KADEM’in T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği ve bu sene online yapılan 4’üncü Kadın ve Adalet Zirvesi, ikinci gününde de önemli konuşmacılara ev sahipliği yaptı. 28 Kasım’a kadar devam edecek zirvede, dijitalin toplum, ebeveynlik, sanat ve eğitime etkilerini Türkiye’den ve dünyadan konunun uzmanları anlattı.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği 4’üncü Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, “Dijital Çağda İnsan Kalmak” temasıyla online olarak yapılıyor. Zirvenin ikinci gününde dijitalin toplum, ebeveynlik, sanat ve eğitime etkileri konuşuldu.
Günün ilk konuşmasını yapan ve dijital dünyaya uyum sürecinde çocuğun ihtiyaçlarının nasıl değiştiğini anlatan Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk, çevrenin insan psikolojisindeki etkisinin altını çizdi. Çevrenin çocuğun etkileşimde olduğu her şey olduğunu aktaran Selçuk, kulaklık takıp internete sürekli bağlı yaşayan çocukların yaşam alanının ebeveynleri, kardeşleri, mahallesi, okulu olmadığını anlattı.
“OYUN OYNAYANLARDA İNSANDIŞILAŞTIRMA OLUYOR”
Ekran başında veya video oyunlar oynayarak geçirilen sürenin yaşla beraber arttığını belirten Selçuk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ekran başında geçirilen zaman artınca hiperaktivite, yıkıcı karşı gelme, depresyonun da arttığını görüyoruz. Özellikle çok video oyunu oynayan çocuklarda öfke ve kaygı yükseliyor. Öfke kontrolünde daha da zorlanıyorlar. Video oyunlarında fazla zaman geçiren çocuklar diğer insanlara insani özellikler atfetmekte zorlanıyor. Yani ‘insandışılaştırma’ oluyor. Başkalarının duygularını anlamakta güçlük çekiyor ve diğer insanlara zarar verici davranışları gösterme eğilimleri artıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, lise yıllarından sonra gençlerin kendisi de bundan rahatsız oluyor. Ama ekran süresini azaltmak isteseler de yapamadıklarını belirtiyorlar.”
DİJİTAL OKUR YAZARLIK ÖNEMLİ
Bu noktada ebeveynlerin çocuklarıyla etkileşimde bulunmalarının önemini vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk gibi TRT’de yöneticilik yapan İsmihan Yılmaz da zirvede yaptığı konuşmasında bu konunun önemine değindi.
‘Çocuğum internette çok zaman geçiriyor” kaygısıyla çocukların elinden ekranları alıp, süreleri kısıtlamaya çalışan ebeveynlerin bunun işe yaramadığını gördüklerini hatırlatan Yılmaz, dijital okur yazarlığın ve bu alandaki yetkinliklerin arttırılmasının bu noktada çok önemli olduğunu söyledi. Ekran zaman yönetiminin önemine vurgu yapan Yılmaz, “Ebeveynlerin eğitimi noktasında KADEM gibi STK’ların ve kamu kuruluşlarının çok büyük rolleri var. Burada oluşan kaygıyı azaltıp, ıskalamakta olduğumuz imkanlara başka türlü ulaşamayız” dedi.
YAPAY ZEKANIN SANATA ETKİSİ
Zirve konuşmacılarından, insan bilincinin sanat ve teknoloji ile ilişkisini yorumlayan Medya Sanatçısı -Yönetmen Refik Anadol, Amerika’ya gidişini, başarı hikayesini, nasıl stüdyo sahibi olduğunu ve eserlerinin ortaya çıkış süreçlerini panelde anlattı. ‘Bir veri pigment olabilir mi’ diye sorgulayarak başlayan ve şu anda Bill Gates’in de koleksiyonunda var olan veri resimlerinin ortaya çıkış hikayesinden bahseden Anadol, yapay zekanın sanata etkileri konusunda şöyle konuştu:
“Karşımızda unutmayan bir şey var. Yapay zekanın insanlığa zararlı olması da ihtimaller dahilinde. Bununla başa çıkmanın yöntemi ise bilinçlenmek. Mahremiyet ve özgür irade giderek yok oluyor. Bu farkındalığı yaratmanın yolu ise sanat yapmak. Teknoloji, insanlığın aynası. Bu ayna bizi temsil ediyor ve duygu, koku, doku da devreye girdiğinde makineler sanat yapabilir. Bizim buna nasıl karşılık vereceğimiz ise daha önemli. İnsanları makineleştirmektense makineyi insanlaştırmak bana göre insanlık için daha iyi bir şey.”
