaya ihracat yapabildiğini son 10 yılda ispat ettik. Daha da önemlisi, uluslararası fonlar Türkiye’deki girişimlere yatırım yaptılar ve çok başarılı çıkışlar yaparak yüksek getiri oranları sağladılar. Ülkemizde yatırım yapmak üzere birçok fonun kurulduğu bir dönemden geçiyoruz ve önümüzdeki 5 yılda Türkiye’de daha büyük hacimli bir yatırım dönemi gözlemleyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak ülkemizin girişimcilik ekosistemindeki tüm paydaşlarla yakın çalışarak kamu adına tüm gücümüzle destek oluyoruz. ” şeklinde konuştu.
Web Summit 2020 programı kapsamında Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye: Gelişmekte Olan Piyasalarda Girişim Sermayesinin Yeniden Şekillendirilmesi” başlıklı canlı masterclass webinar’da moderatör olarak yer alan yer alan 500 Startups Istanbul Ortağı Enis Hulli de şu değerlendirmelerde bulundu; “Türkiye, yıllık yüzde 16.5’lik bir büyüme ile, EMEA’da en hızla büyüyen mühendislik havuzuna sahip. Girişimlere yatırılan toplam rakam yıllık 100 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşirken, Türkiye 2018 yılından bu yana toplamda 3.5 milyar dolarlık çıkış hacmi ile bu alanda en önde gelen ülkelerden oldu. Ülkemizdeki mühendis potansiyeli, buna karşılık kısıtlı yerel yatırımcılar, yabancı yatırımcıların artan ilgisi ve satın almalar da göz önüne alındığında, Türkiye’nin erken aşama yatırımcılar için dünyada en karlı pazarlardan biri olduğuna inanıyorum.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Doğanlar Yatırım Holding’den Dev Hamle!
Doğanlar Yatırım Holding şirketlerinden Biotrend, Ezine’de kuracağı yepyeni tesisiyle bölgeye değer katarken, istihdamı da artırmaya devam ediyor.
70’li yılların başında Biga’da küçük bir işletmeden doğarak, istikrarlı büyümeyle bugün uluslararası arenada faaliyet gösteren bir şirketler topluluğuna dönüşen Doğanlar Yatırım Holding, alternatif enerji üretimi konusunda hizmet veren şirketi Biotrend ile Ezine’de yepyeni bir tesisin temellerini atıyor. Ekonomiye katma değeri yüksek projeler hayata geçirmek fikriyle yatırımlarına güçlü bir şekilde devam eden Doğanlar Yatırım Holding, doğduğu topraklara değer katmaya ve istihdama destek olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin önde gelen yenilenebilir enerji üretim şirketlerinden biri olan Biotrend, kurulduğu 2012 yılından beri; biyokütle, evsel katı atık ayrıştırma, gazlaştırma – yakma ve ATY Üretimi, biyometanizasyon, atık sahası işletimi, biyokütle yakma tesisi ve atık ısı tesisleriyle ilgili yatırımlarıyla kendinden söz ettiriyor.
Biotrend’den yepyeni yatırımlarla istihdam desteği
Biotrend, Malatya, Sivas, İskenderun, İnegöl, İzmir-Harmandalı, Balıkesir ve Uşak lokasyonlarındaki 7 aktif tesisine ek olarak açmayı planladığı 10 yeni tesisle birlikte toplam 17 noktada yatırıma ve istihdama değer katmaya devam etmeyi planlıyor. Biotrend, yeni tesislerini Ezine’nin yanı sıra; Malatya-Kapıkaya, İzmir-Menderes, İzmir-Bergama, İnegöl, Giresun, Aksaray, Aydın veÇan’da açmayı planlıyor.
Ezine Tesisi, 54.237 m2 alana kurularak elektrik üretecek.
Doğanlar Yatırım Holding Enerji Grubu Başkanı İlhan Doğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’nin iklimi ve coğrafi konumu açısından alternatif enerji alanında önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtirken, Biotrend’in Ezine projesi kapsamında; hammadde olarak kullanılması ve yakılarak enerji elde edilmesi planlanan biyokütle miktarının -tamamı orman atıkları olmak üzere-
toplam 271.000 ton/yıl olduğu, yakıt depolama alanının da 40.000 ton kapasiteli planlandığı bilgisini verdi. Depolamanın düzenli yığma şeklinde yapılacağını, planlanan depolama alanı büyüklüğünün 13.000 m2 olduğunu sözlerine ekleyen Doğan, kazanda üretilen buharın, türbine yollanarak güç üretimi sağlayacağının, her türbinin en fazla elektrik üretiminin 15 MWe civarında olacağının altını çizdi.
