2020 yılında pek çok yenilikçi dijital ürün ve hizmeti devreye alan VakıfBank, son 1 yıl içinde 2,4 milyona yakın yeni dijital müşteri kazandı. VakıfBank’ın internet ve mobil bankacılık hizmetlerini kullanan müşteri sayısı 9 milyona ulaştı, şube dışı kanallardan yapılan işlemlerin oranı yüzde 95’i aştı.
Bankacılık anlayışındaki köklü değişimi öngörerek teknoloji yatırımlarına hız veren VakıfBank, hazırlıklı girdiği pandemi sürecinde milyonlarca dijital talebi online platformları üzerinden karşıladı. 2020’de hayata geçirdiği yenilikçi ürün ve hizmetlerle müşterilerine dijital avantajlar sağlayan VakıfBank, son olarak bireysel Mobil Bankacılık uygulamasını yenileyerek pek çok işleme tek tuş kolaylığı getirdi. IOS ve Android işletim sistemli cihazlarda son dönemde yapılan yeniliklerle uyumlu hale gelen VakıfBank Mobil, daha kullanıcı dostu oldu.
Türkiye’de ilk kez self servis bankacılık
VakıfBank, bu dönemde yine Türkiye’de bir ilke imza atarak; kartı olmayan banka müşterilerinin de self servis internet bankacılık müşterisi olmasını sağladı. Uygulamayla VakıfBank müşterileri, yeni nesil çipli kimlik kartlarını NFC özelliğine sahip mobil cihazlara okutarak internet bankacılığını kullanmaya başladı. Self Servis İnternet Bankacılığı hizmetinden yaklaşık 500 bin NFC ile kimlik doğrulaması yapılması da pandemi sürecinde oluşan yoğun talebin doğru bir şekilde karşılandığını gösterdi.
Dijital gücümüzle finansa kesintisiz erişim
VakıfBank’ın yıllık dijital karnesini değerlendiren VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Ferkan Merdan, “Dijital çağ olarak adlandırdığımız bu süreçte, geleceğin bankacılığını tasarlıyor ve öncü rol üstleniyoruz. Bu yaklaşımımızla müşterilerimizin yaşamlarını kolaylaştırıyoruz. Müşterilerimizin finansal konforuna odaklanıyor ve finansal hizmetlere 7/24 kesintisiz erişimini online platformlarımız üzerinden sağlıyoruz. Bu anlayışla gerçekleştirdiğimiz teknoloji yatırımlarımızla ve dijital esnekliğimizle çok verimli bir yıl geçirdik. Pandemi sürecine dijital olarak hazır girmenin avantajlarını müşterilerimizle birlikte yaşadık. Milyonlarca interaktif etkileşim sağladık. Başlattığımız, Self Servis Bankacılık uygulamamızın da katkısıyla yaklaşık 2,4 milyon yeni dijital müşteri kazandık. Toplamda 9 milyon dijital müşteri sayısına ve şube dışı kanallardan yapılan işlem sayısında yüzde 95 oranına ulaştık” dedi.
KOLAS’ta öncü olduk
Finans sektörünün en yenilikçi, en enerjik, en aktif bankası olduklarını belirten Merdan, “TCMB ve BKM tarafından geliştirilen kişisel özel bir bilginin bir hesaba tanımlanmasıyla 7 gün 24 saat kolay para gönderimine hazırlık olan KOLAS sisteminde de öncü olduk. ‘Kolay Adres Sistemi’ne uyum süreçlerini hızla tamamlayarak devreye aldık” şeklinde konuştu.
Temassız kapsama alanımızı genişlettik
Merdan, “Dijital bilgi birikimimizle pandemide en çok talep gören temassızlık konusunda da önemli atımlımlar yaptık. Temassızlık yıllardır gündemimizde olan bir teknoloji olduğu için pandemiye çok hazır girmiş olduk. Temassız bankacılık kapsamında; telefonla temassız ödeme uygulamasını geliştirdik. VakıfBank Mobil Bankacılık ile devreye aldığımız Mobil Temassız Ödeme (HCE) teknolojisiyle müşterilerimiz cep telefonlarını aynen temassız kart gibi alışverişlerinde kullanabiliyor. Burada aylık işlem adedimiz ise 150 bini aştı” açıklamasında bulundu.
Karekod teknolojilerinde atılım
“Bilişim teknolojilerindeki yetkinliğimizi kullandığımız alanlardan biri de karekod konusu oluyor” diyen Merdan şöyle devam etti:
“Bu konuda da bu yıl yenilikçi adımlar attık; POS’larda da karekodla ödeme başlattık. Bankamız ATM cihazlarında karekod ile karta ve ATM’ye dokunmadan, şifre girmeden para çekilebiliyor. Pandemi dönemiyle birlikte artan hijyen kaygılarıyla karekod ile para çekme işlem adedinde yaklaşık 3 kat; toplam işlem tutarında ise yaklaşık 6 kat artış gerçekleşti. Bu dönemde karekod teknolojisine yaptığımız yatırımların karşılığını böylece alıyoruz.
