Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) görüşmeleri hakkında düzenlediği basın açıklamasında, “Lüleburgaz Belediyesi olarak tüm şartları zorlayıp, sürdürülebilir ücret politikamız doğrultusunda en düşük maaşı net 2600TL’den net 3498 TL’ye çıkararak, çalışanlarımıza olabilecek en iyi teklifi sunduk” dedi. Gerenli asgari ücretin 2 bin 700, 2 bin 800 bandında telaffuz edilirken belediyenin asgari ücretin oldukça üzerinde net maaş teklifi sunduklarını söyledi.
Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, DİSK Genel İş ile devam eden TİS görüşmeleri hakkında basın açıklaması düzenledi. Belediye Başkanlığı’nda düzenlenen basın açıklamasında Lüleburgaz Belediye Başkan Yardımcıları Leyla Güncer ve Gökhan Kaya Atay da hazır bulundu. Basın açıklamasında konuşan Başkan Gerenli, Personel Hizmetleri A.Ş’de çalışan personele Türkiye şartlarındaki en iyi teklifi sunduklarını söyledi.
“Amacımız halkımızın bu süreçten en az etkilenmesi”
İnsanca yaşamanın herkesin temel hakkı olduğunu söyleyen Başkan Gerenli, “Lüleburgaz Belediyesi çatısı altında işçisiyle, memuruyla halkımıza hizmet etme noktasında hep birlikte çalışıyor ve üretiyorsak bunu adil bir şekilde paylaşmak boynumuzun borcudur. Özellikle sosyal ve ekonomik açıdan çok zor günlerden geçtiğimiz bu dönemde Lüleburgaz Belediyesi olarak tek amacımız halkımızın bu süreçten en az etkilenmesini sağlamaktır. Bunun için tüm çalışanlarımız ile birlikte her zamankinden çok daha fazla çalışmaya ve çok daha fazla hizmet üretmeye mecburuz” dedi.
“Her zaman çalışanların yanında olduk”
Lüleburgaz Belediyesi’nin birçok alanda benzer belediyelerden farklı konumda olduğunu söyleyen Gerenli, Türkiye’de bugün birçok belediye borç batağında yüzerken, çalışanlarının maaşlarını ödeyemezken Lüleburgaz Belediyesi’nin her zaman çalışanın yanında olduğunu belirtti. Gerenli, “Lüleburgaz Belediyesi her zaman çalışanlarının yanında olmuş, işçisinin, emekçisinin hakkını adil, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı doğrultusunda alın teri kurumadan kendisine teslim etmiştir ve aynı şekilde teslim etmeye devam edecektir” dedi.
“Asgari ücretin oldukça üzerinde ücret belirledik”
Türkiye’de bugün devam eden asgari ücret görüşmelerinde 2 bin 700 – 2 bin 800 rakamların telaffuz edildiğini hatırlatan Başkan Gerenli, “Bugün devam eden asgari ücret görüşmelerinde 2700-2800 TL gibi rakamlar telaffuz edilirken, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun asgari ücret için önerdiği 3100 TL’nin çok üzerinde bir ücret belirledik. Ülkemizde ekonomik şartların giderek ağırlaştığı bu günlerde, Personel Hizmetleri AŞ. çalışanlarımızla devam eden toplu sözleşme görüşmelerimizde, Lüleburgaz Belediyesi olarak tüm şartları zorlayıp, sürdürülebilir ücret politikamız doğrultusunda en düşük maaşı net 2600TL’den net 3498 TL’ye çıkararak, çalışanlarımıza olabilecek en iyi teklifi sunduk” dedi.
“Talihsiz açıklama”
Lüleburgaz Belediyesi’nin sunmuş olduğu teklifin Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda verilebilecek en yüksek rakam olduğunu kaydeden Gerenli, “İnsan Hakları ve Sosyal Demokrasinin Evrensel kuralları çerçevesinde, belediyemiz adına görüşmeleri yürüten, Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası ile DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası arasında görüşmeler devam ederken, DİSK Genel-İş Trakya Şube Başkanı’nın açıklamaları son derece talihsiz olmuştur” dedi.
