Aylık arşivler: Aralık 2020

​HUAWEI Mate40 Pro HUAWEI’nin en çevreci akıllı telefonu

HUAWEI, şimdiye kadarki en çevreci akıllı telefonunu piyasaya sürerek daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik adımlarını güçlendirdi. Yeni piyasaya sürülen HUAWEI Mate40 Pro, plastik ambalajda yüzde 28, kağıt belgelerde yüzde 90 azalma sağlıyor ve basılı garanti belgesini ortadan kaldırıyor. Yeni HUAWEI Mate40 Pro kutu ambalajında yalnızca yüzde 3,8 plastik içeriyor.
Huawei, insanların sürdürülebilirlik hakkında fikirlerini öğrenmek için yaptırdığı araştırma sonucunda, Avrupalı tüketicilerin dörtte birinin 2025 yılına kadar plastik ambalajların kaldırılmasını istediğini ortaya çıkardı. Ancak tüketicilerin endişelendiği şey yalnızca plastik değil. Katılımcıların yüzde 71’i kağıt tüketimini azaltmaya yardımcı olmak için kağıt belgelerin ambalajından çıkarılmasını istiyor. HUAWEI, yüzde 90 daha az kağıt dokümantasyonu sağlayabildiği dijital garanti belgesine geçti. Kullanıcılar tüm bu belgelere cihazdaki QR kodu tarayarak ya da Huawei’nin internet sitesinden indirerek kolayca erişebilecekler. Ek olarak, Hızlı Başlangıç Kılavuzu da 340 sayfadan 44 sayfaya düşürüldü. Her ne kadar kanunlar şu anda kağıt kılavuzun kaldırılmasını engellese de, Huawei gelecekte daha iyi bir çözüm sunmak için bunun da üzerinde çalışıyor.
Ek araştırma bulguları:
Araştırma, Ekim 2020’de Huawei adına Censuswide tarafından yapıldı. Tüketicilerin yarısı (yüzde 55) her gün geri dönüşüm yapıyor ve tamamen döngüsel bir ekonomi elde etmek için daha önümüzde uzun bir yol olduğunu vurguluyor. Neredeyse dörtte biri (yüzde 23), geri dönüşümün önündeki en büyük engelin neyin geri dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğine dair kafa karışıklığı olduğunu belirtti. Birçok yanlış inancın aksine, streç film (yüzde 30), yağlı pizza kutuları (yüzde 59) ve gevrek paketleri (yüzde 37) büyük ölçüde geri dönüştürülebilir. Yüzde 20’si ayrıca eski elektronik cihazlarını geri dönüştürmek veya yeniden kullanmak yerine çöpe attığını dile getirdi. Yüzde 1’i, 10’dan fazla eski telefona sahip olduğunu belirtti. 5 kişiden 1’i akıllı telefonlarının geri dönüştürülebilir olduğunun farkında değil. İnsanların yüzde 43’ü daha sürdürülebilir yaşamak istiyor.
Sürdürülebilirliğe bağlılık
Tüm plastikleri ambalajdan çıkarma misyonuna bir adım daha yaklaşan Huawei, HUAWEI Mate40 Pro’nun çevreci kimliğini daha da geliştirdi. Ambalajda petrol bazlı mürekkep yerine yüzde 100 ayrışabilir soya fasulyesi mürekkebinin kullanılmasıyla birlikte çevre kirliliğinin başlıca kaynağı olan kanserojenlerin ve VOC’lerin üretimini azalttı.
2013 yılından bu yana uygulanan bir dizi yeşil girişim aracılığıyla Huawei, emisyonları azaltmak, yenilenebilir malzemelere yatırım yapmak, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini desteklemek için atıkları geri dönüştürmek ve yeniden kullanmak gibi daha yeşil bir gelecek yaratmaya yardımcı olmaya yönelik önemli adımlar attı.
Biyoplastikleri 2013’ten bu yana yoğun bir şekilde kullanan Huawei, petrol bazlı plastik üretiminin olumsuz çevresel etkilerini azaltmaya da yardımcı oluyor. Kullanılan biyoplastiklerin yüzde 30’undan fazlası, karbondioksit emisyonlarını yüzde 62,6 oranında azaltan çevre dostu hint yağından geliyor ve 2018’den bu yana Huawei karbon emisyonlarını emisyonları 612 ton azalttı.
Huawei geçen yıl 1.468 ton atık elektroniği geri dönüştürdü ve bu yıl 3.000 tondan fazlasını geri dönüştürme yolunda ilerliyor. Huawei ayrıca 2019’da geri dönüştürülmek üzere iade edilen cihazların yüzde 86’sını yeniden kullandı.
Enerji verimliliği söz konusu olduğunda, 2015-2019  yılları arasında güneş enerjisi kullanımı sayesinde Huawei, karbon emisyonlarını 89.000 ton azalttı.
Huawei, ürünlerini onarmak ve yeniden kullanıma sunmak için de çok çalışıyor. Dünya çapında 3.030 onarım merkezi ile kolay erişilebilir onarım hizmetleri sunuyor ve 2015’ten bu yana 500.000’den fazla kullanılmış telefon, Huawei’nin değişim programı sayesinde yeni sahiplerini buldu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​Gribal enfeksiyon belirtilerine dikkat!