İlk yatırım tutarı olarak 200 milyon TL, devamında ise 600 milyon TL’lik bir yatırım öngörülen Ezine tesisinde, Türkiye Enterkonnekte sistemine her bir ünite ile 15 MWe sağlanması planlanıyor. Santralin 7.500 saat/yıl çalışmasıyla 208.500 kWh (31 MWe için üretim miktarı) üretim bekleniyor. 1 MW lık tesis, 30.06.2021 tarihinde devreye girecek. 15 MW lık ilk tesisin 30.12.2021 tarihinde tamamlanması öngörülürken, tesisin 200 kişilik bir istihdam yaratması söz konusu olacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Giriş seviyesindeki bulut yeteneklerine yatırım yapmak için 4 neden
Global Knowledge‘a göre BT karar vericilerinin yaklaşık yüzde 80’i ekiplerinin ihtiyaç duydukları becerilere sahip olmadığını söylüyor. Konu bulut bilişim olduğunda ise bu özellikle belirgin bir hale geliyor. Hatta, bir 451 Research raporu, bulut becerileri konusundaki eleman açığının son üç yılda neredeyse iki katına çıktığını ve kuruluşların yüzde 90’ının bu alanda eleman ihtiyaçları olduğunu bildirdiğini gösteriyor.
Bu istatistikler, buluttan en iyi şekilde yararlanmak için yetenekli geliştiriciler, mimarlar ve iş liderleri bulmakta zorlanan dünya genelindeki iş liderleri için hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü talebi karşılayacak yeterince nitelikli eleman olmadığının farkındalar.
Bir sektör birdenbire 15 yıldan fazla deneyime sahip çok sayıda nitelikli bulut uzmanı yaratamaz. Bunun yerine, şirketler kimleri işe alacaklarını ve onları nasıl eğitip ellerinde tutacaklarını yeniden düşünmeliler. İşverenlerin, sınırlı sayıdaki yüksek deneyimli profesyoneli kovalamak ve onlar için rekabet etmek yerine, en deneyimli çalışanlarını, sağlam temel bulut becerilerine sahip ve motivasyonu yüksek giriş seviyesindeki yetenekler ile çevrelemeleri gerekiyor.
Bulut sağlayıcıları, hükümetler ve eğitim kuruluşları, küresel BT ekosistemine giriş seviyesindeki bulut yetenekleri sağlamak için çok çalışıyor. Şu anda halihazırda uygulamalı bulut eğitimi almış on binlerce kişi var ve birçoğu dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde bulut kariyerlerine başlamak için can atıyorlar. Amazon Web Services (AWS) Eğitim Programları Direktörü Kevin Kelly, onları işe almanız için dört neden sunuyor:
1. Giriş seviyesindeki yetenekler genellikle “bulut temelli”, ilkeli ve öğrenmeye hazırdır.
Bugünün giriş seviyesindeki bulut yeteneklerinin belki on yıllık iş tecrübesi olmayacak ancak eski bir düşünce yapısına da sahip olmayacaklar. Bu kişiler, önce eski alışkanlıklarını ve artık kullanılmayan teknolojileri unutmaya çalışmak ile zaman kaybetmek yerine, şirketinizin eskide kalmış yaklaşımlara meydan okumasına ve dijital çağın getirdiği değişimleri benimsemesine yardımcı olabilir.
Bulut kariyerine yeni başlayanların çoğu aynı zamanda dijital yerlilerdir. Bu yeni nesil mobil cihazlarla büyüdü, sesli teknolojileri anlıyor ve sanal olarak nasıl çalışacaklarını biliyorlar. Veriler ve cihazlar hakkında farklı düşünüyor, teknoloji ve neler yapabileceği hakkında modern ve yenilikçi kavramları benimsiyorlar. Böyle bir enerjinin ve yüksek standartların çözüm mimarları ve geliştiricilerden oluşan ekipleriniz için neler yapabileceğini bir hayal edin.
2. Çalışanlarınızdan en iyi şekilde yararlanın.
En değerli çalışanlarınızdan en iyi şekilde nasıl yararlanabilirsiniz? Onlara eğitecekleri, akıl hocalığı yapacakları ve birlikte çalışacakları bir ekip vererek. Farklı deneyim seviyelerine sahip kişilerin olduğu ekipler oluşturmak, ekip içindekilerin birbirlerini tamamlamalarına ve birbirlerinden öğrenmelerine yardımcı olur. Bulutta yeni olanlar, deneyimli ve güvendiğiniz birinin verdiği akıl hocalığı ile onları destekleyen bir ortamda becerilerini geliştirebilirler.
