Şubat ayında hayata geçirdiği ‘Gri Suların Geri Dönüşümü’ projesi ile günümüz kuraklık problemine önceden ışık tutan Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, yaşam su’yuna sahip çıkmaya devam ediyor.
Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, zabıta ekipleriyle beraber oto yıkama esnaflarını ziyaret etti. Esnafları tek tek gezerek su israfı konusunda bilgilendirip uyarılarda bulunan Başkan Şimşek “Yarınlarımız ve sürdürülebilir bir gelecek için su ve diğer enerji kaynaklarını israf etme lüksümüz yok. Biz “Başkentte Başka Kent Gölbaşı” felsefesiyle yola çıktığımız bu yolda yeni yapılan konutlarda, binalarda su verimliliği ve gri su geri kazanımı için gerekli uygulamaları yerine getirmeleri şartını aradık ve atık suları geri dönüşümle yeniden kazandırmaya başladık. Artık Gölbaşı’nda yapılacak olan her yeni yapı, gri suların geri dönüşümüne uygun olarak inşa ediliyor. Sizlerde üstünüze düşen görevleri yerine getirirseniz kuraklık tehdidini el birliği ile durdurabiliriz” dedi.
“250 litre su tüketimi zarar, ziyandır”
Oto yıkamalarda dikkatli su kullanımına da dikkat çeken Ramazan Şimşek “Uygun yıkama yöntemleri ile temizlik yaptığınızda her araçta 50 litre su kullanmış oluyorsunuz. Eski su yıkama cihazları sebebiyle bu rakam 200 hatta 250 litreye kadar çıkıyor. Bir belediye başkanı olarak sizden ricam, hem Gölbaşımız hem ülkemizin geleceği için suya ve kaynaklarına sahip çıkmak. Sularımızı tasarruflu kullanalım. Evlatlarımıza temiz bir dünya bırakalım” telkininde bulunarak sözlerini noktaladı.
ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: Su
Selçuk Polat, “Su Sesinde Yalnızlık” adlı kitabını anlatıyor
Başarılı yazar Selçuk Polat’ın “Su Sesinde Yalnızlık” adlı kitabı, geçtiğimiz aylarda raflarda yerini aldı. Polat, Favori Yayınları etiketiyle edebiyat dünyasına kazandırılan eserine dair şunları söyledi:
Maksim Gorki; “Bilim aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir.” der.
Şiirlerimden birinde de belirttiğim gibi;
Zor olan mutluluk değildi oysa
Her şeyden mutlu olan umutlu bir kuşaktık.
“Su Sesinde Yalnızlık” yeniden doğmakla birlikte umutların bittiği anda yeşeren bir sevdadır aslında. İnsanların kendi hayallerinin peşinden giderken ulaştığı mutluluktur. Bu süreçte şiir olmak kolaydır, zor olan şair olmaktır. Ben yolculuğuma şiir olarak başladım. Önümde uzun bir yol var ve üretmeye devam edeceğim. Bu yolculukta tabii ki son kararı okuyucular verecektir. Charles Bukowski’nin dediği gibi; “Şiir yazmanın insanı uçurumun kenarına sürükleyen bir yanı var.” Ben de kendimi başka diyarlarda buluyorum hayallerimi dizelere dökerken.
Şiir yazarken hayallerimin işçisi olarak görüyorum kendimi. Yolculuğuma emek vererek üretmeye devam ediyorum. Çalışmalarıma eğitim üzerine olan araştırma kitabımla ve çocuk kitaplarıyla devam ederek okuyucuyla buluşmayı hayal ediyorum. En kısa zamanda okuyucularımla buluşturmayı düşündüğüm, eğitim üzerine yaptığım araştırma kitabıyla bu yolculuk devam edecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Bosch Rexroth’un 225 yılı: Su ile çalışan çekiçli değirmenden dijital yüksek teknoloji öncüsüne
Tüm otomasyon teknolojilerinin dijital dönüşüm sağlayıcısı CO2 nötr üretim Müşteri ve İnovasyon Merkezi’nin genişletilmesi ve şirketin global varlığı
Bosch Rexroth’un hikâyesi, 1795 yılında Georg Ludwig Rexroth’un Almanya’daki Spessart dağlarında demir üretimi için su ile çalışan çekiçli değirmeni piyasaya sunmasıyla başladı. Böylece dünyanın en eski teknoloji şirketlerinden birini kurmuş oldu. Bosch Grubu’nun bir parçası olan Bosch Rexroth AG, dünyanın dört bir yanındaki mekanik ve fabrika mühendisliği iş ortakları tarafından kullanılan tahrik ve kontrol teknolojilerinde teknoloji ve pazar lideri konumunda. Her tip ve büyüklükteki makine ve sistemlerde etkin, güçlü ve güvenli hareketlerden sorumlu olan Bosch Rexroth AG, yüksek performanslı bileşenler ve yazılım tabanlı çözümlerle, 80’den fazla ülkede yaklaşık 31.000 çalışanla, makine ve sistemlerin dijitalleşmesini ve sürdürülebilirliğini yönetiyor.
