Etiket arşivi: arttı

Dizüstü bilgisayar satışları yüzde 71 arttı

Pandemi, hem teknoloji alışkanlıklarını hem de teknoloji ihtiyaçlarını değiştirmeyi sürdürüyor. Evden çalışma ve online eğitimin öne çıktığı bu dönemde en çok ilgi gösterilen ürünlerin başında dizüstü bilgisayarlar geliyor. İncehesap.com verileri dizüstü bilgisayar satışlarının 2020’de adet bazında geçtiğimiz yıla oranla %71 arttığını gösteriyor. 
 Gaming hazır sistemlerden profesyonel oyuncu ekipmanlarına kadar çok geniş bir yelpazede binlerce teknoloji ürününü müşterilerine sunan İncehesap.com tarafından açıklanan veriler 2020’de dizüstü bilgisayar satışlarının adet bazında geçtiğimiz yıla oranla %71 arttığını gösteriyor. Mevcut bilgisayarlarından yeterli performansı alamayan kullanıcılar, iş süreçlerini yönetebilmek için giriş ve orta seviyedeki dizüstü bilgisayar ilgi göstermeyi sürdürüyor. Dizüstü bilgisayar satışlarını artıran bir diğer etken ise evde geçirilen zamanın artması. Boş vakitlerini bilgisayar oyunlarıyla değerlendirmek isteyenler güncel oyunları destekleyen gelişmiş özelliklere sahip güçlü bilgisayarlara yöneliyor. Veriler, bu kategorideki ciro bazındaki değişimin ise geçtiğimiz yıla oranla 2.7 kat arttığını gösteriyor.
Sayfalara gelen kullanıcı sayısı %53 arttı
 İncehesap.com verileri, dizüstü bilgisayar sayfalarına gelen kullanıcı sayısının %53 arttığını gösterirken aynı dönemde sayfaların görüntülenme sayısında 2.6 kat artış yaşandığı da gözlemleniyor. Kadınların teknolojiye olan ilgisi de artmaya devam ediyor. Bu kategorideki sayfaları ziyaret eden kadın kullanıcı sayılarının da %79 arttığı görülüyor. 25-34 ve 45-54 yaş grubu arasındaki kitle de bu sayfalara ilgi gösterenler arasında yer alıyor. Veriler, bu yaş grupları arasında yer alan kitlenin geçtiğimiz yıla oranla dizüstü bilgisayar sayfalarını 2 kat daha fazla ziyaret ettiğini gösteriyor.
Dizüstü bilgisayar sayfalarını en çok ziyaret eden il Bursa
Verilere göre bu kategoriye en çok ilgi duyan illerin başında Bursa geliyor. Geçtiğimiz yıla oranla Bursa’daki kullanıcıların dizüstü bilgisayar sayfalarını %63 daha fazla ziyaret ettikleri görülüyor. Bursa’yı %48 artışla İzmir ve %43 artışla Adana ile Ankara’nın izlediği görülüyor.
 
Döviz kurundaki artış beklentisi elektronik alışverişlerini artırdı
İncehesap.com Kurucu Ortağı Nurettin Erzen, “Geçtiğimiz dönemde hem döviz kurundaki artış beklentisi hem de pandemi sebebiyle elektronik ürünlerin satışında bir artış yaşandı. Önümüzdeki dönemde normal hayatımıza dönüşün kademeli şekilde olacağını tahmin ediyoruz. Bu nedenle 2021’nin başlarında da satışlarımızın yükseleceğini öngörüyoruz. Bu sürecin uzunluğuna bağlı olarak mevcut bilgisayarıyla işlemlerini sürdüren ancak daha iyi performansa sahip bir bilgisayara ihtiyaç duyan tüketicilerin alışverişe yöneleceğini tahmin ediyoruz. Uzaktan eğitime devam edilmesi durumunda, hanelerdeki kişiye düşen bilgisayar sayısının artacağını da öngörmek mümkün. 2020’de yaşanan yoğun talep neticesinde giriş ve orta seviyedeki belirli dizüstü bilgisayarlarda stoklar tükenmişti. Markaların, 2021’de bu kategoride daha yüksek bir arz sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.

Kasımda markalı konut alımında konut kredisi ve senet kullanımı arttı

‘REIDIN-GYODER Yeni Konut Fiyat Endeksi’ Kasım 2020 sonuçları açıklandı. Endekse göre kasım ayında fiyatlar, bir önceki aya göre %0.35, geçen yılın aynı dönemine göre ise %8.03 oranında arttı. Markalı konut alımında banka kredisi kullanımının yaklaşık 3, senet kullanımının 2.5 puan yükseldiği kasım ayında, yabancı yatırımcılara yapılan satış oranı %8.75 oldu.
  
