Aylık arşivler: Ekim 2020

Ortadoğu’lu yatırımcılar rotayı Antalya’ ya çevirdi..

Antalya Koleji’nin mimari özellikleriyle oteli andıran 3 kampüsü, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekti. Kampüslerin inşaatına başladıklarından itibaren okulun otel, AVM, hastane, üniversite gibi farklı yapılara çevrilmesi için talep aldıklarını belirten Antalya Koleji Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Sezgin Koca, “3 kampüs 75 milyon dolara mal oldu. En çok Katar, Rusya ve Azerbaycan’dan istek geliyor” dedi.
Merkezi yerlerde
Kolejin Lara Kampüsü, 30 dönüm arazi üzerine 4 katlı 26 bin 500 metrekare kapalı alana, denize sıfır Konyaaltı Kampüsü 20 dönüm arazi üzerine 5 katlı 26 bin metrekare alana ve Manavgat Kampüsü de 10 dönüm arazi üzerine 5 katlı 19 bin 500 metrekare kapalı alana sahip. Kampüsler, geniş bahçesiyle öğrencilerin sosyal aktivitelerini gerçekleştirmesine katkı sağlıyor.
Ortaklık istiyorlar
3 kampüste otel mimari esintisi olduğunu, teknolojik alt yapının en üst düzeyde olduğunu anlatan Koca, şunları söyledi: “Tesislerimiz otel arazilerine kuruldu. Avrupa’da ilk önde gelen tesisleri arasında. Son dönemde çok sayıda yabancı yatırımcı okula yoğun ilgi gösteriyorlar. Yatırım yapmak istiyorlar. Ortaklık yapmak isteyenler de var. Arsalarımız çok merkezi bir yerde.”
Tüm sınıfların bahçeye açılan yapısıyla öğrenciler dersliklerini dışarı taşıyabiliyor.
ANTALYA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​Z kuşağı siyaseti etkileme gücünde mi?

Dijital dünyada yetişen genç neslin, her şeyin çok daha farkında ve sürekli sorgulayıcı davrandığına dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyanın gelişmesine olumlu katkı sağlayacağını düşündüğü gençlerin bilgelik rehberliğine ihtiyaçları olduğunu söyledi. Z Kuşağının günümüzde siyaseti etkileme gücünü elinde bulundurduğunun altını çizen Tarhan, hareketli, enerjik ama yalnız bu kuşaklarla aynı dili konuşmak gerektiğini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dünya Sağlık Örgütü’nün Dünya Ruh Sağlığı Günü teması olarak bu yıl “Değişen dünya ve gençlik” olarak seçmesinin manidar olduğunu belirterek, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Z kuşağı Trump’ı sabote etti
Dünya Ruh Sağlığı Günü için bu sene ruh sağlığında değişen dünya ve gençlik konusunun seçildiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan sözlerine şöyle devam etti:
“Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün vurguladığı gibi psikolojik sağlamlık ve dayanıklılık seçildi. Bunun seçilme nedenlerinden biri de Donald Trump. Trump, geçtiğimiz Haziran ayında pandemi sonrası için seçim kampanyası başlattı. Seçim kampanyasında büyük bilet satışı olmuş. Her taraf doluyor fakat stada bir geldiklerinde sadece 3’te 1’i kadar katılım olduğunu görmüşler. Katılımın az olmasının nedenleri araştırılınca Z kuşağı gençlerin Tiktok üzerinden bir grup kurdukları, insanlara gitmeyecekleri halde bilet aldırdıkları fark ediliyor. Müthiş bir ofsayt durumu söz konusu oldu ve bu olay basına yansıdı. Bir nevi Trump’ı sabote ettiler.”