“Her ay 100 TL yoğurt ve diyet yemeği parası istediler”
Gerenli, DİSK’in Türkiye gerçekleriyle bağdaşmayan her ay 100 TL yoğurt ve diyet yemeği parası istediğini söyleyerek, “Bugün pandemi nedeniyle esnafımız kepenk kapatırken, halkımız geçim sıkıntısı çekerken her ay 100 TL yoğurt parası, diyet yemeği ücreti gibi ülkemiz gerçekleriyle bağdaşmayan taleplerle ve ücretlerle gelerek, işçi arkadaşlarımızın beklentilerini karşılanamayacak kadar yukarıya taşıyan yetkili sendika, bu sürecin geldiği noktadan sorumludur. Lüleburgaz halkı bunun kararını her zaman olduğu gibi kendi vicdanında verecektir” dedi.
“Türkiye gerçeklerinin çok üzerinde rakamlar”
Basın mensuplarının “Grev yapılacağı yönünde konuşmalar yapılmaya başlandı. Bunun hakkında ne söylemek istersiniz?” sorusu üzerine Başkan Gerenli, “Herkes yasal hakları doğrultusunda yasaları çiğnemeyecek şekilde hak arayışı içinde olabilir ve izin verilen eylemleri yapabilir. İnsanlar bu konuda özgürdür. Bizim işçilerimiz de hak arama konusunda özgürdür. Ama biz verebileceğimiz rakamı açıkladık. Hele ki böyle bir dönemde uzlaşıyı sağlamak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye gerçeklerinin çok üzerinde rakamlardan bahsediyoruz. Yakın zamanda Personel Hizmetleri Anonim Şirketi’ni 50 arkadaşımızı daha aldık. Bu işsizliğin getirdiği şartlarda istihdamı da artırmak istiyoruz. Ben o görüşmelerde mülakatlara bizzat kendim katıldım. Mülakatlarda neden Lüleburgaz Belediyesi diye sorduğumda ‘İyi para veriyorsunuz?’ dedi. Temizlik işçisi olarak 13 arkadaş aldım. Hepsine sordum. Bant kayıtları var. Hepsi ‘İyi para veriyorsunuz’ dediler. Biz emeğin hakkını veriyoruz” dedi.
“En kötü şartlara hazırız”
“2000’li yıllarda yaşanılan günlere geri dönülür mü?” şeklinde gelen soruya yanıt veren Başkan Gerenli, “Asla dönmeyiz. Bu süreç nereye gidecek bilmiyorum. Şu anda grev durumu söz konusu değil. Ama bundan sonrasında arkadaşlarımız böyle bir karar da alabilir. Valilik bunu onaylayabilir de. Pandemi şartlarını göz önüne almak gerekiyor. Bu en kötü şartlara kendimizi hazırladık. Lüleburgaz Belediyesi hizmetlerine devam edecek” diye konuştu.
“Gerekirse masada değil sahada oluruz”
Başka bir basın mensubunun “Grev telaffuz edilmeye başlandığı sorusuna ise Gerenli, “Grev çok tehlikeli bir konuşma. İş barışını bozan çok tehlikeli bir konuşma. Ben basına açıklama dahi yapmadım. Çünkü bu bizim aile içindeki sorunumuz. Hala da öyle aslında. Şu anda kopmuş bir şey yok” ifadelerini kullandı. Basın mensubunun, “2000’li yıllara dönülür mü?” şeklindeki soruyu tekrar etmesi üzerine Gerenli, “Bizim çöp toplama sistemimiz gayet iyi şekilde devam ediyor. Bu konuda bir sorun yaşayacağımızı hiç düşünmüyorum. Dimdik ayaktayız. Gerekirse masa başında değil sahada oluruz. Ne gerekiyorsa onu yaparız” dedi.
“Pazar günü çöp toplamayalım mı?”