Bulutta deneyimi olan çalışanlarınızı, giriş seviyesindeki yetenekli çalışanlar ile destekleyerek, projelerin daha değerli yönlerini üstlenmeleri için onlara zaman da yaratabilirsiniz. Ekip, bir projenin inşa kısmıyla ilgilenirken onlar da daha karmaşık görevler, strateji ve tasarıma odaklanabilirler. Hatta kadrolu çalışanlarınıza yetenekleriyle daha uyumlu görevler vermek, onların daha uzun süre sizinle kalmalarını sağlayabilir. 2020 yılında Deloitte tarafından yapılan bir ankete göre, becerilerinin şirketleri tarafından etkili bir şekilde kullanıldığını düşünen katılımcılar, mevcut işverenleriyle kalma olasılıklarının daha yüksek olduğunu söylüyor.
Ancak, hem giriş seviyesindeki hem de deneyimli çalışanlarınızdan en iyi şekilde yararlanmak için onların gelişimini de desteklemeniz gerektiğini unutmayın. Global Knowledge’a göre 2019 yılında BT karar vericilerinin yalnızca yüzde 59’u eğitim çalışmalarını onaylamış. Rapor, yetenek konusundaki açıklığın önde gelen nedenlerinden birinin eğitim eksikliği olduğu düşünüldüğünde eğitime destek verilmemesinin kafa karıştırıcı olduğunu belirtiyor. Ekibinize gerekli destek ve kaynağı sağladığınızdan emin olun, böylece şirketiniz ihtiyaç duyduğu yetenekleri elinde tutabilir.
3. Giriş seviyesindeki yeteneklere yatırım yapmak zaman, para ve kaynaktan tasarruf etmenizi sağlar.
Yetenekli eleman eksikliği sorununun ciddi finansal ve ticari yansımaları da olabilir. IDC, 2020’de kuruluşların yüzde 90’ının BT yetenekleri eksikliği sebebi ile proje planlarını değiştireceğini, ürün/hizmet sürümlerini geciktireceğini, maliyetlerinin artacağını veya gelir kaybı yaşayacaklarını tahmin ediyor. Giriş seviyesindeki yetenekleri işe almak, BT eleman açığınızı kapatarak şirketinizin iş hedeflerine ulaşmasına ve talepleri zamanında karşılamasına yardımcı olabilir.
“Küçük şirketlerin bütçeleriyle gerçekten deneyimli insanları işe almaları zor olduğundan, giriş seviyesindeki yetenekleri işe almak ve onları geliştirmek daha önemli hale geldi. Bu yüzden yeteneklerimizi kendimiz yetiştirmeyi seviyoruz,” diyor Londra’daki Scale Factory’nin CEO’su Jon Topper. AWS re/Start programı mezunlarından birini işe alan şirket, sağlam temel bulut becerilerine sahip ve bulut kariyerlerini geliştirmekle ilgilenen kişileri işe almaya odaklanıyor. Sadece bulunması zor teknik becerileri gelişmiş insanları işe almayı hedeflemek yerine temel bilgi, teknik yatkınlık, potansiyel ve öğrenme isteği gibi özelliklere önem veriyor.
Araştırmalar, çalışanlarınıza yatırım yapmanın onları şirketinizde tutma oranına yardımcı olabileceğiniz gösteriyor. 2018 LinkedIn Learning raporuna göre, çalışanların yüzde 94’ü, kariyer gelişimlerine yatırım yapmaları halinde bir şirkette daha uzun süre kalacaklarını söylüyor.
4. Farklı yeteneklerden oluşan bir ekip daha akıllı ve istikrarlı olur.
Kuruluşunuz genelinde hem yetenek hem deneyime dengeli bir şekilde yer vermek istikrarın oluşmasına yardımcı olabilir. Deneyimi yüksek bir-iki çalışanınız varsa, biri işten ayrıldığında ne olacak? Sadece birkaç yeri doldurulamaz çalışanlara bağlı olmayan, güçlü, birbirini destekleyen ve dayanıklı ekipler oluşturmak iş sürekliliği ve finansal istikrar sağlamanıza yardımcı olabilir.
Çeşitli becerilere, geçmişlere ve deneyime sahip kişileri işe almak, işle ilgili karar alma ve inovasyon süreçleri üzerinde de olumlu bir etki yaratır. Araştırmalar, çeşitliliği fazla olan ekiplerin daha akıllı ve yenilikçi olduğunu gösteriyor.
Kıtlığı fırsata çevirmek
Bulut konusunda deneyimi yüksek insanların azlığı, birçok işletme için büyük bir endişe kaynağı. Ancak bu kıtlık, yetenekleri farklı bir şekilde işe almak, eğitmek ve elde tutmak için bir fırsata dönüştürülebilir.
