Aylık arşivler: Ağustos 2020

Tercih Günleri’ne Covid-19 ayarı: Randevu sistemi

Buca Belediyesi, Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) giren öğrencilerin tercihlerini belirlemede destek olmak amacıyla “Tercih Günleri” düzenliyor. 20 – 28 Temmuz 2020 tarihleri arasında Aziz Nesin Bilgi ve Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilecek etkinlikten tüm Bucalı lise adayları yararlanabilecek. Tercih Günleri, bu yıl koronavirüs salgını nedeniyle randevu sistemiyle gerçekleştirilecek.
Eğitimde fırsat eşitliği yaratmak için binlerce öğrenciye ücretsiz ders desteği sağlayan Buca Belediyesi, gençleri tercihlerini belirlerken de yalnız bırakmıyor.
Pandemi süreci nedeniyle zorlu bir sınav sürecini geride bırakan öğrenciler, Liseye Geçiş Sınavı (LGS) sonuçlarına göre yapacakları tercihlerini Buca Belediyesi Aziz Nesin Bilgi ve Eğitim Merkezi (BEM)’de düzenlenecek tercih günlerinde uzman eğitmenlerle belirleyebilecek.
Lise adaylarına sağlıklı ve bilinçli tercih oluşturmada yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen Tercih Günleri kapsamında, LGS sınavına giren tüm Bucalı öğrenciler, 20 – 28 Temmuz 2020 tarihlerinde hafta içi her gün 13.00 – 17.30 saatleri arasında Aziz Nesin Bilgi Eğitim Merkezi’nden danışmanlık hizmeti alabilecek.
RANDEVU SİSTEMİYLE HİZMET VERECEK
Merkezde yürütülecek danışmanlık hizmeti bu yıl koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle randevu sistemiyle gerçekleştirilecek. Tercih Günleri kapsamında, ücretsiz rehberlik hizmetimizden yararlanmak isteyen öğrencilerin 439 10 10 (Dahili 3535 – 3536) numaralı telefondan randevu almaları ve randevu günü yanlarında sınav sonuç belgelerini getirmeleri yeterli olacak.
İZMİR / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Deniz Bayramı’nda Plajda Bando Konseri

Eski yıllarda Seferihisarlıların hep birlikte denize girerek kutladıkları üzüm ve tütünün hasat döneminin sonuna denk gelen 14 Ağustos Deniz Bayramı bu yıl Covid-19 önlemleri kapsamında büyük bir şenliğe dönüştürülmeyerek Seferihisar Belediyesi Bandosu’nun plajlarda verdiği konserler ile kutlandı. Seferihisar Belediyesi Bandosu’nun Ürkmez Havacılar Sitesi, Doğanbey Sakız Ağacı, Akarca Plaj Futbol Sahası ve Akkum plajlarında verdiği  konserler vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. Deniz Bayramı etkinlikleri kapsamında Seferihisar Çocuk Belediyesi, Çocuk Belediyesi Başkanı Arda Aydoğdu ve Çocuk Meclisi üyeleri ile koronavirüs salgınına farkındalık yaratmak ve uyulması gereken kurallara dikkat çekmek adına pankartlar hazırladı. Çocuklar, vatandaşların dikkatini çekmek için koronavirüs kostümleri ile ellerinde hijyen, maske kullanımı ve sosyal mesafeye yönelik mesajlar içeren pankartlar ile plajlarda dolaştı. Başkan Yetişkin “Deniz Bayramı Seferihisar için bir kültür mirası, biz bunu her zaman  sürdürmeye devam edeceğiz. Geçmiş yıllarda Akarca plajında yaptığımız yarışmalar ve konser etkinliklerimizi  bu yıl koronavirüs  nedeniyle yapamadık. Ancak bu günü boş geçirmeyerek bando ekibimiz ile  plajlarda konser vererek bugünü coşkuyla kutladık. Umarım seneye sağlıklı günlerde daha her zamankinden daha coşkulu bir şekilde kutlayabiliriz” dedi.​ İZMİR / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Bayram Harçlıkları Otizmli Çocuklar İçin Eğitime Dönüşüyor

Bu bayram harçlıklarınız otizmli çocuklar için özel eğitime dönüşüyor; bir gün değil, bir ömür yüzleri gülüyor. Tohum Otizm Vakfı tarafından 4129Grey desteğiyle hayata geçirilen #EnDeğerliHarçlık kampanyasına destek olmak için TOHUM yazıp 5290’a yollayın, otizmli çocuklar için bayramı, hayat boyu yüzlerinde taşıyacakları bir gülümsemeye dönüştürün.
Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen gelişimsel bir farklılık olan otizmin nedeni günümüzde hala bilinmemekle beraber bilinen tek çaresi, erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitimdir! Eğitim her çocuğun anayasal hakkıdır ama otizmli çocuklar için eğitim haktan da öte tek çaredir. Tohum Otizm Vakfı tarafından 4129Grey desteğiyle hayata geçirilen #EnDeğerliHarçlık kampanyası, bayram harçlıklarını otizmli çocukların tek tedavileri olan özel eğitime dönüştürecek. Kurban Bayramında Tohum Otizm Vakfı’nda okuyan otizmli çocuklar için bağışlanan harçlıklar ile otizmli çocukların bir gün değil, bir ömür yüzleri gülecek. TOHUM yazıp 5290’a SMS atarak 10 TL harçlık bağışlayabilir, bu bayramı otizmli çocukların bayramı yapabilirsiniz.
Otizmin bilinen tek çaresi, erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitim!
Otizmin başlıca belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, ismi söylendiğinde bakmamak, konuşmada gerilik, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar sayılabiliyor. Ailelerin çocuklarında aynı yaştaki diğer akranlarından farklı davranışlar ve belirtiler gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir çocuk ergen psikiyatristine başvurmaları gerekiyor. Otizmin günümüzde bilinen tek çaresi, tek ilacı erken tanı ve sürekli, yoğun, özel eğitimdir. Bilimsel araştırmalar, erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtilerinin kontrol altına alınabildiğini, gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmadığını gösteriyor.
Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, vakfın kuruluş amacının da erken tanı ve eğitimle otizmli çocukları topluma, eğitim hayatına, sosyal hayata kazandırmak ve bağımsız bireyler haline getirebilmek olduğunu söylüyor. Betül Selcen Özer “Bayram harçlığı almış bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi bir düşünün. Biz de vakfımızda okuyan otizmli çocukların eğitim burs fonuna destek için bayram harçlıklarınıza talibiz.İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirken, dayanışma ve beraberliğin her zamankinden çok daha önemli olduğunu biliyor ve herkesi #EnDeğerliHarçlık kampanyasını desteklemeye davet ediyoruz.Haydi, siz de TOHUM yazıp 5290’a SMS atarak 10 TL bağışlayın… Bu bayramı, otizmli çocukların bayramı yapalım…” dedi.
Tohum Otizm Vakfı Hakkında:
Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, “Otizm Spektrum Bozukluğu” olan çocukların erken tanısının konulması, özel eğitimi ile topluma kazandırılmasına öncülük edilmesi ve bunun yurt çapında yaygınlaştırılması amacıyla, kar amacı gütmeyen ve kamu yararını gözeten bir sağlık ve eğitim vakfı olarak 15 Nisan 2003 tarihinden bu yana çalışmalarını yürütmektedir.

BAYSEM’den LGS’de büyük başarı

Bayraklı Belediyesi Sosyal Etkinlik Merkezi BAYSEM’de eğitim alarak Liselere Giriş Sınavı’nda (LGS) üstün başarı gösteren 300 öğrencinin 210’u, sınav sonuçlarına göre başarılı oldu. Öğrenciler, Türkiye genelinde nitelikli lise ve mesleki teknik liselerde eğitim alma hakkı kazandı. BAYSEM eğitmenleri de tüm öğrencilerin en doğru tercihleri yapması için rehberlik hizmeti vermeye başladı.
BAYSEM eğitmenleri, öğrencileri LGS sonrası da yalnız bırakmıyor. Sınava giren 300 öğrencinin yüzde 70’inin Türkiye genelindeki nitelikli lise ve mesleki teknik liselere yerleşme imkanı bulmasıyla büyük gurur yaşanan BAYSEM’de eğitmenler, hafta içi 10.00 – 17.00 saatleri arasında ücretsiz rehberlik ve tercih danışmanlığı hizmeti veriyor. 20-29 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek LGS tercihleri öncesi öğrencilerle randevu sistemine göre tek tek görüşen rehber öğretmenler; öğrencilerin puan, beceri ve eğilimlerine göre en doğru tercihi yapmaları için destek oluyor. Bu hizmetten faydalanmak isteyen öğrenciler; 0 232 935 03 35 telefon numarasından randevu alıp, BAYSEM binasında tercih danışmanlığı hizmetinden yararlanabiliyor. Koronavirüs nedeniyle evlerinden destek almak isteyen öğrenciler, telefon veya internet üzerinden de bu hizmetten faydalanabiliyor. 10 Ağustos’ta açıklanacak yerleştirme sonuçları için eğitmenler, tüm öğrencileri en doğru tercih için BAYSEM’e davet ediyor.
