Rekabet Kurulu’nun dün Google için kestiği 196 milyon 708 bin 54,78 liralık idari para cezasının ardından gözler Google’ın nasıl bir hamle yapacağına çevrildi. Bu tarz cezaların reklam verenleri çok etkilediğini belirten CRM Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Becer, “1 Kasım’dan itibaren zaten Google, Türkiye’de yayınlanan reklamlardan yüzde 5 yasal işlem maliyeti alıyordu. O yüzde 5 ile de gidip cezaları ödüyordu. Bu tarz cezalar reklam verenin reklam bütçelerinin düşmesine, dolayısıyla ciroların azalmasına neden oluyor” diye konuştu.
Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd Şti, Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc hakkında “genel arama pazarındaki hakim durumunu kötüye kullandığı” gerekçesiyle yürütülen soruşturma dün tamamlandı. Buna göre, Rekabet Kurulu, 12 Kasım 2020 tarihli kararı ile Google’ın, “genel arama sonuçlarının en üstüne, reklam niteliği belirsiz olarak ve yoğun bir şekilde metin reklamlarına yer vererek kendisine reklam geliri getirmeyen organik sonuçların içerik hizmetleri pazarındaki faaliyetlerini zorlaştırmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği” sonucuna ulaştı. Kurul, bu kapsamda söz konusu teşebbüse 196 milyon 708 bin 54,78 lira idari para cezası verilmesini kararlaştırdı. Google’ın global bir platform olduğunu belirten CRM Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Becer, “Google ülke bazlı karar vermiyor. Vereceği her karar tüm ülkeleri bağlayacağı için geri adım atmıyor” diye konuştu. Google Türkiye’de ofis açarsa, diğer ülkelere de emsal teşkil edeceği için bu tür bir uygulamaya başlamayacağını kaydeden Becer, “Türkiye’de gelir vergisi verirse veya tabir –i caizse diz çökerse, tüm ülkelere de aynı uygulamayı yapması gerekeceğinden bu gerginliğin bitmeyeceğini düşünüyorum” dedi.
“Yüzde 15 stopajı da reklam veren ödüyor”
Google Türkiye’de ofis açmıyor diye getirilen yüzde 15 stopaj vergisinin de reklam verenden alındığını kaydeden Becer, “Google bu yaptırımlarla hiç zarar görmüyor. 100 liralık reklamın 15 lirası stopaj, 5 lirası yasal işlem maliyeti olarak reklamdan kısılarak ödeniyor. Böylelikle reklam verenlerin bütçeleri düşüyor”dedi. Sosyal medya kanallarına reklam veren yurtiçi, yurtdışı satışı yapan milyonlarca kurum ve kişi olduğunu kaydeden Becer, “Reklam bütçeleri kısılıyor. Bütçeler kısılınca, cirolar düşüyor. Bu şekilde ülkemizin büyüme gerçekleşmesi de zorlaşıyor” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aylık arşivler: Kasım 2020
Vodafone Red’lilerden sınırsız uygulamalara büyük ilgi
Vodafone Red’in yeni sınırsız tarifelerine ilgi artıyor. WhatsApp, Facebook, Instagram, YouTube, Twitter, Spotify ve Facebook Messenger gibi popüler uygulamaların internetinden yemediği yeni Red tarifelerini tercih eden müşterilerin veri kullanımında %67’ye varan artışlar yaşandı.
Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone’un, WhatsApp, Facebook, Instagram, YouTube, Twitter, Spotify ve Facebook Messenger gibi popüler uygulamaları sınırsız sunduğu yeni Red portföyüne ilgi her geçen gün artıyor. Sınırsız Red tarifelerini tercih eden müşterilerin veri kullanımında %67’ye varan artışlar yaşandı. Yeni Red portföyüyle müşterilerine WhatsApp ve Facebook Messenger üzerinden sesli ve görüntülü aramalarını sınırsız yapma imkânı sunan Vodafone, Instagram’da canlı yayın yapma ve izlemenin yanı sıra Instagram, YouTube, Facebook ve WhatsApp’ta video izlemeyi de sınırsız hale getirdi. Müşterilere popüler uygulamaları internetinden yemeden ve hız düşüklüğü olmadan kullanma imkânı veren yeni Red tarifeleri ayda 59 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor.