Robert Bosch GmbH’nin Sanayi Teknolojileri sektöründen sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Bosch Rexroth AG CEO’su Rolf Najork, şirketin başarı reçetesini özetlerken “Bosch Rexroth, son 225 yıldır teknolojik gelişmelerin sunduğu fırsatları yakaladı, bunları yeniliklere dönüştürdü ve iş modelini bunlara uyarladı” dedi. Bosch Rexroth geleceğin fabrikası, fabrika inşaatı ve mühendisliği ile mobil uygulamalara yönelik otomasyon teknolojilerinin üreticisi, dijital dönüşümün zorluklarıyla başa çıkmak için iyi bir donanıma sahip.
2001’den beri Bosch Grubu’nun bir parçası
Şirket, Fransız İhtilali sırasında ve Sanayi Devrimi’nin başlangıcında kurulduğunda, böylesine bir başarı öngörülemezdi. Rexroth ailesi, şirketi çalkantılı dönemlerde yönetti. Bir demir dökümhanesi devralındığında, şirketin genel merkezi 1850 yılında Lohr am Main’e taşındı ve bugün hala burada yer alıyor. Rexroth, 1954 yılında yeni iş kolu olan hidrolik alanındaki ilk ürünleri Hannover Messe’de sunmasıyla bir atılım gerçekleştirdi. Daha sonra bunu, elektrik tahrik ve kontrol sistemleri, mobil elektronik üniteler ve lineer hareket ve montaj teknolojisi takip etti. 1975 yılında Rexroth, Mannesmann AG’nin bir parçası oldu. Bosch Automationstechnik ile birleşmesinin ardından 2001 yılından beri Bosch Grubu bünyesinde yer alıyor.
Enerji verimliliğine sahip, sürdürülebilir çözümler geliştiriliyor
Rolf Najork, “Sürdürülebilir büyümenin ne kadar önemli olduğunu 225 yıllık tarihimizden biliyoruz” diyor. Bosch Rexroth, planlanandan daha erken bir tarihte, kuruluş yıl dönümünde tüm ürünlerinin üretimi konusunda CO₂ nötr olma hedefine ulaştı. CEO, “Bunlarla donatılmış makine ve sistemlerin enerji verimliliğini artırmak ve müşterilerimizin ekonomik başarılara ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla yeni çözümler geliştiriyoruz” diyor.
Müşteri ve İnovasyon Merkezi genişletiliyor, Afrika kıtasında şirketin varlığı artırılıyor
Bosch Rexroth, 2019 yılında araştırma ve geliştirmeye 348 milyon Euro yatırım yaptı. Ekim 2020’de şirket, Almanya’nın Ulm şehrinde bulunan Müşteri ve İnovasyon Merkezi’nin ikinci binasının inşaatının tamamlanmasını kutladı. Burada her şey geleceğe dönük. Şirket, yeni dijital iş fikirleri, sistem çözümleri ve hizmetleri geliştirmeyi ve spesifik müşteri projelerinde iş ortaklarıyla çalışmayı planlıyor. Yeni binada, Endüstri 4.0 çözümleri için bir model fabrika da bulunacak. Laboratuvar ve atölye alanları, ofis, seminer ve eğitim odaları ve sergi salonu yer alacak. Bosch Rexroth, büyüme potansiyeli olan cazip yeni pazar arayışını sürekli olarak devam ettiriyor. Afrika’da büyümeye devam eden şirket, aynı zamanda bu yıl Mısır’da yeni bir tesis açtı.
