Aylık arşivler: Aralık 2020

LG Ultra Geniş Monitörlerle Ufkunuzu Genişletin

LG Ultra Geniş monitörler, 21:9 görüntü oranı ve sahip oldukları teknolojiyle profesyonellerin zorlu projelerdeki en büyük yardımcısı olmaya aday.
 LG Electronics’in (LG) en yeni teknoloji harikası 21:9 UltraGeniş™ monitörleri profesyonel kullanıcılara hem iş hem de eğlence yaşamında geniş ekran deneyiminin hazzını yaşatmayı vaadediyor. Profesyonel kullanıcılar artık ultra geniş monitör ile daha rahat çalışırken, eğlence zamanlarında ise oyun ve filmlerde hiçbir ayrıntıyı kaçırmayacak.
LG’nin UltraGeniş™ Monitör ürün yelpazesinde 29, 34 ve 35 inçlik ürünler yer alıyor. Bu ürünler üstün teknolojileri yanı sıra geniş açı özellikleriyle hem kurumsal bir kullanım hem de eğlence içerikleri için en geniş ekran deneyimi sunuyor.
Standart geniş ekran monitörler 16:9 görüntü oranına sahipken LG’nin 21:9 orana sahip UltraGeniş monitörleri ile her iki tarafta da çalışmak için çok daha fazla alan elde ediliyor. Normalde iki veya daha fazla monitörle elde edilebilecek türden bir çalışma alanı sağlayan LG UltraGeniş monitörler, çalışma masalarında yer açmak için de ideal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Daha fazlasını görün, daha iyi içerik oluşturun:
LG 34 inç UltraWide™ QHD HDR IPS Monitör
34 inçlik UltraWide™ QHD ekrana sahip monitör, 3440×1440 piksel çözünürlük ve 21:9 en boy oranıyla çalışmak için mükemmel bir deneyim sağlıyor. Bu monitör, video düzenleme için çok sayıda görüntünün aynı anda izlenmesine olanak tanıyor. Ayrıca birçok ses eklentisi ve efekti de ekran üzerinde aynı anda görüntülenebiliyor.
HDR10 ile detaylandırılmış kontrast
Görüntüleme teknolojilerinde önemli bir yer teşkil eden HDR teknolojisi artık çeşitli içeriklere uygulanabiliyor. sRGB yüzde 99 renk gamına dayalı endüstri standardı HDR10 yüksek dinamik aralığı ile uyumlu olan bu monitör, izleyicilerin içeriğin çarpıcı renklerinin keyfini çıkarmasını sağlayan belirli renk ve parlaklık seviyelerini de destekliyor.
Yan Yana Görüntülemeye Başlayın
LG 34WN700-B’nin sahip olduğu teknoloji ile sekmeler arasında sürekli geçiş yapmaya gerek kalmadan veri sayfaları ve slaytları yan yana görüntüleyerek raporlar üzerinde kolaylıkla çalışma olanağı tanıyor. Geniş ekranı sayesinde web seminerlerinde daha büyük materyalleri görüntüleme ve daha fazla katılımcı ağırlama olanağı da sunan bu geniş açılı monitör, öğrencilerin evden eğitim aldığı günümüzde ders kitaplarını, dersleri, sohbetleri ve aramaları tek bir görünümde kolayca yönetme ve geniş ekranı çevrimiçi bir sınıf ortamına dönüştürme olanağı da sağlıyor.
LG 34WN700-B için Bazı teknik özellikler:
– 34 inç UltraWide™ QHD (3440 x 1440)
– HDR 10
– sRGB %99 (Tipik)
– AMD FreeSync™
– MaxxAudio® (7Wx2)
– OnScreen Control
 
Ufkunuzu genişletin:
35 inç UltraWide™ QHD HDR VA Kavisli Monitör
Bu monitör de 34WN700-B’nin tüm özelliklerine ek olarak bir inç daha büyük görüntü alanına sahip. Tasarım olarak kullanıcıları şaşırtan LG 35WN65C-B, üç taraftan ince bir çerçeveye sahip. Bu modern ekran, göz kamaştırıcı derecede hassas ve gerçeğe yakın görüntüsüyle kullanıcıların dikkatinin dağılmasını engellerken, MaxxAudio® özelliğine sahip 7W Stereo hoparlörleri ile ise büyüleyici bir müzik deneyimi sunuyor.
 