Vodafone Red’in sadece tarifelerden oluşan bir dünya olmadığını belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi:
“Müşterilerimizin uçtan uca iletişim ihtiyaçlarını karşılarken, onlara seyahatten ulaşıma, eğlenceden yeme içmeye kadar pek çok alanda ayrıcalıklar sunuyoruz. Salgınla birlikte değişen yaşam tarzlarını da göz önüne olarak müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak üzere Red dünyasını sınırsız uygulamalarla genişlettik. ‘Red yaparsa sınırsız yapar’ diyerek adım attığımız yeni dönemde müşterilemize önce WhatsApp ve Facebook Messenger üzerinden sesli ve görüntülü aramalarını sınırsız gerçekleştirme imkânı sunduk. Sonra bir adım daha atarak, Instagram’da canlı yayın yapmayı ve izlemeyi, ayrıca Instagram, YouTube, Facebook ve WhatsApp’ta video izlemeyi de Red’liler için sınırsız hale getirdik. Müşterilerimiz bu uygulamaları sınırsız kullanırken herhangi bir hız düşüklüğü yaşamıyor. Vodafone olarak, Red müşterilerimizin hayatını kolaylaştıracak ayrıcalıklar sunmaya devam edeceğiz.”
Aras Bulut İynemli anlatıyor
Vodafone’un yeni Red tarifeleri için hazırladığı reklam filminde markanın yeni yüzü Aras Bulut İynemli oynuyor. Filmde Instagram, YouTube, Facebook ve WhatsApp’ta sınırsız video izleme ayrıcalığı yaşayan Vodafone Red’lilerin hikâyeleri anlatılıyor.
“Vodafone Red’le Mücbir Sebepler” başladı
Vodafone Red, ünlü isimler Bartu Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş’ın sevilen Instagram canlı yayını “Mücbir Sebepler”e de sponsor oldu. İkinci sezonunda “Vodafone Red’le Mücbir Sebepler” adıyla yayınlanacak olan programın ilk bölümü 13 Kasım Cuma gecesi gerçekleşti. Sınırsız sosyal medya keyfi konusunun ele alındığı programı Vodafone Red’liler internetinden yemeden izledi.
2 ay sürecek
“Vodafone Red’le Mücbir Sebepler”, gündemi kendine has diliyle yorumluyor. Programda Vodafone Red’e özel içerik ve entegrasyonlar da yer alıyor. Her geçen gün daha fazla takipçiye ulaşan program, içeriği ile büyük beğeni topluyor. Birçok ünlü ismin konuk olduğu “Vodafone Red’le Mücbir Sebepler” 2 ay sürecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Vodafone’dan Kasım ayına özel avantajlı teklifler
Vodafone, Kasım ayına özel sunduğu ve ayda 29 TL’den başlayan faturalı tarifelerle müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Vodafone’un Kasım avantajlarından yararlanmak için online başvuru yapan müşterilere ilk 3 ay %15 indirim de sunuluyor.
Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, müşterilerine dijital dünyada kazandıran fırsatlar sunmaya devam ediyor. Vodafone, Kasım ayına özel olarak sunduğu faturalı tarifelerle müşterilerinin iletişim ihtiyaçlarını uygun fiyatlarla karşılamasına yardımcı oluyor. Buna göre, 5 GB’lık Uyumlu 5 tarifesi 29 TL, 10 GB’lık Yeni Süper Uyumlu tarifesi 39 TL, 20 GB’lık Redli 20 tarifesi 59 TL’ye satın alınabiliyor. Vodafone, avantajlı tarifelere sahip olmak için vodafone.com.tr üzerinden online başvuru yapan müşterilerine ilk 3 ay %15 indirim de sunuyor. Vodafone’un Uyumlu 5 ve Yeni Süper Uyumlu teklifleri sadece Kasım sonuna kadar geçerli olacak.
Konuyu değerlendiren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi:
“Vodafone Türkiye olarak, her şeyin hızla dijitalleştiği dünyamızda müşterilerimizin dijital yol arkadaşı olmayı hedefliyoruz. Kazandıran tarifelerle müşterilerimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Bu kapsamda, faturalı bireysel müşterilerimiz için Kasım ayına özel tarifeler sunuyoruz. Tarifelerimize sahip olmak için online başvuru yapan müşterilerimize ilk 3 ay %15 indirim de sunuyoruz. Vodafone olarak, herkes için daha iyi bir dijital deneyim hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz.”
