KADEM’in T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği ve bu sene online yapılan 4’üncü Kadın ve Adalet Zirvesi, ikinci gününde de önemli konuşmacılara ev sahipliği yaptı. 28 Kasım’a kadar devam edecek zirvede, dijitalin toplum, ebeveynlik, sanat ve eğitime etkilerini Türkiye’den ve dünyadan konunun uzmanları anlattı.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği 4’üncü Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, “Dijital Çağda İnsan Kalmak” temasıyla online olarak yapılıyor. Zirvenin ikinci gününde dijitalin toplum, ebeveynlik, sanat ve eğitime etkileri konuşuldu.
Günün ilk konuşmasını yapan ve dijital dünyaya uyum sürecinde çocuğun ihtiyaçlarının nasıl değiştiğini anlatan Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk, çevrenin insan psikolojisindeki etkisinin altını çizdi. Çevrenin çocuğun etkileşimde olduğu her şey olduğunu aktaran Selçuk, kulaklık takıp internete sürekli bağlı yaşayan çocukların yaşam alanının ebeveynleri, kardeşleri, mahallesi, okulu olmadığını anlattı.
“OYUN OYNAYANLARDA İNSANDIŞILAŞTIRMA OLUYOR”
Ekran başında veya video oyunlar oynayarak geçirilen sürenin yaşla beraber arttığını belirten Selçuk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ekran başında geçirilen zaman artınca hiperaktivite, yıkıcı karşı gelme, depresyonun da arttığını görüyoruz. Özellikle çok video oyunu oynayan çocuklarda öfke ve kaygı yükseliyor. Öfke kontrolünde daha da zorlanıyorlar. Video oyunlarında fazla zaman geçiren çocuklar diğer insanlara insani özellikler atfetmekte zorlanıyor. Yani ‘insandışılaştırma’ oluyor. Başkalarının duygularını anlamakta güçlük çekiyor ve diğer insanlara zarar verici davranışları gösterme eğilimleri artıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, lise yıllarından sonra gençlerin kendisi de bundan rahatsız oluyor. Ama ekran süresini azaltmak isteseler de yapamadıklarını belirtiyorlar.”
DİJİTAL OKUR YAZARLIK ÖNEMLİ
Bu noktada ebeveynlerin çocuklarıyla etkileşimde bulunmalarının önemini vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk gibi TRT’de yöneticilik yapan İsmihan Yılmaz da zirvede yaptığı konuşmasında bu konunun önemine değindi.
‘Çocuğum internette çok zaman geçiriyor” kaygısıyla çocukların elinden ekranları alıp, süreleri kısıtlamaya çalışan ebeveynlerin bunun işe yaramadığını gördüklerini hatırlatan Yılmaz, dijital okur yazarlığın ve bu alandaki yetkinliklerin arttırılmasının bu noktada çok önemli olduğunu söyledi. Ekran zaman yönetiminin önemine vurgu yapan Yılmaz, “Ebeveynlerin eğitimi noktasında KADEM gibi STK’ların ve kamu kuruluşlarının çok büyük rolleri var. Burada oluşan kaygıyı azaltıp, ıskalamakta olduğumuz imkanlara başka türlü ulaşamayız” dedi.
YAPAY ZEKANIN SANATA ETKİSİ
Zirve konuşmacılarından, insan bilincinin sanat ve teknoloji ile ilişkisini yorumlayan Medya Sanatçısı -Yönetmen Refik Anadol, Amerika’ya gidişini, başarı hikayesini, nasıl stüdyo sahibi olduğunu ve eserlerinin ortaya çıkış süreçlerini panelde anlattı. ‘Bir veri pigment olabilir mi’ diye sorgulayarak başlayan ve şu anda Bill Gates’in de koleksiyonunda var olan veri resimlerinin ortaya çıkış hikayesinden bahseden Anadol, yapay zekanın sanata etkileri konusunda şöyle konuştu:
“Karşımızda unutmayan bir şey var. Yapay zekanın insanlığa zararlı olması da ihtimaller dahilinde. Bununla başa çıkmanın yöntemi ise bilinçlenmek. Mahremiyet ve özgür irade giderek yok oluyor. Bu farkındalığı yaratmanın yolu ise sanat yapmak. Teknoloji, insanlığın aynası. Bu ayna bizi temsil ediyor ve duygu, koku, doku da devreye girdiğinde makineler sanat yapabilir. Bizim buna nasıl karşılık vereceğimiz ise daha önemli. İnsanları makineleştirmektense makineyi insanlaştırmak bana göre insanlık için daha iyi bir şey.”