Kamuoyunda ‘markalı projeler’ olarak adlandırılan, ağırlıklı olarak kurumsal gayrimenkul şirketlerinin ürettiği konutlar üzerinden geliştirilen ‘REIDIN-GYODER Yeni Konut Fiyat Endeksi’ sonuçlarına göre; kasım ayında, bir önceki aya göre %0.35, geçen yılın aynı dönemine göre %8.03 ve endeksin başlangıç dönemi olan 2010 yılı Ocak ayına göre ise %103.2 oranında nominal artış gerçekleşti.
1+1, 2+1, 3+1’de artış 4+1’de azalış
Yeni Konut Fiyat Endeksi’nde, kasım ayında bir önceki aya göre 1+1 konut tipinde %0.16, 2+1 konut tipinde %0.82 ve 3+1 konut tipinde %0.20 nominal artış, 4+1 konut tipinde %0.48 oranında nominal azalış yaşandı.
Yabancıya satış oranı %8.75
Kasım ayında markalı konut projeleri kapsamında gerçekleştirilen satışların %8.75’lik (son 6 aylık ortalama %7) kısmının yabancı yatırımcılara yapıldığı gözlendi. Bu satışlarda %38.57 oranında 2+1 özellikteki konutlar tercih edildi.
Kasımda banka kredisi ve senet kullanımında artış
Markalı projelerden konut satın alan müşterilerin peşinat, senet ve banka kredisi kullanım oranları incelendiğinde, kasım ayında peşinat kullanım oranı %44.26, banka kredisi kullanım oranı %23.33 ve senet kullanım oranı %32.41 olarak gerçekleşti. Ekim ayında peşinat kullanımı %49.87, banka kredisi kullanımı %20.31, senet kullanımı %29.82 olarak gerçekleşmişti.
Stok erime hızı: %6.11
Kasım ayında markalı konutlardaki stok erime hızı rakamları değerlendirildiğinde adet bazında %6.11 oranında erime gözlendi. Ekim ayında stok erime hızı %7.46 oranında gerçekleşmişti.
Satışların %53.84’ü bitmemiş konut stoklarından
Kasım ayında satışı gerçekleştirilen markalı konutların %46.16’sı bitmiş konut stoklarından, %53.84’ü bitmemiş konut stoklarından oluştu. Ekim ayında ise satışların %45.60’ı bitmiş, %54.40’ı bitmemiş konut stoklarından oluşmuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​Evde Sağlık Hizmetlerine Talep Arttı İlanlara Dikkat!

Yeni Tip Koronavirüs (Covid -19) alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Öyle ki önceden en küçük bir rahatsızlığımızda bile sağlık kurumuna başvururken şimdiler de ise bu hizmeti eve talep ediyoruz. Online sağlık hizmeti almak isteyenlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Orhan Akdeniz, “Her alanda gördüğümüz dönüşümü sağlık alanında da yaşıyoruz. En çok talep edilen alanların başında ise fizik tedavi geliyor. Bu konu ile ilgili sosyal medyada gün geçmiyor ki yeni bir ilan ile karşılaşmayalım. Bu nedenle vatandaşlarımız hizmet alacakları kişiyi ya da kurumu iyice araştırıp ona göre seçim yapmalı” ifadelerini kullandı.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Yeni Tip Koronavirüs (Covid -19) turizmden gıdaya kadar birçok sektörü derinden etkilerken iş yapış şekillerimizde ve alışkanlıklarımızda değişikliklere neden oldu. Dönüşümün olduğu alanlardan biri de sağlık sektörü olarak karşımıza çıkıyor. Hem hastanelerde oluşan yoğunluk hem de virüsün bulaş korkusundan dolayı bu süreçte evden sağlık hizmetlerine talep de arttı.
Önce Doktor Görmeli
Bu dönüşümün önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceğini söyleyen Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Orhan Akdeniz, “Doktor ve tedavi artık hastanın ayağına gidiyor. Alınan hizmetlere baktığımızda kişinin hareket kabiliyetini en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan fizik tedaviye büyük ilginin olduğunu görüyoruz. Bu ilgiye hareketsiz yaşamın artmasının da katkısı büyük. Bu noktada ise dikkat etmekte fayda var. Bir fiziksel tıp uzmanı muhakkak hastayı görmeli ve tedavi programı çıkarmalı. Çünkü bu alanda kazadan ya da yaralanmadan sonra kişinin kaybedilen fonksiyonları ilmek ilmek dokunan tedaviyle geri getirilmeye çalışarak bağımsızlığın en üst düzeye çıkarılması hedeflenir. Yapılacak bir hata ise geri dönülmez sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle kişiler seçici ve iyi bir araştırmacı olmalı” dedi.
Tedaviyi Ertelemek Sizi Geriye Götürür
Dr. Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti: “Bu dönemde hareketsizlikten dolayı kas ve iskelet sisteminde birtakım sorunlar meydana geldi. Özellikle bel ve boyun ağrıları. Bu rahatsızlıklarda evde fizik tedavi hizmetlerine talebi arttıran nedenler arasında yer alıyor. Aynı zamanda virüs bulaş korkusundan dolayı hastaneye gelemeyen inme, felç gibi önemli sağlık problemi yaşayan kişilerin gördükleri fizik tedaviyi bırakmamaları için de yaşam alanlarımızda aldığımız bu hizmet büyük önem taşıyor. Çünkü bu alanda ilerleme adım adım gittiği için tedaviyi bırakmanız sizi geri götürebilir” ifadelerini kullandı
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​İleri yaştaki kişilerin yalnızlığı pandemide arttı