AMD FreeSync™ile daha net, daha sorunsuz ve daha hızlı
LG 35WN65C-B’nin sahip olduğu AMD FreeSync™ teknolojisi sayesinde, oyuncular ve Esporcular yüksek çözünürlüklü ve yüksek tempolu oyunları mükemmel ve akıcı hareketlerle oynayabiliyor. AMD FreeSync™ teknolojisi ekran yırtılmasını ve takılmayı neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor.
 
Ürün, sahip olduğu Dinamik Hareket Senkronizasyonu ile giriş gecikmesinin en aza indirilmesini sağlayarak yine oyuncuların her anı gerçek zamanlı olarak yakalayabilmesinin de önünü açıyor. Son olarak üründe yer alan ‘Siyah Dengeleyici’ sayesinde oyuncular en karanlık yerlerde gizlenen keskin nişancılardan kaçabiliyor ve flaş bombasından hızlıca uzaklaşabiliyor.
 
LG 35WN65C-B için Bazı teknik özellikler:
– 35 İnç UltraWide™ QHD
– HDR10
– sRGB %99
– AMD FreeSync™
– 100 Hz Yenileme Hızı
– MaxxAudio® (7Wx2)
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Aşı yaptırmamak çok ciddi bir çocuk ihmalidir

Aşıların otizm yaptığına yönelik yanlış ve temeli olmayan iddialar yüzünden çocukların ölümcül sonuçları olan bulaşıcı hastalık tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirten uzmanlar, aşılamanın önemine işaret ediyor. “Aşılar otizme neden olmaz” diyen uzmanlar, aşı yaptırmamanın çok ciddi bir çocuk ihmali olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, aşıların otizm yaptığına ilişkin asılsız iddialara dikkat çekerek aşılamanın önemini vurguladı.
Otizm nedir?
 Otizmi, “küçük çocuklarda, genellikle 3 yaş öncesi belirtilerle kendini gösteren tıbbi bir durum” olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Otizm, bazen yaşam boyu devam eder, bazen de gerekli müdahalelerin zamanında ve profesyonel kişilerce uygulanması sonrasında düzelir veya hafif belirtilerle seyreder. En temel özelliği sosyal – toplumsal iletişim yani insanlarla kurulan iletişim alanında görülen sorunlardır” diye konuştu.
Otizmde bu belirtilere dikkat!
Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, otizmin en sık bilinen belirtilerini şöyle sıraladı: “Göz kontağı kurmama, Geç konuşma veya konuşmayı bildiği halde insanlarla sohbet etmeme, İnsanlarla iletişim kurmak yerine yalnız vakit geçirme isteği, Tekrar tekrar yapılan birtakım hareketler (kendi etrafında dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme, teker çevirme, kanat çırpma gibi), Yüksek sesten rahatsız olma, yemek seçme gibi duyusal belirtilerdir.”
Otizmli beynin çalışması da farklıdır
Otizmin dünyada ilk kez 1943 yılında tanımlandığını ve o zamandan beri bilim camiasında otizmin sebeplerini ortaya çıkarmaya yönelik çok kıymetli çalışmalar yapıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bu çalışmaların neticesinde otizm ile ilişkili olarak tanımlanan 1000’den fazla gen tespit edilmiştir. Yani genetik bir temel vardır. Beyin çalışmalarında otizmli bireylerin beyinlerinin hem yapısal hem de işlevsel olarak normal gelişen bireylerden farklı olduğu ortaya konmuştur. Beyinde özellikle sosyal iletişim kurma ile ilgili beyin bölgeleri beklenenden farklı yapıya sahiptir. Yine beyindeki hücreler arası iletişim normalden farklıdır. Otizmli beynin çalışması da normalden farklıdır. Bunlar dışında çevresel faktörler olarak tanımlanan ileri anne ve baba yaşını kapsayan bazı sebepler otizm görülme riskini arttırmaktadır” diye konuştu.
Aşılar otizme neden olmaz…
 “Fark edildiği üzere otizmin sebepleri arasında aşılardan bahsetmedim” diyen Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Çünkü bilimsel camiada böyle bir kanıt yok. Özetle ve önemle belirtmek isterim ki aşılar otizme neden olmaz”   dedi.
 