DÜNYADA KADININ ROLÜ NASIL DEĞİŞİYOR?
Dijital çağda kadını güçlendirmek üzerine konuşan John Cabot Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Alina Sorgner, Ülkelerin bazı bölgelerinde, kadınların dijital okur yazarlığı ve teknoloji üreticiliği konusunda zayıf olduğunu, dijitalin kadınlara etkisinin ne olacağının da zaman içinde bölgeden bölgeye değişeceğini aktardı. Sorgner, kadınların girişimci olarak güçlendirilmesi için dijital veri sermayesine yatırım yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
We Love Reading’in kurucusu ve Haşimi Üniversitesi öğretim üyesi moleküler biyolog Prof. Rana Dajani ise, dijital dünyada kadının ve annenin değişen rolleriyle ilgili şöyle konuştu: “Toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınlar her ne kadar üniversite eğitimi alsa da evlenip çocuk sahibi olunca işi bırakma eğilimindeler. Çünkü iş yerleri erkekler tarafından erkekler için hazırlanmış. Doğum yapan, emziren kadınlar için iş yerleri çok dostane değil. Jane Fonda, Arap ve Ortadoğulu kadınların kadın olmaktan gurur duyduklarını ancak bu durumun batıdaki kadınlar için geçerli olmadığını bir toplantıda dile getirmişti. Dolayısıyla kadınların başarıyı nasıl tanımladıklarına bakmak çok önemli. Kimi için çocuk büyütmek başarı, kimi için CEO olmak. Her kadın kendi hikayesini yazmalı. Dijital dünya bu anlamda kadınların işini kolaylaştırabilir.”
EĞİTİM VE EĞLENCE
Early Bird English Kurucusu Jenny Molendyk Divleli, Türkiye’ye taşındığında kendisinin hayli zorlanırken çocuklarının Türkçeyi çok kısa sürede öğrendiklerini farkettiğinde bu girişimi hayata geçirme kararı aldığını anlattı. Dile ne kadar maruz kalınırsa o kadar fark etmeden öğrenmenin mümkün olduğunu aktaran Divleli, sosyal medyanın bu amaçla kullanılabileceğini belirtti. Eğitim tasarımcısı ve Usturlab Atölye Kurucusu Sümeyye Ceylan ise, bilim eğitimi ile yaratıcılığın nasıl desteklenebileceğini aktardı. İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Nagihan Haliloğlu, dijital beşeri bilimlerin bize ekstra bilgi üretimi olmadığını, bu noktadan sonra beşeri kısmın başladığını ifade etti ve bilgi küratörlüğünün öneminden bahsetti.
Türkiye’de müzik eğitiminin değişmesi gerektiğini söyleyen Arp Sanatçısı Şirin Pancaroğlu ise önce müzik eğitiminde reforma gidilip sonrasında dijitalleşmenin düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Zirvede konuşan diğer bir isim olan Bern Öğretmen Eğitimi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Michele Notari, çevrimiçi eğitimin alışkanlıklarımızı ve tutumlarımızı nasıl etkileyeceğinden bahsetti. Müzakere yapmanın, çatışma çözebilmenin çok önemli olduğunu ve bunun da fiziksel eğitimle yapılabildiğini anlatan Notari, “Kelime dağarcığı geliştirmek, kodlama öğretmek gibi bilgi aktarımı konularında ise online eğitim daha başarılı oluyor” diye konuştu.
GERÇEKTEN DİKKATLER DAĞINIK MI?
Her dönem dikkati dağıtan şeylerden şikayet edildiğini, bir dönem roman okumanın bir dönem ise TV’nin dikkati dağıttığının söylendiğini hatırlatan Birleşik Krallık Kent Üniversitesi öğretim üyesi yazar Prof. Frank Furedi ise, “Şimdi de internet, sosyal medya ve oyunların dikkat dağıttığı ve Nörobilim öne sürülerek çocukların beyinlerinin değişikliğe uğradığı ve dikkatlerinin kısa süreli olduğu söyleniyor. Çocukların dikkatlerini çekmek için Avrupa’da tabletlerde eğlendirici içeriklerle çocuklara eğitim verilmeye çalışılıyor. Biz dikkat dağınıklığını içselleştiriyoruz.” Dedi. Dikkat dağınıklığına neden olunmaması için eğitimi içeren entelektüel bilginin bu şekilde azaldığını, daha basite indirgenmiş bilgi verildiğini aktaran Furedi bu anlamda gençlere haksızlık yapıldığının da altını çizdi.