Türkiye’de pandemi sürecinin yaşlı bireylerin yalnızlık ve yaşam doyumu üzerine etkisini belirlemek amacıyla Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü tarafından “Pandemi Döneminde Yaşlılık ve Yalnızlık” başlıklı geniş katılımlı bir anket çalışması gerçekleştirildi. Türkiye’nin farklı illerinden 60 yaş ve üzerinde 872 kadın, 726 erkek olmak üzere 1598 katılımcıyla yürütülen çalışma sonucuna göre yalnızlığın çağrıştırdığı duygulara dair verilen yanıtlardan en yüksek oranlara sahip olanlar sırasıyla “mutsuzluk”, “üzüntü”, “çaresizlik”, “ölüm” ve “hüzün” oldu.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı önderliğinde yürütülen çalışmada Üsküdar Üniversitesi öğretim görevlisi İdil Arasan Doğan, sosyoloji Bölümü lisans öğrencilerinden Ayşe Yaman, Sinem Doğangönül ve Zühal Sarı Arslan aktif olarak görev aldı.
20 Kasım-30 Kasım 2020 tarihleri arasında çevrimiçi anket yoluyla Türkiye’nin farklı illerinden 60 yaş ve üzeri bin 598 katılımcıyla gerçekleştirilen çalışmada oldukça ilginç bulgular ortaya çıktı. Toplam 30 sorudan oluşan ankette sosyodemografik bilgi içeren sorularla; katılımcıların yalnızlık duygusu, katılımcılara yalnızlığın çağrıştırdığı duygular, katılımcıların yalnız hissettiklerinde yöneldikleri aktiviteler, mutluluk düzeyleri, sağlık durumları, Covid-19 virüsüne yakalanma oranları ve Pandemi sürecinin yaşlı bireylerin sosyo-kültürel durumlarına etkisi üzerine sorular yer aldı.
872 kadın ve 726 erkek katıldı
Katılımcıların %54.5’ini (872) kadın, %45.5’ini (726) de erkek katılımcılar oluşturdu. Katılımcıların %43.9’u (701) 60-65  yaş arasında, %56.1’i (897) de 65+ yaş ve üzeridir. Katılımcıların %3,4’ü bekar, %67,4’ü evli, %4,0’ı boşanmış, %25,1’i dul olduğunu belirtti. “İkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?” sorusuna katılımcıların %50,6’sı il merkezi, %32,8’i ilçe merkezi, %3,0’ı kasaba/belde, %4,1’i merkez/köy, %9,6’sı ilçe/köy olduğunu belirtti.
Dul ve boşanmış olanlar daha fazla yalnızlık hissediyor
“Kendinizi ne sıklıkta yalnız hissedersiniz?” sorusuna katılımcıların %22,2’si “hiçbir zaman”, %37,7’si “ara sıra”, %22,8’i “nadiren”, %11,4’ü “çok sık”, %5,6’sı “her zaman” şeklinde cevapladı. Bu sorunun cevaplarına çeşitli sosyodemografik değişkenlere göre değerlendirildiğinde kadın ve erkek katılımcılar arasında anlamlı bir fark göze çarpmazken dul (%36,1)ve boşanmış (%20.9)yaşlı bireylerin evlilere göre kendilerini daha yalnız hissettikleri görüldü.
Bu süreçte yalnızlık duygusunun yüksek olduğu katılımcının %68,7’si Pandemi sürecinde yakınlarıyla görüşememesinin bir sonucu olarak kendini yalnız hissettiklerini dile getirdi.
Yalnız hissettiğinizde ne yaparsınız?
“Yalnız hissettiğinizde ne yaparsınız?” sorusunu katılımcıların %39,4’ü “ibadete yönelirim”, %27,3’ü “televizyon veya telefona yönelirim”, %14,5’i “dışarı çıkarım”, %7,9’u “uyurum”, %10,9’u “başka bir aktivitede bulunurum” şeklinde cevapladı.
İbadetten sonra en çok televizyon ve telefona yöneldiler
“Yalnız hissettiğinizde ne yaparsınız?” sorusuna kadın katılımcıların %46,9’u ibadete, %26,5’i televizyon veya telefona yöneldiğini, %9,2’si dışarı çıktığını, %7,1’i uyuduğunu, %10,1’i başka bir aktivitede bulunduğunu belirtirken; erkek katılımcıların %30,1’i ibadete, %28,4’ü televizyon veya telefona yöneldiğini, %20,8’i dışarı çıktığını, %8,7’si uyuduğunu ve %11,8’i başka bir aktivitede bulunduğunu belirtti.
Yalnızlık en çok mutsuzluğu çağrıştırıyor…
“Yalnızlık size hangi duyguları çağrıştırıyor?” sorusuna katılımcılardan en sık alınan cevap %20,8 ile mutsuzluk olmuştur. Katılımcıların %16,6’sı üzüntü yanıtını verirken %10,0’ı çaresizliği, %9,8’i ölümü, %8,3’üne hüznü çağrıştırdığını belirtti.
Yaşlıların mutluluk düzeyi
Ankette yer alan “genel olarak tüm yaşamınızı düşündüğünüzde kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusuna katılımcıların %58,3 “orta düzeyde mutluyum”, %27,7’si “çoğunlukla mutluyum”, %10,6’ı ise “çoğunlukla mutlu değilim”, %3,4’i“hiç mutlu değilim” yanıtını verdi.
Erkekler kadınlara göre daha mutlu hissediyor
Bu sorunun cevaplarına çeşitli sosyodemografik değişkenlere göre değerlendirildiğinde kadın katılımcıların %3,9’u “hiç mutlu değilim” %10,9’u “çoğunlukla mutlu değilim”, %58,4’ü “orta düzeyde mutluyum”, %26,6’sı ise “çoğunlukla mutluyum” cevabını verirken erkek katılımcıların %2,6’sı “hiç mutlu değilim”, %10,2’si “çoğunlukla mutlu değilim”, %58’i “orta düzeyde mutluyum”, %29,1’i ise “çoğunlukla mutluyum” cevabını verdi.
En çok orta düzeyde mutluluk hissediliyor
“Genel olarak tüm yaşamınızı düşündüğünüzde kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusuna bekar katılımcıların %11,1’i “hiç mutlu değilim”, %24’ü “çoğunlukla mutlu değilim” %38,8’i “orta düzeyde mutluyum”, %25,9’u “çoğunlukla mutluyum” cevabını verirken; evli katılımcıların %2,5’i “hiç mutlu değilim”, %8,9’u “çoğunlukla mutlu değilim”, %57,5’i “orta düzeyde mutluyum”, %30,9’u ise “çoğunlukla mutluyum yanıtını işaretledi. Aynı soruya boşanmış olan katılımcılarımızın %4,7’si “hiç mutlu değilim”, %14,2’si “çoğunlukla mutlu değilim” %60,3’ü “orta düzeyde mutluyum” %20,6’sı çoğunlukla mutluyum” cevabını verdi. Eşi ölmüş, dul katılımcıların ise %4,2’si hiç mutlu olmadığını, %12,7’si çoğunlukla mutlu olmadığını, %62,3’ü orta düzeyde mutlu olduğunu, %20,6’sı ise çoğunlukla mutlu olduğunu ifade etti.
Erkekler daha sağlıklı olduklarını hissediyor
“Sağlık durumunuzu nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna kadın katılımcıların %50,9’u “pandemi öncesinde sağlıklı hissediyordum, hala sağlıklı hissediyorum”, %22,4’ü “pandemi öncesinde sağlıklı hissediyordum ama artık öyle hissetmiyorum”, %24,7’si “pandemi öncesinde sağlıksız hissediyordum, hala sağlıksız hissediyorum”, %1,7’si “pandemi öncesinde sağlıksız hissediyordum, artık sağlıklı hissediyorum” şeklinde cevapladı. Aynı soruyu erkek katılımcıların %60,6’sı “pandemi öncesi sağlıklı hissediyordum, hala sağlıklı hissediyorum”, %21,2’si “pandemi öncesinde sağlıklı hissediyorum ama artık öyle hissetmiyorum”, %16,3’ü “pandemi öncesi sağlıksız hissediyordum, hala sağlıksız hissediyorum”, %1,6’sı “pandemi öncesi sağlıksız hissediyordum artık sağlıklı hissediyorum” yanıtlarıyla değerlendirdi.
COVID-19’a yakalanma oranı
“Covid-19 virüsüne yakalandınız mı?” katılımcıların %9,6’ı “evet”, % 90,4’i “hayır” yanıtını verdi.
Bekar katılımcıların %5,5’i, evli katılımcıların %9,3’ü, boşanmış katılımcıların %12,6’sı, eşi ölmüş (dul) katılımcıların ise %10,2’si Covid-19 virüsüne yakalanmışken; yine bekar katılımcıların %94,4’ü, evli katılımcıların %90,6’sı, boşanmış katılımcıların %87,3’ü, eşi ölmüş (dul) katılımcıların ise %89,7’si virüse yakalanmadığı belirlendi. Buradan hareketle virüse yakalanmamış kişiler arasındaki en yüksek oranın bekarlara ait olduğu söylenebilir.
Pandemi süreci günlük rutinleri değiştirdi
Katılımcıların %69,6’sı COVİD 19 süreciyle ilgili yeterince bilgilendirildiğini düşünüyorken, %30,4’ü bilgilendirilmediğini düşündüğü ortaya çıktı.
Katılımcıların %63,1’i salgın sürecinin genel sağlık sorunlarıyla ilgili takip ve tedavisini aksattığını, katılımcıların %57,6’sı pandemi sürecinde ekonomik sıkıntı yaşadıklarını %61,8’i pandemi sürecinde yeme sıklığında bir artış gözlemlendiğini,%55,2’si pandemi sürecinde ailesiyle bağlarını kopmuş hissettiğini belirtirken, katılımcıların %66,6’sı pandemi sürecinde günlük rutinlerinin değiştiğini ifade etti.
Yakınlarla görüşememe yalnızlık duygusunu yoğun şekilde hissettirdi
Üsküdar Üniversitesi’nde ikincisini bu yıl düzenledikleri ‘Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu’ nda yalnızlığı bir çok yönüyle ele aldıklarına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, araştırma sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Araştırma sonuçlarına göre yalnızlık duygusu bakımından öne çıkan özelliğin medeni durum olduğu göze çarptı. Boşanmış veya eşini kaybetmiş yaşlı bireylerin evli katılımcılara nazaran kendilerini daha yalnız hissettikleri tespit edildi. Pandemi boyunca yakınlarıyla görüşememe yaşlı bireylerin “yalnızlık” duygusunu daha yoğun bir şekilde hissetmesinde etkili faktörlerden biri olduğu ortaya çıkmıştır.
Yalnızlık duygusunu aşmada sosyalleşme önemli
Yalnızlığın çağrıştırdığı duygulara dair verilen yanıtlardan en yüksek oranlara sahip olanlar sırasıyla “mutsuzluk”, “üzüntü”, “çaresizlik”, “ölüm” ve “hüzün” oldu. Dolayısıyla, yakın çevresiyle görüşme imkânı kısıtlanmış olan yaşlı bireylerin yalnızlığı en olumsuz anlamlarıyla hissedip tecrübe ediyor olmaları muhtemel görünmektedir. Katılımcıların yalnızlık hissettiklerinde en çok ibadete, televizyon ve telefona ve dışarı çıkmaya yöneldikleri görülmüştür. Bu sonuç, yalnızlık hissini aşmaya yönelik ruhsallığın ve sosyalleşmenin önem taşıdığını göstermektedir. Yalnızlıktan kaynaklanan olumsuz ruh hallerinin teselli, yakınlık ve bağ kurma gibi duygusal ihtiyaçlar ortaya çıkarıyor oluşu önemli bir nokta.
Salgına yakalanma oranlarında “hayır” cevabı %90,4 gibi büyük bir orana sahiptir ve katılımcıların çoğunun sağlık düzeyleri bakımından genellikle sağlıklı hissettikleri yönünde yanıt vermiş oluşu da bu oranla uyumlu görünmektedir. Virüse yakalanmayan katılımcılar arasında bekarların oranı ise beklenebileceği üzere daha yüksektir.
Pandemi sosyo kültürel durumları doğrudan etkiledi
Katılımcıların çoğu, Pandemi boyunca gündelik rutinlerinin değiştiğini, genel sağlık sorunlarını takip etmede zorlandıklarını, birtakım ekonomik zorluklar yaşadıklarını, yeme sıklığında artış gözlemlediklerini ve aile bağlarında kopma hissettiklerini ifade etmişlerdir. Bu bakımdan, Pandeminin sosyo-kültürel durumlarına doğrudan etki ettiği açıktır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu virüse yakalanmadığı halde, diğer sağlık sorunlarını yeterince düzenli takip edemedikleri ve tedavileri aksadığı için sağlık açısından kırılganlık göstermeye devam etmektedirler. Ekonomik sıkıntıların varlığı, sosyalleşme eksikliği, artan yalnızlık duygusu ve yakınlık özlemi çekmek psikolojik iyi oluş açısından da güçlük çektiklerinin göstergesidir. Pandemi sonrasında da 65 yaş üzeri nüfusun hem fiziksel hem ruhsal sağlık problemler bakımından daha kırılgan ve olumsuz etkilenen kesim olması gözden kaçırılmaması gereken bir ihtimaldir.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Mobil aksesuar satışı yüzde 40 arttı!