Covid – 19 ve gribal enfeksiyon semptomlarının birbirine benzediğine dikkat çeken uzmanlar, eğer gribal enfeksiyon belirtileri varsa Covid-19’a yakalanmış olma riskinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Uzmanlar, bu süreçte sağlıklı beslenebilmek için tüketilecek gıdaların lifli, protein oranı yüksek, mineral ve antioksidan bakımından zengin olmasının önemine vurgu yapıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, Covid – 19 belirtileri ve salgına karşı yapılması gerekenlere ilişkin önerilerde bulundu.
Gribal enfeksiyona dikkat edilmeli
Covid-19 ve grip hastalığının semptomları birbirine benzediğine dikkat çeken Dr. Ayhan Levent, sözlerine şöyle devam etti:
“Kişide gribal enfeksiyon belirtileri varsa Covid-19 olma riski akılda tutulmalı, yakın çevreye bulaştırmama adına izole kalınmalıdır. Bu sayede çalışma arkadaşları ve beraber yaşanılan kişiler korunmuş olur. Evde izolasyonda mümkünse tek başına bir odaya vakit geçirip, kullanacağı lavabonun ayrılması ve bulundukları odanın uygun şekilde sıkça havalandırılması gerekir. Test yapılana kadar hastalık şüphesi olan kişiler odadan maskesiz çıkmamalı. Sağlık Bakanlığı’nın önerisine göre; ateş, öksürük, nefes darlığı, kas ağrısı, baş ağrısı, ishal, tat ve koku almada azalma belirtilerinden en az 2 tanesi varsa kişiye Covid-19 tanısına yönelik test yapılabilir. Bu şikayetleri olan kişiler vakit kaybetmeden en yakın sağlık kurumuna gitmeli”
Virüse karşı haftada 2 gün balık tüketilebilir
Koronavirüsün bulaşmasını tek başına engelleyebilecek veya tedavi edebilecek herhangi bir gıda olmadığını hatırlatan Levent, “Sağlıklı ve dengeli beslenmenin, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile beraber bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlandı. Tüketilecek gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olması dengeli beslenme yönünden büyük önem taşıyor. Sebze ve meyve alımı ön planda tutulmalı, haftada 2 gün balık, mümkünse her gün yumurta, peynir ve kuru baklagil tüketilmeli. Bunların yanı sıra yeterli su tüketiminin sağlanması ve günlük beslenmede zeytinyağı kullanılmasını öneriyoruz” dedi.
Tetkik yapılmadan takviye kullanılmamalı
Tetkik yapılmadan ek takviye edici vitamin ve mineral alınmaması gerektiğini vurgulayan Dahiliye Uzmanı Dr. Ayhan Levent, “Son 6 ay içinde yapılan kan tetkikleri yoksa aile hekiminden veya dahiliye hekiminden kan tahlili istenip mineral veya vitamin eksikliği olması durumunda uygun doz ve sürede vitamin ve mineral takviyesi hekim tarafından yapılmalıdır” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Range Rover Velar Yıl Sonuna Özel Faiz Avantajıyla Showroomlarda

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu Land Rover, Aralık ayında geçerli olmak üzere Range Rover Velar’da 400.000TL’ye 12 ay %0 faiz finansman seçeneği sunuyor. 2.0lt 180 BG ve 240 BG dizel motor seçenekleriyle tercih edilebilen Range Rover Velar, Borusan Otomotiv Land Rover Yetkili Satıcıları’nda tutkunlarını bekliyor.
Land Rover’ın Online Rezervasyon Platformu üzerinden stokta olan renk ve donanım özelliklerine göre incelenebilen Range Rover Velar, onlinesatis.landrover.com.tr adresinden rezerve de edilebiliyor. Ayrıca bu platform üzerinden Range Rover Velar ile ilgili merak edilen detaylar Online Video Chat ile anlık olarak sorulabildiği gibi, arzu edildiğinde müşteri temsilcisi ile görüntülü olarak da görüşülebiliyor.
Lüks SUV Anlayışını Değiştirdi
Göz alıcı görünümü ve kesintisiz tasarım çizgisini vurgulayan gizli kapı kollarıyla dikkatleri üzerine çeken Range Rover Velar, sadelik felsefesi üzerine geliştirildi. Range Rover Velar, segmentinde standartları yeniden belirlerken aynı zamanda teknolojik detayları ile de ön plana çıkıyor. Range Rover Velar’da kabinde hava değişimlerini farkeden Hava Kalite Sensörü ile birlikte daha hijyenik ve ferah bir ortam sağlayan Hava İyonizer Teknolojisi de sunulan özellikler arasında yer alıyor.
Hafif alüminyum gövde mimarisi ile üretilen Range Rover Velar, öncü süspansiyon teknolojileri ile her arazide yol almak için mükemmel bir temel oluşturuyor. Range Rover Velar, yenilikçi teknolojilerini, genlerinden gelen off-road özellikleri ile çok iyi bir şekilde birleştiriyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ayça Ayşin Turan: “Bakkaldan hiç sakız çalmadım çünkü bakkal bizimdi.”