Günün son konuşmasını yapan Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özge Hacıfazlıoğlu ise pandemide aynı anda birden fazla iş yapmak zorunda kalındığının altını çizdi. Evlerde sınıf düzeni ve işyerleri kurulduğunu anlatan Hacıfazlıoğlu bu dönemde herkesin pek çok trajikomik hikaye yaşadığını da aktardı. Hacıfazlıoğlu, bu dönemin iş yaşam dengesini tekrar oluşturduğumuz bir dönem olduğunun da altını çizdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: Eğitime
DEÜ uzaktan eğitime hazır
Dokuz Eylül Üniversitesi Ekim ayında ‘online’ şekilde başlayacak olan 2020-2021 Akademik Yılına hazır. Kovid-19 pandemisi nedeniyle Güz döneminde de uzaktan eğitime devam edeceklerini belirten DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Güçlü bir altyapıya sahip olan ‘onlineDEU – Öğrenme Yönetim Sistemi’nin kalitesini arttırarak, öğrenci ve akademisyenlerimizin yüz yüze eğitimler kadar verimli bir dönem geçirmesi için çalışmalarımızı tamamladık” dedi.
Uzman akademik kadrosu ve güçlü teknolojik altyapısı ile Türkiye’nin önde gelen kurumlarından olan Dokuz Eylül Üniversitesi, Ekim ayında başlayacak olan yeni akademik yıla online eğitim materyallerinin niteliğini arttıran çalışmalarını tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Uzaktan Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi, yıllardır sürdürdüğü online eğitim alanındaki tecrübesini, güncellenen altyapı ile birleştirdi. Bir yandan kapasite artışı, diğer yandan da eğitici materyallerin niteliği geliştirilmesi sağlandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Uzaktan Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (DEUZEM) güçlü bir alt yapıya sahip olduğunu belirten Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, DEÜ’nün yenilenen ‘OnlineDEU – Öğrenme Yönetim Sistemi’ ile Güz dönemine hazır olduğunu belirtti. Rektör Hotar, “Öğrenci ve akademisyenlerimizin yüz yüze eğitimler kadar verimli bir dönem geçirmesi için çalışmalarımızı tamamladık. ‘onlineDEU – Öğrenme Yönetim Sistemi’ ile gençlerimizin kolayca erişebilecekleri, nitelikli eğitim imkanlarına sahip bir eğitim modeli oluşturduk. Pandemi döneminde etkileşimli bir eğitim modeliyle öğrencilerimize eğitim imkanı sunacağız” dedi.
NİTELİKLİ EĞİTİM
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Her zaman daha iyiye ulaşma felsefesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizin köklü eğitim kurumlarından olan Üniversitemiz, sahip olduğu güçlü teknolojik altyapısı online çalışmalarını uzun süredir sürdürmekteydi. Bu nedenle Pandemi dönemine hızlıca adapte olarak uzaktan eğitimi başarıyla yürüten üniversitelerin başında geldik. Sahip olduğumuz bu teknolojik gücün daha da iyileştirmesi amacıyla öğrenci ve akademisyenlerimizin de katkılarını göz ardı etmedik. Eğitimcilerimizin eğitimlerini de online platformlara taşıdık. Senkron ve asenkron eğitimlerimizin içeriklerini zenginleştirerek öğrencilerimize yüz yüze eğitimde olduğu gibi kaliteli eğitimi vermeye devam edeceğiz. Uzaktan eğitimde de öncü ve güven veren bir kurum olan Dokuz Eylül Üniversitesi, 2020-2021 Akademik yılına daha güçlü alt yapısıyla hazır” diye konuştu. Rektör Hotar, online eğitimin yanı sıra, yıl boyunca gerçekleştirilen personel, öğrenci ve vatandaşların bir araya geldiği sosyal etkinlikleri de dijital ortama taşıdıklarını, altyapı konusunda yatırımların artarak devam ettiğini sözlerine ekledi.
ÖĞRENCİ DOSTU SİSTEM
DEUZEM Müdürü Prof. Dr. Bahar Baran, DEUZEM web sitesinin öğrenci dostu olarak güncellendiğini belirterek, “Akademik yılda en küçük bir aksaklığın yaşanmaması için çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz. Akıllardaki soru işaretlerini ortadan kaldıracak tüm bilgileri içeren, öğrenci ve öğretim üyelerimize yönelik uzaktan eğitim rehberi hazırladık. Tüm birimlerde onlineDEU temsilcileri seçildi ve eğitimler verildi. Sistemin sorunsuz ilerlemesi amacıyla uzaktan eğitimde üniversitemize ait iş akışı ve görevler çıkartılarak birimlere gönderildi” dedi.