Salgınla birlikte tüketiciler eve kapanınca akıllı telefon kullanımı da arttı. Mobil aksesuar pazarı, salgın döneminde geçen yıla göre yüzde 40 büyüyerek 20 milyonluk satış adedine ulaştı. Dünyanın en büyük mobil aksesuar üreticilerinden Mcdodo’nun Türkiye Genel Müdürü Mehmet Uçurum, “5 milyar TL’lik aksesuar pazarı, yeni teknolojilerle büyümeye devam edecek” diyor…
Türkiye’de mobil aksesuar pazarı yeni akıllı telefon modeli sayısıyla birlikte her geçen gün büyüyor. Salgının de etkisiyle Türkiye’de mobil aksesuar pazarı 5 milyar TL’lik büyüklüğe ve 20 milyon adetlik satışa ulaştı. Türkiye’yi de etkisi altına alan Covid-19 salgını sonrasında başlayan sokağa çıkma kısıtlamaları, evde geçirilen zamanı artırdı. Dünyanın en önemli mobil aksesuar üreticilerinden Mcdodo’nun Türkiye Genel Müdürü Mehmet Uçurum, “Evde kalanların mobil cihazlarına yönelmesi ve oyun/video gibi aktivitelerin artması, kullanıcıları oyuncu kablolarına, kablosuz şarjlara, Type-C bağlantı, hızlı şarj adaptörleri ve powerbank’lere yöneltti” dedi.
Pazar yüzde 40 büyüdü
Mehmet Uçurum’a göre daralan sektöre rağmen aksesuar satışlarında trendi yukarı yönlü. Salgına ve ekonomilerdeki durgunluğa rağmen aksesuar pazarı 2020 yılında önceki yıla göre yüzde 40 büyüyecek.
‘iPhone 12, pazarı yüzde 50 büyütür’
iPhone 12 ile birlikte Apple’ın kutulardan şarj adaptörü ve kulaklığı çıkarması aksesuar pazarını da heyecanlandırıyor. Mehmet Uçurum, iPhone 12 serisinin bu anlamda mobil aksesuar pazarını yüzde 50 büyüteceğini söylüyor. Bu durumun tüketiciler için de maliyet avantajı sağlayacağını anlatan Uçurum’a göre kullanıcılar Apple’a göre dörtte bir fiyata bu aksesuarları kullanabilecek.
Hedef uygun fiyatla kaliteli ürün
Mcdodo olarak cep telefonu ve bilgisayar aksesuar pazarında ilk aşamada yüzde 10 pazar payına ulaşmayı hedeflediklerini belirten Uçurum, “En büyük hedefimiz; Türkiye’deki mobil aksesuar tüketicisine, bu kadar seçenek arasında gerçekten kaliteli ürünleri,  ulaşılabilir fiyatlarla sunmak” diyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