5 bine yakın ATM ile ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’ne katkı
Merdan, Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) karekodlu ödeme hizmetlerini merkezileştirmesinin ardından, bir uygulamada daha süreci ilk tamamlayan banka olduklarına dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Hızla uygulamaya alınan ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’ projesiyle VakıfBank müşterileri artık projeye dâhil olan diğer banka ATM’lerinden, karekodla para çekebiliyor. Aynı şekilde BKM üyesi olan ve bu projeyi tamamlayan başka bir bankanın müşterisi de, kendi bankasına ait mobil uygulama ile VakıfBank ATM’lerinden karekodla para çekme imkânına sahip oluyor. VakıfBank olarak ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’nde yer almamız sektörümüz için de oldukça önemli bir anlam ifade ediyor. Türkiye genelinde 5 bine yakın ATM’mizle sisteme katılan ilk banka olduk.”
İş dünyasına da dijital çözümler
VakıfBank, bilişim teknolojilerini kullanarak iş dünyasının da hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. ‘Ticari Mobil İnternet Bankacılığı’ ve ‘Ticari Mobil Bankacılık Uygulaması’nı müşteri deneyimini göz önünde bulundurarak yenileyen VakıfBank; dijital imza ve dijital onay ile hem sınırlar kaldırıldı hem güvenlik artırıldı.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: 2
2 milyon TL’lik konser.
Pop müzik sanatçısı Berkay, Corona virüs salgınında vaka sayılarının artması nedeniyle alınan önlemler arasında 31 Aralık yılbaşı gecesi sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmasından dolayı evinde geçirenlere Türkiye’de ilk defa gerçekleşecek bir uygulama ile sevenlerine unutulmaz bir konser verecek…
‘Taburcu’, ‘Lolita’, ‘Ömrümün Yarı Kalanı’, ‘Ele İnat’, ‘İzmirli’, ‘İnanırım’, ‘Gel Gel’, ‘Benim Hikayem’, ‘Sen Varsın’, ‘Ey Aşk’, ‘Yaz’, ‘Deliler’, ‘İki Hece’, ‘Kırgınım Ona’ şarkılarıyla, “AraBest” ve “İz” adını verdiği konsept albümündeki şarkılarıyla müzik severlerin kalbinde yer edinen Berkay, dijital çağa ayak uydurdu.
Berkay yılbaşı gecesi dijital çağda eğlencenin doyasıya yaşandığı, yüksek etkileşimiyle gerçekçi bir platform JoJo’nun hiç bir masraftan kaçınılmayan prodüksiyonu ile Jolly Joker Vadistanbul sahnesinden canlı yayınlanacak konser ile müzikseverlerin karşısına çıkacak. Berkay konserini kullanıcılar; ister tek başlarına isterse JoJo’nun sunduğu Odalı Bilet kategorisinden alacakları ”tek bir bilet” ile 5 arkadaşını konser veya etkinliğe telefon numaraları üzerinden kendilerine özel sunulan odada arkadaşlarıyla birlikte izleyebilecek ve sınırsız eğlenceyi gerçek bir konser atmosferinde unutulmaz bir gece yaşayacak.
Alt yapı çalışmalarına 2 milyon TL ödenen JoJo’nun Türkiye ‘de ilk defa gerçekleştireceği yılbaşı özel konserinde dünden bugüne hit olmuş sevilen şarkılarının yanı sıra sahne de söylemekten hoşlandığı şarkılardan oluşan geniş repertuvarı ile evlere konuk olacak Berkay’a sahnede 10 kişilik orkestrası ve 6 dansçı eşlik edecek.
Biletleri satışa çıktığı an itibariyle yoğun ilgi gören Berkay konseri bir ilke imza attığı gibi rekor izlenme sayısına ulaşacağı bekleniliyor…
31 Aralık 2020 gecesi 22:00’da başlayacak ve 2021’in ilk saatlerine kadar sürecek olan konserin biletleri Biletix’te satışta.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Özyeğin Üniversitesi “GreenMetric Sıralaması”nda Vakıf Üniversiteleri Arasında Üst Üste 2. Kez Birinci
Üniversite kampüslerindeki sürdürülebilirlik çalışmalarını dünya çapında derecelendiren ve çevre bilinci konusunda uluslararası bir platform olan GreenMetric’e ait 2020 sonuçları açıklandı. Özyeğin Üniversitesi, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 2019’un ardından 2020’de de birinci sırada yer alma başarısı elde etti.
2010 yılından bu tarafa her yıl dünyanın seçkin üniversitelerini enerji, geri dönüşüm, altyapı, iklim değişikliği, su kaynakları, ulaşım ve eğitim gibi farklı alanlarda değerlendiren UI GreenMetric World University Rankings, yükseköğretim kurumlarını her değerlendirme alanı için puanlayarak uluslararası arenada sıralıyor.
Dünyadaki tüm yükseköğretim kurumlarının katılımına açık olan GreenMetric’in 2020 yılı değerlendirmesine 912 üniversite katıldı. Özyeğin Üniversitesi bu yılki sıralamada 912 üniversite arasında 143’üncü sıraya yerleşerek, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında birinci, 56 Türk üniversitesi arasında üçüncü oldu.
“Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın dünya çapında karşılık bulması gurur verici”
Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Gençtürk üst üste iki yıl elde edilen bu başarıya ilişkin yaptığı açıklamada, “Özyeğin Üniversitesi olarak çevre ve toplumu ilgilendiren konularda yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda uluslararası arenada elde ettiğimiz başarılar bizleri ayrıca gururlandırıyor. Çevre, enerji, geri dönüşüm, altyapı, su kaynaklarının etkin kullanımı, atık yönetimi gibi konularda akademik ve idari kadromuzla iş birliği içerisinde çalışıyor ve sürdürülebilirlik felsefemize uygun planlamalarla ilerliyoruz. Birleşmiş Milletler’in belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda aktif çalışmalar yürütüyor, bu konuda Türkiye ve dünyadan önemli STK’larla iş birliklerine imza atıyoruz. Kampüsümüzü planlarken de bulunduğumuz çevreye hem kültürel hem fiziksel açıdan katkıda bulunacak bir mimari esas alındı, enerjiyi maksimum tasarrufta kullanabilmek için birçok yenilikçi sistem hayata geçirildi. Kampüsümüz içinde yer alan binalarımız, dünya çapında kabul görmüş bir derecelendirme sistemi olan LEED Sertifikası’nı ‘Gold’ seviyesinde alan ilk Türk üniversitesi olma özelliğine sahip. Üniversite olarak topluma ve yaşadığımız dünyaya olan sorumluluğumuzun bilinci ile şekillenen sürdürülebilirlik çalışmalarımız ile dünya çapında etkili olmaya devam edeceğiz” dedi.
Sıfır Atık Belgesi Alan İlk Üniversite
Sürdürülebilirlik konusunda yürüttüğü çalışmalarla hem ulusal hem de uluslararası alanda önemli başarılara imza atan Özyeğin Üniversitesi aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen “Sıfır Atık Projesi” kapsamında Türkiye’de “Sıfır Atık Belgesi” alan ilk üniversite olma özelliğine sahip. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 14 Şubat 2020’de tebliğ ettiği karar ile Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy’de bulunan kampüsünde ve yurtlar kapsamında yürüttüğü, kaynakların sağlıklı ve verimli biçimde kullanılması, atıkların kaynağında yönetim altına alınması, ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması çalışmaları sayesinde “Sıfır Atık Belgesi” ile ödüllendirildi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Efsane Cuma’ya 2 bin 49 TL harcadık
Efsane Cuma (Black Friday) ismiyle anılan alışveriş çılgınlığı e-ticaret sitelerinin yüzünü güldürdü. Pandemi nedeniyle mağazalara gidip alışveriş yapamayan vatandaş çareyi e-ticaret sitelerinde buldu. Picodi’nin yaptığı araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 48’i giyim ürünleri satın almayı tercih etti.
Online alışveriş sitesi Picodi’nin yaptığı araştırmaya göre, ülkemizde Efsane Cuma döneminde ortalama 2 bin 49 TL harcama yapıldı. Araştırmada erkeklerin kadınlardan daha fazla harcadığı göze çarparken erkeklerin ortalama 2 bin 69 TL kadınların ise bin 993 TL harcadığı belirlendi.
Elektronik ürünler rağbet gördü, kitap alt sıralarda kaldı
Araştırmaya göre, tüketicilerin neredeyse yarısı Efsane Cuma sırasında giyim alışverişine yönelirken elektronik ürünler yüzde 35, ayakkabılar yüzde 32 oranında tercih edildi. Sıralamayı yüzde 19 ile spor ürünleri ve kozmetik ürünler takip ederken, kitapların ise yüzde 16 oranında tercih edildiği görüldü.
Dijital pazarlamaya yatırım yapan kazandı
Nüfusunun yüzde 74’ünün internet kullanıcısı olduğu ülkemizde kullanıcıların ihtiyaç duydukları ürünleri daha düşük fiyattan ulaşabilmek için Efsane Cuma dönemini beklediğine dikkat çeken EG Bilişim Teknolojileri CEO’su Gökhan Bülbül, “Dijital pazarlamanın gücünden faydalanarak sundukları kampanyaları doğru hedef kitleye ulaştırabilen e-ticaret siteleri bu dönemi daha verimli geçirdi. Dijital dünyaya uyum sağlayan, bu konuda yatırım yapan şirketler, şu anda ektiklerini biçiyorlar. Bu konuda yeni adım atan şirketler, rekabette öne çıkmak için dijital pazarlamaya daha çok yatırım yapmak zorunda.” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Startup yatırımları 2 milyar dolara ulaştı
Pandemiye rağmen yatırımcıların oyun sektörüne olan ilgisi artarak devam ediyor. KPMG Türkiye tarafından yayınlanan Türkiye Startup Yatırımları raporuna göre, 2020’nin ilk dokuz ayında girişim ekosistemine yapılan toplam yatırım tutarı yaklaşık 2 milyar dolara ulaştı.