DÜNYADA KADININ ROLÜ NASIL DEĞİŞİYOR?
Dijital çağda kadını güçlendirmek üzerine konuşan John Cabot Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Alina Sorgner, Ülkelerin bazı bölgelerinde, kadınların dijital okur yazarlığı ve teknoloji üreticiliği konusunda zayıf olduğunu, dijitalin kadınlara etkisinin ne olacağının da zaman içinde bölgeden bölgeye değişeceğini aktardı. Sorgner, kadınların girişimci olarak güçlendirilmesi için dijital veri sermayesine yatırım yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
We Love Reading’in kurucusu ve Haşimi Üniversitesi öğretim üyesi moleküler biyolog Prof. Rana Dajani ise, dijital dünyada kadının ve annenin değişen rolleriyle ilgili şöyle konuştu: “Toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınlar her ne kadar üniversite eğitimi alsa da evlenip çocuk sahibi olunca işi bırakma eğilimindeler. Çünkü iş yerleri erkekler tarafından erkekler için hazırlanmış. Doğum yapan, emziren kadınlar için iş yerleri çok dostane değil. Jane Fonda, Arap ve Ortadoğulu kadınların kadın olmaktan gurur duyduklarını ancak bu durumun batıdaki kadınlar için geçerli olmadığını bir toplantıda dile getirmişti. Dolayısıyla kadınların başarıyı nasıl tanımladıklarına bakmak çok önemli. Kimi için çocuk büyütmek başarı, kimi için CEO olmak. Her kadın kendi hikayesini yazmalı. Dijital dünya bu anlamda kadınların işini kolaylaştırabilir.”
EĞİTİM VE EĞLENCE
Early Bird English Kurucusu Jenny Molendyk Divleli, Türkiye’ye taşındığında kendisinin hayli zorlanırken çocuklarının Türkçeyi çok kısa sürede öğrendiklerini farkettiğinde bu girişimi hayata geçirme kararı aldığını anlattı. Dile ne kadar maruz kalınırsa o kadar fark etmeden öğrenmenin mümkün olduğunu aktaran Divleli, sosyal medyanın bu amaçla kullanılabileceğini belirtti. Eğitim tasarımcısı ve Usturlab Atölye Kurucusu Sümeyye Ceylan ise, bilim eğitimi ile yaratıcılığın nasıl desteklenebileceğini aktardı. İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Nagihan Haliloğlu, dijital beşeri bilimlerin bize ekstra bilgi üretimi olmadığını, bu noktadan sonra beşeri kısmın başladığını ifade etti ve bilgi küratörlüğünün öneminden bahsetti.
Türkiye’de müzik eğitiminin değişmesi gerektiğini söyleyen Arp Sanatçısı Şirin Pancaroğlu ise önce müzik eğitiminde reforma gidilip sonrasında dijitalleşmenin düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Zirvede konuşan diğer bir isim olan Bern Öğretmen Eğitimi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Michele Notari, çevrimiçi eğitimin alışkanlıklarımızı ve tutumlarımızı nasıl etkileyeceğinden bahsetti. Müzakere yapmanın, çatışma çözebilmenin çok önemli olduğunu ve bunun da fiziksel eğitimle yapılabildiğini anlatan Notari, “Kelime dağarcığı geliştirmek, kodlama öğretmek gibi bilgi aktarımı konularında ise online eğitim daha başarılı oluyor” diye konuştu.
GERÇEKTEN DİKKATLER DAĞINIK MI?