İZMİR / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Uzaktan eğitim için altyapı yeterli mi?

18 Mart’ta Yükseköğretim Kurulu’nun aldığı kararla Mart ayının sonunda itibaren tüm Türkiye’de üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararlaştırılmıştı. Üsküdar Üniversitesi, Türkiye genelinde 350 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirdiği araştırmada gençlerin uzaktan eğitime bakış açısını değerlendirdi. Covid Gençlik isimli araştırma, katılımcıların yüzde 48’inin bazı derslerin yüz yüze sınıf ortamında bazı derslerin ise online olarak uygulanacağı hibrid modelini tercih ettiğini ortaya koydu.
Pandemi sürecinde toplumda büyük ilgi uyandıran birçok sosyolojik ve psikolojik araştırmaya imza atan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Aydın Öztürk tarafından yürütülen Covid Gençlik isimli bir araştırma gerçekleştirdi.
Öğrencilerin fikir ve beklentileri analiz edildi
Haziran 2020’de Türkiye genelinde 350 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilen ‘Covid Gençlik’ isimli araştırma, üniversite öğrencilerinin bu süreçte devam eden uzaktan eğitim hakkındaki olumlu ve olumsuz fikirleri ile beklentilerini anlamak için uygulandı. Araştırmaya Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Aydın Öztürk öncülük etti.
Araştırmaya katılanların yüzde 18’inin üniversite 1. sınıf, yüzde 21’inin üniversite 2. sınıf, yüzde 28’inin üniversite 3. sınıf, yüzde 22’sinin üniversite 4. sınıf, yüzde 6’sının yüksek lisans ve yüzde 2’sinin doktora öğrencisi oldukları görüldü. Katılımcıların yüzde 35’i devlet ve yüzde 65’i vakıf üniversitesi öğrencisi olup, yüzde 95’i Covid-19 sürecinde derslerin online olarak uzaktan eğitim olarak devam ettiğini belirtti.
Hibrid eğitim modeli beğenildi
Katılımcılardan yüzde 48’inin bazı derslerin yüzyüze sınıf ortamında bazı derslerin ise online olarak uygulanacağı hibrid modeli tercih ettiklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Hibrid modeli melez, karışık ya da harmanlanmış öğrenme olarak düşünebilir. Bu metodda geleneksel öğrenme yöntemi ile çevrimiçi sınıflar bir araya geliyor. Çalışmaya katılan öğrencilerin yüzde 46’sı derslere yüzyüze geleneksel yani kampüs ortamında devam etmek istediklerini belirttiler. Arkadaş ve okul ortamını özleme, yüzyüze eğitimde daha iyi konsantre olma ve daha fazla etkileşim imkanı vermesi gibi sebeplerle öğrenciler geleneksel öğrenme metodunu tercih ettiler. Katılımcıların yalnızca %6’sı sadece online gerçekleşecek derslere devam etmek istediğini ifade etti. Uzaktan eğitim, lisansüstü öğrenciler ve hem üniversite okuyup hem de çalışmak durumunda kalan öğrenciler için faydalı bir model olarak öne çıkıyor. Diğer taraftan sanat, tıp alanları ya da fen bilimleri gibi uygulamalı alanlarda online eğitim uygulamaları yeterince verimli bulunmadı” dedi.