Bu iddia bilimsel çalışmalarla çürütüldü
Otizm ve aşı arasındaki bu yanlış algının İngiltere’de yayımlanan ve sonrasında yayından kaldırılan bir yazı sonucu ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, daha sonra böyle bir ilişkinin bulunmadığının birçok çalışmada kanıtlandığını kaydederek şunları söyledi:
“1998 yılında İngiltere’de bir gastroenteroloji uzmanı kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) aşısı yapıldıktan bir ay sonra, 8 çocukta otizm belirtilerinin başladığını bildiren bir yazıyı bir dergide yayınlatmış. Bu yazıdan sonra çeşitli ülkelerde farklı araştırmacılar tarafından yapılan 20 epidemiyolojik, büyük çaplı çalışmada, KKK aşıları ve aşılarda kullanılan thiomersal – civa bileşeni – ile otizm arasında ilişkiyi destekleyen hiçbir veri elde edilememiş. İleri sürülen mekanizmanın bilimsel bir temelinin olmadığı ortaya konmuş. Sonraki yıllarda, aşıların otizm yaptığını iddia eden hekimin, aşı üreticilerine dava açan avukatlarla para ilişkisi içinde olduğu, bazı araştırmalarının bu davalarda yer alan avukatlar tarafından finanse edildiği anlaşılmış. İngiltere’de Ocak 2010’da, Genel Tıp Konseyi (GTK) bu hekimi sahtecilik, araştırma tıbbının temel ilkelerini tekrarlayarak ihlal etme gibi başlıklarda suçlu bulmuş. Şubat 2010’da, bütün bu karmaşaya sebep olan yazıyı, dergi geri çekmiş. Mayıs 2010’da, GTK bu kişinin hekimlik yetkisini iptal etmiştir.( Pivetti M. ve ark. 2020 vaccines and autism International Journal of Qualitative Studies on Health and Well-being, 15(1), 1-15.) ”
Bulaşıcı hastalık aşılarını yaptırmamak ciddi bir ihmal 
Aşılarla ilgili bu kanıtsız ve dayanaksız yanlış bilginin temelinin çoğu kişi tarafından bilinmediğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Yıllar sonra hem ülkemizde hem de dünyada aşıların otizm yaptığına olan yanlış ve temeli olmayan inanç neticesinde ölümcül sonuçları olan bulaşıcı hastalıkların aşılarını bile yaptırmak istemeyen aileler ile karşılaşıyoruz. Bir çocuğun bakım ihtiyaçlarını karşılamak ebeveylerin temel görevidir. Ve bakmakla yükümlü olduğu çocuğun aşılarını yaptırmamak esasen ciddi bir çocuk ihmalidir. Söz konusu bulaşıcı hastalıklar olduğunda alınan kararlar, bireysel değil toplumsal etkilere sebep olur. Dünyamızdaki savaşlar nedeniyle toplumsal göçlerin olduğu ülkemizde daha önceden toplumumuzdan silinen birtakım bulaşıcı hastalıkların yeniden görülmeye başlaması bunun bir sonucudur” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ünlü medyum Zeynel Eroğlu; Covid-19 2021’de de gündemimizde kalacak!