Her boyuttan şirket farklı deneyim seviyelerine sahip, çeşitliliği yüksek, dirençli ekipler oluşturarak ve bunlara yatırım yaparak yetenek eksikliğinin üstesinden gelebilir. Şirketler sadece hem bulması hem elde tutması zor kişileri aramak yerine, sağlam temel bulut becerilerine sahip, giriş seviyesindeki yeteneklere yatırım yapmalıdır.
Dünya genelinde üniversiteler, eğitim programları ve stajlardan, bulutta uygulamalı deneyime ve kariyerlerine başlama hevesine sahip insanlar çıkıyor. Bunların bazıları sektörde bilinen bulut sertifikalarına bile sahip. Ve onlar mevcut yetenek boşluğunu doldurmanın ve işinizin gelişmesine yardımcı olmanın anahtarı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Doğan Holding Kurumsal Yatırımcı Buluşması, Türkiye’nin önde gelen yatırım kurumlarının katılımıyla gerçekleşti.
Yatırımcılar toplantısında konuşan Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş: “Pandemi şartlarına rağmen yatırımlarımız planlandığı gibi ilerliyor”
Doğan Holding’in pandemi önlemleri çerçevesinde internet üzerinden düzenlediği ‘Yatırımcı İlişkileri Webinar’ına yatırımcılar büyük ilgi gösterdi. Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş, Doğan Holding CFO’su Bora Yalınay, Doğan Holding Sermaye Piyasaları, Finansal Raporlama ve Bütçeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Doğu’nun konuşmaları ile başlayan, Aytemiz Akaryakıt Genel Müdürü Erol Varlık, Doğan Enerji CEO’su Burak Kuyan, Ditaş Genel Müdürü Osman Zeki Sever, Doğan Holding Otomotiv Grubu Genel Müdürü Kağan Dağtekin, Çelik Halat CEO’su Serdar Seylam ve Kanal D Romanya CEO’su Uğur Yeşil’in detaylı bilgiler verdiği toplantıya, Türkiye’nin önde gelen aracı kurumlarının, portföy yönetim şirketlerinin ve emeklilik fonlarının yönetici ve temsilcileri katıldı. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen buluşmada hem Holding’in, hem de Holding bünyesindeki şirketlerin finansal performansı değerlendirildi.
Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş toplantıda; Doğan Holding’in 2020’nin üçüncü çeyrek dönemindeki performansıyla ilgili olarak; alınan tedbirler, etkin kriz ve süreç yönetimi ve maliyet tasarrufları ile Kovid-19’un olumsuz etkilerinin sınırlandırıldığını, etkin bir şekilde belirsizliği yönettiklerini belirterek, genel anlamda konsolide net nakitte artışlar elde ettiklerini, kâr marjlarında, giderler ile maliyetlerde ise iyileşme sağlandığını kaydetti.Türkiye’nin zorlu ekonomik koşullarına rağmen Doğan Holding’in bu yıl yatırım stratejisinin planlanan yönde ilerlediğini vurgulayan Çağlar Göğüş, şunları söyledi:
Yatırım Bankasının 2021 ilk çeyrekte faaliyete geçmesi öngörülüyor
“Doğan Holding olarak, 2018 yılında başlattığımız, 2019’da sürdürdüğümüz odaklanma ve verimlilik stratejisi çerçevesinde stratejik alanlara yatırım yapan özel sermaye fonu özelliğinin daha da ön plana çıkacağı bir 2020 yılı öngörmüştük. Doğan Holding olarak yeni yatırımlar için yabancı para geliri olan, ihracatı olan, iç piyasa ile dış piyasa dengesini yönetebileceğimiz, katma değer yaratan özellikli kimyasallar, oto yan sanayii, ambalaj ve finans sektörlerine ve yenilenebilir enerji sektörüne odaklanıyoruz. Aynı zamanda mevcut işlerimizde de organik olarak büyümek için yatırımlar yapıyoruz. Hızlı büyüyen, yüksek katma değerli sektörlere yatırım stratejimiz kapsamında, Temmuz’da SESA Ambalaj ve Plastik Sanayi Ticaret AŞ’nin yüzde 70’ini, satın aldık.Grubumuzun e-ticaret ve bankacılık deneyiminden faydalanarak, dijital teknolojilerle donatılan bir yapıyla, üst düzeyde yatırım bankası hizmetlerini ve fonlamayı birlikte sunacak ve aynı zamanda KOBİ’leri hedefleyen, önemli fintech ürünlerine yönelik çalışmaların planlandığı yatırım bankası kurmak için lisans iznimizi aldık. Faaliyet izni çalışmalarına devam ediyoruz, 2021’in ikinci çeyreğinde faaliyete geçebileceğimizi tahmin ediyoruz.”