Her hafta Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçıları ile PSM Online’dan seyirci karşısına çıkan Signal White Now’ın sunduğu “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin bu haftaki konuğu, genç ve yetenekli oyuncu Ayça Ayşin Turan oldu.
Her hafta Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçıları ile PSM Online üzerinden seyirci karşısına çıkan Signal White Now’ın sunduğu İbrahim Selim’in sevilen şovu “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin bu haftaki konuğu, güzel oyuncu Ayça Ayşin Turan oldu.
Müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara; kültürün her alanına dokunan eğlence dolu dakikalar yaşanan programda Ayça Ayşin Turan’ın samimi itirafları da geceye damgasını vurdu.
İçten ve neşeli tavrıyla dikkat çeken yetenekli oyuncu, aslen Karadenizli olduğunu belirterek kötü Karadeniz şivesine tahammül edemediğini belirtmesi stüdyoda eğlenceli anlar yaşattı. Tahammül eşiği çok yüksek bir insan olduğunu da ifade eden güzel oyuncu, çok limitli bir yapısı olduğunu ancak o limit aşıldığı zaman tersinin çok sert de olabildiğini ifade etmesi dikkatlerden kaçmadı.
Sektördeki cinsiyet ayrımcılığı konusuna da değinen genç oyuncu, iş seçimleri yaparken bu konuya da dikkat ettiğini ifade ederken “ Ama nihayetinde kadınız ve sektörde bu ayrımcılıkla mücadele etmeye devam ediyoruz.” İfadelerini kullanması dikkatlerden kaçmadı.
Üniversitede “Sinema Televizyon” bölümü mezunu olduğunu anlatan yetenekli oyuncu, Hukuk bölümü okuma hayali olduğunun altını çizerken şu anda bu hayalini kısmen gerçekleştirerek “Temel Adalet” bölümünde eğitimine devam ettiğini de belirtti. Program’da kendisine yöneltilen “Küçükken hiç bakkaldan sakız çaldın mı?” sorusuna “Çalmadım çünkü bakkal bizimdi. İstediğimi yiyip içiyordum.” Cevabı ile herkesi güldürdü.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Gülben Ergen albümün tarihini verdi…

Uzun süredir yeni albümü için stüdyo çalışmalarını sürdüren ve sessizliğini koruyan Gülben Ergen albümünün çıkış tarihini sevenlerine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla 25 Aralık olarak duyurdu.
DMC etiketiyle 25 Aralık’ta çıkacak olan albüm Gülben Ergen ‘in kariyerindeki 11’nci albümü.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah” Sergisi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Fatih Sultan Mehmed ve Sultan II. Bayezid dönemlerinin büyük hattatı Şeyh Hamdullah’ı, ölümünün 500. yılında çağdaşları ile birlikte özel bir sergiyle anıyor.
Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nda Şeyh Hamdullah ve çağdaşlarının, Şeyh yolundan giden hattatların ve 16. yüzyılın usta müzehhiplerinin elinden çıkmış nadir eserleri koruyan SSM’in hayata geçirdiği “Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah” sergisi, 15. yüzyılın ikinci yarısı ve 16. yüzyılın ilk yarısında üretilmiş nadir el yazması kitaplar, Kuran-ı Kerim nüshaları, kıtalar ve albümlerden oluşuyor.
SSM koleksiyonunun yanı sıra, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu’ndan derlenen eserlerin de yer aldığı sergide; Topkapı Sarayı Müzesi, Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Dallas Museum of Art ve Hannover Kestner Museum’daki sanatçıya ait eserler, dijital bir yerleştirme ile sanatseverlerle buluşuyor.
 