Başkan Gerenli, önemli olanın sürdürülebilir bir ücret vermek olduğunun altını çizerek, “Ülke gerçekleri ortada. Verilen rakamlar çok ciddi rakamlar. 2 bin 600 TL’den 3 bin 498 TL’ye en düşük verdiğimiz rakam bu. Arkadaşlarımızın net olarak cebine girecek en düşük para 3 bin 498 TL olacak. 12 ay içerisinde sosyal haklarıyla beraber” dedi. Başkan Gerenli konuşmasına şöyle devam etti; “Beş gün çalışma 2 gün tatili de kabul edebiliriz. Lüleburgaz Belediyesi’nin verdiği temizlik ve güvenlik hizmetlerine 2 gün ara verilemez. Bizim söylediğimiz ‘6 gün, 40 saatte devam edelim ama 5 gün istiyorsanız, hafta tatili 2 haftada bir Cumartesi Pazar’a denk gelmek şartıyla 1 ay önceden de sizin çalışma günleriniz belirlenmek şartıyla 5 gün çalışabilirsiniz’ dedik. Ama onlar bunu da kabul etmedi. Hafta tatili Pazar günü olacak dediler. Pazar günleri çöp mü toplamayacağız, güvenlik hizmeti mi vermeyeceğiz Lüleburgaz’a?” dedi. Bunun yanı sıra mesai ücretlerinin yasalarla belirlendiğini hatırlatan Gerenli, “Ek mesai ücretini yılda 272 saatten fazla veremiyoruz. Bu bir kamu zararıdır. Lüleburgaz halkına kamu zararıdır. Biz Lüleburgaz halkının parasını veriyoruz. Lüleburgaz Belediyesi bugüne kadar sürdürdüğü fiyat politikasıyla hem işçisini hem çalışanını güldürmüştür, hem de ücretini zamanında vermiştir. Bunu 2 yıl için değil, 20 yıl 50 yıl için düşünüyorum. Ben bu koltukta, ‘Ben gittikten sonra ne olacak’ diye düşünmek zorundayım. Lüleburgaz halkının geleceğini, Lüleburgaz halkına verilecek hizmetin sürdürülebilir olmasını sağlamak zorundayım. Yarını düşünerek karar veremeyiz. Bu kentin geleceği bize emanet. Biz şehreminiyiz. Emin bir şekilde geleceğe taşımak zorundayım. Yatırımlarımızı da yapıyoruz.”
KIRKLARELİ – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: açıklaması
Digiturk özel bir basın açıklaması yaptı!
Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı ve 1’inci Lig Futbol Kulüpleri Birliği Derneği’nin yapmış olduğu açıklamalardan sonra Digiturk’ten özel bir açıklama geldi. Açıklamada; “Digiturk olarak, Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı ve 1’inci Lig Futbol Kulüpleri Birliği Derneği tarafından yapılan açıklamayı büyük şaşkınlıkla karşıladık.
Öncelikle şunu net bir şekilde ifade etmek isteriz ki naklen yayın lisans haklarının tarafı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’dur. TFF, Digiturk tarafından yapılan ödemeleri alır ve kulüplere dağıtır. Buna göre Digiturk, 2020 – 2021 sezonunda bugüne kadar oynanmış tüm karşılaşmalara ilişkin naklen yayın lisans bedelini TFF’ye tam olarak ödemiştir. Öte yandan Digiturk, dünya çapında birçok yayıncının KOVID-19 salgını nedeniyle yapmayı reddettiği 2019 – 2020 sezonu naklen yayın lisans ödemesini, herhangi bir kesinti uygulamadan tam olarak yapmıştır. Ayrıca Digiturk ve TFF, karşılıklı mutabakat çerçevesinde, pandeminin yarattığı zorlukların üstesinden birlikte gelebilmek için, mevcut sezonun geri kalanına yönelik bir ödeme planı üzerinde çalışmaya devam etmektedir.
Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük yatırımcısı olan Digiturk’e karşı Süper Lig ve 1’inci Lig kulüplerinin bu davranışını dayanaksız ve haksız buluyoruz. Türk Futbolu’nun değerini ve markasını olumsuz etkileyeceği belli olan bu tür eylemler en başta kulüplere zarar verecektir. Buna rağmen, Türk futbol endüstrisinin paydaşlarıyla birlikte, ülke futbolunu yurt içi ve yurt dışında geliştirmek ve tanıtmak için tüm iyi niyetimizle çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.” ifadeleri yer aldı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
AKUT’tan Son Dakika Açıklaması!
Ülkemizin en önemli afetlerinden 1999 Büyük Marmara Depremi’ndeki rolüyle ülke gündemine giren AKUT, 30 Ekim 2020’de gerçekleşen Ege Deprem’inde; 12 farklı ekip, 153 gönüllü ve 3 arama köpeği arama kurtarma çalışmasına katıldı.