Rolf Najork, “Kökenlerimiz ve tarihimiz önemli. Ancak yalnızca başarılı bir tarih, sizi gelecekteki başarılara götürmek için yeterli değildir. Bu nedenle, geleceğe doğru güvenle ilerliyoruz ve inovasyonlar aracılığıyla şirketin üçüncü yüzyılını şekillendireceğiz.” dedi. Mobil Makinelerin Dönüştürülmesi, Ağa Bağlı Hidrolikler ve Geleceğin Fabrikası olmak üzere üç girişim, bu amacı vurguluyor. Bunlar, Bosch Rexroth’un mobil iş makinelerinin, fabrika inşaatı ve mühendisliğinin ve ayrıca fabrika otomasyonunun elektronikleşmesini ve dijitalleşmesini hızlandırmak için geliştirdiği inovasyonları ve yazılım tabanlı sistem çözümlerini bir araya getiriyor
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İZODER: “Isı, su, ses ve yangın yalıtımı tüm şehirlerimizde binaların tamamında uygulanmalı”
Yalıtım sektörünün çatı kuruluşu İZODER, ‘8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüm şehirlerde depreme karşı güvenli, enerji verimli ve konforlu binalara sahip olmak için ısı, su, ses ve yangın yalıtımının binaların tamamında uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
Güvenli ve sağlıklı yapılara kavuşmak için tüm yalıtım branşlarının, yönetmelik ve standartlara uygun bir şekilde, tüm şehirlerde binalara uygulanması gerektiğini vurgulayan İZODER Başkanı Levent Gökçe, şunları söyledi: “Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz. Topraklarının yüzde 95’lik bölümü deprem kuşağında yer alan ülkemizde, can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için alınması gereken önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı binalar inşa etmek geliyor. Ancak bugün ülke genelinde milyonlarca konutta halen su yalıtımı bulunmuyor.
Türkiye’de inşaat sektöründe büyük bir eksikliği gidererek, binalara dayanıklılık, kalite ve konfor kazandıracak ‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’, 1 Haziran 2018’de yürürlüğe girdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, İZODER’in de destek ve girişimleriyle mevzuattaki eksikleri gidermek üzere hazırlanan yeni yönetmelikle, su yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Türkiye inşaat sektörü ve kullanıcılar açısından çok önemli bir adım olan bu yönetmelik, su yalıtımı ile ilgili çok büyük bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi halinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmiyor.
Türkiye’de sadece yeni binaların değil mevcutların da enerji verimli hale getirilmesi, ülke ekonomisi açısından çok önemli. Çok ciddi seviyede eski bina stokuna sahip olan ülkemizde mevzuatlara uygun olarak yapılacak ısı yalıtım uygulamaları ile enerji verimli, sağlıklı ve konforlu yapılara kavuşmak mümkün olacaktır, bunun için de yalıtımda seferberlik ilan etmeliyiz. Mevcut binaların enerji verimli hale getirilebilmesi için vatandaşların teşvik edilmesi gerekli.
Türkiye, Avrupa kıtasında en hızlı büyüyen bina stokuna sahip ülkedir. AB’de sıfır enerji binalara geçiş başlamışken, mevcut standartlarımıza baktığımızda ülkemizde halen bir metrekarelik bir alanın ısıtılması için harcanmasına izin verilen yıllık enerji miktarı, gelişmiş ülkelerin çok üzerindedir. Gelişmiş ülkelerde tanımlanmış U değerleri ile ülkemizde tavsiye edilen U değerlerini mukayese ettiğimizde, ülke olarak daha verimli çözümlere yönelmemiz gerektiğini görüyoruz. Türkiye’deki binaların tümünün, daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması öncelikli hedefimiz olmalı.
Günümüzde binalarda en önemli sorunlardan biri de gürültü. Ses yalıtımı, içinde yaşadığımız konutlara hitap eden ve toplumu direkt ilgilendiren, çok önemli bir konu. Bugün özellikle büyük şehirlerde yaşamımızın her alanında, farkında olmadan gürültüye maruz kalıyor ve bu durumun olumsuz etkilerini gün geçtikçe daha fazla hissediyoruz. Gelişmiş ülkelerde yalıtım konusunda yüksek hassasiyet var ve ses yalıtımı çağdaş yaşam standartlarının oluşmasına katkı sağlıyor. Gürültü insanlarda sağlık sorunlarına yol açıyor. Türkiye’de gürültü kirliliğini önlemek amacıyla hazırlanan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik, 1 Haziran 2018’de yürürlüğe girdi. Böylece yönetmelikle, ses yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Yönetmelik, konutların yanı sıra okul, hastane gibi halkın yoğun olarak bulunduğu binaları da kapsıyor.
Yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik uyarınca; ülkemizdeki binaların bir yangın meydana geldiğinde, içerisindeki kişilerin güvenli bir şekilde tahliye edilmelerine, itfaiye ekiplerinin de güvenli bir şekilde müdahale etmesine olanak sağlayacak süre boyunca yıkılmadan fonksiyonlarını sürdürmesi gerekiyor. Bu çerçevede yapının başta taşıyıcı elemanları olmak üzere bazı bölümlerinin yangına karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanması gereklidir. Yangının zararlı etkilerinin sınırlandırılması ve güvenli kaçış bölgelerinin oluşturulması amacı ile oluşturulan bölümlerin duvarlarına, tavanına ve döşemesine yangın yalıtımı yapılmalıdır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Erikli, Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımının ‘Resmi Su Sponsoru’ olarak 2020-2021 sezonunda yanında
Türkiye’nin en sevilen su markası ve pazar lideri Erikli, spora yatırım yapmaya devam ediyor. Bursaspor da dahil olmak üzere Türkiye’nin önde gelen futbol ve voleybol takımları ile sponsorluk anlaşmalarını yenileyen Erikli, 2020-2021 sezonunda Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nı da yalnız bırakmadı.
Spora verdiği desteği farklı branşlar ve sportif etkinlikler ile destekleyen Erikli, Efeler Ligi’nde mücadele eden Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da yanında yerini aldı. Bursa Büyükşehir Belediyespor ile imzalanan anlaşma ile Erikli, Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da 2020-2021 sezonu ‘Resmi Su Sponsoru’ oldu.
Erikli, Bursa’daki takımlara destek olmaya devam ediyor
Erikli Su ve Meşrubat Pazarlama Direktörü Can Emci, “Bursa, bizim evimiz. Bursa’mıza her alanda yatırım yapmaya, ekonomik, kültürel, sosyal anlamda katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Uzun yıllardır aralıksız olarak desteklediğimiz Bursaspor’un yanı sıra Bursa Büyükşehir Belediyespor ile imzaladığımız sözleşme kapsamında 2020-2021 sezonunda Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da “Resmi Su Sponsoru” olduk. Bundan dolayı büyük bir mutluluk duyuyor, takımımıza sağlıklı ve başarılı bir sezon diliyoruz’’ dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Gökhan Dinçer ise şunları söyledi: ‘’Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü olarak 21 farklı branşta alt yapıdan spor okullarına, profesyonel liglere kadar sporun yayılması ve güçlenmesi için hizmet veren ve bünyesinde binlerce sporcu bulunan büyük bir aileyiz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş’ın Bursa ilimizdeki çocukları sporla bir araya getirme ve altyapının gelişmesi için verdiği destekle biz de adımlarımızı bu doğrultuda heyecanla ve coşkuyla atıyoruz. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlere spor kültürünü benimsetmek, hayatlarının bir parçası haline dönüştürmek bizim en büyük hedefimiz. Güçlü altyapı faaliyetlerimizin yanı sıra voleybol ve basketbol başta olmak üzere bazı branşlarımızla üst liglerde mücadele etmekteyiz. Efeler Ligi’nde mücadele eden Erkek Voleybol Takımımızın başarısına katkı sağlayacak olan Resmi Su Sponsorumuz Erikli’ye teşekkür ediyorum.’’