Suhreveriyye tarikatı Şeyhi Mustafa Dede’nin oğlu olarak dönemin  en seçkin ilim yuvalarından Amasya’da doğan, eğitim alan ve zaman içinde  “Hattatların kutbu”, “Hattatların kıblesi” unvanlarıyla tanınan  Şeyh Hamdullah, Amasya’da uzun yıllar Sancak beyi olan Şehzade Bayezid’in yakın çevresinde yer aldı ve onun dostluğunu kazandı..  Fatih Sultan Mehmed’in 1481’deki ölümü üzerine Osmanlı tahtına çıkan Sultan II. Bayezid’in davetiyle Topkapı Sarayında “Ehl-i Hiref” teşkilatı içinde “katib-i hassa” unvanıyla görev aldı. Farklı yazı stillerine hakimiyeti ile bilinen sanatçı, hat sanatında önemli değişiklikler yaparak günümüze kadar geçerliliğini koruyan “Osmanlı hat” ekolünü yarattı.
 
SSM Müdürü Nazan Ölçer, Kurucumuz Sakıp Sabancı’nın uzun yıllar içinde toparladığı eserlerden oluşan “önemli bir Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’na sahip müzemizde Şeyh Hamdullah ve yakın takipçilerine ait değerli eserler yer alıyor.  Buradan yola çıkarak,  büyük üstadla ilgili kapsamlı bir uluslararası sergi yapmak düşüncemiz geçmiş yıllara uzanmakta.. İçinde bulunduğumuz 2020 yılının Şeyh Hamdullah’ın ölümünün 500. Yılı olması, sergi tarihini de belirlemişti. Ancak önceden bilemeyeceğimiz  husus, bu yılın Covid -19 salgınına denk gelmesi ve sergi kapsamının bu nedenle daralmak zorunda kalması oldu.
Şeyh Hamdullah uzun ömrü içinde olağanüstü değerde eserler yarattı, hat sanatına yeni açılımlar getirdi bu yeniliklerle ufuk açtı, sonraki hattatlara, ölümünden sonra bile önderlik etmeyi sürdürdü. SSM olarak değerli uzmanlar Prof. Dr. Zeren Tanındı ve  Prof. Dr. Muhittin Serin ile  birlikte yurt dışındaki müze ve kütüphane koleksiyonlarından ödünç alınacak eserlerle planladığımız sergimizin kapsamını tüm dünyayı saran Covid-19 salgını yüzünden maalesef daraltmak zorunda kaldık. Sergimizde yer almasını arzu ettiğimiz Topkapı Sarayı koleksiyonundaki bazı eserleri ise Topkapı Sarayı’ndaki yeni yapılanma ve devam eden sayım işlemleri nedeniyle dijital görselleriyle ekleyebildik. Bu koşullara rağmen, büyük sanatçıyı bir sergi ile anmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
Ölümünün 500. Yılında Şeyh Hamdullah Sergisi, salı – cuma günleri 10.00 – 16.00 saatleri arasında SSM Atlı Köşk’te ziyaret edilebilecek. Ziyaretçilerin maske takmasının zorunlu olduğu ve sosyal mesafe kurallarının titizlikle uygulandığı SSM’de tüm ortak alanların detaylı dezenfeksiyonu Sağlık Bakanlığı onaylı insan, hayvan ve çevre dostu “Antimic Nano Teknoloji Dezenfeksiyon” ile sağlanıyor ve havalandırma sistemleri %100 temiz havayla çalışıyor.
 
Şeyh Hamdullah bin Mustafa Dede
Şeyh Hamdullah, Amasyalı Sarıkadızâdeler ailesinden Sühreverdiyye şeyhi Mustafa Dede’nin oğludur. Babası, Buhara’dan Amasya’ya göç etmiştir. Selçuklu döneminde ve Osmanlı’nın fetih yıllarında, Herat, Horasan ve Semerkand gibi kültür merkezlerinden göç eden şair, hattat, nakkaş ve ulema, Konya, Kayseri, Sivas ve Amasya gibi şehirlerde toplanmıştı. Hamdullah, böylece hat sanatının merkezi haline gelmiş Amasya’da, Hayreddin Mar‘aşî’den meşk ederek aklâm-ı sitte’den icâzet aldı. Muhtemelen babası Şeyh Mustafa Dede’nin sohbet meclislerinde Şehzade Bayezid ile tanıştı. Bayezid, onu kendisine hat hocası tayin etti ve ondan icâzet aldı. Daha Amasya’da iken tanınmaya başlayan Şeyh Hamdullah, bu yıllarda Fatih Sultan Mehmed’in hususi kütüphanesi için bazı eserler istinsah etti.
Şeyh Hamdullah, kardeşi Cem Sultan ile yaşadığı taht mücadelesinin ardından 1481’de tahta çıkan II. Bayezid’in daveti üzerine ailesiyle birlikte İstanbul’a gitti. Şeyh Hamdullah en güzel eserlerini sarayda görevlendirildikten sonra vermeye başladı. Bundan sonra eserlerinin ketebesinde “kâtibü’s-sultân Bâyezîd Han” unvanını kullandı.
Şeyh Hamdullah, 1512’de Sultan II. Bayezid’in tahttan feragat etmesinin ve tahta oğlu I. Selim’in geçmesinin ardından inzivaya çekildi. Sultan I. Selim dönemini evinde ibadet ederek ve talebelerinin ziyaretini kabul ederek geçirdi. Babası I. Selim’in ardından 1520’de tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyh Hamdullah’ı saraya davet ederek hürmet gösterdiği ve kendisi için bir mushaf yazmasını istediği, ancak hattatın yaşlandığını ileri sürerek Muhyiddin Amâsî’yi tavsiye ettiği, bunun üzerine Kanuni’nin ona bir samur kürk giydirip hayır duasını aldığı bilinmektedir.
Şeyh Hamdullah’ın bu hadiseden birkaç ay sonra vefat ettiğini söyleyen Müstakimzâde ölümüne şu beyti tarih düşürmüştür: “Şeyh Hamdullāh olup küttâba kıble pîr-i hat / Rihletinde dil dedi târîhini dayf-i ilâh” (926/1520). Dünyevi sıfat ve mevkilere iltifat etmeyen Şeyh Hamdullah, mezar taşına isminin yazılmasını istememiştir. Mezar taşı kitâbesi, daha sonra Sultan II. Mustafa’nın saray hattatı Şâhin Ağa (öl. 1701) tarafından yazılmıştır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