“Sağlıklı ve dengeli portföyle krizlere dayanıklıyız”
Doğan Grubu’nun portföyüne bakıldığında FAVÖK ve net kâr dağılımının oldukça sağlıklı ve dengeli olduğunun görüleceğine dikkat çeken Göğüş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enerji, yenilenebilir enerji, sanayi, yurt dışındaki medya yatırımlarımız, teknoloji işlerimiz, finansal hizmetler ve otomotiv şirketlerimiz giderek daha sağlıklı bir portföy dağılımına ulaşmış durumda. Bizim için sağlıklı portföyün kriterleri de sürdürülebilir büyüme, kâr ve FAVÖK bakımından bir şirkete çok fazla bağımlı olunmaması ve çok iyi yönetimle katma değer sağlanabilmesidir.Tüm bunlar grubumuzu krizlere karşı daha dayanıklı hale getirdi. Önümüzdeki dönemde de stratejik hedeflerimizden sapmadan yatırımla büyüyen bir şirket olmaya devam edeceğiz.”
Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş bir kriz yılı olan 2020’de Holding’in brüt kâr marjlarının 2 puanın üstünde arttığını belirterek, 2021 yılına bakıldığında ise Doğan Şirketler Grubu’na ait Aytemiz Petrol, Doğan Enerji ve Sesa ile Kanal D Romanya’dan büyüme beklenildiğini ifade etti. Bu dört şirketimizin kardaki payları önemli ancak tüm şirketlerimizden değer yaratma planları çerçevesinde iddialı büyüme bekliyoruz diyerek sözlerine devam etti.
Doğan Holding CFO’su Bora Yalınay ise Holding’in faaliyet kârlılığının geçen yılın aynı dönemine göre %40 artarak, 789 milyon TL’den 1.108 milyon TL’ye çıkarken, FAVÖK marjının ise %5,7’den %8,5’e yükseldiğinin altını çizdi. Ambalajda derinleşmek adına SESA yatırımının yapıldığını belirterek, “Avrupa ve Amerika dahil tam 35 ülkede ihracatı olan ve ürünlerinin çoğunun geri dönüştürebilir olduğu SESA’da beklenilen büyümenin %9 oranına yükseldiğini söyledi.
Doğan Holding Sermaye Piyasaları, Finansal Raporlama ve Bütçeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Doğu, son iki yılda 361,7 mn TL temettü dağıttıklarını ve önümüzdeki yıl temettü endeksine girme hedefleri olduğundan bahsetti. Ayrıca yılbaşından bu yana BİST 30 Endeksi’ne göre Doğan Holding’in yaklaşık %45 daha iyi performans gösterdiğini vurguladı. Doğu, önümüzdeki dönemde de pay geri alım programını devam ettirmeyi planladıklarını iletti.
Doğan Holding şirketleriyle ilgili öne çıkan bazı satır başlıkları ise şöyle: – Kovid-19 süresince en çok etkilenen sektörlerden biri olan akaryakıt sektörüne ilişkin gündemi değerlendiren Aytemiz Akaryakıt Genel Müdürü Erol Varlık, bu kapsamda alınan tedbir ve önlemleri paylaştı. Etkin bayi ağı yönetimi; maliyet kontrolleri, işletme sermayesinde verimlilik ve fiyatlardaki dalgalanmalar karşısında stok yönetimi tedbirleri ile 3. çeyreği olumlu kapattıklarını belirtti. – Doğan Enerji Genel Müdürü Burak Kuyan, Türkiye’nin en verimli santrallerinin de içinde bulunduğu yenilenebilir enerji portföyünü arttırmanın ve yeşil enerji konusundaki odaklanmanın 2021 yılında da devam edeceğini vurguladı. – 2020 itibariyle Almanya başta olmak üzere 38 ülkeye ihracat yapan Ditaş’ın Genel Müdürü Osman Zeki Sever, mevcut ihracat pazarı ve 2021 pazar hedefleri, güçlü AR-GE merkezleri özelinde talebe özel ürün geliştirme çalışmalarından bahsetti. Güvenli ürün sertifikasını da alan Ditaş’ın brüt kâr marjında iyileşme sağlandı. – Çelik Halat Genel Müdürü Serdar Seylam, 2020’de gerçekleşen toplamda 11 yeni projeden bahsederek 2021 yılında odaklanacakları üretim alanlarını ve yatırım hedeflerini paylaştı. Türkiye’de tüm otomotiv sektörü tarafından