E-imza son çeyrekte yüzde 6 arttı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından açıklanan 2020 yılı ikinci çeyrek verilerine göre, e-imza sayısı 4 milyon 339 bin 192’ye, mobil imza sayısı ise 650 bin 544’e ulaştı. Toplamda 4 milyon 989 bin 736 elektronik sertifika oluşturuldu.
BTK, 2020 yılının ikinci çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. Üretilen e-imza sayısı 4 milyon 339 bin 192’ye yükseldi. Mobil imza sayısı ise 650 bin 544’e ulaştı. Toplamda 4 milyon 989 bin 736 elektronik sertifika oluşturuldu. 2020 yılının ilk çeyreğine oranla e-imza sertifika sayısında yüzde 6 artış, mobil imza sertifika sayısında ise yüzde 2,4 yükseliş gerçekleşti.
4,9 milyon e-sertifika üretildi
2020 yılının ilk çeyreğinde 4 milyon 94 bin 138 olan e-imza sertifika sayısı, yüzde 6 artarak 4 milyon 339 bin 192’yeulaştı. 2020 yılının birinci çeyreğinde 635 bin 547 olan mobil imza sayısı ise ikinci çeyrekte yüzde 2,4 artarak 650 bin 544’e ulaştı. Toplam üretilen sertifika sayısı ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 5,5 artarak 4 milyon 989 bin 736’ya ulaştı.
Küresel e-imza pazarı 9 milyar dolarlık hacme ulaşacak
Pandemide e-imza ve mobil imza sayesinde işlerin kesintiye uğramadığına dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “Pandemide evden çalışma eğilimi doğrultusunda e-imza ve mobil imzaya talep arttı. İşletmeler ve bireyler, bu yeni dönemde zaman ve mekandan bağımsız imza atmak için e-imza ve mobil imzayı tercih ettiler. Statista’nın gerçekleştirdiği araştırmaya göre, e-imza pazarında 2023’e kadar dünya genelinde her yıl ortalama yüzde 34,7 büyüme bekleniyor. İşletmelerin e-dönüşüm hızı mevcut eğilimi sürdürdüğünde, 2023 yılı küresel e-imza pazarının 9 milyar dolar büyüklüğe ulaşması öngörülüyor. Her büyüklükteki işletmeye uygun çözümlerimizle, e-imzanın iş süreçlerine ve e-dönüşümün kurum kültürüne dahil edilmesine katkı sağlıyoruz.” dedi.
E-GÜVEN Hakkında:
E-GÜVEN, 2003 yılında kurulan Türkiye’nin ilk elektronik sertifika ve mobil imza hizmet sağlayıcısıdır. Bireylere ve kurumlara bilgi güvenliği ve elektronik imza konusunda dünya pazarında öncü çözümler sunmaktadır. Kurumlara özel projeler geliştirmenin yanı sıra gelişen teknolojiye uygun kullanıcı dostu ürün ve hizmetler sağlamaktadır. Ekolojik ayak izini azaltıp WWF-Türkiye kriterlerine uyum sağlayan E-GÜVEN, “Yeşil Ofis” diploması almaya hak kazanmıştır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Efsane Cuma’da Siber Saldırılar 3 Kat Arttı