1 Ocak’ta başlıyor/ Online ihracata vergi muafiyeti

Uygulama 1 Ocak 2021 tarihinde başlıyor. Kasım 2020’de Resmi Gazete’de yer alan “Bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun” ile, internet üzerinden yurtdışına satış yapan mikro ihracatçıya yüzde 50 vergi muafiyeti getirildi.
Bu vergi avantajının yurtdışına bireysel olarak satış yapmak isteyenlere can suyu olacağını ifade eden Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Özellikle Kobi’ler, evde kendi ürettikleri ürünleri yurtdışına satmak isteyenler ve yöresel ürünleri dünyaya açmak isteyenler için çok önemli bir teşvik” dedi.
Mikro ihracatçıya makro vergi avantajı. Şahıs firmalarının yurtdışına Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi’yle gerçekleştirdikleri satışlarda yüzde 50 kazanç istisnası getirildi. Posta ve hızlı kargo yoluyla mikro ihracat yapanların, kazancının yüzde 50’si gelir vergisinden muaf tutulacak. TBMM’de kabul edilen kanun, mikro ihracat yapanlar için vergi muafiyeti sunuyor. Buna göre, hızlı kargo taşımacılığı şirketleri tarafından düzenlenen Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) ile mikro ihracat işlemlerinde gerçekleşen mal ihracatından elde edilen kazancın yüzde 50’si gelir vergisinden muaf tutulacak. Uygulamanın 1 Ocak 2021 tarihinde başlayacağını ifade eden Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Pandemi nedeniyle tüm dünyada ülke ekonomilerinin daralmaya gittiği bir belirsizlik döneminden geçiyoruz. Küresel ticaret savaşlarının online cephesinde güçlü olabilmek ve savaştan kazançlı çıkabilmek için özellikle Kobi’lerin mutlaka mikro ihracata yönelmesi gerekiyor” dedi.
KİMLER FAYDALANABİLİR?
17 Kasım 2020’de yayınlanan Resmi Gazete’ye göre, tam mükellef gerçek kişilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 225’nci maddesi kapsamında, dolaylı temsilci olarak yetkili kılınan Posta İdaresi ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler tarafından düzenlenen Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi’yle gerçekleştirdikleri mal ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın yüzde 50’si, beyannamede bildirilen kazanç üzerinden indirilebilecek.
Söz konusu indirimden faydalanılabilmesi için;
-İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 400.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması,
-İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 800.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama bir tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
-İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 1.600.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama iki tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
-İhracattan kaynaklanan hasılatları toplamı yıllık 2.400.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama üç tam zamanlı ya da eş değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması gerekmektedir.
-İhracat kapsamına, ağırlık ve tutar itibarıyla Posta İdaresi ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler tarafından düzenlenen elektronik ticaret gümrük beyannamesiyle gerçekleştirilen mal ihracatları girmektedir.
ETGB SİSTEMİNİN AVANTAJLARI NEDİR?
Mikro ihracatın avantajları ve ETGB sistemi hakkında bilgi veren Çiğdemli şunları aktardı:
“E-ihracat yapanlar için prosedürlerden arındırılmış bir sistem var. Türkiye’den yurtdışına yapacağınız bir satışta KDV hariç fatura tutarı 15 bin Euro’dan az ve satışa konu olan malların ağırlığı 300 kilogramdan hafif ise, bu ihracat mikro ihracat olarak yapılabiliyor. ETGB sistemi üzerinde tüm prosedürler yetkili kargo firmaları aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Üstelik Alibaba, Amazon, Etsy ve Rakuten gibi küresel pazar yerlerinde satış yapmak isteyenlerin üyelik bedelleri de devlet tarafından karşılanıyor. Mikro ihracatta düzenlenen bir gümrük beyannamesi olmaması da ayrı bir avantaj. Gümrük beyannamesi yerine online ortamda Elektronik Ticaret Gümrük Beyanı (ETGB) düzenleniyor ve klasik ihracatta olduğu gibi gümrük müşavirine ihtiyaç da olmuyor. Gümrükleme masrafları ve gümrükleme hızı düşünüldüğünde bu sistemin Kobi’ler açısından sunduğu avantaj çok önemli. Bireysel müşterinize direkt satış yaptığınız için, müşterinizin ülkesindeki B2C (firmadan direkt tüketiciye) gümrükleme vergi muafiyetlerinden de faydalanabiliyorsunuz. Klasik ihracattaki gibi banka teminatlarına gerek yok. Ödeme almak için e-ticaret altyapı firmanızın yönlendireceği ödeme kuruluşlarıyla anlaşmak yeterli. Çok sayıda ve yüksek adetli ürün gönderilmediği için risk oranı da yok denecek kadar düşük.”
8 MADDEDE E-İHRACAT
Dünyada 196 ülke, milyarlarca insan var. Özellikle yerli üretim yapan KOBİ’lerimiz için çok büyük fırsatlar var. Hem B2B (firmadan firmaya) hem B2C (firmadan son tüketiciye) satışlar için online ticaret, kur farklarını fırsata çevirmenin en hızlı yolu. Peki e-ihracat nasıl yapılır? Nelere dikkat edilir? Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli şu bilgileri aktardı:
-Öncelikle profesyonel bir web siteniz olmalı. Ticari web sitenizde firmanız ve ürünleriniz hakkında detaylı tanıtım, görsel ve iletişim bilgileriniz yer almalıdır. Web siteniz mutlaka mobil uyumlu olmalı. Çünkü Google aramalarının yarıdan fazlası artık akıllı telefonlar üzerinden yapılıyor. Web siteniz hızlı yüklenebilen bir altyapı ile oluşturulmalı. Yüklediğiniz fotoğraflar hemen açılabilmesi için küçük boyutlu olmalı.
-Web siteniz firmanızın adı aratıldığında arama motorlarında ilk sıralarda yer almalı. Bunun için gerekli SEO çalışmaları mutlaka yaptırılmalı. Ne kadar iyi bir siteniz olursanız olun, bulunduğunuz ülkenin dışında bir ülkede görünür olmak zordur. Çünkü Google sizi kendi ülkeniz dışındaki aramalarda üst sıralara çıkarmaz. Biz bu sorunu farklı sunucular kullanarak aşıyoruz. Yaptığımız iş birlikleri ile birlikte 100 ayrı ülkede pop noktalarımız var. Bu şekilde tüm ülkelerdeki Google aramalarında site üst sıralara kolaylıkla yükselebiliyor. Google ve Facebook gibi reklam mecralarına ülke bazlı küçük reklamlar vermek de satışlarınızı hızlandıracaktır. İngilizce uluslararası bir dil olabilir ama potansiyel müşteri kitlenizin hepsinin İngilizce bildiğini varsaymak doğru bir yaklaşım değil. Rusya, Balkanlar, Ortadoğu ve Türki coğrafyada yerel dillere uygun reklam içerikleri hazırlatmalısınız. Web sitesinde dil seçeneklerinin kullanıcı tarafından değiştirilebilmesini tercihe bırakmalısınız.
-Sitenizin çoklu dil ve lokasyon seçeneğine, her ülkenin kendi para birimiyle mal alımı yapabilmesine olanak sağlayacak bir altyapıya sahip olması gerekir.Özellikle hedeflediğiniz bir ülke var ise, o ülkenin kültürel kodlarına uygun bir web sitesi tasarlanması da önemlidir. Bunun için site arayüzü ülkelere göre ayarlanabilecek bir altyapı gerekir. Her ülkeye yönelik satış ve pazarlama stratejisi de geliştirmeniz gerekebilir. Doğru ülkeye doğru malı doğru fiyat seçenekleriyle satmak, e-ihracat için öncelikli konulardan biri. Bizim e-ihracat modüllerimiz ile firma, aynı site üzerinden aynı ürünü 100 ayrı ülkeye farklı fiyatlarla satabiliyor. Bunu ülkelerin ekonomik seviyelerine göre ayarlayabildiğimiz gibi, söz konusu ürünün o ülkedeki pazar değerini inceleyerek de belirleyebiliyoruz.
-Ürünlerinizi Alibaba.com, Amazon, E-bay gibi B2C (son tüketiciyi hedefleyen) global pazaryerlerine de koyabilirsiniz. Veya sitenize müşterileri direkt olarak çekebilmek için ilgili ülkeyi hedefleyen Google, Facebook, Instagram reklamları da verebilirsiniz. B2B (firmadan firmaya) ihracat yapmak isteyenler için ise Tradekey, Indiamart, ecplaza, thomasnet, kompass, ec21, diytrade, europages, made-in-china, ecvv, globalsources, busytrade, tradeindia gibi e-ihracat platformları var. Buraya firma bilgileri ve numunelerini koyarak ithalatçı firmalara yönelik reklam yapılabilir.
-Online ihracata başlamanız için ihraç edeceğiniz ürünün Gtip (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) numarasını öğrenmeniz gerekiyor. Bu, dış ticaret işlemlerinde ürünlere verilen bir numaradır. Gümrük müşavirinize sorarak öğrenebileceğiniz gibi, tuik.gov.tr sitesinden de öğrenebilirsiniz.
-Gtip numarasını öğrendikten sonra sıra hedef pazarların belirlenmesine geldi. Önceliği elinizdeki ürünü en çok ithal eden ülkelere vermelisiniz. Bunu yaparken yakın bir ülke olmasına da özen göstermelisiniz. Böylece lojistik giderlerinizi düşürerek müşteriye daha rekabetçi fiyatlar sunabilirsiniz. İhracat hedef pazarının belirlenmesinde kullanabileceğiniz en önemli site Birleşmiş Milletler çatısı altındaki trademap.org sitesidir. Buradan söz konusu ürünün ülkelere göre pazarıyla alakalı detaylı istatistiklere ulaşabilirsiniz.
-Eğer ithalatçı firmalarla bağlantıya geçmek istiyorsanız, Musaviredanisin.ekonomi.gov.tr sitesi üzerinden seçmiş olduğunuz hedef pazardaki firmaların listesine kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken, site üzerinden hangi ülke hakkında bilgi almak istiyorsanız o ülkeyi seçmek ve ihraç etmek istediğiniz ürün grubunu tanıtan kısa bir açıklama yazmak. Açıklama bölümüne Gtip numarasını yazmak işinizi daha da kolaylaştıracaktır. Hedef pazar araştırması için kullandığınız trademap.org sitesinden de güncel ithalatçı firmaları bulabilirsiniz.
-Bazı ülkeler özellikle deniz yolu ile yapılan ithalatlara ait konşimento bilgilerini paylaşırlar. Bu bilgileri alıp işledikten sonra ihracatçı firmaların faydasına sunan siteler de mevcuttur. Bu tür sitelere üye olarak hangi firmaların hangi firmalara mal sattığını görebilirsiniz. Bu tür sitelere örnek vermek gerekirse en başta Tradeinfo365.com’u sayabiliriz. ABD, Kanada, İngiltere, Güney Kore, Kolombiya, Arjantin, Şili, Rusya, Ukrayna, Peru ve Pakistan gibi ülkeler bazında ürün, ithalatçı ve ihracatçıları aramanıza olanak sağlar. Piers.com ve importgenius.com gibi sitelerden de faydalanabilirsiniz.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Millî Eğitim Bakanlığı, İş Bankası ve TEMA Vakfı’ndan Doğa Eğitim Programları