Trafikte zaman kaybını önlemesi avantaj sağlıyor
Öztürk, katılımcılara göre uzaktan eğitimin verimini etkileyen olumlu faktörlerin başında yüzde 62’lik oran ile asenkron derslere katılmanın geldiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Asenkronize derslerde öğrenciler, eğitmen tarafından kaydedilen ders içeriğine istedikleri zaman ve istedikleri kadar erişim sağlayabildikleri için tekrar yapabilme imkanına sahip oluyorlar. Öğrencilerin yüzde 61’i derslere istedikleri yerden devam edebilmenin ve fiziksel sınırların ortadan kalkmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Öğrencilerin yüzde 58’i uzaktan eğitim sayesinde ulaşım, barınma ve dışarıda beslenme için harcanan ekonomik giderlerin azalmasını ve yüzde 49’u özellikle büyükşehirler başta olmak üzere trafikte vakit kaybetmek zorunda kalmamayı eğitimin verimliliğini arttıran unsurlar olarak görüyor. Uzaktan eğitimin verimini arttıran diğer olumlu özellikler ise; yüzde 45 oranında ortamın daha esnek ve konforlu olması, yüzde 38 oranında öğrencilerin kendisine daha çok vakit ayırabilmesi, yüzde 33 oranında ise sanal toplantı tecrübesi kazanma olarak sıralandı.”
Covid – 19 ders verimliliğini düşürdü
Covid-19 sürecinde öğrencilerin yüzde 55’inin bu süreçte kendilerini isteksiz ve mutsuz hissettiklerini ve bu sebeple derslerden gerekli verimi alamadıklarını belirten Öztürk, “Özellikle 20 yaş altındaki gençlerin 3 aya yakın bir süre evden çıkamadığı, diğer öğrencilerin ise mümkün olduğunca az dışarı çıktıkları düşünüldüğünde, motivasyon eksikliğinin eğitimin içeriğinden çok salgın şartlarıyla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yine de eğitimin verimini olumsuz yönde etkileyen ilk faktör olarak karşımıza çıkar. Salgının ülkemizde görülmesinin hemen ardından sanal sınıflarda eğitime çok hızlı bir biçimde geçildi ve bu süreçte eğitmenler ve öğrencilerin sisteme çok hızlı adapte olması beklentisi oluştu. Ancak sonuçlar, katılımcı öğrencilerin yüzde 40’a yakınının sanal sınıfta dersi anlamakta güçlük çektiğini ortaya koydu” dedi.
Kurumlar uzaktan eğitim altyapısını güçlendirmeli
Katılımcıların yüzde 24’ünün eğitmenlerin sanal teknolojilere uyum sağlayamadığını belirttiklerini ifade eden Öztürk, “Dersin devamlılığı, bağlantının zayıf olması ve ekranın donması gibi sebeplerle kesintiye uğrayabiliyor. Öğrencilerin yüzde 33’ü bağlantı hızının düşük olması sebebiyle derslerde konsantrasyon sorunu yaşadığını belirtti. Bu sebeple önümüzdeki eğitim dönemlerinde hibrid eğitim modeline hazırlanan tüm eğitim kurumlarının altyapı konusunda hazırlıklı olması bekleniyor. Öğrenciler açısından uzaktan eğitimin verimini olumsuz etkileyen kişisel etkenler de araştırma sonuçlarında görüldü. Kişisel etkenler; yüzde 28 ev işleriyle ilgilenmek zorunda olmak, yüzde 21 sınıf arkadaşlarından ayrı kalmak, yüzde 20 evde kendine ayıracak zaman olmaması, yüzde 11 evde kendine ayıracak mekan olmaması ve internet paketinin yetmemesi olarak sıralandı” dedi.
Dr. Tuğba Aydın Öztürk: “Çoklu iş birliği dönemine girmeliyiz”
Dr. Tuğba Aydın Öztürk, eğitmenlerin ve öğrencilerin sanal teknolojileri kullanma konusunda eğitim alması gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Covid-19 pandemisinin dünya genelinde belirsiz bir süre daha devam edeceği, çok sayıda büyük şirketin ve üniversitenin uzaktan çalışma, uzaktan eğitim modellerine geçiş yaptığı göz önünde bulundurulduğunda bu konuda hazırlıklı olmak gerektiği görülüyor. Anaokulundan üniversiteye kadar her seviyede eğitim kurumu altyapısal olarak hibrid eğitim için gereken kaynakları geliştirmeli ve GSM operatörleri sanal video, konferans, toplantı uygulamaları için dijital altyapılarını yeni normale uyumlu hale getirmelidir. Kısa süreçte harcanacak emek ve maddi kaynaklar, uzun vadede Türkiye’nin yüksek öğretim kalitesine olumlu katkılar sağlayacaktır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

DEÜ Rektörü Hotar: “ülkemiz için çalışmanın gururunu yaşıyoruz”

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 2’nci yılını doldurduğu görevine ilk günkü heyecanıyla devam ettiğini belirterek, “İki yıllık görev süremiz boyunca, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin değerli fertleri ile birlikte ilkleri başarmanın; ülkemizin geleceği için var gücümüzle çalışmanın; bizlere emanet edilen değerlerimize sahip çıkmanın gururunu yaşadık” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile atandığı görevinde 2’nci yılını doldurdu. Rektör Hotar, YÖK’ün uluslararasılaşma hedeflerine ulaşmak için yaptıkları yenilikler, düzenlemeler, etkinlikler ile COVID-19 pandemisinde hayata geçirdikleri uygulamaların yer aldığı video serilerini sosyal medya hesaplarından paylaştı.