kullanılan Çelik Halat’ın ürettiği teller için ihracatın kısıtlı olduğunu, ancak yurt içi satışlara devam edildiğini belirten Seylam, yüksek performanslı halat üretimine başlandığını ve halat kapasitesinde 2022 sonuna kadar %50 artış beklediklerini, beton demeti çalışmalarında ise Brezilya ve Güney Amerika’ya ihracata başlanacağını belirtti. – Doğan Holding Otomotiv Grubu Genel Müdürü Kağan Dağtekin, 2020’de pandemi şartlarına hızla uyum sağlayarak müşterilere evden çıkmadan otomobil satın alabilme imkânı sağlayan, sabit fiyat garantili ön satış gibi uygulamalara başladıklarından bahsetti. Dizel satışlar %40 gerilerken, benzinli hibrid satışların %55 ilerlediğinden bahseden Dağtekin, 2021 için yeni marka ve hizmetlerle birlikte distribütörlükte %51, perakende sektöründe de %49 büyüme hedeflediklerini açıkladı. – Kanal D Romanya Genel Müdürü Uğur Yeşil, Kanal D Romanya ile televizyon segmentinde Romanya’da ilk 3 kanal içine girmeyi başardıklarını ve son 10 yılda Romanya’da tek büyüyen kanal olduklarını paylaştı. Kendi içeriğini kendisi üreten kanal, geçen yıla oranla %13 büyüme yaşadı, kâr marjı ise %30 oranında arttı.
Doğan Grubu Hakkında:
61 yıldır Türkiye ekonomisine değer katan Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş., iş dünyasına Onursal Başkan Aydın Doğan’ın 1959 yılında Mecidiyeköy Vergi Dairesi’ne kaydolması ve 1961’de otomotiv alanında ilk şirketini kurması ile girmiştir. Bugün Doğan Grubu Şirketleri faaliyette bulundukları enerji, sanayi, motorlu taşıtlar, finansal hizmetler, medya ve turizm alanlarında yenilikçi vizyonları ile öncü rol üstlenmektedir. Doğan Grubu’nun, bünyesinde yer alan tüm şirketleriyle birlikte uyguladığı kurumsal ve etik değerler, iş dünyasındaki diğer kurumlara da örnek teşkil etmektedir. Üretim faaliyetleri ve ticari faaliyetlerinde küresel başarıyı hedefleyen Doğan Grubu, yurt içinde ve yurt dışındaki gelişmeleri yakından takip etmekte, uluslararası gruplarla kurduğu stratejik iş birlikleri sayesinde faaliyetlerini verimli bir şekilde yürütmektedir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Türkiye çok katlı pazarlama sektöründe yeni bir yatırım
Unice Multibrand Türkiye, lider olma hedefi ve Türkiye’de bir ilk olan “multi brand-çok marka” konseptiyle çok katlı pazarlama sektörüne girdi.
Tek marka satış sistemine alternatif oluşturan Unice Multibrand Türkiye; merkezi Ukrayna’da olan Unice Multibrand ile Türkiye’nin köklü kozmetik şirketleri Akten Kozmetik ve Fon Kozmetik’in deneyimlerinden aldığı güçle kuruldu.
Unice Multibrand Türkiye Ortağı ve Genel Müdürü Gökhan Kara, “Sektörü büyütmeye ve lider olmaya geldik. En büyük farkımız ‘multi brand’ konseptini uyguluyor olmamız. Kendi ürünlerimizin yanı sıra birçok başka markanın ürünlerini tüketicilerle buluşturacağız. Deneyimimiz ve güçlü ortaklık yapımızla Türkiye’deki dengeleri değiştireceğiz” açıklamasında bulundu.
Unice Multibrand Türkiye, yüzde 100 yerli bir şirket olarak Unice Multibrand’in kurucusu Sinan Şen, Akten Kozmetik’in ortakları Gökhan Kara ve Banu Çelikoba, Fon Kozmetik’in ortakları Yakup Atıcı ve Adlan Seçgül’ün iş birliğiyle kuruldu. Böylelikle, “multi brand” sistemiyle Ukrayna’da 2017 yılında kurulan ve kısa sürede Ukrayna çok katlı pazarlama sektörünün lideri olan Unice Multibrand de yepyeni bir yapılanmayla Türkiye’de hayat bulmuş oldu. Unice Multibrand Türkiye, Unice Multibrand Ukrayna’nın “know how”undan yararlanarak çalışmalarını sürdürüyor.