Vodafone Türkiye hakkında
Dünyanın en büyük teknoloji iletişimi şirketlerinden biri olan Vodafone Grubu’nun bünyesinde yer alan Vodafone Türkiye, “herkes için dijital bir gelecek inşa etme” vizyonu doğrultusunda, birey ve kurumlara sabit, mobil ve içerik hizmetleri dahil tüm telekomünikasyon teknolojilerini tek çatıda sunmaktadır. Türkiye’nin en büyük uluslararası doğrudan yatırımcılarından olan Vodafone Türkiye’nin bugüne kadar toplam yatırımları 24 milyar TL’ye ulaşmıştır. Vodafone Türkiye, 30 Haziran 2020 itibarıyla 23,6 milyon mobil müşteriye ve 1,1 milyon sabit genişbant müşterisine hizmet vermektedir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
VakıfBank’tan bir galibiyet daha
VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, 2020-2021 Misli.com Sultanlar Ligi’nin 16’ıncı haftasında Karayolları’nı 25-16, 25-11 ve 25-10’luk setlerle 3-0 mağlup etti ve 14’te 14 yaparak ligdeki liderliğini sürdürdü. Ligdeki galibiyet serisini ise 31 maça çıkaran sarı-siyahlılar, Sultanlar Ligi’nin 17’inci haftasında 18 Kasım Çarşamba günü Aydın Büyükşehir Belediyesi’yle deplasmanda karşılaşacak.
Üç FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası ve dört CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuyla ‘Türkiye’nin uluslararası alanda en çok kupa kazanan takımı’ olan VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, 2020-2021 Misli.com Sultanlar Ligi’nin 16’ıncı haftasında Karayolları’nı 25-16, 25-11 ve 25-10’luk setlerle 3-0 mağlup etti ve 14’te 14 yaparak ligdeki liderliğini sürdürdü. VakıfBank Spor Sarayı’daki karşılaşmaya hücumda etkili başlayan sarı-siyahlılar, teknik molasına 12-7 önde girdiği ilk seti 25-16 aldı.
İlk sette olduğu gibi ikinci sete de hücumdaki etkinliğiyle başlayan VakıfBank, teknik molaya 12-6 önde girmeyi başardı. Mola dönüşü hem savunma hem de hücumdaki ritmini sürdüren sarı-siyahlılar, seti 25-11 alarak karşılaşmada 2-0 öne geçti. Üçüncü sette Karayolları’nın geri dönüşüne izin vermeyen VakıfBank, seti 25-10 mücadeleyi de 3-0 kazanarak ligdeki galibiyet serisini 31 maça çıkardı. Ligde iki maç (Sarıyer Belediyesi, İlbank) eksiği olan sarı-siyahlılar, Sultanlar Ligi’nin 17’inci haftasında 18 Kasım Çarşamba günü Aydın Büyükşehir Belediyesi’yle deplasmanda karşılaşacak.
MAÇIN İSTATİSTİĞİ
VAKIFBANK-KARAYOLLARI: 3-0
SALON: VakıfBank Spor Sarayı
HAKEMLER: Ramazan Demiröz, Mehmet Gül
VAKIFBANK: Maja 2, Gabi 10, Melis 9, Gözde 17, Tuğba 10, Kübra 10, Gizem (L), Haak 6, Cansu, Meliha
KARAYOLLARI: E.Akyaldız 4, E.Kara 2, Burcu 8, Tuğçe 4, Gerasymova 6, Havili 1, Selin (L), Ayçin 2, Selis, Kübra, Doğa 1
SETLER: 25-16, 25-11, 25-10
SÜRE: 59 dakika (21′, 19′, 19′)
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Foça Masterlerden 4-4’lük maçlar
Geçtiğimiz hafta Dikili’de 14 Eylül Masterler ile 4 -4 berabere kalan Foça Belediyespor Masterler bu hafta Dikili’nin bir başka takımı olan Çandarlı Pitane Masterleri sahasında ağırladı. Her iki takımın 4-4’lük oyunu yine 4-4’lük bir skor getirdi.
Foça Nihat Hüsenay Stadı’nda 15 Kasım 2020 Pazar Günü saat 13.00’te başlayan karşılaşma pandemi önlemleri dikkate alınarak oynandı. Kasım Ayı’nın tam ortasında olunmasına rağmen son derece güzel bir havada sahada hünerlerini sergileyen masterler, sportif dostluk adına da örnek davranışların sahibi oldular. Maçın ilk golü Foça Masterlerden Mehmet Bildiri’nin ayağından geldi. Mehmet Kılıç Pitane adına beraberliği sağladı. Foça takımının kaçırdığı goller, Çandarlı Pitane takımı oyuncularının uzaktan sert, düzgün ama direklerden dışarı giden vuruşları az sayıda izleyiciye keyifli dakikalar yaşattı. İlk yarı karşılıklı gollerle 1-1 tamamlandı.