İLK GÜNKÜ GİBİ
Görevine ilk günkü heyecanla devam ettiğini belirten DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle ülkemizin saygın yükseköğretim kurumlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesine ilk kadın rektörü olarak atandığım 15 Temmuz 2018’den bu yana, aile fertlerimizin gönülden desteğiyle birçok açılış yaptık; umudu ve güzellikleri paylaştık. İki yıllık görev süremiz boyunca, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin değerli fertleri ile birlikte ilkleri başarmanın; ülkemizin geleceği için var gücümüzle çalışmanın; bizlere emanet edilen değerlerimize sahip çıkmanın gururunu yaşadık” dedi.
HER DAİM HAZIRIZ
Olağanüstü durumlara karşı da her zaman hazır bulunduklarını ifade eden Hotar, COVID-19 salgınının ortaya çıktığı günden itibaren hem birey hem de toplum sağlığını korumak adına önlemlerini aldıklarını, COVID-19 Tanı Merkezini kurduklarını ve DEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesinde kullanılan maske, dezenfektan, önlük ve çarşaf gibi ürünleri kendi imkanlarıyla imal ettiklerini söyledi.
EMİN ADIMLARLA YÜRÜYORUZ
Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi’ni geliştirmeye devam ettiklerini söyleyen Hotar, “Kiraz İlçemizde Veteriner Fakültemizi açtık. Diş Hekimliği Fakültemizi kurduk. Ulusal ve uluslararası alanlarda çok sayıda projeler gerçekleştirerek ülkemizi temsil ettik. Dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında yer alma hedefimize emin adımlarla yürürken vatanımıza, milletimize ve bilim dünyasına hizmetlerimizi sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Meslek seçiminde çok boyutlu düşünmek gerekiyor

Üniversite adaylarının heyecanla beklediği YKS sonuçları açıklandı. İnsanın hayatında iki önemli kararın evlilik ve meslek seçimi olduğunu hatırlatan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, doğru karar verebilmek için çok boyutlu düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Verilen kararların daha sonra telafisinin çok zor olabileceğini belirten Tarhan, çocukların güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi için meslek seçiminde swot analizini tavsiye ediyor.
Üniversite adayları için önemli bir dönemeç olan YKS’de sonuçlar açıklandı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversite yolculuğunda tercihlerde bulunacak adaylara meslek seçimine dair çok önemli tavsiyelerde bulundu.
Çocuklar doğru tercih endişesi yaşıyor
İnsan hayatında iki önemli karar, dönemeç olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bunlardan birisi evlilik, diğeri de meslek seçimi. Bu iki kararda da kişinin doğru karar verebilmesi için geniş düşünmesi, çok boyutlu düşünmeyi başarması gerekiyor çünkü verilen kararın daha sonra telafisi zor oluyor. Meslek seçimi özellikle lise çağında, üniversite seçim döneminde önem kazanıyor. Öğrenciler kariyer kararlarını en doğru nasıl yapacaklarının endişesindeler” dedi.