Her dönem dikkati dağıtan şeylerden şikayet edildiğini, bir dönem roman okumanın bir dönem ise TV’nin dikkati dağıttığının söylendiğini hatırlatan Birleşik Krallık Kent Üniversitesi öğretim üyesi yazar Prof. Frank Furedi ise, “Şimdi de internet, sosyal medya ve oyunların dikkat dağıttığı ve Nörobilim öne sürülerek çocukların beyinlerinin değişikliğe uğradığı ve dikkatlerinin kısa süreli olduğu söyleniyor. Çocukların dikkatlerini çekmek için Avrupa’da tabletlerde eğlendirici içeriklerle çocuklara eğitim verilmeye çalışılıyor. Biz dikkat dağınıklığını içselleştiriyoruz.” Dedi. Dikkat dağınıklığına neden olunmaması için eğitimi içeren entelektüel bilginin bu şekilde azaldığını, daha basite indirgenmiş bilgi verildiğini aktaran Furedi bu anlamda gençlere haksızlık yapıldığının da altını çizdi.
Günün son konuşmasını yapan Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özge Hacıfazlıoğlu ise pandemide aynı anda birden fazla iş yapmak zorunda kalındığının altını çizdi. Evlerde sınıf düzeni ve işyerleri kurulduğunu anlatan Hacıfazlıoğlu bu dönemde herkesin pek çok trajikomik hikaye yaşadığını da aktardı. Hacıfazlıoğlu, bu dönemin iş yaşam dengesini tekrar oluşturduğumuz bir dönem olduğunun da altını çizdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: Zirvesi’nin
4’üncü Kadın ve Adalet Zirvesi’nin açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı
‘Dijital Çağda İnsan Kalmak’ temasıyla yapılan 4’üncü Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi başladı. Üç gün boyunca sürecek zirvenin açılış konuşmasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın iş birliğinde iki yılda bir düzenlenen Kadın ve Adalet Zirvesi’nin dördüncüsü başladı.
‘Dijital Çağda İnsan Kalmak’ temasıyla online olarak yapılan zirvenin açılış konuşmalarını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu yaptı.
2014 yılından bugüne kadar yapılan tüm zirvelere katılan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gelişmiş ülkelerin salgınla mücadelede yaşadıkları zorluklar, siyasi ve ekonomik gücün tek başına yeterli olmadığını ortaya çıkarmıştır.” diyerek içinde bulunduğumuz döneme vurgu yaptı.
Erdoğan, “Hedefimiz, ülkemizde haberleşme altyapısının kapsama alanına girmeyen tek karış bırakmamaktır” diye konuştu.
Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Teknolojiyi geliştirenin de üretenin de kullanıcı olan insana karşı sorumluluğunu sadece kazanç parantezine hapsetmenin önüne geçilmelidir. İnsanın geleneksel hayat tarzında çeyrek asırda yaşanan radikal değişimin sonu, doğru altyapıyla desteklenmezse modern köleliğe varır.”
Dijital çağda insan ilişkisinin birçok açıdan ele alınabilecek oldukça mühim ve kapsamlı bir tartışma alanı olduğunu belirten T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Bugün artık Dünya nüfusunun neredeyse %60’ı internete erişebiliyor ve 3 milyar insan sosyal medya kullanıyor.” Dedi.
Hayatımızı değiştirmekte olan teknolojileri nasıl daha verimli kullanabileceğimiz ve teknolojik ilerlemelerin bireyler ve toplum üstündeki dönüştürücü etkileriyle nasıl baş edebileceğimiz gibi soruların gündemi işgal ettiğini söyleyen Selçuk sözlerine şöyle devam etti:
“1 yıla yakın bir süredir mücadele ettiğimiz salgınla birlikte dijital sistemin bizleri ne şekilde etkilediği daha net şekilde görüyoruz. Artık tüm faaliyetlerimizi neredeyse teknolojik araçlar üzerinden gerçekleştiriyoruz. Ailelerimizle ve dostlarımızla görüşmelerimizi, toplantılarımızı dijital ortamlar üzerinden yapıyoruz. Çocuklarımızın eğitimleri online devam ediyor. Dolayısıyla üretici tüketici ilişkisini yine dijital mecra üzerinden geliştiriyoruz. Çalışma alanı olarak uzaktan çalışma yöntemini tecrübe ediyoruz. Tabii ki bunun sonucu olarak aile yapımız da bu köklü değişimden nasibini alıyor. ”
“DİJİTAL TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜN YENİ KAYNAĞI”
Günümüzde dijital dünyanın, toplumun yaşadığı değişim ve dönüşümün yeni kaynağı olduğunu, bu sebeple zirvede dijital çağda insanın dünyanın neresinde durduğunu tartışmak istediklerini söyleyen KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünya çapında artık yeni bir eğitim sisteminin şekillendiğini görüyoruz. Dijital öğrencilik kavramını üreten bu çağda, cep telefonları bile, birer öğrenme aracına dönüşmüş durumda. Elektronik kitaplar, dijital kütüphaneler ve dijital okul sistemi, bilgiye zaman ve mekândan bağımsız olarak ulaşabilmeyi mümkün kılıyor. Ayrıca sanayi alanında kapasite ve hız artırımı, dijital girişimcilik ve dijital istihdam gibi yenilikler de ekonomiye katkı sağlıyor. Sağlık alanındaki teknolojik gelişmeler ise insan hayatını iyileştirme noktasında şüphesiz önemli bir avantaj sağlıyor.”