Foça takımında Belediye Başkanı Fatih Gürbüz’ün’de forma giydiği İkinci yarının hemen başında Pitane Masterler Ertan Kurukafa ile 2-1 öne geçti. Mehmet Bildiri Foça’nın ve kendisinin ikinci golüyle durumu 2-2’ye getirdi. Serkan Tanrıseven’in orta sahadan taşıyarak 90’a yaptığı vuruşla Foça, 3-2 öne geçti. Yusuf Bingöl’le durum 3-3’e geldi. Serkan Tanrıseven’in kendisinin ikinci Foça’nın 4.ncü golü galibiyete yetmedi. Maçı bırakmayan ve son saniyeye kadar gol arayan Pitane Masterler Serdan Balcı ile ağları havalandırarak dördüncü golü buldu. Gol düdüğü ile maçın bitiş düdüğü de çaldı.
Foça Belediyespor Masterler takımı antrenörü Şerafettin Camcı futbolcuları ile birlikte Dikili Çandarlı Pitane Masterler takımı antrenörü M. Kamil Özgüneş ve oyuncularını, gelecek maçlarda başarılar dileyerek uğurladılar.
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Tüp bebek tedavisinde son gelişmeler
Her çiftin hayali dünyaya sağlıklı bir bebek getirebilmek. Çoğu zaman çiftler uzun bir uğraş gerektirmeden mutlu sona ulaşsa da bu durum herkes için kolay olmayabilir. Ülkemizde bir yılda doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 4-5’i tüp bebek tedavisi ile dünyaya geliyor. Bir yıllık korunmasız ilişkiye rağmen gebe kalınamaması olarak tanımlanan kısırlık yüzünden çiftlerin yüzde 15’inin tüp bebek merkezlerine başvurduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Bülent Baysal tüp bebekle ilgili son tedavi yöntemlerini anlattı.
Embriyoskop
Son yıllarda mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtaya sperm enjekte edildikten sonra embriyoları bulunduğu ortamdan (inkübatör isimli dolaptan) dışarı çıkarmadan dakika dakika izleme imkanı veren embriyoskop ile en sağlıklı embriyo seçilebiliyor. Bu sayede daha az sayıda embriyo transferi yapılarak yeterli embriyosu bulunanlarda en doğru embriyoyu seçme imkanı elde ediliyor. Embriyolar gelişimleri değerlendirmek için dış ortama sık sık çıkarılmıyor. Böylece en az riskle uygun ortamda kalıyorlar, gelişim hızları sürekli izlenen embriyoların bilgisayarda kaydedilen görüntüleri ekip tarafından izleniyor ve en iyi performansı gösteren bulunuyor.
Hasta dostu tedavi protokolleri
Son yıllarda antagonist denilen protokol ile 8-9 günlük enjeksiyonu takiben yumurta toplama aşamasına geliniyor. Diğer uygulamalar ile aynı başarı oranlarına sahip olan bu uygulama çok yaygın olarak kullanılıyor. Hasta takibi hastadan hastaya değişiyor ve en yüksek başarı oranlarına ulaşılması hedefleniyor. Yeni geliştirilen 7 gün etkili uyarıcı ilaçlar ile günlük enjeksiyonlar şeklinde değil, daha az enjeksiyonla uygulanabilir hale geliyor. Haftada bir yapılan enjeksiyonlar ve ağızdan kullanılan ilaçlar ile hastaların yani kullanıcı kadınların daha yüksek yaşam kalitesi ve konforu hedefleniyor.
Embriyo dondurulması (Vitrifikasyon)
Tüp bebek uygulamalarında embriyo transferi yapıldıktan sonra geride kalan kaliteli embriyolar ailenin de izni alındıktan sonra ileriki uygulamalarda kullanılmak üzere dondurularak saklanıyor. Embriyolar yeni dondurma metodu vitrifikasyon ile hızlı şekilde dondurularak saklanıyor. Bu yöntem ile dondurulan embriyolar çok sağlıklı şekilde çözünüp iyi gebelik oranları sağlanıyor. Bazen tüp bebek programına girmiş ve folikül gelişimi için yumurtalık uyarıcı ilaçlar kullanan hastalarda yumurtalıkların aşırı uyarılması (hiperstimülasyon sendromu) durumu gelişiyor. Bu durumda embriyo transferi yapmak klinik tabloyu daha da ağırlaştırabileceğinden embriyolar dondurularak saklanıyor ve başka bir adet döneminde, ortalama iki ay sonra hastanın klinik durumu düzelince transfer yapılabiliyor. Dondurulmuş embriyoların kullanıldığı durumlarda yumurtalık uyarıcı ilaç kullanımı ve yumurta toplanması işlemleri gerekmediğinden çifte maddi, manevi daha az yük getiriyor. Rahim içi zarı uygun kalınlığa ve ekoya ulaştığında embriyolar çözülerek transfer ediliyor.