Osmanlı’da da örneği var
Z Kuşağının dünyadaki bir çok ülkede etki gösterdiğine dikkat çeken Tarhan, “İnsan haklarıyla ilgili dini radikalizm ve dini faşizm gibi bütün korkutucu iklime rağmen coğrafyasında Nobel barış ödülü alan Zoomer kuşağı var… 22 yaşlarında insan hakları aktivisti Malala Yusufzay. O çok iyi bir zoomer, yani internet aktivisti. Dini radikalizm ve dini faşizmi gençlik alt üst etti. Her taraftan bunun gibi düşünen bir kuşak geliyor. Diğer taraftan ABD’de zoomer olarak bilinen Z kuşağı, Amerika’da seçimleri etkileyecek. Z Kuşağının siyaseti etkileme gücü var, bunu görüyoruz. Öyle ki bunu biz Osmanlı’nın son dönemlerinde de gördük, sürpriz bir şey değil. Sultan Abdülhamit birçok imar faaliyeti yaptı, insanları korudu hatta öyle ki birçok kişinin öksüz kalmamasını sağladı. Fakat onun yetiştirdiği kuşak onu indirdi, ikinci kuşak da Osmanlı’yı sonlandırdı. Abdülhamit gençleri yetiştirdi, korudu ama onlarla aynı dili konuşmayı başaramadı. Bu kuşak siyaseti etkileme gücüne sahip. Buradan çıkarılacak dersler var” dedi.
Gençlerle aynı dili konuşmak gerekiyor
Gençlerin anladığı dili yakalamak gerektiğine dikkat çeken Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu andaki gençler insanlık tarihinde dijital ortamda doğan ilk nesil. Özellikleri nedeniyle sosyal medyada onlar yerli, biz göçmeniz. Televizyon kuşağı vardı, radyo kuşağı vardı, sosyal medya şu anda hayatımızın çok önemli bir gerçeği oldu. Bu sosyal medya kuşağı, insanların davranış kalıplarını değiştiriyor. Bu kuşağın ikinci bir özelliği ırk konusunda hiç tutucu değiller. Z kuşağı gençlere bakıyorsunuz siyah beyaz hiç ayrım yapmadan müthiş bir grup oluşturuyorlar. K-POP’a bakıyorsunuz cinsel kimliği bile yok sayıp reddediyorlar. Bunların üçüncü özellikleri ise her şeyi sorgulamaları. Sorgulamadan inanmıyorlar. Bu kuşakla irtibat kurmak istiyorsak onlarla aynı dili konuşmayı başarmamız gerekiyor. Onlara parmak sallayarak, kafa tutarak davranışlarını düzeltmek mümkün değil çünkü eski kuşaklar yokluk içinde psikolojik olgunluğa erişmeye çalıştı. Ama bu kuşak varlık içinde psikolojik olgunluğa yetişmek zorunda. Varlık içinde psikolojik olgunluğa erişmek için özel yöntem kullanılır. Bu kuşağa psikolojik olgunlaşmayı, sağlamlığı, dayanıklılığı öğretmek gerekiyor. Son derece konformist bir kuşak ve son derece de benmerkezci bir kuşak. Dünyayı kendi etrafında dönüyor gibi görüyorlar. Zekiler, duygusal olarak da zekiler ama dayanıklılık ve doyum erteleme becerilerinin geliştirilmesine ihtiyaçları var. Bunu yapamazsak Z kuşağı kayıp kuşak olacak.”