KPMG Türkiye tarafından hazırlanan Türkiye Startup Yatırımları raporu, oyun sektörünün yıl içinde yükselen başarısını gözler önüne serdi. Türkiye girişim ekosisteminde yaşanan gelişimi yansıtan raporda mobil oyunlara ve dijital eğlence platformlarına olan yatırımcı ilgisinin artması dikkat çekiyor.
Üçüncü çeyrekte 45,8 milyon dolarlık yatırım
2020’nin ilk çeyreğinde startuplar toplam 19 milyon dolarlık yatırım alırken, ikinci çeyrekte bu rakam 28,3 milyon dolara ulaştı. Rapora göre, startup yatırımları üçüncü çeyrekte 45,8 milyon dolara yükseldi. 2020’nin dokuz aylık döneminde oyun sektöründe gerçekleşen hisse satışı işlemlerinin yaklaşık 2 milyar dolarlık işlem hacmi yaratması, oyun sektörünü en fazla yatırım alan sektör konumda taşıdı.
Oyun pazarına yönelik teşvik ve destekler hazır
Oyun sektörünün yapılan yatırımlarla büyüdüğüne dikkat çeken IFASTURK Eğitim Ar-Ge ve Destek Kurucusu Mesut Şenel şu ifadeleri kullandı: “Türkiye, oyun pazarına ve oyun geliştirenlere sağlanan desteklerle dünya çapında ses getiren başarılar elde ediyor. Oyun sektöründe üretim yapan şirket sayısının ve yapılan yatırımların artması, sektörün gelişimi için çok önemli. Oyun dünyası yenilikçi fikirlerle ve geleceği hedefleyen girişimcilerle gelişimini sürdürmeye devam ederken bizler de girişimcilerin bu yolda önlerine çıkabilecek zorlukları aşmaları için destek veriyoruz. Teknoloji odaklı girişimlere sağlanan devlet desteklerinden ve teşviklerden en verimli şekilde faydalanmaları için gerekli tüm işlem ve aşamaları birlikte gerçekleştiriyoruz.”
IFASTURK hakkında:
IFAS Türk Eğitim Ar-Ge ve Destek Danışmanlığı A.Ş., farklı iş kollarında faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekli firmalara, Ar-Ge ve Teknopark Danışmanlığı ile ihracata yönelik devlet destekleri danışmanlığı kapsamında müşterilerine ihtiyaçları doğrultusunda geniş yelpazede hizmetler sunan bir danışmanlık şirketidir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Kadın ve Adalet Zirvesinin 2. gününde dijitalleşmenin aile, sanat ve eğitime etkileri konuşuldu.
KADEM’in T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği ve bu sene online yapılan 4’üncü Kadın ve Adalet Zirvesi, ikinci gününde de önemli konuşmacılara ev sahipliği yaptı. 28 Kasım’a kadar devam edecek zirvede, dijitalin toplum, ebeveynlik, sanat ve eğitime etkilerini Türkiye’den ve dünyadan konunun uzmanları anlattı.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği 4’üncü Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, “Dijital Çağda İnsan Kalmak” temasıyla online olarak yapılıyor. Zirvenin ikinci gününde dijitalin toplum, ebeveynlik, sanat ve eğitime etkileri konuşuldu.
Günün ilk konuşmasını yapan ve dijital dünyaya uyum sürecinde çocuğun ihtiyaçlarının nasıl değiştiğini anlatan Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk, çevrenin insan psikolojisindeki etkisinin altını çizdi. Çevrenin çocuğun etkileşimde olduğu her şey olduğunu aktaran Selçuk, kulaklık takıp internete sürekli bağlı yaşayan çocukların yaşam alanının ebeveynleri, kardeşleri, mahallesi, okulu olmadığını anlattı.
“OYUN OYNAYANLARDA İNSANDIŞILAŞTIRMA OLUYOR”
Ekran başında veya video oyunlar oynayarak geçirilen sürenin yaşla beraber arttığını belirten Selçuk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ekran başında geçirilen zaman artınca hiperaktivite, yıkıcı karşı gelme, depresyonun da arttığını görüyoruz. Özellikle çok video oyunu oynayan çocuklarda öfke ve kaygı yükseliyor. Öfke kontrolünde daha da zorlanıyorlar. Video oyunlarında fazla zaman geçiren çocuklar diğer insanlara insani özellikler atfetmekte zorlanıyor. Yani ‘insandışılaştırma’ oluyor. Başkalarının duygularını anlamakta güçlük çekiyor ve diğer insanlara zarar verici davranışları gösterme eğilimleri artıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, lise yıllarından sonra gençlerin kendisi de bundan rahatsız oluyor. Ama ekran süresini azaltmak isteseler de yapamadıklarını belirtiyorlar.”
DİJİTAL OKUR YAZARLIK ÖNEMLİ
Bu noktada ebeveynlerin çocuklarıyla etkileşimde bulunmalarının önemini vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk gibi TRT’de yöneticilik yapan İsmihan Yılmaz da zirvede yaptığı konuşmasında bu konunun önemine değindi.