Yaptığı işi mesleğin daha da ötesinde bir yaşam biçimi olarak açıklayan Medyum & Astroloji ve Metafizik Uzmanı Zeynel Eroğlu, Kova çağına giriş yaptığımızda Covid-19 virüsüyle perdeyi açmış olduğumuza değindi. Kova’nın olduğu yerde buna benzer sıkıntıların olabildiğini dile getiren Eroğlu, insanlık tarihine geçecek günlerin yaşandığını söyledi.
Koronavirüs 10 ay daha gündemimizde olacak!
Gökyüzü hareketlerinde görülen durum potansiyelinin en az on aylık bir zaman zarfında daha Koronavirüs konusunun gündemde kalacağını gördüğünü ifade eden Zeynel Eroğlu, Kova burcuna geçiş yapıldığı an itibaren teknoloji ve bilim yönünden çok fazla ilerlenebileceğini düşündüğünü de ifade etti.
Dünya’nın 100 senede geldiği seviyeye 10 senede geleceğiz
Açıklamalarının devamında Dünya’nın 100 senelik zaman içerisinde geldiği seviyeye, gelecek 10 senelik zaman zarfında gelebileceğimizi düşündüğünü ifade eden Medyum Zeynel Eroğlu, inanması zor buluşların yanı sıra çok harika gelişmelere gebe bir çağa giriş yaptığımızı da sözlerine ekledi.
Ülkemizdeki ilk medyum sitesini de kendisi kurduğunu ifade eden Medyum Zeynel Eroğlu, medyumca.com sitesinin adeta bir marka olduğunu ifade ederken sözlerine de; “İnsanlar, umutsuz ve inançsız oldukları için hasta oluyorlar. Kendini sevmeyen ve kendine değer vermeyen hiç kimse bir başkasını sevemez; aynı zamanda sevgi de bekleyemez. İnsan olmanın en şerefli görevi, bir insanın bir diğer insana saygı duymasından geçer. Çözümsüz hiçbir dert veya problem yoktur. Yüce yaratıcı, yarattığı varlığı başı boş bırakmadığı gibi, dermansız da koymamıştır. Tüm danışanlarıma dediğim gibi, hayatta tek felsefeniz olsun: Umudunuzu ve İnancınızı Kaybetmeyin…” ifadeleriyle devam etti.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Engin Nurşani Hayatını Kaybetti!

Bir süredir gırtlak kanserine bağlı olarak tedavi görmekte olan ünlü Türk Halk Müziği Sanatçısı Engin Nurşani, hayatını kaybetti. Acıbadem Altunizade Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu “Yaklaşık 1 buçuk yıl önce yakalandığı nazofarenks (gırtlak) kanseriyle mücadele eden Engin Nurşani’nin tedavisine yatan hasta servisimizde devam ediliyordu. Maalesef ki bugün saat 07.00’de hayatını kaybetti. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesi ve sevdiklerine sabır diliyoruz.” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Bu hafta magazin dünyası kimi konuştu?

Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2020 17:57

Her perşembe olduğu gibi Hürriyet podcastinde Ferit Ömeroğlu’nun yorumlarıyla magazin gündeminin nabzını tutmaya devam ediyoruz.

Haberin Devamı

Haftanın öne çıkan haberlerini sizler için derledik. Bu hafta magazinin enleri sizlerle.