Dijital dünyanın avantajlarının yanı sıra yeni soruları ve sorunları da gündemimize taşıdığını vurgulayan Gümrükçüoğlu,
“Dijital dünya bireylerin ilgi ve beğenileri, tüketim alışkanlıkları, dil ve davranış biçimleri gibi birçok alanda ciddi bir dönüşüm gerçekleştirdi. Başka bir ifadeyle dijital dünya, kendi kültürünü üretti. Bununla birlikte sosyal mühendislik, enformasyon savaşları, bilgi manipülasyonu gibi birçok kavram ‘dijital kültür’ üzerinden hayatımıza dahil oldu. Sosyal mecra, bilginin güvenilmezliği ve hakikatin değersizleşmesi gibi sorunları da beraberinde getirdi.” Dedi.
“GÜÇLÜ TOPLUMLAR GÜÇLÜ AİLE YAPILARIYLA SAĞLANIR”
Sözlerine aile kurumunun önemine dikkat çekerek devam eden Gümrükçüoğlu; “Bizler, ailenin gücüne inanıyor ve güçlü toplumların ancak güçlü aile yapılarıyla sağlanacağını her fırsatta dile getiriyoruz.”Dedi.
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Gümrükçüoğlu; “İnsan dijital çağın nesnesi değil, öznesi ve yöneticisidir ve bu yeni dünyada insan kalabilmek, dijital yaralar almadan insanca yaşayabilmek adına söylem ve projeler üretmeye devam ediyoruz. Bu çalışmalarla, dijital dünyada insan kalmanın yollarını arıyor ve bu doğrultuda gayret sarfediyoruz.” sözleriyle dijital dünyada insan kalmaya vurgu yaptı.
Dil, kültür, insan davranışları ve geleneğin sosyal ağlar vasıtasıyla aktarıldığını, insanı insan yapan, toplulukları millet yapan sosyal doku, değer aktarımı gibi manevi unsurların, dijital çağda da korunması gerekliliğini;
“Bu unsurları ihlal eden ve içinde genç kuşağın da yer aldığı bu geniş ve kontrolsüz alanın, en temel insani ve ahlaki erdemlerle buluştuğunda ancak gerçek anlamına kavuşacağı” sözleriyle belirten Gümrükçüoğlu,
“Dijital ortamda görünür veya görünmez olmakla değişmeyen bu değerler, saygılı olmak, dürüst olmak ve adil olmaktır” diye ekledi.
ÖNEMLİ KONUŞMACILAR ZİRVEDE
Üç gün boyunca sürecek olan ve dijital dünyanın topluma, aileye, gündelik yaşama, manevi değerlerimize etkisinin masaya yatırılacağı zirvede, insanın dijital dünyanın aktörü olmaya nasıl devam edeceğinden dijital dünyada ebeveynliğe, bu dönemde bilgiye nasıl ulaşıp, davranışlarımızı nasıl kontrol edebileceğimize kadar pek çok konu tartışılacak. Kadın ve Adalet Zirvesi bu yıl dünyaca ünlü yazarlar, psikologlar, akademisyenler, araştırmacılar, aktivistler ve gazetecilerin dilinden dijital çağda insan kalmanın nasıl olacağını dinleme imkanı sunacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)