Gençler özgürlük, barış, eşitlik ve adalet istiyor
ABD’de maddi refahın yüksek olmasına karşın intihar vakalarının artış gösterdiğine de dikkat çeken Tarhan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İleri yaşlarda yalnızlık artmış, anti depresan tabletler ekmek peynir gibi satılıyor. Manevi ve ruhsal refah yok. Onun için ayrıca projeler yapılıyor. Teknoloji kime hizmet için var? İnsanlığın geneli için mi yoksa dünyaya hâkim olmak, güç odakları ve küresel sermayenin ayakta kalması için mi var? Dünya kaynaklarının yüzde 25’ini ABD kullanıyor. Bu sürdürülebilir değil, küresel adaleti getiremez, bir yerde patlak verecek. Gençler her şeyin daha çok farkında, sürekli sorguluyorlar. Gençlerin dünyanın gelişmesine olumlu katkı sağlayacaklarını düşünüyorum.Ama bu yolda onların bilgelik rehberliğine ihtiyaçları var. Onlar iyi niyetliler fakat önlerine seçenek sunulmazsa yanlışın içerisinde kaybolup giderler. Zalim ve acımasız yerine özgür olmak istiyorlar. Özgürlük, hürriyet, müsavat, adalet ve uhuvvet. Adalet ve barış istiyorlar. O yüzden Dünya Sağlık Örgütü’nün bu dönemdeki Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün konusunu ‘Değişen dünya ve gençlik’ yapması çok manidar. 16-24 yaşındaki kuşak hareketli, enerjik ama yalnız. Dijital bağımlılığın esiri durumundalar. Bu gençlerle aynı dili konuşmamız gerekir.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Türkiye’den Yurtdışına Eğitim Talebi Arttı”

Son yıllarda yurtdışına eğitim olanaklarının artması ile Türkiye’den de talepler arttı. İngiltere’nin seçkin üniversiteleri Oxford, Cambridge gibi bir çok köklü üniversitede eğitim olanağı sunan EDCON Eğitim Danışmanlığı, online seminer ile İngiltere’de eğitim alma olanağı arayanları buluşturuyor.
EDCON Eğitim Danışmanlığı olarak öğrencilerin hedeflerine ve akademik özelliklerine göre yurtdışında eğitim alabilecekleri en uygun yerleri seçtiklerini belirten Atlas-EDCON- Orbis Şirketler Grubu Kurucu Ortağı ve Direktörü Rahmi Mesud Yılmaz, çalışma prensiplerini şöyle anlatıyor: “ Bizim amacımız çocukların akademik özelliklerine ve hedeflerine göre en uygun kararlarını almalarını sağlayarak rehberlik etmek. Öğrenciler için en uygun alternatiflerin de belirlendiği eğitim yolculuğunda başvuru süreçlerinin tamamlanmasından seyahat planlamalarına, güvenli bir şekilde gidecekleri yerlere yerleştirmekten mezun olana kadar tüm işlemlerini birlikte yürüterek rehberlik ediyoruz. Yurtiçinde ve Londra’da bulunan ofisimiz ile danışmanlık hizmetlerimizi yerine getiriyoruz”
İngiltere’nin uyguladığı 14 günlük karantina sürecinin eğitim olanaklarına ne şekilde yansıdığını da anlatan Yılmaz : “Öğrencilerin bir kısmı bu konuda tedirgin olsa da kendilerinden istenilen 14 gün boyunca tıpkı Türkiye’de olduğu gibi kişisel izolasyonlarını sağlamak. Konaklama alanlarında çıkmamaları önlem amaçlı tüm ülkelerde uygulanıyor. Bu geçici bir süreç bizler de öğrencilerimizin kendilerini yalnız hissetmemeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Kurallara uymamaları halinde yüklü ciddi para cezası olduğu için öğrencilerimizde bu süreçte sosyalleşecekleri süreci evde biraz daha eğitim alanında kendilerini geliştirerek değerlendiriyor” dedi.
Son yıllarda İngiltere’ye eğitim imkanı için çok fazla başvuru aldıklarını da belirten Yılmaz , “ Pandemi süreci ile yüksek lisans planlayan öğrenciler büyük oranda beklemeyi tercih etse de lisans eğitimi için gidecek öğrencilerde herhangi bir erteleme gözlemlenmemekte. Genel itibariyle son 4-5 yıldır lisans eğitimi için yurt dışını tercih eden öğrenci sayısında ciddi artışlar yaşıyoruz. Ülke seçimleri çeşitlilik gösterse de en yaygın tercih İngilizce eğitim veren ülkeler tercih ediliyor. Bu yıl pandemi nedeni ile planlarını erteleyen öğrenciler oldu. Ancak bu erteleme eğitimlerini olduklarını yerde tamamlamak üzerine değil bir yıl bekleyerek yine arzu ettikleri şekilde yurtdışında eğitim almak üzerine ilerliyorlar” dedi.