Kaynak : Hürriyet

Kültür sanata 33 yıllık destek kesintisiz sürüyor

DasDas ve Anadolu Efes’in devam eden iş birliği kapsamında, tiyatroseverler pandemi sürecinde uzak kaldıkları tiyatro keyfine yeniden kavuşacak. 
Bütün dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını çerçevesinde alınan tedbirler sebebiyle tiyatrolar perdelerini kapatmak zorunda kaldı. Pandemi sürecinde zor günler geçiren sanat ve sanatçılara desteğini sürdüren Anadolu Efes tiyatrocuları da yalnız bırakmadı. COVID-19 sebebiyle kapalı olan özel tiyatrolara katkı sağlamak için Tiyatro Kooperatifi tarafından başlatılan ’Bizde Yerin Ayrı’ kampanyası kapsamında kurumsal destek veren ilk şirket oldu. Şimdi de pandemi öncesi DasDas’ta tiyatroseverlerle buluşan Westend/Batının Sonu, Joseph K. ve Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet oyunları Anadolu Efes’in katkılarıyla dijital platforma taşınıyor. Anadolu Efes, DasDas’ın dijital oyunlarıyla tiyatro tutkunlarını yeni bir tiyatro deneyimine çağırıyor.
Anadolu Efes’in tiyatroseverleri ‘DasDas Online’ üzerinden buluşturduğu ilk oyun ‘Westend / Batının Sonu’ oldu. Moritz Rinke imzalı, yönetmenliğini Tuğsal Moğul’un üstlendiği oyunun kadrosunda Evren Bingöl, Gün Koper, Mert Fırat, Naz Çağla Irmak, Tülin Özen ve Pervin Bağdat’ın yer alıyor. Westend / Batının Sonu, Eduard ve Charlotte çiftinin şehirden uzakta taşındıkları yeni evlerinde eski arkadaşlarını ve komşularını ağırladığı tüm sırların ortaya döküldüğü geceye tiyatroseverleri konuk etti. Oyun 23 Aralık Çarşamba akşamı saat 21.15’te Anadolu Efes’in katkılarıyla ‘DasDas Online’da canlı olarak izlendi.
Anadolu Efes’in katkılarıyla online olarak takip edilecek Joseph K. ve Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet oyunlarının biletleri mobilet üzerinden satışa sunulacak.
 Anadolu Efes’in kültür sanata 33 yıllık desteği hakkında
Anadolu Efes Türkiye’nin sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlamak amacıyla 1987’den beri kültür sanata kesintisiz destek veriyor. Türkiye’nin kültür sanat hayatına yön veren İKSV ile 33 yıldır iş birliği içerisinde olan Anadolu Efes, 1992’den bu yana Türkiye Tiyatrosu’nun en büyük destekçilerinden biri. Aralarında Sadri Alışık & Çolpan İlhan Tiyatrosu, Kenter Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu, Oyun Atölyesi, Ankara Sanat Tiyatrosu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Tiyatrosu, DasDas gibi tiyatrolarda sahnelenen 1.000’den fazla oyuna katkı sağladı. Ayrıca 2018 yılında kurduğu Anadolu Efes Mavi Sahne platformunda hem genç tiyatroculara sahne imkanı sundu hem de üniversite öğrencilerine erişilebilir fiyata tiyatro izleme fırsatı sağladı. Pandemi sürecinin başından itibaren Dayanışma Birlikte Güzel diyerek çeşitli alanlarda sosyal fayda projeleri hayata geçiren Anadolu Efes, tiyatrolar için başlatılan ‘Bizde Yerin Ayrı’ kampanyasının da ilk kurumsal destekçisi oldu. 
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Akbank’tan yeni yıl ihtiyaç kredisi

Akbank müşterisi olsun ya da olmasın kredi kullanmak isteyen herkes, avantajlı faiz oranlarından ve 3 ay ertelemeli ihtiyaç kredisi kampanyasından yararlanabiliyor.
Akbank pandemi döneminde müşterilerinin ertelediği harcamaları ve yeni yıl ihtiyaçları için avantajlı faiz oranları ve 36 aya kadar vade ile ihtiyaç kredisi kampanyasını sunuyor. Akbank müşterileri kredi başvurularını Akbank Mobil’den 7/24, 444 25 25  Müşteri İletişim Merkezi’nden ve Akbank şubelerinden kolayca yapabiliyor. Henüz Akbanklı olmayan müşteriler ise Akbank.com’a gelerek başvuru formu üzerinden TC Kimlik numaralarını girerek kolay ve hızlıca ne kadar kredi kullanabileceğini öğrenebiliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Gayrimenkul, 2021’de de en iyi yatırım olacak