Vitrifikasyon yöntemi ile dondurulmuş embriyolarda eskiden uygulanan slow freezing yöntemi ile dondurulmuş embriyolara göre çok daha yüksek sağlıklı çözülmüş embriyo ve yüksek gebelik oranları elde ediliyor.
Doğurganlığın korunmasında seçenekler (Yumurta ve embriyo dondurulması)
Son yıllarda özellikle 40 yaş öncesi dönemde özellikle meme kanseri sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bir kadın veya erkeğin onkoloji tedavisi ile üreme hücreleri zarar görebilir ve daha sonra kendi hücreleri ile çocuk sahibi olma şansı kalmayabilir. Son yıllarda oldukça fazla sayıda oosit yani yumurta hücresi, embriyo dondurulmuş ve tedavisi tamamlanan, onkologlar tarafından gebelik izni verilen hastalara embriyo transferi yapılıyor
Preimplantasyon genetik tanı (PGT)
Son yıllarda genetik bilim dalında hızlı gelişmeler oluyor. PGT yöntemi ile daha önce genetik hastalıklar nedeni ile çocuklarını kaybetmiş, düşük yapmış birçok aile çocuk sahibi olabiliyor. Bu teknikte deneyimli bir embriyolog tarafından embriyoya zarar vermeden biyopsi yapılması gerekiyor. Böylece DNA dizilimleri bilinen genetik hastalıkların tanısı yapılabiliyor, özellikle akraba evlilikleri ile artan oranda karşımıza çıkabilen tek gen hastalıklarının tanısı yapılabiliyor, bunlar arasında kistik fibrozis, hemofili, talasemi, sickle cell anemi, myotonic distrofi, Gaucher, Tay sachs hastalıkları ilk akla gelenler. İleri kadın yaşı söz konusu olduğunda embriyonun normal görünümlü olmasına rağmen artmış kromozom anomali oranları saptandığı biliniyor. Bu olgularda PGT yapılması gebelik oranlarını artırabiliyor.
AHEF: vaka sayıları hızla artıyor sağlık çalışanları koruma altına alınmalı!
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu 2.Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan “AHEF olarak işveren olan Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu ekipman, düzenli test, esnek çalışma, kontrol testi gibi önlemleri alıp hukuki yükümlüklerini yerine getirmesini talep ediyoruz” dedi.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan, Covid 19 salgınının ülkemizde ve dünyada en çok tehlike altında olan kişilerin vakalar ile direk temastaki sağlık çalışanlarıdır diyerek sağlık çalışanlarının diğer insanlardan farklı olarak defalarca temaslı ya da pozitif vakalarla karşılaştıkları için virüs yüklerinin arttığını vurguladı.
Dr. Yusuf Eryazğan, “Virüs yükü artan sağlık çalışanlarından 102’si vefat etmiştir. AHEF olarak pandeminin başından bu yana sağlık çalışanlarına rutin test ve esnek çalışma modeli önerdik ve önermeye devam ediyoruz. Bu virüse topluma oranla 10 kat fazla yakalanma riski taşıyan sağlık çalışanlarının eşleri, çocukları, anneleri ve babaları da rahatsızlanıyor, vefat ediyor. Sağlık Bakanlığı Covid pozitif çıkan sağlık çalışanını virüs yükünü düşünmeden 10 gün sürenin sonunda test yapmadan işe başlatıyor” dedi.
Dr. Eryazğan sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda sürekli temas altında olan sağlık çalışanlarının 10 gün sonra bulaştırıcılığı atlattığına dair kesin net bir bilimsel yayın yok. Bu nedenle test yapmadan işe tekrar başlatma, toplumdan daha çok virüsle temas halinde olan sağlık çalışanı için yanlıştır. Ayrıca esnek çalışma modeli getirilip her yerde uygulanmadan sağlık çalışanlarının virüs yükü önlenemez. Sağlık Bakanımızın önerdiği esnek çalışma modeli maalesef neredeyse hiçbir ilde uygulanmamaktadır. İl bazında esnek çalışma uygulayabilecek Aile Sağlığı Merkezlerinin esnek çalışmalarına onay verilmesi 1. basamak hizmetlerinin devamlılığı açısından önemlidir. Yoksa illerde personellerinin temaslı veya pcr + çıkması sonucu kapanan Aile Sağlığı merkezleri haberlerini basında ve haberlerde görmeye başlayacağız.”