‘Çocuğum internette çok zaman geçiriyor” kaygısıyla çocukların elinden ekranları alıp, süreleri kısıtlamaya çalışan ebeveynlerin bunun işe yaramadığını gördüklerini hatırlatan Yılmaz, dijital okur yazarlığın ve bu alandaki yetkinliklerin arttırılmasının bu noktada çok önemli olduğunu söyledi. Ekran zaman yönetiminin önemine vurgu yapan Yılmaz, “Ebeveynlerin eğitimi noktasında KADEM gibi STK’ların ve kamu kuruluşlarının çok büyük rolleri var. Burada oluşan kaygıyı azaltıp, ıskalamakta olduğumuz imkanlara başka türlü ulaşamayız” dedi.
YAPAY ZEKANIN SANATA ETKİSİ
Zirve konuşmacılarından, insan bilincinin sanat ve teknoloji ile ilişkisini yorumlayan Medya Sanatçısı -Yönetmen Refik Anadol, Amerika’ya gidişini, başarı hikayesini, nasıl stüdyo sahibi olduğunu ve eserlerinin ortaya çıkış süreçlerini panelde anlattı. ‘Bir veri pigment olabilir mi’ diye sorgulayarak başlayan ve şu anda Bill Gates’in de koleksiyonunda var olan veri resimlerinin ortaya çıkış hikayesinden bahseden Anadol, yapay zekanın sanata etkileri konusunda şöyle konuştu:
“Karşımızda unutmayan bir şey var. Yapay zekanın insanlığa zararlı olması da ihtimaller dahilinde. Bununla başa çıkmanın yöntemi ise bilinçlenmek. Mahremiyet ve özgür irade giderek yok oluyor. Bu farkındalığı yaratmanın yolu ise sanat yapmak. Teknoloji, insanlığın aynası. Bu ayna bizi temsil ediyor ve duygu, koku, doku da devreye girdiğinde makineler sanat yapabilir. Bizim buna nasıl karşılık vereceğimiz ise daha önemli. İnsanları makineleştirmektense makineyi insanlaştırmak bana göre insanlık için daha iyi bir şey.”
DÜNYADA KADININ ROLÜ NASIL DEĞİŞİYOR?
Dijital çağda kadını güçlendirmek üzerine konuşan John Cabot Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Alina Sorgner, Ülkelerin bazı bölgelerinde, kadınların dijital okur yazarlığı ve teknoloji üreticiliği konusunda zayıf olduğunu, dijitalin kadınlara etkisinin ne olacağının da zaman içinde bölgeden bölgeye değişeceğini aktardı. Sorgner, kadınların girişimci olarak güçlendirilmesi için dijital veri sermayesine yatırım yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
We Love Reading’in kurucusu ve Haşimi Üniversitesi öğretim üyesi moleküler biyolog Prof. Rana Dajani ise, dijital dünyada kadının ve annenin değişen rolleriyle ilgili şöyle konuştu: “Toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınlar her ne kadar üniversite eğitimi alsa da evlenip çocuk sahibi olunca işi bırakma eğilimindeler. Çünkü iş yerleri erkekler tarafından erkekler için hazırlanmış. Doğum yapan, emziren kadınlar için iş yerleri çok dostane değil. Jane Fonda, Arap ve Ortadoğulu kadınların kadın olmaktan gurur duyduklarını ancak bu durumun batıdaki kadınlar için geçerli olmadığını bir toplantıda dile getirmişti. Dolayısıyla kadınların başarıyı nasıl tanımladıklarına bakmak çok önemli. Kimi için çocuk büyütmek başarı, kimi için CEO olmak. Her kadın kendi hikayesini yazmalı. Dijital dünya bu anlamda kadınların işini kolaylaştırabilir.”
EĞİTİM VE EĞLENCE
Early Bird English Kurucusu Jenny Molendyk Divleli, Türkiye’ye taşındığında kendisinin hayli zorlanırken çocuklarının Türkçeyi çok kısa sürede öğrendiklerini farkettiğinde bu girişimi hayata geçirme kararı aldığını anlattı. Dile ne kadar maruz kalınırsa o kadar fark etmeden öğrenmenin mümkün olduğunu aktaran Divleli, sosyal medyanın bu amaçla kullanılabileceğini belirtti. Eğitim tasarımcısı ve Usturlab Atölye Kurucusu Sümeyye Ceylan ise, bilim eğitimi ile yaratıcılığın nasıl desteklenebileceğini aktardı. İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Nagihan Haliloğlu, dijital beşeri bilimlerin bize ekstra bilgi üretimi olmadığını, bu noktadan sonra beşeri kısmın başladığını ifade etti ve bilgi küratörlüğünün öneminden bahsetti.