Ebeveynler tercihleri nasıl etkiliyor?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, meslek seçiminde anne ve babaların rolü çok önemli dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Çeşitli tercih teknikleri var. Meslek seçiminde kişinin hem başarılı hem de mutlu olmasını nasıl sağlarız? Konusunun üzerinde duruyoruz. Anne babalar çocuğum zeki olsun, çalışkan olsun, başarılı olsun istiyorlar ama sadece bunlar yeterli mi? Bakıyorsunuz bu üç özellik de çocukta var, iyi bir kimya mühendisi olmuş fakat hırslı ve sosyal başarı yönü zayıf. Örneğin yanlış yöntemlere başvurarak sentetik esrar üretiyor, sonra yakalanıyor ve hapse giriyor. Baktığımız zaman zeki, başarılı ve çalışkan ama mutlu olamıyor. O yüzden bizim ilk başta iyi insan yetiştirmemiz gerekiyor. Bu konuda üç parametreyle değil, dört parametreyle hareket etmek gerekiyor. İyi insan olmayı ego ideali olarak öğretemediğimiz zaman çocuk hırs, doyumsuzluk gibi çeşitli zevk tuzaklarına ve insani zaaflara yenik düşebiliyor.”
Çocuklara SWOT analizi yapılmalı
Ailelerin meslek seçiminde çocuklarına SWOT Analizi yapmaları gerektiğine dikkat çeken Tarhan, “Çocuk için tehdit ve zararlı olabilecekler, güçlü ve zayıf yönler belirlenmeli. Çocuk sosyal alanda veya matematikte çok başarılı olsa da anne ve babalar kendi fikirlerine göre çocuklarına meslek seçimleriyle ilgili çok fazla müdahale ediyorlar. Çocuklarını bir eşya gibi, kedi yavrusunu alıp oradan oraya koyma gibi davranışlar sergiliyorlar. Psikolojide Tanrı kompleksi denilen tam güçlülük, kadir-i mutlak duygusuyla hareket ediyorlar. Allah rolünü çalmak gibi, ebeveynler kendilerini o kadar yüksek ve karar noktası olarak görüyor ki çocuğun ölümüne bile ben karar verebilirim diye düşünüyor. Bazı anne ve babalar, çocuğumun üzerinde kararı ben verebilirim diyorlar ve çocuklarını eşya yerleştirir gibi yerleştirmeye çalışıyorlar. Anne babalar bu hatayı çok yapıyorlar” dedi.
Buyurgan yaklaşım çocuğu kaybettirebiliyor
Anne ve babaların ‘Ben başaramadım çocuğum başarsın’ şeklinde iyi niyetleri olduğunu ancak bu durumun sakıncaları olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuklar bu durumda anne ve babaya karşı ters kimlik geliştiriyor. Bu çağ özgürlük çağı. Çocuğa buyurgan yaklaşmak çocuğu kaybetmektir. Burada anne babanın uyarıcı vazifesi var. Annelik ve babalık rolünü yıpratmadan çocuğu yönlendirmek lazım. Buyurgan tarzda yaklaşmak, çocuğun tüm sorumluluğunu almak demektir. Makine Mühendisliği 4’üncü sınıfta okuyan bir genç okulu bırakmış, anne ve babası panik olmuş. Çocuk o bölümü okumak istemiyor, anne ve babasına hayır demeye başlamış. İnsan mesleğini yaparken başarılı ve mutlu olması önemli ama istekli olması da önemli. İşyerine zorla gitmek kişiye haz vermez. Çocuğa artıları ve eksileri söylemek lazım. Ortak noktada buluşmayı anne babalara öğretmek lazım, bu da konuşmakla olur.”
Tercih zamanı öncelik çocukta mı olmalı?
Ebeveynlerin ‘ben’ diliyle konuşmasının doğru olacağını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sen diliyle konuşmak çocukta tepki geliştirebilir. Bence böyle olmalı diye fikir sunmalı. Anne, baba ve çocuk ortak mutabakatla karar vermeli ama çocuk kararsızsa ebeveynler yol gösterebilir. Çocuk kararlıysa anne ve baba kendi fikrini gerekçeleriyle birlikte belirtip, seçimi çocuğa bırakmalıdır. Çocukların da ebeveynlerinin fikirlerine hayır deme hakları var. Anne ve babanın müdahale ettiği seçimlerde çocuk her olumsuz olayda onları suçlar. Ebeveyn rolü okuldan ve meslekten daha önemli” diye konuştu.