Özelikle de 9 aydır bir türlü düzenli şekilde dağıtılamayan kişisel koruyucu ekipmanlara değinen Dr. Eryazğan, bununu virüs yükünde büyük etkisi bulunduğuna dikkat çekti. “Bu yaklaşımla hasta sağlık çalışanı sayısı artacak ve vefat sayıları çok fazla artacaktır. AHEF olarak insani çalışma şartlarını her platformda vurguladığımız bu dönemde yetkililerin sağlık çalışanlarını bile bile ölüme yollamalarını kabul etmeyeceğiz. İşveren olan Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu ekipman, düzenli test, esnek çalışma, kontrol testi gibi önlemleri alıp hukuki yükümlüklerini yerine getirmesini talep ediyoruz.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Kabızlıktan kurtulmak için 10 öneri
Zaman zaman herkesi sorunu olan kabızlık knonikleştiğinde kişinin yaşam kalitesini de düşürmeye başlar. Kalın bağırsak tümörleri, hormonal bozukluklar, kullanılan ilaçlar, su-tuz eksiklikleri, kas ve sinir sistemi hastalıklarının da kabızlığa sebep olabileceğini söyleyen Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ekrem Aslan kabızlık problemi olanlar için önerilerde bulundu.
1. Günlük aldığınız sıvı miktarını arttırın. Katı ağırlıklı beslenme kabızlığa neden olan en önemli şeydir.
2. Liften zengin gıdaları tüketmek kabızlığı engellemeye yardımcı olur. Meyve ve sebzeler zengin lif kaynaklarıdır.
3.Uzun süreli aç kalmaktan kaçının. Sık aralıklarla az miktarda beslenmek kabızlığı engellemeye yardımcı olur.
4.Bağırsak hareketlerinin en yoğun olduğu sabah saatlerinde ve yemeklerden sonra tuvaleti kullanmayı alışkanlık haline getirin.
5. Dışkılama hissettiğiniz an tuvalete gidin, dışkılamayı ertelemek kronik kabızlığın önemli nedenlerinden biridir.
6. Spor ve egzersiz önemlidir. Siz hareketli olursanız bağırsaklarınız da hareketli olur. Haftada en az 3 gün yarım saat yürüyüş bağırsakları düzene sokmaya yardımcı olacaktır.
7. Doktorunuza danışmadan uzun süre yüksek miktarda içilen müshil içeren ilaçlar bağırsakları tembelleştirir. Doktor görüşü olmadan müshil kullanımından kaçının.
8. Her gün bir avuç kuru erik tüketmek veya sabahları içilecek bir fincan kahve bağırsakların çalışmasına yardımcı olur.
9. Hemoroidler ve makat bölgesindeki çatlaklar kronik kabızlığa neden olabilir, makat bölgesinde kaşıntı, kanama veya ağrı yakınmalarınız varsa bir doktora başvurun.
10. Kabızlık şikayetiniz 6 aydan kısa süredir varsa, yaşınız 50’nin üzerindeyse, kabızlığa eşlik eden kansızlık, makattan kanama veya kilo kaybı yakınmanız varsa mutlaka bir gastroenteroloğa başvurun ve kolonoskopi yaptırın.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Anne Adaylarına Diyabet Uyarısı
Günümüzde giderek artan diyabet birçok hastalığa sebep olan ciddi bir kronik rahatsızlıktır. Bu nedenle diyabet hastası olan anne adaylarının, gebelikleri sürecinde hem kendi sağlığı hem de bebeğin sağlığı için çok daha dikkatli olması gerekiyor.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla diyabetten korunmanın önemine dikkat çeken Biruni Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Oğr. Üyesi Hazel Çağın Kuzey, diyabet hastası anne adaylarına önemli tavsiyelerde bulundu.
“Şeker hastalığı yani diyabet, toplumun %14’unu etkileyen ve ömür boyu tedavi gerektiren önemli bir sağlık sorunu. Türkiye’de her 100 kişiden 14’ünün şeker hastası olduğu düşünüldüğünde, bu sayı 7 milyona ulaşmaktadır.
Hamilelik öncesinde diyabet kontrol altına alınmalı
Diyabet, kandaki şeker seviyesi kontrol altında tutulduğu sürece kişinin normal yaşantısı için bir engel değildir. Bu nedenle anne olmak isteyen şeker hastaları için de bir yasak yoktur. Ancak diyabet hastalarının gebeliği planlı olmalı ve öncesinde şeker seviyesi kontrol altına alınmalıdır.