Pandemi süreci ile bazı ülke ve üniversitelerin tamamen online eğitime geçtiklerini de belirten uzman eğitim danışmanı, “ Online eğitim süreci ülke bazında olduğu kadar üniversite bazında da farklılık gösteriyor. Bazı ülke ve üniversiteler tamamen online eğitime geçiş yaptı. Bazıları ise online eğitim imkanı sunarken öğrencilerine kampüse gelme seçeneği sunuyor. Bazı üniversiteler de ise yüz yüze eğitim yöntemleri ile online süreçlerimi birleştirdi. Bu uygulama şimdilik dönem bitimine kadar planlamış olup Ocak itibari ile tekrar değerlendirilecek” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​Murat Dalkılıç Yeni Şarkısıyla TikTok’ta!

Popüler sanatçı Murat Dalkılıç, yeni şarkısıyla TikTok canlı yayınında sevenleriyle buluşuyor.
Ünlü şarkıcı ve söz yazarı Murat Dalkılıç sessizliğini ‘Orta Yol’ şarkısıyla bozdu. Şarkının klibi için Murat Dalkılıç, Serenay Aktaş’la birlikte kamera karşısına geçti. 8 Ekimde dijital platformlarda da yerini alan ‘Orta Yol’ büyük ilgi gördü.
Murat Dalkılıç sevenleriyle bugün saat 17.00’da TikTok Live’da buluşacak ve yeni şarkısının heyecanını sevenleriyle TikTok Live’da paylaşacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Uyanış: Büyük Selçuklu 3. bölümüyle ekranlara geliyor

TRT 1’in yeni sezona bomba gibi giren, yayınlandığı ilk iki bölümüyle yurt içinde ve yurt dışında izlenme oranlarında zirveye yerleşen, sosyal medyanın saatlerce gündeminde kalarak reytinglerde birinciliği elde eden yeni dizisi ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’, 12 Ekim Pazartesi günü saat 20.00’de üçüncü bölümüyle ekranlara geliyor.
Dev bir prodüksiyonunun ürünü olan ve Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan’ın ölümünün ardından tahta geçen Melikşah ve oğlu Sencer’in hikayesini anlatan ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’ dizisinin üçüncü bölümünde neler olacak:
Sultan Melikşah’ın buyruğuna direnemeyen Nizamülmülk, devleti bekleyen tüm tehlikelere rağmen Sultan Melikşah ile oğlu Sencer’i gizli bir yerde buluşturmuştur. Melikşah, Nizamülmülk’ün uyarılarını göz ardı edip, yıllar sonra görmek istediği oğluyla kavuşmak için aralarında duran son kapıyı da açacak mıdır?
Büyük Selçuklu Devleti’ne karşı girişilen her mücadelede Batınilerin parmağının olduğunu öğrenen Sencer‘in onlara karşı giriştiği operasyon ne olacaktır? Sencer, Batınilerin Selçuklu’yu yıkıma götürebilecek planlarını deşifre edebilecek midir? Baba hasreti çeken Sencer, kalbini Turna Hatun’a açacak mıdır?
Batınilere karşı yapılacak olan mücadelenin sadece kılıçla olmayacağını bilen Nizamülmülk nasıl bir yol izleyecektir? Bu yolda hangi İslam Âlimi’nin kapısını çalacaktır?
Saraya gelişiyle dikkatleri üzerinde toplayan ve adım adım Melikşah’a yaklaşarak Terken’in hışmını üzerine çeken Elçin, ağabeyi Kılıçarslan’ı kurtarmak için nasıl bir yol izleyecektir? Elçin’in sarayda misafir edilmesi ve Melikşah ile kurduğu yakınlık, Terken’i tedirgin ederken yapacağı hamle de büyük merakla beklenecek.
Kardeşinin intikamı için peşine düştüğü Sencer’in Kınık Obası’ndan olduğu bilgisine ulaşan Yorgos, Sencer’i bulup kardeşinin intikamını alabilecek midir? Hedeflediği Kuvel Kalesi fethi için hazırlıklara başlamışken Anadolu’da patlak veren sorunlarla ilgilenmek zorunda kalan Melikşah’ın, Kuvel Kalesi’yle ilgili yeni planları ne olacaktır?