Farklı enkaz noktalarında kurtarma çalışmaları gerçekleştiren AKUT, şu ana kadar 7 canlı kazazedenin enkazlardan çıkarılmasına yardımcı oldu.
Yerin 17,26 kilometre derinliğinde gerçekleşen, büyüklüğü 6.6 ile 6.9 arasında tahmin edilen ve 21 adedinin büyüklüğü 4’ün üzerinde olmak üzere; toplam 107 artçı sarsıntı yaşatan depremde, 12 kişi hayatını kaybederken, 438 kişinin yaralandığı belirtildi. İzmir’de yıkılan ve hasar gören 17 binada ise, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği bildirildi.
AKUT tarafından yapılan açıklamada ayrıca, İstanbul, İzmir, Kuşadası, Yarımada ve Manisa ekiplerinin bölgeye intikal ettiği ve Ankara, Kocaeli, Bodrum, Denizli, Eskişehir, Fethiye, Kaş ve Marmaris ekiplerinin de bölgeye ulaşmakta olduğu belirtildi.
AKUT hakkında: 1996 yılında kurulan AKUT Arama Kurtarma Derneği, dağ ve diğer doğa kazalarında, doğal afetlerde, yetkisi ve imkânı dahilinde tüm koşullarda, zor durumlarda kalmış, yardıma ihtiyacı olan, yardım talep eden herkesin yardımına koşan, bunu yaparken eğitimli, disiplinli, standartları yüksek ekip ve ekipmanlar kullanan, toplumu bilgilendiren, eğiten, siyaset ile uğraşmayan, tamamen gönüllülük esasına dayalı çalışan bir sivil toplum kuruluşudur.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Gerçek Gökçe Kırgız’dan basın açıklaması
Gerçek Gökçe Kırgız, adını kullanarak albüm yapan şarkıcı Gökçe Kırgız‘a karşı hukuk mücadelesine devam ediyor. Geçtiğimiz saatlerde ise yeni bir basın açıklama paylaştı. İşte o açıklamalar;
“Basında ‘Kalbime Gömerim’ adlı şarkının ses tespitine ilişkin yapmış olduğum dava başvurusunun reddedildiği yönünde haberler yer almıştır. Yapılan haber içeriği yanlış ve eksiktir.
Şahsımca açılan tespit davası hala daha devam etmekte olup, süreç yavaş ilerlediği için hızlandırmak adına ayrıca bir başvuru daha yapılmıştır. Bugün basına yansıyan konu tamamen işlemi hızlandırmak adına yaptığımız bu ikinci başvuruya dairdir.
Bu durum şahsım aleyhine bir karar olmadığı gibi, şarkının kim tarafından söylendiğinin tespiti yönünde bir karar da oluşturulmadığından, kimsenin lehine de bir karar teşkil etmemektedir.
Hukuki yönden esasa ilişkin bir araştırma yapılmayan ve tespit niteliğinde olan bir davanın kesinleşmeden üzerinden nemalanmaya çalışan kişiler açısından da lehe bir durum mevcut değildir.
Şahsım tarafından karşı tarafa asıl dava açılmış olup, tespite ilişkin dava da devam etmektedir. Bu nedenle tarafım yahut avukatlarım tarafından yapılmayan hiç bir basın açıklamasına itibar edilmemesini rica eder, yargı önünde hak arama çalışmalarımın devam edeceğini bildiririm. GÖKÇE KIRGIZ”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu Basın Toplantısı Açıklaması
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun “Yeni Yasama Yılının Açılışı, TBMM’nin Formaliteye İndirgenmesi, Yargıya Yapılan Müdahaleler, Enis Berberoğlu, HDP Operasyonları ve Gündeme İlişkin” Basın Toplantısı Metni (01.10.2020- TBMM)
Çok değerli basın mensupları;
Hepinizi saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum.
Malumunuz, yeni yasama yılı bugün itibariyle başlıyor. Demokrasi ilkeleri gereğince katılımcı, şeffaf ve etkin bir yasama yılı geçirmemizi temenni ederdim.
Ancak ülkemizin gerçeklerine gözümüzü kapatamayız.
Ülkemiz hukuki, ekonomik ve toplumsal açıdan gittikçe derinleşen sorunlar ile karşı karşıya. Bu yeni dönemde de TBMM, vatandaşlarımızın daha fazla fakirleşmeleri, daha fazla işsiz kalmaları, daha fazla adaletsizliklere maruz kalmaları karşısında hiçbir şey yapamayacaktır.