Unice Multibrand Türkiye, tek değil pek çok markanın ürününü satışa sunuyor. Ukrayna’da olduğu gibi Türkiye’de de bir “ilk” olan “multi brand” sistemiyle Unice Multibrand Türkiye, yepyeni bir katalog sistemi getiriyor.
Unice Multibrand Türkiye Genel Müdürü Gökhan Kara: “Her üretici bir fabrika bizim için”
Unice Multibrand Türkiye Genel Müdürü Gökhan Kara, Türkiye doğrudan satış sektörünün 2020 yılını 3 milyar TL’lik büyüklükle kapatacağına, pandemi döneminde birçok kişinin bağımsız girişimci olarak sektöre girmesiyle, Mart-Temmuz 2020 tarihleri arasında ciro bazlı olarak 2019 yılına göre %85 büyüme gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
Gökhan Kara, sektörde güçlü ve global oyuncular olsa da Türkiye’nin çok katlı pazarlama açısından halen büyük fırsatlar taşıdığını belirterek, “Sektörü büyütmeye ve lider olmaya geldik. En büyük farkımız ‘multi brand’ sistemini uyguluyor olmamız. Unice Multibrand’in Ukrayna’da uyguladığı ‘multi brand’ sistemini bazı küçük değişikliklerle Türkiye’nin yerel şartlarına uygun hale getirdik, orada edinilen deneyimleri Türkiye’ye aktarmaya başladık. Kendi ürünlerimizin yanı sıra birçok başka markanın ürünlerini tüketicilerle buluşturacağız. Sadece tek üretici değil, her üretici bir fabrika bizim için. Deneyimimiz ve güçlü ortaklık yapımızla Türkiye’deki dengeleri değiştireceğiz” açıklamasında bulunuyor.
Unice, Akten Kozmetik ve Fon Kozmetik markalı ürünlerin yanı sıra kalite sertifikalarına sahip 23 farklı markanın ürünlerine kataloğunda yer veren Unice Multibrand Türkiye; yerli üretim, doğal, kaliteli, teknolojik, insana ve çevreye saygılı ürünler, ayrıca geniş bir ürün yelpazesi vadediyor. İlki 1 Kasım 2020’de yayınlanan Unice Multibrand Türkiye kataloğunda renkli kozmetikten cilt ve saç bakım ürünlerine, parfümden sağlıklı yaşam ve ev bakım ürünlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede yaklaşık 500 ürün satışa sunuluyor. Süreç içinde ürün çeşidi 1.500’e çıkarılacak, ayda bir yayınlanacak kataloglarda %20-25 oranında yeni ürün yer alacak.
İstihdama katkı sağlıyor
Çok katlı pazarlamanın en önemli unsurlarından olan ve ürünlerin tüketiciye ulaşmasında kilit rol oynayan girişimcilerini huzur ve mutluluk odaklı bir ortam, sürdürülebilir başarı ve uzun soluklu kazanç planı sunarak titizlikle seçen Unice Multibrand Türkiye, yola 10.000 girişimciyle çıktı, bir yıl içinde bu sayıyı 300.000 kişiye ulaştırmayı hedefliyor. Unice Multibrand Türkiye, bu şekilde girişimcilere yepyeni bir şekilde sermaye gerektirmeyen bir gelir modeli sunarken istihdama da katkı sağlıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi
Mersin’de düzenlenen TISİAD tarafından düzenlenen 4. Türkiye-Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi’nin ardından açıklama yapan TİSİAD BAŞKANI NEVAF KILIÇ, “Ülkeler arasında büyük bir uyum vardı. Çok verimli bir ortam ve hava yakaladık” dedi.
Türkiye – Irak Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TISİAD) tarafından Mersin’de 4. Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi gerçekleştirildi. IKBY Bölge Bakanı Sayın Aydın Maruf ,Duhok Valisi Sayın Dr.Ali TATAR, Süleymaniye Valisi Sayın Dr.Haval Abubaker Hussein, Kerkük Valisi Sayın Rakan Saeed Ali’ nin de katıldığı Irak ve Türkiye’den yüzlerce iş adamının ve onlarca ticaret dernek ve kuruluşunun katıldığı zirve çok önemli isimlere konuk oldu. Irak’ ın 18 vilayetinden katılımın sağlandığı zirve 4 gün sürdü.
Yüksek seviyeden protokol katılımlarının da olduğu zirvede yerli ve yabancı sanayi şirketleri ve iş insanları bir araya gelerek önemli fikir alışverişleri ve anlaşmalar da gerçekleştirdi. Oldukça başarılı geçen zirvenin ardından TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç açıklama yaptı.