Kariyer Testi uygulayabilirler
Çocuğun zihinsel ve fiziksel gelişimini değerlendirmek üzere kariyer testi uygulanabileceğini söyleyen Tarhan, “Üsküdar Üniversitesi aday web sayfasında kariyer testi uygulaması var, herkes yapabilir. Kişinin hangi alanda daha iyi olduğu sonucunu bize veriyor. Ana meslek kategorilerinde kişinin kendini keşfetmesini sağlıyor. Kariyer testi sonuçları, kişinin bir manada daha mutlu olmasını, istediği alana yönelmesini sağlıyor. Hayatta başarılı olanlar değil, uyumlu olanlar muvaffak oluyor. Allah başarının mükafatını tahammül edenlere veriyor. Kişinin yeteneklerini, sosyal becerilerini de bilmesi önemli. Testle kişi kendini analiz ederse sonuca göre bir alana yönelebilir” dedi.
Çocuğun hayatta ego ideali olmalı
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türkiye’de pasif yaklaşım gösteren ailelerin sayısı çok fazla değil dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı ebeveynler, özgürlük ve sorumluluk arasındaki dengeyi sağlayamıyorlar. Özgür bırakıyoruz demekle sorumluluk yüklememek ayrı şeyler. Çocuğun hayatta bir ego ideali olması gerekiyor. Ergenlik dönemi bitimine kadar 3’ncü kişilerin rolü çok önemli. 18 yaşına kadar anne baba çocuğun doğal vasisidir. Çocuklar 18 yaşına kadar maddi ve manevi anlamda ebeveynlerinin sorumluluğunda. Çocuklar bizim ama bizim uzvumuz değil. Onların psikolojik durumlarını da düşünerek hareket etmeli. Çocuklar o dönemde kısa vadeli düşünür, anne ve babalar orta ve uzun vadede düşündükleri için onların da tavsiyesi çok önemli tabi.”
Başarısızlığa karşı B ve C planları yapılmalı
YKS’nin hayattaki başarı basamaklarından birisi olduğunu söyleyen Tarhan, “Kişi eğer bu sınavda başarısız olursa kendisine B ve C planları yapması lazım. Bu sınavlara dünyanın sonu gibi anlamlar yüklenmemeli. Adayların kendilerine sürekli yeni yollar çizmesi lazım. Kesinlikle başkasının hatırı için okumayacakları bölümü yazmasınlar. Belki kazanırlar ama ya okuyamazlar ya da okurken çok zorlanırlar” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Vali Baruş, YKS Birincisini Ödüllendirdi

Vali Aydın Baruş, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Alan Yeterlilik Testleri (AYT) oturumu sayısal puan türünde 500 tam puan alarak Türkiye birincisi olan Özge Dilay Örüm’ü kabul etti.
Vali Aydın Baruş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Özge’nin planlı bir çalışma sonucunda başarı elde ettiğini söyledi. Malatya Fen Lisesi’nin başarılı bir okul olduğunu aktaran Vali Baruş, şöyle devam etti: “Malatya Fen Lisesi’nde ki başarımıza baktığımızda ilk 1000’de 15, ilk 5 bin de 31, ilk 10 binde 46, ilk 20 binde de 59 öğrencimiz var. Malatya Fen Lisesi mezunu olup başarı elde eden toplam 96 öğrencimiz var. Özge Dilay’ın ailesini de tebrik ediyorum. Böyle bir evlada sahip oldukları için, böyle değerli bir genci ülkemizin geleceği için Malatya’nın geleceği için yetiştirdikleri için çok teşekkür ediyorum. Ne kadar gurur duysalar azdır. İnşallah bundan sonraki hayatında üniversite hayatında da Özge çok başarılı olur. Hem mesleğinde hem de hayatında başarılı bir fert olarak memleketimize, ülkemize ve Türkiye’ye çok değerli hizmetler verecektir.
Vali Baruş’un konuşmasının ardından Özge Dilay Örüm de başarılı olduğu için mutlu olduğunu belirterek, “Herkes kendi yolunu kurabilir tabi ki. Ben daha çok düzenli çalıştım. Bu konuda istikrarlı davrandım. Ailemde bu süreçte bana destek oluyordu. Onlara da çok teşekkür ediyorum. Eğitimim boyunca yanımda olan tüm öğretmenlerime de teşekkür ediyorum” dedi. Vali Baruş daha sonra YSK birincisi olan Özge Dilay Örüm’e tam altın hediye etti.
Programa Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Alan Yeterlilik Testleri (AYT) oturumu sayısal puan türünde Türkiye birincisi olan Özge Dilay Örüm ve ailesinin yanı sıra İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı ile öğretmenleri katıldı.
SAİD YALÇIN/ MALATYA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Üniversiteye karar verirken nelere dikkat etmek gerekir?