YOĞUN KATILIM
2019-2020 Akademik yılı bahar ve yaz dönemlerinde onlineDEÜ ile 53 bin 834 canlı sınıf oluşturuldu, 12 bin 830 canlı ders açıldı. 76 bin 065 öğrencinin online olarak katıldığı eğitimlerde; 6 milyon 575 bin 338 oturum açılırken; 4155 eğitmen de görev aldı. Öğrenciler, akademisyenlere 58 bin 876 adet mesaj gönderdi. Yaklaşık 2 milyon materyalin oluşturulduğu eğitimlerde 31 bin 387 ödev konusu açıldı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
TEGV ve Arçelik’ten Uzaktan Eğitime Erişim için Seferberlik
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), Arçelik ve Beko yetkili satıcıları ile uzaktan eğitime erişimi kısıtlı öğrenciler için bir bağış kampanyası başlatıyor.
Bugüne kadar 3 milyona yakın çocuğa ulaşan ve COVID-19 salgını döneminde eğitimin kesintiye uğramaması amacıyla harekete geçen TEGV, uzaktan eğitim seferberliği başlatıyor. TEGV, köy okullarındaki çocukların da eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanmalarını sağlayabilmek için Arçelik ve Eski Arçelikliler Derneği (EAD) ile bir araya gelerek “Yeni Dünya Projesi”ne imza attı.
Kampanya kapsamında köy okullarında okuyan çocuklara uzaktan eğitime erişmeleri için sağlanacak tabletler sayesinde öğrenciler hem müfredat içerikleri hem de Fen, Matematik, İngilizce, Bilişim, Okuma, Sosyal-Duygusal Öğrenme alanlarında TEGV’in sunduğu okul destek programları ile dijital eğitimle buluşabilecek.
“Yeni Dünya Projesi” ilk aşamada Kadıköy, Maltepe ve Kartal’da bulunan Arçelik ve Beko mağazalarının desteğiyle tüm tüketicilere ve kurumlara bu kampanyaya bağış desteği yapma çağrısında bulunacak. TEGV’de toplanacak bağışlar karşılığında Arçelik’ten temin edilecek tabletler, öncelikle Beykoz-İstanbul ve Kurtalan-Siirt’te belirlenen köy ilkokullarında okuyan çocuklara ulaştırılacak.
“Arçelik olarak pandemi döneminde Yerli Ventilatör üretimi, kesintisiz yetkili servis hizmeti gibi birçok çalışmanın yanı sıra 65 yaş üstü vatandaşlarımızın market alıverişini dahi yaparak milletimizin emrine amade olduk” diyen Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin öncü şirketlerinden biri olmanın getirdiği sorumluluk bilinciyle, eğitime önem veriyoruz. Şimdi de TEGV, yetkili satıcılarımız ve Eski Arçelikliler Derneği ile beraber uzaktan eğitime erişimin elzem olduğu bu günlerde “Yeni Dünya” eğitim seferberliğine katılmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Verebileceğimiz tüm destekler için elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz.”
TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı Kampanya hakkında“25 yıldır ülkemizin dezavantajlı bölgelerinde yaşayan çocuklarımıza nitelikli eğitim desteği sunan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı olarak gerekli içerik ve alt yapı çalışmalarımızı tamamladık; şimdi de uzaktan eğitim sürecimizi başlatıyoruz. Bu projemiz ile geçtiğimiz hafta son yolculuğuna uğurladığımız Kurucumuz ve Onursal Başkanımız Suna Kıraç’ın ideallerinin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım daha atacağımıza inanıyoruz” dedi
Eski Arçelikliler Derneği Başkanı Levent Alatlı ise: “Bugün ülkemizin önemli bir sorunu olan uzaktan eğitim konusunda Arçelik ve TEGV ile bu projeyi geliştirmekten dolayı gururluyuz” şeklinde konuştu.
Kampanyanın düğmesine 22 Eylül Pazartesi günü, Arçelik, Eski Arçelikliler Derneği ve TEGV Yöneticilerinin, Yeni Dünya Kampanyası’na destek veren mağazaların ekipleriyle bir araya geldikleri online toplantıyla basıldı.
Yeni Dünya Kampanyası’na katılarak siz de daha çok çocuğun tablet ile buluşmasını sağlayabilir, eğitimde fırsat eşitliğini destekleyebilirsiniz.