“Uyanış: Büyük Selçuklu” dizisinde Ekin Koç, Buğra Gülsoy, Hatice Şendil, Gürkan Uygun, Leyla Lydia Tuğutlu, Sevda Erginci, Mehmet Özgür, Cemal Toktaş, Osman Sonant, Leyla Feray, İlker Kızmaz, Ali Gözüşirin, Çiğdem Selışık Onat, Murat Garipağaoğlu, Nik Xhelilaj ve Erdem Akakçe gibi birbirinden önemli isimler rol alıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Genç Casting Oyunculuk ve Akademisi sektöre yeni yüzler kazandırmaya devam ediyor

Günümüzün en gözde mesleklerinden biri olan ve birçok insanın hayali olan dizi ve sinema oyunculuğu artık bir sektör halini alırken Türkiye genelinde binlerce cast ve oyuncu ajansı açıldı.
Oyunculuk için yetenek ve eğitimin şart olduğunu söyleyen Genç Casting Oyunculuk ve Akademisi genel müdürü Hakan Ayvaz “ Uzun yıllardır bu sektörün içinden biri olarak gözlemlediğim ilk şey oyunculuk hayali olan binlerce insan her gün bir çok ajansa giderek şansını denemek istiyor. Gerçek anlamda oyunculuk bir yetenek ve eğitim gerektirir. Günümüzün birçok ünlü oyuncusu farklı farklı hocalardan eğitimler almaya halen devam ediyorlar. Tüm bunların yanında hayalleri olan birçok oyuncu arkadaşımız maalesef dolandırılıyorlar. Merdiven altı tabir edilen ajanslara kayıt olarak kendilerine şans bulacaklarını düşünüyorlar. Bu tarz yerler yüzünden gerçek anlamda bizim gibi kurumların itibarı zedeleniyor” dedi.
Açıklamalarına devam eden Hakan Ayvaz “ Biz Genç Casting olarak bize müracaat eden ve bizimle çalışan tüm arkadaşlarımıza arzu ettikleri takdirde Türkiye’nin en saygın eğitmenlerinden Muhlis Asan ve Burak Alkaş (ORÇOO) vasıtasıyla drama ve kamera önü diksiyon eğitimleri vererek aynı zamanda dizilere ve sinema filmlerine eğitimli oyuncu arkadaşlar yönlendiriyoruz. Eğitim alan arkadaşlarımız aldıkları eğitimlerin faydalarını setlerde daha iyi fark ediyor. Birçok yapımcı ve yönetmende zaten kadrosunda eğitimli oyuncu ve oyuncu adayları ile çalışmak istiyor. Bizler de kurum olarak yetiştirdiğimiz arkadaşlarımızın başarısını gördükçe gururlanıyoruz. Ayrıca bizden gerekli eğitimlerini alarak tamamlayan tüm arkadaşlarımıza oyunculuk sertifikası veriyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
BEYAZ HABER AJANSI(BHA)

Yeni BMW R 18 Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’nda Satışa Sunuldu

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW Motorrad’ın heritage cruiser segmenti ilk modeli Yeni BMW R 18, 315.270 TL’lik fiyatıyla Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’nda satışa sunuldu. BMW Motorrad’ın ürettiği ve dünyanın en yüksek hacimli boxer motoru olan Yeni BMW R 18’in 1802 cc’lik Big Boxer’ı, macera tutkunlarına heyecan verici bir sürüş deneyimi vadediyor.