E-ticaretin en yoğun olduğu gün olan ‘Efsane Cuma’da siber saldırılar normal günlerin 3 katına çıktı. Güvenli online alışveriş deneyimi için ödeme ekosistemindeki tüm aktörlerin dikkat etmesi gerektiğini söyleyen PCI Checklist Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Kıvanç Harputlu, bankaların ve ödeme sistemcilerinin, globalde her yıl yüzde 23 oranında artan üye işyeri risklerini yüzde 35 oranında düşürdüklerini söyledi.
Pandemi döneminde artan online alışveriş, e-ticaret sitelerinin geleneksel kasım ayı kampanyalarıyla yeni rekora koşarken, siber güvenlik risklerini de beraberinde getirdi. Pandeminin başladığı mart ayından bu yana artarak devam eden siber saldırılar, e-ticaretin en yoğun olduğu gün olan ‘Efsane Cuma’da normal günlerin 3 katına çıkarak adeta zirveye ulaştı. E-ticaret siteleri için siber güvenlik alanında faaliyet gösteren FinTech girişimi PCI Checklist Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Kıvanç Harputlu, araştırmaların, online alışverişte siber risk artışının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini gösterdiğinin altını çizerek, güvenli online alışveriş deneyimi için ödeme ekosistemindeki tüm aktörlerin dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
SALDIRILARIN YÜZDE 99’U KULLANICILARIN FİNANSAL VERİSİNE ULAŞMA AMAÇLI
Statista verilerine göre, Türkiye e-ticaret pazarında 2020-2024  yılları arasında her yıl yüzde 20 büyüme öngörüldüğünü ifade eden PCI Checklist Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Kıvanç Harputlu, “Bu, dünyada Türkiye’yi en hızlı büyüyen ülke konumuna getiriyor. E-ticaret büyümesinde dünya ortalaması ise yüzde 8 oranında” dedi. Saldırganların finans ve sigortacılık sektörüne yönelik yaptığı saldırılarda finansal veriye ulaşma motivasyonunun yüzde 91 olduğunu söyleyen Harputlu şöyle devam etti: “Bu oranın e-ticarette yüzde 99 olması, kötü niyetli kişilerin kart verisine ulaşma amaçlı yaptığı saldırılarda e-ticaret sektörünü açıkça hedef aldığını gösteriyor. Ayrıca yapılan bu saldırıların yüzde 75’i (Kaynak: Verizon DBIR) de şirket dışındaki kişiler tarafından gerçekleştiriliyor”.
‘BANKALARIN MÜŞTERİSİ OLAN ÜYE İŞYERİ RİSKLERİNİ YÜZDE 35 DÜŞÜRÜYORUZ’
E-ticarete yönelik yapılan saldırıların, e-ticaret siteleri kadar banka ve ödeme sistemcilerine de ciddi zararlar verdiğinin altını çizen Kıvanç Harputlu, bu kapsamda PCI Checklist müşterisi olan bankaların ve ödeme sistemcilerinin, globalde her yıl yüzde 23 oranında artan üye işyeri risklerini yüzde 35 oranında düşürdüklerini söyledi. Harputlu, “Şu an Türkiye’de 6 bin üye işyerinin denetimini sağlayan ve gün geçtikçe müşteri sayısı artan PCI Checklist olarak amacımız 2022 ile birlikte Türkiye’nin e-ticaret güvenliğinde örnek ülke olmasını sağlamak” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Türkiye’den Yurtdışına Eğitim Talebi Arttı”