Türkiye’de müzik eğitiminin değişmesi gerektiğini söyleyen Arp Sanatçısı Şirin Pancaroğlu ise önce müzik eğitiminde reforma gidilip sonrasında dijitalleşmenin düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Zirvede konuşan diğer bir isim olan Bern Öğretmen Eğitimi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Michele Notari, çevrimiçi eğitimin alışkanlıklarımızı ve tutumlarımızı nasıl etkileyeceğinden bahsetti. Müzakere yapmanın, çatışma çözebilmenin çok önemli olduğunu ve bunun da fiziksel eğitimle yapılabildiğini anlatan Notari, “Kelime dağarcığı geliştirmek, kodlama öğretmek gibi bilgi aktarımı konularında ise online eğitim daha başarılı oluyor” diye konuştu.
GERÇEKTEN DİKKATLER DAĞINIK MI?
Her dönem dikkati dağıtan şeylerden şikayet edildiğini, bir dönem roman okumanın bir dönem ise TV’nin dikkati dağıttığının söylendiğini hatırlatan Birleşik Krallık Kent Üniversitesi öğretim üyesi yazar Prof. Frank Furedi ise, “Şimdi de internet, sosyal medya ve oyunların dikkat dağıttığı ve Nörobilim öne sürülerek çocukların beyinlerinin değişikliğe uğradığı ve dikkatlerinin kısa süreli olduğu söyleniyor. Çocukların dikkatlerini çekmek için Avrupa’da tabletlerde eğlendirici içeriklerle çocuklara eğitim verilmeye çalışılıyor. Biz dikkat dağınıklığını içselleştiriyoruz.” Dedi. Dikkat dağınıklığına neden olunmaması için eğitimi içeren entelektüel bilginin bu şekilde azaldığını, daha basite indirgenmiş bilgi verildiğini aktaran Furedi bu anlamda gençlere haksızlık yapıldığının da altını çizdi.
Günün son konuşmasını yapan Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özge Hacıfazlıoğlu ise pandemide aynı anda birden fazla iş yapmak zorunda kalındığının altını çizdi. Evlerde sınıf düzeni ve işyerleri kurulduğunu anlatan Hacıfazlıoğlu bu dönemde herkesin pek çok trajikomik hikaye yaşadığını da aktardı. Hacıfazlıoğlu, bu dönemin iş yaşam dengesini tekrar oluşturduğumuz bir dönem olduğunun da altını çizdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
‘Bana bir şey olmaz’ demeyin kanser riskini yüzde 2 bin artırmayın!
TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ufuk Yılmaz Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nda, sigara faktörünün önemine dikkat çekti. “Bana bir şey olmaz” anlaşının terk edilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Kimler sigaraya rağmen kanser olmayacak ya da sigaraya bağlı akciğer kanseri olacak önceden bilemiyoruz. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski yüzde 2 bin artıyor, ailenizde akciğer kanseri var ise risk biraz daha artıyor” dedi.
Tüm dünyada Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı olarak anılan Kasım ayında Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), sigaranın bu hastalık üzerindeki etkilerini bir kez daha hatırlattı. TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ufuk Yılmaz akciğer kanserinin yaşam süresini kısaltan hastalıklar arasında üst sıralarda yerini korumaya ısrarla devam ettiğini belirtirken, riski yüzde 2 bin artıran sigara konusunda ‘bana bir şey olmaz’ anlayışının yanlışlığına dikkat çekti.
Akciğer kanserinin tedavisinde önemli adımlar atılmakla birlikte, daha uzun bir yol bulunduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu yolculukta tıp insanlarının hızı son zamanlarda artmış olsa da hastaların çoğuna şifa sunabilmek için biraz daha zaman ihtiyaç var. Tam şifa sağlanıncaya kadar görevin büyüğü toplumlara düşüyor. Sigara ve benzeri kanserojenlere karşı mücadelenin zaman zaman gündemden düşüyor olması gerçeği değiştirmiyor” dedi.
SİGARA, NARGİLE VE TÜM TÜTÜN ÜRÜNLERİNE HAYIR
“Sık değişen gündem ve ekonomik zorluklar içinde ‘sigaraya hayır’ kampanyalarının etkisi görece sınırlı kalıyor, sigara fiyatlarındaki artışlar da bir süre sonra etkisini kaybediyor” diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Yılmadan mücadelemize devam etmeliyiz. Aynı zamanda topluma aydınlatıcı bilgiler vermek de bizim görevlerimiz arasında yer alıyor. Kanımca, sigara ile mücadelemizdeki başarılı olamamanın temelinde, kişilerde ‘bana bir şey olmaz’ anlayışı da yatıyor. Oysa bu konuda geleceği hiç tahmin edemiyoruz. Kimler sigaraya rağmen kanser olmayacak ya da sigaraya bağlı akciğer kanseri olacak önceden bilemiyoruz. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski yüzde 2 bin artıyor, ailenizde akciğer kanseri var ise risk biraz daha artıyor. Bir başka risk faktörü de var ise akciğer kanseri olma şanssızlığı daha da artıyor. Sigara, nargile ve tüm tütün ürünlerine ‘ hayır’ demeyi başarabilmeli ve uygulayabilmeliyiz. Tütün ürünlerinin kanser yapıcı etkilerini ortadan kaldıracak ne bir beslenme türü, ne bir bitkisel ilaç, ne de bir tıbbi müdahale türü var. Bazı vitamin veya mineral desteklerinin sigaranın kanserojen etkilerini arttırabiliyor.”