Türkiye’nin ilk çevre fonu İş Portföy TEMA Değişken Fon’dan elde edilen gelirler ile TEMA Vakfı’nın Doğa Eğitim Programları destekleniyor. Program kapsamında çocukların ekolojik okuryazarlık becerilerinin gelişmesi amaçlanıyor. 2019–2020 eğitim ve öğretim yılında Türkiye’nin 81 ilinde uygulanan eğitimler sayesinde okul öncesi ve ilkokul seviyesinde 167 binden fazla çocuğa ulaşıldı.
Millî Eğitim Bakanlığı, TEMA Vakfı iş birliği ve Türkiye İş Bankası desteği ile yürütülen Doğa Eğitim Programları, çocuklara ekolojik okuryazarlık konusunda farkındalık kazandırmayı amaçlıyor. 2010 yılından beri yürütülen Minik TEMA ve Yavru TEMA Eğitim Programları, 2019 yılından itibaren İş Portföy TEMA Değişken Fon’dan elde edilen gelir ile uygulanıyor.
TEMA Vakfı’nın 2010 yılından beri Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile sürdürdüğü ve her yıl ulaşılan çocuk sayısının arttığı Doğa Eğitim Programları, 2019 yılından itibaren, yeni ismiyle ‘İş Portföy TEMA Değişken Fon’ da biriken tutar ile desteklenmeye başlandı.
TEMA Vakfı’nın Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hazırladığı Doğa Eğitim Programlarının bir parçası olan Minik TEMA ve Yavru TEMA Eğitim Programları, Türkiye İş Bankası’nın desteğiyle 2019 – 2020  eğitim ve öğretim yılında, 81 ilde, okul öncesi ve ilkokul seviyesinde 167 binden fazla çocuğun katılımıyla uygulandı. Koronavirüs salgınının Türkiye’yi etkisi altına almaya başlaması ile koruma ve kontrol tedbirleri kapsamında yüz yüze eğitimlere Mart 2020 tarihinde ara verildi;uzaktan eğitim kapsamında EBA TV’de ve sosyal medya platformlarında dijital eğitim içerikleri yayınlandı.
Çocuklar erken yaşta doğayla olumlu bağlar kuruyor
Çocukların küçük yaşlardan itibaren, fiziksel, duygusal ve bilişsel gelişimi için ihtiyaçları olan açık havada vakit geçirmeyi ve doğayla bağ kurmalarını destekleyen Doğa Eğitim Programları, doğada daha çok zaman geçirmelerini, gözlem yapmalarını, merak duygusuyla doğayı keşfetmelerini sağlamak ve ekolojik okuryazarlık becerilerini güçlendirmek amacıyla tasarlandı. Okul öncesi çocuklara verilen Minik TEMA ve ilkokul düzeyinde çocuklara verilen Yavru TEMA Eğitim Programları; toprak, su varlıkları, biyolojik çeşitlilik, ekosistem, hava, doğada gözlem, sürdürülebilir yaşam gibi konularda olabildiğince geniş bir kurguda hazırlandı.
Eğitim programları kapsamında; öğretmen rehberi, üç farklı eğitici poster, gözlem kutusu, doğa gözlem çarkı gibi eğitim içeriğini destekleyen materyaller öğretmenlere ulaştırılıyor. Ayrıca her iki düzeydeki çocuklar için “orman” ve “toprak” temalı iki animasyon çocuk filmi ve doğa temalı üç çocuk şarkısı da programlar kapsamında çocuklarla buluşturuluyor.
İş Portföy TEMA Değişken Fon Hakkında
Türkiye İş Bankası tarafından hayata geçirilen ve üretimin her aşamasında çevreye duyarlı şirketlere yatırım yapma hedefini benimseyen ‘Çevreye Yatırım Fonu’, fon gelirinin bir kısmı ile çevre alanında bir sosyal sorumluluk projesine destek verme fikri ile yola çıktı. Türkiye’nin ilk çevre fonu olma özelliğini taşıyan Fon; tasarrufların, çevresel sorumluluk ilkeleriyle profesyonel olarak yönetildiği bir yatırım portföyü bünyesinde değerlendirilmesini hedefliyor.
İş Portföy TEMA Değişken Fon’da esnek yönetim stratejisi izleniyor. TL bazında reel getiri sağlamayı hedefleyen İş Portföy TEMA Değişken Fon, üretim sürecinin her aşamasında çevreye duyarlı olan şirketlere yatırım yapıyor. Fon’un yatırım yapacağı yurt içi ortaklık payları ve/veya özel sektör borçlanma araçları Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’ne dâhil olan ihraççılar arasından seçiliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Evren Key ‘Yükseldim’ adlı şarkısıyla adından söz ettiriyor