“ORTADOĞU YENİDEN HAYAT BULACAK”
Ortadoğu’nun Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi gibi etkinliklerle yeniden hayat bulacağına değinen Başkan Kılıç, “Bizler TİSİAD olarak, Türkiye ve coğrafyamıza büyük katkılar sağlayan Türkiye – Irak Yatırım ve Ticaret Zirvesi’nin 4’üncüsünü gerçekleştirmekten büyük onu ve sevinç duyuyoruz. Zirvenin 5. oturumu için de düşünceler ve planlar üretmeye başlıyoruz. Biliyoruz ki her bir zirve Ortadoğu’nun ekonomik ve sosyolojik olarak yeniden hayat bulmasına vesile olacak. Halkların kardeşliğini, ülkelerin işbirliği sağlamak, ekonominin dışında pekiştirdiğimiz çok yegane unsur ve olgular” dedi.
“ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”
10’uncu zirvenin hayalini kurarak çalıştıklarını dile getiren Başkan Kılıç, “Zirve kapsamında Irak’tan gelen iş adamları ve sanayi kuruluşu temsilcileri, protokol üyeleri Mersin’i gezme görme fırsatı da buldu. Düzenlenen çeşitli oturumlarla yerli ve yabancı yatırımcılar bir araya geldi. COVİD-19 sebebiyle iki ülke arasında düşen ticaret hacmini genişletebileceğimiz, çok güzel ve verimli bir hava yakaladık bunu kaybetmekte istemiyoruz, bu pandemi ortamının el verdiği zamanda Zirvede başlayan ticari görüşmeleri pekiştirmek için iadeyi ziyaret yapmayı planlıyoruz. Zirvede emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Türk ticareti Ortadoğu için ne kadar önemliyse, Ortadoğu ticareti de Türkiye için o kadar önemli. Bunun altyapısının sağlamlaştırılmasında emeği geçen ve katılımlarıyla zirveye değer katan değerli iş insanlarına ve ülkelerin yönetimlerinde söz alan isimlere de tek tek teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olarak Hulusi Horozoğlu atandı
Yatırım bankası kurmak için lisans iznini alınan ve faaliyet izni alınma aşamasında olan D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olara Hulusi Horozoğlu atandı
Doğan Holding, lisansını aldığı ve 2021’in ilk çeyreğinde faaliyete geçirmeye hazırlandığı D Yatırım Bankası A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü görevine deneyimli bankacı Hulusi Horozoğlu’nu getirdi.
Grubun e-ticaret ve bankacılık deneyiminden faydalanarak, dijital teknolojilerle donatılan bir yapıyla, üst düzeyde yatırım bankası hizmetlerini ve fonlamayı birlikte sunacak ve aynı zamanda KOBİ’lere yönelik önemli fintech ürünlerine yönelik çalışmaların planlandığı D Yatırım Bankası’nın Genel Müdürü olarak atanan Horozoğlu’nun, bankacılık sektöründe uzun yıllar hem yerel hem de uluslararası pazarlarda çok önemli deneyimleri bulunuyor.
Hulusi Horozoğlu kimdir?
2000 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan Hulusi Horozoğlu, kariyer hayatına aynı yıl Citibank’ta Yönetici Adayı Programında başladı. 2001-2004 yılları arasında Finansal Kurumlar Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Hulusi Horozoğlu, 2004 yılı itibariyle kariyerine HSBC’de devam etti. HSBC Türkiye’de Kurumsal Bankacılık Müşteri İlişkileri Müdürlüğü görevi sonrası 2005 yılında Citibank Türkiye’de Finansal Kurumlar ve Kamu Sektörü Kıdemli Müdürlük yaptı. 2006-2012 yılları arasında ise Citigroup Dubai’de Global İslami Bankacılık, Sendikasyonlar ve Uluslararası Sermaye Piyasaları Direktörlüğü ile Suudi Arabistan ve Umman’dan sorumlu Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2012 yılında tekrar HSBC Türkiye’ye katılan Horozoğlu, 2014 yılına kadar Küresel Sermaye ve Borç Finansmanı Grup Başkanlığı görevini yerine getirdi. 2014-2016 yılları arasında Küresel Bankacılık ve Yatırım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevini üstlendi. 2016-2018 yılları arasında ise HSBC Türkiye Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcılığı görevinin yanı sıra 2017-2018 yıllarında Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi Kurumsal ve Ticari Bankacılık Müşteri Yönetimi Bölge Başkan Vekili görevini de yürüttü. Horozoğlu, 2020 Eylül ayında D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olmasına kadar, 2018 yılından bu yana HSBC Dubai’de Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi, Bölge İş Geliştirme Başkanı olarak çalıştı. Horozoğlu evli ve bir çocuk babasıdır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)