2020’de gerçekleşen değişimler değerlendiren Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan, “Koronavirüsün hayatımıza girmesiyle tüm düzenimiz değişti. Bu değişimde gayrimenkul sektörünün etkilenmemesi imkânsızdı. Özellikle evden çalışma modelleri ile ofis ihtiyaçlarındaki değişim ve dönüşüm yaşandı. Büyük ofisler yerine daha küçük ofislere taşınanların sayısı arttı. Bazı firmalar ise ofislerden tamamen vazgeçti. Öte yandan evde geçirilen vaktin artması nedeniyle bahçeli, teraslı evlere ilgi arttı. Artık metrekaresi daha büyük evler tercih edilirken çalışma odası da isteniyor. Ayrıca bu durum iç göçü de etkiledi”  dedi. ‘Dijital dönüşüm yaşandı’ Koronavirüs sonrası yaşanan değişimlerden birinin de gayrimenkul danışmanlarının çalışma şekilleri olduğunu belirten Akdoğan, “Artık gayrimenkuller video, drone ve 360 sanal turlarla geziliyor. Görüşmeler online gerçekleştiriliyor. Hatta tapu dairelerine gidilmeden web tapu uygulamasından tapu işlemlerinin yapılabilmesi gibi uygulamalar kullanılıyor. Bu uygulamalardan hem alıcılar hem satıcılar çok memnun. Pazarlama, satış ve yönetim aşamasında dijital dönüşümler gerçekleşmeye devam ediyor” diye konuştu. ‘Değişmeyen tek şey’ Son dönemdeki döviz ve altındaki hareketliliğe rağmen gayrimenkulün en doğru yatırım aracı olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Örneğin 600-TL’leri zorlayan gram altın şu anda 450-TL seviyesinde. Gayrimenkulde ise kısa vadeli getiriler görülmese de özellikle bu sene enflasyon oranının çok daha üzerinde bir getiri sağladı. Bu nedenle bizler profesyonel emlak danışmanları olarak gayrimenkulü gerek yatırım gerekse kira getirisi için önermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Gölbaşı Belediyesi kara kışa hazır…

Gölbaşı Belediyesi Fen İşleri ekipleri, Ankara’da etkili olan kar yağışı sonrası 249 personel ve 33 araçla sahaya indi.
Gölbaşı Belediyesi kar yağışının etkili olduğu andan itibaren, kapanan yollardaki çalışmalarına başladı. Gölbaşılıların mağdur olmaması için karla mücadele araçlarının ve ekiplerinin Gölbaşı sokaklarında mesaide olduğunu aktaran Başkan Ramazan Şimşek şunları söyledi: “İlçemizde yaşanan kar yağışı ile buzlanma sonrasında hemşerilerimizin günlük yaşamının sekteye uğramaması ve en önemlisi de ulaşımda aksaklık yaşanmaması için çalışıyoruz. 9 kar küreme aracı,5 greyder, 8 csb aracı, 249 personelimiz ve 33 aracımız ile hizmet vereceğiz.”
54 mahallede 7/24 çalışma
Gölbaşı Belediyesine bağlı ekiplerin, kar küreme çalışması yaparak ana arterler başta olmak üzere ilçenin tüm yollarını temizlediğini aktaran Başkan Ramazan Şimşek “Fen İşleri Müdürlüğüne bağlı kar ve buzla mücadele ekiplerimiz Gölbaşı’nın 54 Mahallesinde kar küreme ve yol açma çalışması yaptı. Büyük bir özveriyle çalışan ekiplerimize teşekkür eder, vatandaşlarımıza gerekli tüm önlemleri almaya devam edeceğimizi duyurmak isterim” dedi.
 