BMW Motorrad tarihi için önemli bir kilometre taşı olması beklenen Yeni BMW R 18, Türkiye’de yollarla buluşuyor. Dünyada bugüne kadar üretilen en yüksek hacimli boxer motora sahip olmasıyla dikkat çeken ve 315.270 TL’lik fiyatla satışa sunulan Yeni BMW R18, tutkunlarını Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’na bekliyor. Yeni BMW R 18’in tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de BMW Motorrad’ın en önemli modellerinden biri olacağını belirten Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, ‘’Tasarımı, yüksek hacimli motoru ve daha hissiyatlı sürüş dinamikleriyle Yeni BMW R18, BMW Motorrad’ın heritage cruiser segmentine iddialı ve güçlü bir şekilde girişini müjdeliyor.’’ dedi. R 18’in gelmesiyle birlikte yeni bir kitleye ulaşmayı hedeflediklerini belirten Hakan Tiftik, ‘’ Yeni BMW R 18 çok merak ediliyordu, biz de kısa zamanda yüksek talep gören bir model olacağını düşünüyoruz. Ekim ayı itibariyle hijyen kuralları çerçevesinde Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’nda randevu usulüyle meraklılarıyla buluşturacağız” dedi.
First Edition Türkiye Paketine Özel Donanımlar
Sunduğu geniş donanım yelpazesiyle dikkat çeken Yeni BMW R 18, tutkunlarına eksiksiz bir kişiselleştirme imkanı sağlıyor. Ayrıca, Yeni BMW R 18 First Edition Türkiye Paketi’nde sunulan özellikler arasında geri vites, aydınlatma paketi, yolcu selesi, elcik ısıtmalar, yokuş destek asistanı ve LED sinyaller standart olarak yer alıyor. Bunların yanı sıra, BMW’nin usta el sanatçıları tarafından tasarlanan ve depo üzerine çizilen ‘’beyaz çift şerit’’, BMW’nin geçmişle olan bağının duygusal bir yansıması olarak göz kamaştırıyor.
Göz Alıcı Silüetine Yakışır Güçlü Big Boxer Motor
Tipik çalışma karakteriyle sürücülerine yüksek tork sağlayan Yeni BMW R 18, aynı zamanda kullanıcılarına son derece istikrarlı bir sürüş sunuyor. Uzun ve alçak duruşuyla büyüleyici bir siluet yaratan Yeni BMW R 18, çift motor beşikli şasisi sayesinde efsane Big Boxer motorunu güçlü bir şekilde sarmalıyor. Yeni BMW R 18’in 1802 cc’lik yüksek hacimli boxer motoru, sürücülerine 3000 dev/dak’da maksimum 158 Nm ve 2000’den 4000 dev/dak’ya kadarsa her zaman 150 Nm’nin üzerinde bir tork sağlayabiliyor. Ayrıca, 4750 dev/dak’da 91 beygir güç üreterek Big Boxer’ın sürüş keyfini modern teknolojiyle de bir araya getiriyor.
Detaylara Verilen Önem
Yeni BMW R 18’de kullanılan şasi tipi, yıllardır süregelen BMW Motorrad geleneğini devam ettiriyor. Üstün üretim kalitesi ve detaylara verilen önem, çelik borular ve dövme parçalar arasındaki kaynaklı bağlantılarda kendini gösteriyor. Ayrıca, efsanevi BMW R 5’le benzer bir tasarıma sahip olan arka salınım kolu, cıvatalı bağlantılar aracılığıyla arka aks şanzımanını otantik bir tarzda çevreliyor.
Daha Az Elektronik Daha Saf Sürüş Keyfi
Yeni BMW R 18, süspansiyon elemanlarında elektronik ayar seçenekleri olmadan tutkunlarına daha saf bir sürüş keyfi sunuyor. Elektronik ayar seçeneklerinin yerine kullanılan teleskopik çatal ile doğrudan monte edilmiş merkezi süspansiyon desteği, olağanüstü teker kontrolü ve süspansiyon konforu sağlıyor. Efsaneleşen BMW R 5’te olduğu gibi, teleskopik çatalın boruları çatal kovanlarıyla çevrelenirken, çatal borusu çapı 49 mm, süspansiyon hareketi ise önde 120 mm ve arkada 90 mm olarak dikkat çekiyor. Yeni BMW R 18’in fren sistemi, dört pistonlu sabit kaliperlerle birlikte önde çift diskli ve arkada tek diskli frenden oluşuyor.