Diyabet hem anne adayını hem de bebeği etkileyebilir
Kontrol altına alınmayan diyabet anne adayı için ne kadar tehlikeli ise anne karnındaki bebeğe ve gelişimi üzerinde de olumsuz etkileri vardır.
Hamileliğin ilk aylarında yüksek kan şekeri bebek için toksik etki yaratarak anomalileri tetikleyebilir.
Büyüme ve gelişim geriliği, iri doğum ağırlıklı bebek, yeni doğan bebekte ani gelişen kan şekeri düzensizlikleri, erken doğum ve prematüreye bağlı gelişen problemlerden; anne karnında ani bebek kaybına kadar gidebilecek birçok soruna neden olabilir.
Doğum esnasında kontrol altına alınamayan kan şekeri düzensizlikleri sezaryen gibi müdahaleli doğum oranlarının artmasına neden olabilir. Yine kontrolsüz kan şekeri erken doğum oranlarını arttırıp prematüritiye bağlı oluşabilecek komplikasyonlara neden olabilirler.
Gebelik takibi bütüncül yaklaşımla yapılmalı
Hamilelikte diyabet tedavisi bütüncül yaklaşımla yapılmalıdır. Tek başına gebeyi takip eden kadın doğum uzmanının bunu yönetmesi çok da uygun değildir. Kadın doğum uzmanı, perinatolog yani riskli gebelikler uzmanı, endokrinoloji uzmanı ile eş zamanlı olarak gebeliğin başından doğuma kadar hatta doğum sonrası da anne adayını birlikte işbirliği içinde takip etmelidir.
Kan şekeri kontrol altında tutulmalı
Hamilelikte açlık kan şekeri ölçümlerinin 90-95 değerinde, 1.saat tokluk kan şekeri ölçümlerinin ise 140-145 olması beklenir. Kan şekeri ve tansiyon ölçümleri de gebelikte kabul edilebilecek sınırlarda tutulmalıdır. Gebe kaldıktan sonrada kadın doğum uzmanı, riskli gebelikler uzmanı ve endokrinoloji uzmanı ile koordineli bir şekilde gebeliği takip edilip doğum için en uygun zaman belirlenmelidir.
Hamilelikte ortaya çıkan diyabet ve yüksek tansiyon doğum sonrası devam etmese bile ilerleyen yaşlarda yüksek tansiyon ve diyabet hastası adayı olduklarını unutmayıp yaşamlarını, diyet ve egzersizlerini ona göre düzenlemelidirler.
Temel kural yeterli ve dengeli beslenme
Anne adayları yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermelidir. Beslenme programında proteinden zengin, karbonhidrattan fakir beslenme tarzı benimsenmeli, mevsimine uygun sebze ve meyve tercih edilmeli, kan şekerini dengeleyen lifli gıdalara yer verilmelidir.
İdeal kilo kontrolü sağlanmalıdır
Diyabette aşırı salınan insülin daha çok acıkmaya, daha çok yemeye ve atıştırmaya neden olarak kilo artışına yol açar. Ancak aşırı kilo diyabet açısından ciddi bir risk faktörüdür. Diyabeti olan anne adayları için kilo kontrolü özellikle önem taşımaktadır.
Hekim kontrolünde egzersiz diyabeti kontrol altına almaya yardımcı olur
Hekim kontrolünde egzersiz ve fiziksel aktivite diyabeti kontrol altına almada etkilidir. Anne adayları özellikle bu dönemde sosyal mesafe, maske ve korunma önlemleri ile kalabalık olmayan yerlerde düzenli yürüyüşler yapmalıdır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Diyabetik Ayak Nasıl Önlenebilir?
Dünya Diyabet Günü kapsamında, Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Cihangiroğlu, diyabet hastalarında görülen diyabetik ayak hakkında bilgi verdi. Cihangiroğlu diyetin önemine dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun diyabeti kronik bir hastalık olarak tanımladığından beri 14 Kasım Diyabet Günü olarak belirlenmiştir ve bugünde, diyabetin erken tanısı ve taramanın önemi konularında farkındalık yaratmak amaçlanmıştır.
Toplumda en sık görülen kronik hastalıklardan biri olan diyabet ile ayakta oluşan damar sertleşmesi ve kireçlenmesiyle birlikte diyabetik ayak meydana gelmektedir. Oluşan bu damar kireçlenmesine başta sigara olmak üzere yüksek kolestrol ve lipid değerleri, kontrolsüz kan şekeri, yüksek tansiyon, obezite ve genetik nedenler sebep olabiliyor. Günümüzde diyabet, diğer adıyla şeker hastalığı, devam eden kan şekeri yüksekliği sonucu meydana gelen ilerleyici bir hastalıktır.