Geçtiğimiz haftalarda yayınladığı ‘Yükseldim’ adlı şarkısıyla çok geniş kitlelere ulaşmayı başaran Evren Key’in 4k video klibi de oldukça dikkat çekiyor.

Söz ve müziği de kendi imzasını taşıyan Yükseldim adlı şarkının aranjesini Oğulcan Nihat, klip yönetmenliğini ise Tahsin Güney üstlenmiş Evren Key’in ‘Yükseldim’ adına sahip klip çalışması BabbaMedia etiketiyle tüm dijital platformlarda ve video klibiyle de YouTube NetD kanalında müzikseverlerle buluştu.

Kemal Sabah ‘’Hatalar Zinciri’’ ile yükselişini sürdürüyor

Başarılı Şarkıcı Kemal Sabah üçüncü single çalışması ‘’Hatalar Zinciri’’ ile yükselişini iddialı bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. Sözü ve müziği Yalçın Topyanak’a ait olan eser ILS Vision Music etiketiyle yayında. Ünlü Aranjör Kaan Gökman’ın aranjesini yaptığı ‘’Hatalar Zinciri’’ şarkısının klip çekimleri kendi memleketi Akhisar’da gerçekleşti.Yönetmen koltuğunda Yalçın Topyanak, görüntü yönetmenliğinde Kadir Yücel, albümün fotoğraf çekimlerinde ise Engin Niyazoğlu yer aldı…