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Pınar Su ve İçecek, TSE “Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”ni aldı
Pınar Su ve İçecek, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan kılavuzdaki kriterleri yerine getirerek “Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”ni almaya hak kazandı. Pınar Su ve İçecek’in Sakarya Gökçeağaç Tesisi, Aydın Madran Tesisi ve Bursa Uludağ Tesisi’nde yapılan incelemeler sonucunda güvenli üretim belgesi aldıklarını belirten Pınar Su ve İçecek Operasyonlar Direktörü Koral Kalpaklıoğlu, “Pandemi sürecinde Covid-19 ile mücadelede, hijyen, kalite ve iş sağlığı konularında aldığımız geniş önlemler ile üretime kesintisiz devam ettik” dedi.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı önderliğinde, Türk Standartları Enstitüsü tarafından hazırlanan kılavuzun kriterlerini yerine getiren Pınar Su ve İçecek; hijyen, kalite ve iş sağlığı güvenliği standartlarından ödün vermeden üretim yaparak Sakarya Gökçeağaç Tesisi, Aydın Madran Tesisi ve Bursa Uludağ Tesisi’ndeki denetimleri başarıyla geçti ve “Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”ni almaya hak kazandı. Pınar Su ve İçecek; ambalajlı sularının yanı sıra şekerli/şekersiz limonata, meyveli gazlı içeceklerden oluşan Pınar Frii çeşitleri ve Yeni Nesil Yaşam Pınarım isimli fonksiyonel içecek ailesinin üretimi için de bu belgenin sahibi oldu.
Pınar Su ve İçecek Operasyonlar Direktörü Koral Kalpaklıoğlu: “Hijyen, kalite ve iş sağlığından ödün vermiyoruz”
Pandemi süresince faaliyetlerini sürdüren ve üretim hedeflerini büyüten Pınar Su ve İçecek Operasyonlar Direktörü Koral Kalpaklıoğlu, “Dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci ile ilgili bilimsel gelişmeleri, ulusal ve uluslararası otoritelerce önerilen hijyen önlemlerini yakından takip ediyor ve oluşabilecek tüm riskleri ve gereklilikleri dikkate alarak uygulamalarımızı sürekli gözden geçiriyoruz. Hijyen, kalite ve iş sağlığı konularında aldığımız geniş önlemler ile hem tedarikçilerimizi hem çalışanlarımızı hem de tüketicilerimizi koruyup, gıda güvenliğinin sürekliliğini sağlıyoruz. Yaptığımız bu çalışmalar sonucunda Türk Standartları Enstitüsü’nün Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’ni almayı başardık. Tüm bu süreçlerimizde emeği geçen çalışanlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz” dedi. Pınar Su ve İçecek Hakkında
1984 yılında temellerini attığı tesisi ile Türk tüketicisini ambalajda, şişelenmiş doğal kaynak suyu ile tanıştıran Pınar Su ve İçecek, tüm iş süreçlerinde yüksek standartlara ulaşmış lider bir şirket olarak sektöre öncülük ediyor. Sektör standartlarının çok üzerinde bir hijyen ortamına sahip olan Pınar Su ve İçecek, kaynaktan doluma üretimin her aşamasında suyu fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik testlerden geçirerek tüketime hazır hale getiriyor.
Pınar Su ve İçecek, 2019 yılında Pınar Su’dan Pınar Su ve İçecek’e dönüşen yeni ticari ünvanıyla, inovatif ürünleri portföyüne ekleyerek tüketicilerinin beklentisine yanıt vermeye devam ediyor. Sektöründe bir ilke imza atan Pınar Su ve İçecek, mobil sipariş uygulamasında geçerli kredi kartı ile ödeme seçeneği sayesinde, sosyal mesafenin önem kazandığı bugünlerde para alışverişini sıfırlıyor.
Doğaya ve çevreye sorumlu vizyonuyla sürdürülebilirlik temelindeki çalışmalarıyla geleceğe sahip çıkan Pınar Su ve İçecek, Türkiye’nin Karbon-Nötr sertifikalı ürünlerini üreten ilk içecek firması olmayı başardı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Su El Roman rüşdünü ispatladı
Rafet El Roman’ın Tuğba Altıntop’la evliliğinden olan büyük kızı Su El Roman ikinci single’ı ‘Jokeria’ yı geçtiğimiz günlerde çıkarmıştı. 22 yaşındaki şarkıcı yeni dönemin ruhunu yansıtan single’ı Jokeria ile oldukça iddialı geldi. Müzik listelerini alt üst eden genç şarkıcı babasının yolunda ilerliyor. Söz ve müziği kendisine ait olan Jokeria’da çok renkli bir karakter olarak karşımıza çıkan Su El Roman müzikte ilerleyeceği yolunda ipuçları veriyor. NEDRET HOTUN – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)