Başkan Şimşek’ten kış lastiği uyarısı
Vatandaşları ise kişisel tedbirleri alma noktasında uyaran Başkan Şimşek “Bizler karla mücadelemizi sokaklarımızda sürdürürken, vatandaşlarımızı da kişisel tedbirlerini almaya, kış lastikleri olmadan dışarı çıkmamaya davet ediyoruz” dedi. Kış aylarında karla mücadele programının Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün hava tahmin raporuna göre düzenlendiğini sözlerine ekleyen Başkan Şimşek “Vatandaşlarımızın her türlü talep ve şikâyetlerini ivedilikle çözüme kavuşturuyoruz” açıklamasında bulundu.
ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Prof. Dr. Arıboğan: “Geleneksel kalıplar yıkılıyor, yeni fay hatları ortaya çıkıyor”

Analiz programı Zoom Webinar üzerinden gerçekleşti. Dizi psikolojik, sosyolojik ve yapım gibi konuların çerçevesinde ele alındı. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, birçok konuda artık geleneksel kalıpların yıkıldığını söyleyerek, “Şimdilerde de başka bir şeyle karşı karşıyayız. Psikolojik bağlamda bizi baskı altına alan endişeler ve kaygılar var. Türkiye’de kültürler birbirine karıştı ve fay hatları yeni baştan çizilmeye başlandı. Bu dizi de bu durumun başlangıcına ayna tutmak üzere geldi. Alışa geldiğimiz o geleneksel kalıpların yıkıldığı, yeni bir takım fay hatlarının ortaya çıkmaya başlayacağı bir yerde geldi” dedi.
Moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın yaptığı programın konukları Üsküdar Üniversitesi Psikoloj Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Meltem Narter, Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Aydın Öztürk ve Gazeteci – Televizyon Yapımcısı Elif Dağdeviren oldu.
Arıboğan: “Geleneksel kalıplar yıkılıyor, yeni fay hatları ortaya çıkıyor!” 
Dizilerin insanların yaşamına, görüş ve davranışlarına çok fazla etki ettiğine ve bazı dizilerin toplumda büyük yankı uyandırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan; “Bir Başkadır dizisi ilginç bir biçimde çok büyük bir seyirci kitlesine ulaştığı gibi üzerinde çok tartışılan, yazılan ve çok kafa yorulan bir şeye dönüştü. Bazı diziler hakikaten hayatımıza girdiği zaman hayatımızı sallayabiliyorlar. Bu dizi belki de zamanın ruhunu yansıtıyor. Hatırladığım kadarıyla Kurtlar Vadisi de ilk başladığı zaman ders olarak bile işlenmişti. Belli bir nesli hakikaten yönlendirdi ve onların kafasındaki devlet algısını şekillendirdi. Siyasete bakışı, mafyayı ya da illegal devlet yapılarının nasıl şekillendiği üzerine yorum yapmalarına imkan sağladı. Daha sonra Osmanlı dizileri başladı ve hala daha var hayatımızın içerisinde. Bir anda bizim kendi yaşamlarımızı, dünyalarımızı Osmanlı’ya taşıdı. Hep beraber eski tarihlerde yaşar duruma geldik. Bu örnekte olduğu gibi dizilerle tarihin içine gömülmek de mümkün olabiliyor. Şimdilerde de başka bir şeyle karşı karşıyayız. Bizi baskı altına alan psikolojik bağlamda endişeler ve kaygılar var. Türkiye’de kültürler birbirine karıştı ve fay hatları yeni baştan çizilmeye başlandı. Bu dizi de bu durumun başlangıcına ayna tutmak üzere geldi. Alışa geldiğimiz o geleneksel kalıpların yıkıldığı, yeni bir takım fay hatlarının ortaya çıkmaya başlayacağı bir yerde geldi” dedi.
Elif Dağdeviren: “Sinema ve televizyonların değiştirici ve dönüştürücü etkisi var!”