Bağış yapmak için detaylı bilgiye Kadıköy, Maltepe ve Kartal’daki Arçelik ve Beko mağazalarından veya TEGV’in web sitesi ve sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Bayram Harçlıkları Otizmli Çocuklar İçin Eğitime Dönüşüyor
Bu bayram harçlıklarınız otizmli çocuklar için özel eğitime dönüşüyor; bir gün değil, bir ömür yüzleri gülüyor. Tohum Otizm Vakfı tarafından 4129Grey desteğiyle hayata geçirilen #EnDeğerliHarçlık kampanyasına destek olmak için TOHUM yazıp 5290’a yollayın, otizmli çocuklar için bayramı, hayat boyu yüzlerinde taşıyacakları bir gülümsemeye dönüştürün.
Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen gelişimsel bir farklılık olan otizmin nedeni günümüzde hala bilinmemekle beraber bilinen tek çaresi, erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitimdir! Eğitim her çocuğun anayasal hakkıdır ama otizmli çocuklar için eğitim haktan da öte tek çaredir. Tohum Otizm Vakfı tarafından 4129Grey desteğiyle hayata geçirilen #EnDeğerliHarçlık kampanyası, bayram harçlıklarını otizmli çocukların tek tedavileri olan özel eğitime dönüştürecek. Kurban Bayramında Tohum Otizm Vakfı’nda okuyan otizmli çocuklar için bağışlanan harçlıklar ile otizmli çocukların bir gün değil, bir ömür yüzleri gülecek. TOHUM yazıp 5290’a SMS atarak 10 TL harçlık bağışlayabilir, bu bayramı otizmli çocukların bayramı yapabilirsiniz.
Otizmin bilinen tek çaresi, erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitim!
Otizmin başlıca belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, ismi söylendiğinde bakmamak, konuşmada gerilik, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar sayılabiliyor. Ailelerin çocuklarında aynı yaştaki diğer akranlarından farklı davranışlar ve belirtiler gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir çocuk ergen psikiyatristine başvurmaları gerekiyor. Otizmin günümüzde bilinen tek çaresi, tek ilacı erken tanı ve sürekli, yoğun, özel eğitimdir. Bilimsel araştırmalar, erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtilerinin kontrol altına alınabildiğini, gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmadığını gösteriyor.
Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, vakfın kuruluş amacının da erken tanı ve eğitimle otizmli çocukları topluma, eğitim hayatına, sosyal hayata kazandırmak ve bağımsız bireyler haline getirebilmek olduğunu söylüyor. Betül Selcen Özer “Bayram harçlığı almış bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi bir düşünün. Biz de vakfımızda okuyan otizmli çocukların eğitim burs fonuna destek için bayram harçlıklarınıza talibiz.İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirken, dayanışma ve beraberliğin her zamankinden çok daha önemli olduğunu biliyor ve herkesi #EnDeğerliHarçlık kampanyasını desteklemeye davet ediyoruz.Haydi, siz de TOHUM yazıp 5290’a SMS atarak 10 TL bağışlayın… Bu bayramı, otizmli çocukların bayramı yapalım…” dedi.
Tohum Otizm Vakfı Hakkında:
Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, “Otizm Spektrum Bozukluğu” olan çocukların erken tanısının konulması, özel eğitimi ile topluma kazandırılmasına öncülük edilmesi ve bunun yurt çapında yaygınlaştırılması amacıyla, kar amacı gütmeyen ve kamu yararını gözeten bir sağlık ve eğitim vakfı olarak 15 Nisan 2003 tarihinden bu yana çalışmalarını yürütmektedir.
Bahçeşehir Koleji 17 Ağustos’ta Anaokullarında Yüz Yüze Eğitime Başlıyor
17 Ağustos’ta anaokullarını açacaklarını söyleyen Genel Müdür Özlem Dağ, diğer kademelerde de MEB’in izin ve onayı doğrultusunda yüz yüze eğitime geçmeyi istediklerini ve buna hazır olduklarını vurguluyor.
“Uzaktan eğitimde en iyisini yapıyoruz ancak ‘Bir çocuk büyütmek için bir köy gerekir’ diyoruz. Bu nedenle anaokulu öğrencilerimizin kampüslere dönmesinden mutluyuz.”