Bu günlerde en çok sorulan sorulardan biri “Üniversite tercihini yaparken nelere dikkat etmeliyiz?” bu yazıda bu sorunun cevabıyla ilgili birkaç püf noktaya değineceğiz.
Birinci olarak öğrencilerinin maddi kaygılarını en aza indirgemekle beraber bireysel ilerlemelerine odaklanmalarını da sağlamalarını önemsemeli. Spor, sanat bursu gibi önceliklerin dışında tercih sıralaması bursu olarak da kendini gösterebilir.
Çok önemli bir nokta ise iş arama noktasında katkı sağlıyor mu? Mezuniyet sonrası imkanlar daha üniversite tercihi yapılırken kendini öne çıkaran belirleyicilerden biri oluyor. Tercih edeceğiniz üniversite size bu konuda ne kadar imkân sunuyor bunu asla göz ardı etmemelisiniz.
Tercihiniz bölümünüzle ilgili iş dünyasıyla sizi öğrenciliğiniz boyunca bir araya getirebiliyor mu? Sektör profesyonellerin içinde bulunduğu dersler konusunda imkanlar sunabiliyor mu?
Dikkat edilmesi gereken bir husus da deneyerek ve uygulayarak edinilen bilgilerin daha kalıcı olduğudur. Rahat çalışma ortamlarında ve ulaşılan son teknik malzemelerle hazırlanmış laboratuvarlarda teoriyi pratikle bir araya getiren üniversiteler sizin daha güvenle iş dünyasına atılmanızı sağlayacaktır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Yurtdışı eğitim hayallerine bir adım atabilirsin!

Üniversiteleri yerinde incelemek ve yeni gelişmelerden bizleri haberdar etmek amacı ile geçtiğimiz günlerde UE Eğitim Genel Müdürü Emrah Yüksek ve kurumun önde gelen isimleri Khnugh (Yabancı öğrencilerle çalışma fakültesi) ziyaret ettiler.
Üniversite öncesi eğitim ve kariyer merkezinde gelişmeleri yerinde inceleyen Emrah Yüksek,buradaki temaslarında başvuru sahiplerine yeni bir bakış açısı getirecek ortak faaliyetler için yetkilileriyle anlaşma sağladı. Bu ziyaretin amacı, uzun vadede Türk adaylara sağlıklı bir bilgi akışı için hazırlanacak olan üniversite tanıtımları için bilgilendirici görüntüler toplamak ve yapılan temaslar çerçevesinde eğitimdeki yenilikleri ülkemizdeki öğrencilerle buluşturmak. Yapılan bu ziyaretin temel taşlarını oluşturan eğitimdeki yenilikler hem bütçesel anlamda hem de kurumların ilkeli çalışmaları ile kısa zamanda öğrencilerin ilgi odağı olacağını gösteriyor. Bu gezide üniversite ortamları incelenirken yaşamsal alanlarda da çalışmalar yapan UE Eğitim yetkilileri, öğrencilerin konforlu bir süreç geçirmeleri için her mecrada hem bütçesel hem kültürel faaliyetler çerçevesinde öğrencilere alternatifler hazırlayarak bütçelerini doğru ve verimli kullanmaları için planlamalar hazırlama fırsatı bulmuşlardır .Yurt dışı eğitimde alınacak olan bilgiler her yönden incelenmesi gerektiğini savunan kurum gidecek olan öğrencilere belli bir çalışma içersin de sunmuş olduğu bilgilerin ışığında her yıl yenilikleri ekleyerek hem ailelere hem öğrencileri gereken tüm bilgileri sunmaktadır. Ziyaret sonunda ise Emrah Yüksek tarafından yapılan açıklamada “Derin bir tarihsel temele sahip, tarihsel dokusunu hissettiren bir atmosfere sahip oluşu beni çok etkiledi. Bu tarihi güzelliğin öğrencileri daha iyi öğrenmeye motive edeceğine inanıyoruz. Ayrıca, üniversitedeki sıcak karşılamadan da çok etkilendim. Bu eğitim kurumunda gizli gerçek bir hazine olduğunu düşünüyorum.”dedi. Üniversite yetkilileri ise; Profesyonel diyalog içersin de gerçekleştirdikleri bu görüşmelerin her iki ülke için yeni ufuklar açacağı gibi eğitim alanında da fark yaratacağını belirttiler.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)