Her Yol Koşuluna Uygun Sürüş Destek Sistemleri
Yeni BMW R 18’de sürücü tercihlerine uyum sağlayabilen “Rain”, “Roll” ve “Rock” isimli üç farklı standart sürüş modu yer alıyor. Ayrıca yüksek düzeyde sürüş güvenliği sağlayan ve isteğe göre devreden çıkarılabilen ASC (Otomatik Denge Kontrolü) ile Motor Tork Kontrolü (MSR) de Yeni BMW R 18’de standart olarak sunulan özellikler arasında yer alıyor. Sürüş deneyimine yardımcı bir diğer özellik olan Geri Vites desteği manevra yapabilmeyi kolaylaştırırken, Yokuş Kalkış Kontrolü ise yokuş yukarı kalkışları sürücüler için daha güvenli ve konforlu bir hale getiriyor.
Showroom sergileme tarihleri; 10-14 Ekim Borusan Oto İstinye 16-20 Ekim Borusan Oto Avcılar 22-26 Ekim Borusan Oto Ankara 28 Ekim-2 Kasım Borusan Oto Adana 5-9 Kasım Kosifler Oto Antalya 12-16 Kasım Özgörkey Otomotiv İzmir 18-21 Kasım Teknik Oto Bursa
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ordu’da siyanürlü altın madenine, vatandaş kitap okuyarak tepki gösterdi

 
Ordu’da, bir araya gelen vatandaşlar, şehirde yürütülen zararlı madencilik faaliyetlerine karşı, “Sessiz Çığlık Kitap Okuma Eylemi”ni gerçekleştirdi. Eyleme Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ordu İl Başkanı Atila Şahin de destek verdi.
Ordulu vatandaşlar Fatsa altın madeni ve Ordu’da yapılması planlanan maden arama çalışmalarına tepkilerini göstermek için barışçıl bir eylem düzenledi. CHP Ordu İl Başkanı Atila Şahin’in de destek verdiği eylemde vatandaşlar şehrin merkezinde bir araya gelerek kitap okudu. “Sessiz Çığlık Kitap Okuma Eylemi” adıyla bir araya gelen Ordulular, “Toprağın üstü altından değerlidir” mesajı verdiler. Yaklaşık 30 dakika süren eylemle pankartlara ünlü Kızılderili sözü, “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.” yazıldı.
“ÇEVREYE ZEHİR SAÇIYORLAR”
CHP Ordu İl Başkanı Atila Şahin eylemin ardından bir açıklama yaptı. Tüm vatandaşları doğayı korumak konusunda duyarlı olmaya çağıran Şahin, “Bizler gerçekleştirdiğimiz kitap okuma eylemimizle dikkat çekmek istiyoruz. Yeşil Ordu’muz, yurtdışından gelen, doğa için hiçbir endişeleri olmayan kimseler tarafından rant için yok ediliyor. Geleceğe bırakabileceğimiz en güzel mirasımız olan ormanlarımızı kaybediyoruz. Bizler şimdi bu işe dur diyemezsek, yarın başka şirketler başka alanlarda yine maden araması yapmaya başlayacak. Bu aramaları ve çıkarmaları yaparken on binlerce dönüm orman arazisini yok edecekler. Kullandıkları siyanürlerle çevreye zehir saçacaklar. Kaz Dağlarında dağıtılan yüzlerce arama ruhsatı bugün Ordu’da da dağıtılıyor. Yakında içme sularımıza karışan ağır metaller yüzünden susuz kalacağız. Ordu’muz coğrafi olarak küçük bir şehir ve bu kadar yükü kaldıramaz. Gelin bu talana birlikte dur diyelim. CHP olarak her zaman doğa için mücadele edeceğiz” dedi.
ORDU – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Başrollerini Nesrin Cavadzade ve Hatice Aslan’ın paylaştığı ‘Bir annenin sonatı’ Dünya prömiyerini Altın Portakal’da gerçekleştirdi

Yönetmenliğini Fehmi Öztürk’ün yaptığı ve başrollerini Nesrin Cavadzade ile Hatice Aslan’a emanet ettiği “Bir Annenin Sonatı”, Dünya prömiyerini dün akşam 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yaptı.