Bahçeşehir Koleji yöneticileri ve Bahçeşehir Üniversitesi akademisyenlerinden oluşan “Bilim ve Danışma Kurulu”nun belirlediği önlem ve kurallar çerçevesinde anaokullarını yüz yüze eğitim için açacaklarını belirten Genel Müdür Özlem Dağ, tüm kademeler için online eğitimlere de aynı tarihte başladıklarını söyledi.
Koronavirüs pandemisinin ne kadar süre etkili olacağının bilinmediğini vurgulayan Özlem Dağ, bu süreçte kampüs yaşamının en güvenli şekilde devam etmesi için gereken tüm önlemleri hayata geçirdiklerini söylüyor. “Bir atasözünde de değinildiği gibi; ‘Bir çocuk büyütmek için koca bir köy gerekir.’ Uzaktan eğitim ve teknoloji ile eğitimin en iyi şekilde devam etmesini sağlayabilirsiniz. Öte yandan çocuk eğitimi yalnızca kazanımlar ve belirli gelişim dönemlerinde çocukları desteklemenin ötesindedir. Çocuk, akranları ve çevresindeki yetişkinleri görerek de öğrenir. Bu öğrenme havuzu ne kadar geniş olursa çocuklar da o denli zengin kazanımlarla yetişirler” diyor.
Sağlığın her şeyden önemli olduğunu ancak fiziksel sağlığın yanında sosyal ve duygusal gelişimin de en iyi şekilde ilerlemesi için kampüslere dönülmesinin önemli olduğunu söyleyen Dağ, en yüksek hijyen tedbirleri ve kuralların sıkı takibi ile 17 Ağustos itibarıyla anaokullarımızda bu süreci en iyi şekilde yürütmeye başlayacağız. Online eğitimde olduğu gibi yeni normalde kampüs yaşamında da örnek olacağız. Tüm kademelerde yüz yüze eğitime geçmek için de hazırız. MEB’in izin ve onayı doğrultusunda tüm öğrencilerimizle yüz yüze eğitime geçmek için bekliyoruz” diyor.
Anaokulu öğrencileri okullara Bilim ve Danışma Kurulu’nun belirlediği önlemlerle dönüyor
Bilim Kurulu, Danışma Kurulu ve Yürütme Kurulu olarak üç alt kuruldan oluşturulan Bahçeşehir Koleji Bilim ve Danışma Kurulu’nda tecrübeli eğitim yöneticileri ve Bahçeşehir Üniversitesi akademisyenleri yer alıyor. Mart ayında uzaktan eğitim sürecine geçildiğinden bu yana her an kampüslere dönülecekmiş gibi hazırlıkları tamamladıklarını söyleyen Özlem Dağ, geçtiğimiz aylar içerisinde oluşturdukları Bilim ve Danışma Kurulu ile tüm önlemleri yeniden gözden geçirip güncellediklerini söylüyor. “Pandemi Dönemi Süreç Yönetimi Kitapçığı” altında toplanan önlemler, okula girişten itibaren tüm alanlarda nasıl hareket edilmesi konusunda Bahçeşehir Koleji öğrencilerine, velilere ve tüm personele rehberlik edecek. Alınan tüm tedbirler öğretmenler başta olmak üzere tüm personel tarafından yakından takip edilecek.
“Yeni normalde kampüs yaşamında da örnek olacağız.”
Mart ayından itibaren başlayan uzaktan eğitim sürecinde Bahçeşehir Koleji olarak başarılı bir sınav verdiklerini söyleyen Özlem Dağ, İstanbul ve Ankara’daki teknoparklarda tam zamanlı olarak çalışan mühendis ve yazılımcılarının bu dönemde de hiçbir aksaklık yaşanmaması için çalıştığını ekledi. Dağ, uzaktan eğitim sürecinde Bahçeşehir Koleji’nde attıkları adımları şu sözlerle özetledi: “Uzaktan eğitim dönemini iki yıldan bu yana okullarımızda kullandığımız yapay zekâ tabanlı kişiye özgü dijital öğrenme platformumuz Metodbox ile başarıyla tamamladık. Senkron ve asenkron eğitimlerimizi entegre bir şekilde yürütmemiz için yine ekibimiz tarafından tasarlanan eğitim entegrasyonlu ilk yerli görüntülü görüşme platformumuz SeeMeet de yeni dönem itibarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunuluyor. Uzaktan eğitim sürecini en başarılı şekilde yürütmek için tüm donanımımızla hazır olsak da tüm öğrencilerimizin kampüslere döneceği günü heyecan ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Tüm kampüslerimizdeki hazırlıklarımızla, yeni normalde yüz yüze eğitime hazırız.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)