HASTANELERDE GÜVENLİ BÖLÜMLER OLMALI
Pandeminin ilk dalgasının birinci zirvesinin yaşandığı Mart-Haziran ayları arasında, akciğer kanserli hastaların hastanelere gelmediğini ya da gelemediği bir süreç yaşandığını hatırlatan Yılmaz şunları vurguladı: “Hastanelerde Covid-19 olacağı endişesi taşıyan hastalar haksız değillerdi. Hem hastanelerde yeterli temiz alan oluşturulamadı hem de var olan temiz alanların duyurusu tam yapılamadı. Özellikle İtalya’ da yaşanan sağlık kaosu bizi de etkiledi. Ancak, ilk dalga ikinci zirvenin yaşandığı bugünlerde hastaların güven ile hastanelere gelebileceği ve güvenle tetkik ve tedavilerinin yapılabileceği bölümler hazır olmalıdır. Bu güven, hastalar yanında sağlık hizmeti sunanlar için de sağlanmalıdır.”
RADON SALINIMI DA ÖNEMLİ BİR FAKTÖR
Başta sigara olmak üzere, solunum yolu ile vücuda girerek solunum yolları iç örtüsünde kronik, tekrarlayıcı travmalara sebep olan durumların, hücre DNA’ sında değişikliklere neden olduğuna dikkat çeken Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:“Mutasyon dediğimiz bu değişiklikler hücrelerde hızlı ve kontrolsüz çoğalmanın yanında ‘ölümsüzlük’ özelliğini de kazanıyor. 50 yaşından sonra bu risk artmaya başlıyan süreç, 60 yaşından itibaren de zirve yapıyor. Çevresel veya mesleksel asbest, maruziyetten 30-40 yıl sonra ortaya çıkan akciğer kanserinden sorumlu olabiliyor. Üzerinde yaşadığımız yerküreden salınmaya devam eden radon ise bir diğer önemli kanserojen. Dikkatlerimizi henüz yeterince veremesek de bu önemli bir konu. Evlerimizin, iş yerimizin bulunduğu alanlarda radon salınımı yüksek olabilir ya da iş yerimizin içinde kullanılan malzemeler hala radon yayıyor olabilir. Dikkat etmeliyiz.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
“Mucize 2: Aşk” Sinemalardan Sonra İlk Kez beIN CONNECT’te!
Gişede çok büyük bir başarı yakalayan Mahsun Kırmızıgül’ün “Mucize” filminin devamı “Mucize 2: Aşk” 31 Ekim Cumartesi günü televizyonda ilk kez beIN MOVIES TURK ve beIN CONNECT ekranlarında.
Türkiye’nin lider yayın platformu Digiturk, en kaliteli içerikleri izleyicileriyle buluşturmaya devam ediyor. Vizyona girdiği tarihten itibaren geniş kitlelerin beğenisini kazanan, hikayesi ile gönülleri fetheden “Mucize” filminin devamı olan “Mucize 2: Aşk” Digiturk farkıyla televizyonda ilk kez 31 Ekim Cumartesi saat 22.00’da beIN MOVIES TURK ekranlarında izleyiciyle buluşuyor . Diledikleri zaman diledikleri yerden izlemek isteyen sinemaseverler ise yine aynı günden itibaren filmi beIN CONNECT’ten izleyebilecek.
Başarılı bir müzik kariyerinin yanı sıra sinemacı kimliği ile de oldukça dikkat çeken Mahsun Kırmızıgül’ün yönetmenliğini yaptığı son uzun metraj filmi “Mucize 2: Aşk”ın başrollerini Mahsun Kırmızıgül, Damla Biran Yılmaz, Erdal Özyağcılar ve Mert Turak paylaşıyor.
“Mucize 2: Aşk”ın konusu şöyle: Engelli bir adam olan Aziz ile görücü usulü evlendiği karısı Mızgin, köyde yaşadıkları sorunlardan iyice bıkar. Kendilerine yeni bir hayat kurmak isteyen çift, Batı’da bir kasabaya gider. Ancak gittikleri kasabada da türlü sorunlarla karşılaşırlar. Çift, ne olursa olsun insanların önyargılarını aşıp, hayata tutunmak için çabalar. Mızgin’e âşık olan Aziz, karısı için engellerinden kurtulmaya karar verir ve bu uğurda zorlu bir mücadeleye girişir. Aziz, Mahir öğretmen ve sinemacı Bahattin’in de desteği ile eşi için birçok mucizeyi gerçekleştirir.
Serinin ilk filmi “Mucize” de beIN CONNECT’te!
Mahsun Kırmızıgül’ün senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı serinin ilk filmi “Mucize”yi de izleyiciler diledikleri zaman beIN CONNECT üzerinden izleyebiliyor.