Gazeteci- TV Yapımcısı Elif Dağdeviren, sinema ve televizyonların toplumlar üzerinde değiştirici ve dönüştürücü bir etkisinin olduğunu söyledi. Dağdeviren; “Sinemanın ana hedefi insanları hem birbirlerine hem kendilerine göstermektir. Başarılı dediğimiz filmlerin bir çoğunun seyirciler karşısında bu kadar etkili olmasının en önemli nedeni ya empati kurmaları ya da kendi çaresizliklerini veya kendi güçlerini anti kahramanlar üzerinden temize çekmeye çalışmaları. Başarılı dediğimiz filmler bunları gerçekleştiren filmlerdir. Sinema ve televizyonların toplumlar üzerinde değiştirici ve dönüştürücü etkisini çok çok iyi biliyoruz. Mesela Hulusi Kentmen’in o çok severek izlediğimiz zengin kız fakir oğlan tarzı aşk filmlerinin çok ciddi bir zarar verdiğini düşünüyorum. Biz kendimizi geliştirebiliriz ve bu gelişimin içinde elbette üniversite okumak, kariyer sahibi olmak ve elbette para kazanmak da var. Bunda da kötü bir şey yok. Para kazanabiliriz ve bu parayı nasıl harcadığınızla ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Bu tip hikayeler tehlikeli çünkü bizim kendimizi ileri götürmek için motivasyona ihtiyacımız var. Ve bu motivasyonun içinde de zenginler hep kötüdür kendini okumaya verenler aslında çok kötü hale gelirler hiç kimseyi anlamazlar anlayışı çok yanlış” İfadelerini kullandı.
Narter: “Dizilerin psikoloji ile ilgili olmasının büyük nedenlerinden biri de merak”
 Dizilerde psikoloji konusunun işlenmesinin nedeni insanların psikolojiden medet ummasından kaynaklı olduğunu ve dizilerde halkın bunu görmek istediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Meltem Narter sözlerini şöyle sürdürdü:
“Psikoloji son dönemlerde hem eğitim açısından tercih edilen hem de yüksek lisans programları açısından çok yüksek düzeyde tercih edilen bir alan. Bunun nedeni insanların psikolojiden medet ummaları ile alakalı. Zaten psikoloji bir medet umma alanıdır. İnsanlara iyilik vermek, insanların ruhsal sağlığını yerine getirmek gibi bir gayreti vardır. Genel olarak baktığımızda halkın istediği şey budur. Özellikle ulusal kanallarda yayınlanan dizilerin çoğunun psikoloji ile ilgili olmasının büyük nedenlerinden biri de meraktır. Bir Başkadır dizisi çok güzel bir zamanlamaya denk geldi. Bu mesleğin ne kadar güç olduğunu, insan ruh sağlığının uzun zaman içerisinde ve çok büyük evrelerden geçerek ciddi hastalıklar doğurabildiğini göstermesi açısından da son derece kıymetli buluyorum. Fakat eleştirilecek tarafları şüphesiz var.”
Öztürk: “Ayakkabısını çıkarıp terliği giydiği anda işte budur dedim”
Bir Başkadır dizisinin gerçeği yansıttığını, gerçek hayattan izleri çokça taşıdığını ve izlemesinin sebebinin tamamen bu olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Aydın Öztürk; “Mutlaka konuşulması gereken bir dizi. Fark etmeden film dememiz bile film kalitesinde bir dizi olduğunu gösteriyor. Gittikçe bir kitlenin özellikle televizyon dizilerinden uzaklaştığı bir dönemde belki de ilaç gibi geldi. Mahalle ve mekân farklılığı, gördüğümüz o kişinin yelek giymesi, çocukların durumu, onları okuldan gidip almak ve benzeri sahneler çok etkileyiciydi. Aslında benim ilk ben bu diziyi izlerim dediğim sahne Meryem karakterinin İstanbul’un daha kırsal diyebileceğimiz bir kısmından yola çıkarak akbilini basıp otobüse binmesi, üstgeçitten geçmesi ve bambaşka bir rezidans hayatına gittiğinde ayakkabısını çıkarıp terliği giydiği andı. O zaman ‘İşte budur!’ dedim. Dizi gerçeği çokça yansıtıyor” ifadelerini kullandı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)