Diyabetik ayak nedir ve nasıl önlenebilir?
Diyabet yani şeker hastalığı, toplumda en sık görülen kronik hastalıklardan biridir ve kan şekeri yüksekliği ile karakterizedir. Kan şekeri yüksekliği kontrol altına alınamadığında hastalarda diyabet komplikasyonları ortaya çıkar. Diyabetik ayak şeker hastalığının uzun sürmesine ya da kan şekerinin kontrol altına alınamamasına bağlı olarak ayakta kronik yara gelişmesidir. Diyabet hastalığı kılcal damarları etkileyerek nöropatiye yani sinirlerde enflamasyona ya da vaskülopatiye yani damarlarda enflamasyona sebep olur. Diyabetik hastalarda hem nöropati hem de vaskülopatiye bağlı olarak ayaklarda yaralar gelişir. Diyabetik ayak hastalığından korunmanın en etken yollarından biri de kan şekerini düzenleme ve kontrol altında tutmaktan geçer. Kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi, sağlıklı bir diyet, düzenli spor ve polifenol gibi diyabeti önlemede pozitif yönde etkileri olduğu düşünülen doğal ürünler tüketmenin diyabet ve diyabetik ayak hastalığından korunmada önemli etkileri vardır.
Araştırmalara göre, bazı besinler doğal olarak içerdikleri aktif bileşenleri ile sağlığı geliştirici ve hastalık riskini azaltıcı potansiyel etkileri olan bileşenler bulunduruyor. Bunlardan biri de zeytinde bulunan ve birden fazla fenolik grup bulunduran biyoaktif bir besin bileşeni: Polifenol. Polifenol açısından zengin bir diyet, kandaki şekeri hücrelere taşıyan insülin üretimini artırarak ve bununla doğru orantılı olarak kan şekerini düşürerek diyabetik ayak riskini azaltabiliyor. İçinde yüksek miktarda polifenol bulunan, zeytin ve zeytin yaprağından üretilen zeytin ekstresi bu konuda öne çıkıyor. Fenolik zeytin ekstresi, normal yağlara oranla 10 kat daha yüksek seviyelerde bulundurduğu polifenol oranıyla insan vücudunun ihtiyacı olan günlük polifenol tüketimi oranını karşılıyor. Ayrıca, fenolik bileşenlerin vücut tarafindan yüzde 92’ye kadar emilebilmesiyle birlikte diğer polifenollü besinlerden ayırılıyor.
Polifenolün kan şekeri seviyesi üzerine nasıl bir etkisi vardır?
Polifenol, kan şekerinin salınımını kontrol etmeye yardımcı olan ve vücudun insülini daha iyi kullanmasını sağlayan güçlü bir antioksidan ve hipoglisemik bir bileşiktir. Kanımızdaki şekeri hücrelerimize taşıyan insulinin üretimini arttırarak ve dolayısı ile kan şekerini düşürerek diyabet riskini azaltmada pozitif ektileri olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, yüksek polifenol içeren doğal gıdaların veya gıda takviyelerinin tüketimi, kan şekerini düzenlemede çok önemli bir rol oynamaktadır. Fenolik zeytin ekstresinde bulunan yüksek polifenol seviyeleri düzenli tüketildiğinde diyabet ve buna bağlı diyabetik ayak hastalıklarından size korumada yararlı olacaktır.
Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Cihangiroğlu polifenolün diyabetik ayak üzerinde koruyucu ve önleyici etkisi hakkında bilgi verdi. Cihangiroğlu, diyabetik ayaktan korunmak için gereken önemleri şöyle vurguladı; Kan şekeri düzeyinizi düzenli takip edip 3 aylık hekim kontrolünüzü ihmal etmeyiniz. Diyetinize uyunuz, polifenolden zengin beslenmeyi tercih ediniz. Günde en az 30 dakika düzenli yürüyüşler ile eksersizler yapınız. Ayaklarınız terli ve nemli kalmamalı. Ayaklarınızı her gün yıkayıp, çoraplarınızı günlük değiştiriniz. Tırnaklarınızı dikkatli ve derin olmayacak şekilde kesiniz. Asla çıplak ayakla dolaşmayınız. Evde ve dışarıda içi yumuşak, dışı sert, kapalı ayakkabılar kullanınız. Yılda bir kez bacak atardamarlarınızı Doppler Ultrasonografi ile kontrol ettiriniz. Darlık ya da tıkanıklık durumunda ihmal etmeden tedavi ettiriniz.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)