Ege’nin cennet gibi bir köşesinden Anadolu’nun uzak bir köyüne sürgün yiyen bir öğretmenin (Talat Bulut) hikayesini anlatan “Mucize”, yokluk içerisinde okulu, okumayı, eğitimi dört gözle bekleyen çocukları da konu ediniyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Kıvanç Tatlıtuğ 2 yeni proje için OGM Pictures ile anlaşma yaptı
2020 yılının en çok konuşulan yapımlarına imza atan OGM Pictures, önümüzdeki dönemde ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’u izleyicisiyle buluşturacağını duyurdu.
Canlandırdığı her karakterle farklı bir kişiliğe bürünen ve oyunculuğu ile herkesi kendine hayran bırakan Kıvanç Tatlıtuğ, OGM Pictures imzasını taşıyacak iki proje ile 2021 yılında izleyicisiyle buluşacak. Başarılı oyuncu, bir dizi ve bir filmde yine unutulmaz karakterlere hayat verecek.
OGM Pictures Hakkında
OGM Pictures, Türk dizi ve film sektöründe uzun yıllardır yer alan ve Prime Time kuşağına damgasını vuran birçok başarılı dizinin yapımcılığını üstlenmiş Onur Güvenatam liderliğinde 2018 yılında kuruldu. Yapımları uluslararası dijital platformlarda yer alan ilk Türk yapım şirketi olma özelliğini de taşıyan OGM Pictures, Kırmızı Oda ve Masumlar Apartmanı gibi 2020 yılının en çok konuşulan yapımlarının yanısıra geride bıraktığımız yıl içerisinde Atiye, Doğduğun Ev Kaderindir ve Yarına Tek Bilet gibi birbirinden başarılı işlere imza attı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Akıllı Tartı HONOR Scale 2 ile Ağırlığınızı Ölçmekten Öteye Geçin
Yepyeni giyilebilir teknolojiler ve ekosistem ürünleriyle portföyünü genişleten HONOR, akıllı tartı Scale 2 ile vücut yağ oranı, bazal metabolizma oranı ve kalp ritmi gibi toplamda 12 farklı değer ölçümü yaparak sağlığınızı yakından takip etmenizi sağlıyor.
HUAWEI Technologies çatısı altında gençlere yönelik teknolojik ürünleriyle değer yaratan HONOR, hayatı kolaylaştıran ürünlerine bir yenisini daha ekliyor. Merkezinde akıllı telefonların bulunduğu 1+8+N akıllı yaşam stratejisi kapsamında kullanıcılara sunduğu bağlantılı ve akıllı ürünlerden yenisi ise bir akıllı tartı olan HONOR Scale 2.
12 farklı ölçümle sıradan bir tartıdan çok daha öte
HONOR Scale 2, sadece ağırlık ölçen geleneksel tartıların aksine özellikle aktif bir yaşam süren ve beslenmesine dikkat edenler için toplamda 12 farklı ölçüm yapabiliyor. Ağırlık ölçümünün yanında Vücut Kitle Endeksi (BMI), Vücut Yağ Oranı, Kalp Ritmi, İç Organ Yağ Seviyesi, İskelet Kas Kütlesi, Yağsız Vücut Kütlesi, Bazal Metabolizma Hızı, Vücuttaki Su, Protein, Kemik Mineral İçeriği ve Vücut Skoru gibi büyük öneme sahip birçok farklı değeri kolayca sunabiliyor. Tüm bu ölçümler sayesinde fit ve sağlıklı bir yaşama ulaşmak için yapmanız gereken antrenmanları doğru şekilde planlayabiliyorsunuz.
Tüm aileye yönelik akıllı özellikler
Bu ölçümlerle ilgili detaylı raporlar, grafikler ve analizlere, HONOR Scale 2’yi HUAWEI Sağlık mobil uygulamasıyla eşleştirip ulaşmak mümkün. Toplamda 50 kullanıcıya kadar verileri kaydedip sunabilen HONOR Scale 2, bu sayede tüm aile üyelerinin sağlıklı kalmasına yardımcı oluyor. Ölçü sırasında aile üyesini otomatik olarak tanıyan akıllı tartı, Bluetooth üzerinden HUAWEI Sağlık uygulamasına bağlanarak tüm ölçüm geçmişini de gösterebiliyor. Çevrimdışı da çalışabilen akıllı tartı, bu modda 200’e kadar veriyi bünyesinde saklayabiliyor.
Şık, hassas ve dayanıklı
Kompakt boyutlara sahip olan HONOR Scale 2, üzerinde yer alan LED ekranıyla hızlı şekilde ölçüm sonucuna ulaşmanızı sağlıyor.Beyaz görünümünün üzerinde yer alan parlak ve şık görünümlü çemberli tasarımıyla da her odaya yerleştirilebilecek bir aksesuar olarak öne çıkıyor.
Öncü yapay zekâ ve büyük veri modellerini kullanan, son teknoloji HUAWEI TruFit™ algoritmasını kullanan HONOR Scale 2, bu sayede yüksek hassasiyette ölçümler yapabiliyor. İçerisinde bulunan özel ağırlık ölçme çipi, ölçümde oluşan 100 gramlık değişiklikleri bile algılayarak, vücudunuzdaki en küçük değişimleri bile size gösteriyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)