Yönetmenliğini yaptığı ilk kısa filmi “Free Fun” ile mart ayında Washington’ın en eski bağımsız film festivali olan D.C. Independent Film Festivali’nde yarışan Fehmi Öztürk, ikinci kısa metraj filmi Bir Annenin Sonatı ile dün akşam Antalyalı sinemaseverlerle buluştu. Dünya prömiyerini gerçekleştiren filmin gösterimine seyirci büyük ilgi gösterdi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde düzenlenen festivalin Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’ndaki 12 film arasında kendine yer bulan Bir Annenin Sonatı’nın gösterimi dün akşam Yıldızların Altında 3’te (AKM, Amfi Tiyatro) gerçekleşti.
Filminde bir anne ve kızının hikâyesini işleyen Fehmi Öztürk, filminin esinlenme kaynağının Ingmar Bergman’ın unutulmaz filmleri arasında yer alan Güz Sonatı olduğunu söylüyor. “Güz Sonatı’ndaki anne ve kız arasındaki problemli ilişkisi her zaman ilgimi çekmişti” diyen Öztürk, Güz Sonat’ındaki Eva karakterinin annesinden öç almasını hayal ederek çıktığı yolda, anne çocuk ilişkisinin tuhaflığını atmosferin tuhaflığıyla vermeye çalışan bir iş yapmak isteğiyle filmi çekmeye karar verdiğini belirtiyor. Öztürk, anne-çocuk ilişkisinin her devirde evrensel bir ilişki olduğunu söyleyen yönetmen, filmi çekme amacını da “Bergman 1978’de Güz Sonatı filmini çekerken bilim kurgu türünde çekseydi nasıl çekerdi?” sorusuyla açıklıyor.
Festivalde yarışan kısa filmler, 20.000 TL tutarındaki En İyi Kısa Film Ödülü ve 10.000 TL’lik Jüri Özel Ödülü için yarışacak. Kazanan filmler ise yarın akşam düzenlenecek Kapanış ve Ödül Töreni’nde belli olacak.
Filmin Hikâyesi:
Nesrin ve annesi Hatice her günkü gibi sıradan ama problemli bir gün daha geçirir. Her akşam düzenli olarak yüzleştikleri konuları o akşam yine konuşurlar fakat ertesi gün bu sefer sıradan başlamayacaktır.
Film Ekibi:
Yazan Yöneten: Fehmi Öztürk
Yapımcı: Serdar Gözelekli
Müzik: İnal Bilsel
Görüntü Yönetmeni: Bünyamin Karair
Oyuncular: Nesrin Cavadzade, Hatice Aslan
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İki süper maç DMAX’te

10 Ekim Cumartesi, boksseverleri heyecanlı bir gece bekliyor! WBA-IBO hafif ağır sıklet dünya şampiyonluk maçında Dominic Boesel, Robin Kraşniqi ile karşılaşırken, ağır sıklette Peter Kadiru, Roman Gorst ile karşılaşacak. Bilgehan Demir’in anlatımı ile Almanya Magdeburg’dan ekrana gelecek müsabakalar, 10 Ekim Cumartesi 21:55’te DMAX’ten canlı yayınlanacak.
Bu Cumartesi boksseverleri birbirinden heyecanlı iki karşılaşma bekliyor. WBA-IBO’da haif ağır sıklet dünya şampiyonluk maçında Alman boksör Dominic Boesel, Kosovalı rakibi Robin Kraşniqi ile karşıya gelecek. Bu maçın hemen ardından, ağır sıkletin iki namağlup ismiPeter Kadiru ve Roman Gorst ile kozlarını paylaşacak.
Birbirinden heyecanlı iki müsabaka, Bilgehan Demir’in anlatımı ile 10 Ekim Cumartesi 21:55’te DMAX’ten canlı yayınlanacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)