Son yıllarda yurtdışına eğitim olanaklarının artması ile Türkiye’den de talepler arttı. İngiltere’nin seçkin üniversiteleri Oxford, Cambridge gibi bir çok köklü üniversitede eğitim olanağı sunan EDCON Eğitim Danışmanlığı, online seminer ile İngiltere’de eğitim alma olanağı arayanları buluşturuyor.
EDCON Eğitim Danışmanlığı olarak öğrencilerin hedeflerine ve akademik özelliklerine göre yurtdışında eğitim alabilecekleri en uygun yerleri seçtiklerini belirten Atlas-EDCON- Orbis Şirketler Grubu Kurucu Ortağı ve Direktörü Rahmi Mesud Yılmaz, çalışma prensiplerini şöyle anlatıyor: “ Bizim amacımız çocukların akademik özelliklerine ve hedeflerine göre en uygun kararlarını almalarını sağlayarak rehberlik etmek. Öğrenciler için en uygun alternatiflerin de belirlendiği eğitim yolculuğunda başvuru süreçlerinin tamamlanmasından seyahat planlamalarına, güvenli bir şekilde gidecekleri yerlere yerleştirmekten mezun olana kadar tüm işlemlerini birlikte yürüterek rehberlik ediyoruz. Yurtiçinde ve Londra’da bulunan ofisimiz ile danışmanlık hizmetlerimizi yerine getiriyoruz”
İngiltere’nin uyguladığı 14 günlük karantina sürecinin eğitim olanaklarına ne şekilde yansıdığını da anlatan Yılmaz : “Öğrencilerin bir kısmı bu konuda tedirgin olsa da kendilerinden istenilen 14 gün boyunca tıpkı Türkiye’de olduğu gibi kişisel izolasyonlarını sağlamak. Konaklama alanlarında çıkmamaları önlem amaçlı tüm ülkelerde uygulanıyor. Bu geçici bir süreç bizler de öğrencilerimizin kendilerini yalnız hissetmemeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Kurallara uymamaları halinde yüklü ciddi para cezası olduğu için öğrencilerimizde bu süreçte sosyalleşecekleri süreci evde biraz daha eğitim alanında kendilerini geliştirerek değerlendiriyor” dedi.
Son yıllarda İngiltere’ye eğitim imkanı için çok fazla başvuru aldıklarını da belirten Yılmaz , “ Pandemi süreci ile yüksek lisans planlayan öğrenciler büyük oranda beklemeyi tercih etse de lisans eğitimi için gidecek öğrencilerde herhangi bir erteleme gözlemlenmemekte. Genel itibariyle son 4-5 yıldır lisans eğitimi için yurt dışını tercih eden öğrenci sayısında ciddi artışlar yaşıyoruz. Ülke seçimleri çeşitlilik gösterse de en yaygın tercih İngilizce eğitim veren ülkeler tercih ediliyor. Bu yıl pandemi nedeni ile planlarını erteleyen öğrenciler oldu. Ancak bu erteleme eğitimlerini olduklarını yerde tamamlamak üzerine değil bir yıl bekleyerek yine arzu ettikleri şekilde yurtdışında eğitim almak üzerine ilerliyorlar” dedi.
Pandemi süreci ile bazı ülke ve üniversitelerin tamamen online eğitime geçtiklerini de belirten uzman eğitim danışmanı, “ Online eğitim süreci ülke bazında olduğu kadar üniversite bazında da farklılık gösteriyor. Bazı ülke ve üniversiteler tamamen online eğitime geçiş yaptı. Bazıları ise online eğitim imkanı sunarken öğrencilerine kampüse gelme seçeneği sunuyor. Bazı üniversiteler de ise yüz yüze eğitim yöntemleri ile online süreçlerimi birleştirdi. Bu uygulama şimdilik dönem bitimine kadar planlamış olup Ocak itibari ile tekrar değerlendirilecek” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Mobil Fintech Uygulaması Kullanımı COVID-19’un Etkisiyle 2020’nin İlk Yarısında Hızla Arttı

Ödeme uygulamalarının oturum sayısı, ülkeler arasında ortalama %49 arttı.  En çarpıcı büyüme oranlarının görüldüğü ülkeler, Japonya (%75), Almanya (%45), Türkiye (%39), ABD (%33) ve İngiltere (%29) oldu.
Küresel uygulama pazarlaması platformu Adjust ve uygulama istatistikleri sağlayıcısı Apptopia, bugün Mobil Finans Raporu 2020’yi yayınladı. Bankacılık, ödeme ve yatırım uygulamalarının küresel bir değerlendirmesini sunan rapor, zaten güçlü bir büyüme içinde olan finansal teknoloji uygulamalarının COVID-19’un etkisiyle 2020’de daha da hızlı büyüdüğünü gösteriyor. 2019’un ilk yarısı ile 2020’nin ilk yarısı karşılaştırıldığında, çalışmaya dahil edilen ülkelerin Adjust ve Apptopia verileri şunları gösteriyor: Kullanıcıların doğrudan telefonlarından hisse senedi alıp satmalarını sağlayan yatırım uygulamalarının kullanımı hızla artıyor. Bu uygulamaların günlük oturumları Ocak-Haziran 2020 arasında ortalama %88 arttı. Acorns, Gatsby ve Stash gibi yatırım platformlarının uygulamaları, yatırım yapmayı kolaylaştırarak kitleler için daha erişilebilir kılıyor. Yatırım uygulamaları küresel olarak, Adjust’ın 2020’de takip ettiği sektörler içerisinde casual ve hyper-casual oyunları geride bırakarak en yüksek ikinci büyüme oranına sahip oldu.  Ödeme uygulamalarının oturum sayısı, çalışmamızdaki ülkeler arasında ortalama %49 arttı.  En çarpıcı büyüme oranlarının görüldüğü ülkeler, Japonya (%75), Almanya (%45), Türkiye (%39), ABD (%33) ve İngiltere (%29) oldu. Kullanıcılar işlemlerini sosyal mesafe kurallarına uyarak yapmak için telefonlarını gittikçe daha çok kullanıyorlar.
 
Türkiye’de mobil bankacılık ve uygulamaları kullanımı %31 arttı. Bankacılık ve ödeme uygulamalarının oturumları, çalışmamıza dahil olan ülkelerde %26 arttı. Tüm ülkelerdeki oturumlar yükselirken, Japonya (%142), Almanya (%40), Türkiye (%31) ve ABD’nin (%27) yüksek büyüme oranları göze çarpıyor. Süper-uygulamalar, mobildeki en yüksek trend olmaya devam ediyor. WeChat ve KakaoTalk gibi süper app’ler Asya’dan çıkmış olmalarına rağmen, bu trend diğer bölgelerde de tutmaya başladı; örneğin Revolut, “süper-uygulama” stratejisiyle dikkat çeken markalardan.
 
“Pandeminin bankacılık üzerindeki etkisi ve mobil dijital hizmetlerin artması hafife alınmamalıdır,” diyor Adjust’ın kurucu ortağı ve CTO’su Paul H. Müller. “Bankacılık sektörü birkaç yıldır dijital yeniliklere adapte olsa da, COVID-19 bu değişimi hızlandırıyor ve banka hesabı olmayan ya da banka erişimi sınırlı olan dünya çapında milyonlarca insana bankacılık hizmetlerinin kapısını açıyor.”
“Müşteriyi anlamak ve ihtiyaçları doğrultusunda onlara destek olmak bizim her zaman önceliğimiz. diyor Akbank Kıdemli Performans Pazarlaması Müdürü Tolga Kuzdere. “COVID-19 bizleri de büyük ölçüde etkiledi; şubelerimiz kapandı ve tüm sosyal mesafe kuralları devreye girdi. Bu doğrultu da biz de, mobil uygulamamızın çok daha fazla indirildiğini ve kullanıcıların çok daha fazla uygulama üzerinde vakit geçirdiğini gözlemledik. Burada hızlı bir adaptasyon yaşandı. Her geçen gün daha fazla insan, ödeme ve para transferi gibi banka ihtiyaçlarını dijital olarak yapıyor.”
Bankacılık uygulamaları, en güçlü büyüme oranlarını Türkiye, Ukrayna ve Brezilya gibi ülkelerde gösteriyor.
Japonya, analiz edilen ülkeler arasında bankacılık uygulaması indirmelerinde başı çekiyor, ancak bu biraz da uç bir bulgu. Apptopia’nın verilerine göre, diğer gelişmiş ekonomiler son 12 ayda kurulum sayılarında düşüş görüyorlar.
“Genel ekonomik trendler, gelişmiş ekonomilerde bankacılık uygulamalarını zor günlerin beklediğini gösterse de, gelişmekte olan ülkelerde uluslararası finans uygulamalarının önemli büyüme fırsatları var,” diyor Apptopia’nın Analitik ve Bilgi VP’si Adam Blacker. “Bankacılık uygulamaları, en güçlü büyüme oranlarını Türkiye, Ukrayna ve Brezilya gibi ülkelerde gösteriyor.”
Kullanıcılar uygulamalarda daha çok zaman geçiriyorlar
2020’de finans uygulamalarının sadece oturum ve kurulumları artmakla kalmadı, aynı zamanda kullanıcıların uygulama içinde geçirdiği süre de arttı. 2019’un ilk yarısında kullanıcıların bankacılık ve ödeme uygulamalarındaki oturum süresi ortalama 7.7 dakika iken, 2020’de bu süre %8.9 artarak 8.35 dakikaya çıktı.
Adjust’ın verileri, finansal teknoloji uygulamalarında geçirilen süredeki en önemli artışın 2020’nin ikinci yarısındaki küresel pandemi önlemleri sırasında meydana geldiğini doğruluyor. Analiz edilen ülkeler arasında Arjantin, uygulama içinde geçirilen süre açısından %72 ile en yüksek yıllık büyüme kaydeden ülke oldu. Arjantin’i %62 ile Ukrayna ve ortalama %50 ile Rusya ve Brezilya takip etti. Japonya ise %21’lik bir artış kaydetti.
Kullanıcı kazanımı maliyetleri düşük ve bağlılık fırsatları yüksek
COVID-19 kaynaklı ekonomik ve sosyal değişimler ile birlikte, bankacılık ve ödeme uygulamalarının kullanıcı kazanımı maliyetleri hızla düştü. Şubat’tan beri düşen Kurulum Başına Efektif Maliyetler (eCPI), Mayıs’ta %77 azaldı ve bankacılık uygulamalarının yeni kullanıcı edinme maliyetleri, hala 2020’nin başlarındaki maliyetinin çok altında.
Metodoloji
Küresel mobil finans raporu, 1 Ocak 2020 ve 30 Haziran 2020 arasındaki Adjust ve Apptopia verilerini temel alarak 2019’daki aynı zaman dilimiyle karşılaştırıyor. Rapor, ABD, Rusya, Ukrayna, Türkiye, Brezilya, Almaya, İngiltere, Japonya ve Arjantin’deki bankacılık, ödeme ve yatırım alt sektörleri dahil 270’ten fazla finans uygulamasını  analiz ediyor. Ayrıca kurulum ve oturum oranlarının büyümesine, kullanıcıların uygulama içinde ne kadar zaman geçirdiğine ve bu sektördeki kullanıcı tutma oranlarına odaklanıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İzmir’de konut satışları % 85,0 oranında arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İzmir Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, 2019 yılı Ağustos ayında İzmir’de 6 bin 025 olan konut satışı, 2020 yılı Ağustos ayında %85,0 oranında artarak 11 bin 145 oldu.
Konut satışlarında İstanbul 30 bin 292 konut satışı ve %17,8 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 17 bin 131 konut satışı ve %10,1 pay ile Ankara, 11 bin 145 konut satışı ve %6,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 13 konut ile Hakkari, 22 konut ile Ardahan ve 99 konut ile Şırnak oldu.
İzmir’de 3 bin 193 konut ilk defa satıldı
İzmir’de ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre %60,1 oranında artarak 3 bin 530 oldu. İzmir’de toplam konut satışları içinde ilk satışın payı %28,6 oldu.
İlk satışlarda İstanbul 8 bin 103 konut satışı ve %15,5 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul’u 3 bin 891 konut satışı ile Ankara ve 3 bin 193 konut satışı ile İzmir izledi.
İzmir’de ipotekli konut satışları 2020 Ağustos ayında 5 bin 627 olarak gerçekleşti
İzmir’de ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %153,1 oranında artarak 5 bin 627 oldu. İzmir’de Ağustos ayında satışı yapılan konutların %50,5’i ipotekli satış olarak gerçekleşti. İpotekli satışların %27,8’ini ilk satış,    %72,2’sini  ise ikinci el satışlar oluşturdu. Diğer konut satışlarının ise %29,5’ini ilk satış, %70,5’ini ise ikinci el satışlar oluşturdu.
Konut satışlarında Buca birinci
Nüfusu 150 bin üzeri ve konut satış sayısı yüksek olan ilçelerde, İzmir’de 2020 Ağustos ayında en fazla konut satışı Buca’da gerçekleşti. 2020 Ağustos ayında  Buca’da bin 403 konut satılırken, Buca’yı bin 171 konut satışı ile Karşıyaka, 908 konut satışı ile Çiğli, 799 konut satışı ile Karabağlar, 746 konut satışı ile Torbalı, 708 konut satışı ile Menemen, 657 konut satışı ile Bornova, 556 konut satışı ile Bayraklı ve 550 konut satışı ile Konak takip etti.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)