İktidarın ülkeye hizmet etmek yerine, ülkeyi günbegün daha büyük sorunlarla karşı karşıya bıraktığı açıktır. Demokrasi, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığına yönelik tüm kazanımlarımız kaybedilmektedir. Fakirleşmemizin, Türk lirasının değer kaybetmesinin temel nedeni, tüm kuvvetleri tek bir elde toplayan ne zaman ne yapacağı öngörülemez, bu keyfi ve kötü yönetimdir.
Kıymetli Arkadaşlar,
Kuvvetler ayrılığı; yürütmenin, hukuka bağlı olmasının ve yasama ile yargının kendi sınırları içinde görevlerini yerine getirebilmesinin tek yoludur. Çoğulculuğun, toplumsal barışın ve huzurun, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almanın da koruyucusudur.
Bugün, yasama ve yargı organları kuvvetler ayrılığına dayanan demokratik bir hukuk devletinde kendilerinden beklenen işlevi yerine getirememektedir. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında sistemsizliğin yürürlüğe girmesiyle beraber daha ileri boyutlara ulaşmıştır. Asıl sorunumuz bu sistemsizliktir.
Günümüze kadarki uygulamasına bakıldığında Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, iddia edildiği gibi hızlı ve etkin değildir. Aksine hesapsız ve işlevsiz bir niteliktedir. Çıkarılan toplam 67 kararnamenin 42’sinin daha önce çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde değişiklik yapılmasına dair oluşu bile başlı başına nasıl üstün körü hazırlandıklarını ve öngörüsüzlüğü ortaya koymaktadır. Öte yandan içerik itibariyle eksiklikleri ile yeni sorunlara yol açan kararnamelerin pek çoğu açıkça anayasaya aykırı hükümler içermektedir.
Saygıdeğer basın mensupları,
Bugün yargı, bağımsız ve tarafsız değildir. Yargıya güven ve toplumsal huzur yargının iktidarın yönlendirmesine tabi olması nedeniyle zedelenmiştir. Vatandaşlarımız adliyelerde ulaşamadıkları adaleti sosyal medyada aramaktadır. Siyasi gücün el değiştirmesiyle yargının intikam alma aracı olarak kullanılma geleneği de maalesef sürdürülmektedir.
En yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının değil, doğrudan kurumsal yapısının ve varlığının hedef alınması, hukuk devletiyle bağdaştırılabilir bir durum değildir. Temel hakların ve anayasanın koruyucusu anayasa yargısını terörize etmeye çalışan bu koalisyondan hukuk devletine ve demokrasiye saygı göstermesini beklemek mümkün değildir.
Değerli arkadaşlar,
TBMM artık toplumsal sorunların tartışıldığı, en doğru olanın arandığı, uzlaşma kültürünün egemen olduğu müzakereci bir işlev görmekten çok uzaktadır. 27. Yasama Döneminde TBMM tarafından 53’ü uluslararası antlaşmalara yönelik toplam 109 kanun çıkarılmıştır. Listenin büyük bir kısmını torba kanunlar oluşturmaktadır.
Meclisin asli yetkisi olan yasama yetkisi fiiliyatta Cumhurbaşkanının elindedir. Külliye’de hazırlanan kanun teklifleri, komisyonlarda ve Genel Kurul’da sağlıklı bir müzakere sürecine imkân vermeden emri vaki olarak geçirilmektedir. Kanunların, yürütmenin tekelinde olmaksızın, ortak akılla yapılması demokrasinin zorunluluğudur. Bu seviyeye, meclisi anayasanın ruhuna uygun olarak çalıştırarak ve komisyonların görevlerini ifa etmesini sağlayarak ulaşabiliriz. Yasamayı bizzat meclis ve milletvekilleri tarafından formaliteye indirgeyerek yok saymak, kanunların yalnızca niteliksiz yapmıyor, demokrasiyi de gün geçtikçe tahrip ediyor.
Meclisin korona döneminde gündeme aldığı YÖK, Avukatlık ya da Sosyal Medya ile ilgili kanunlar toplumsal ihtiyaçları karşılamak yerine siyasi ya da toplumsal hesaplaşmanın bir aracı olarak çıkarılmış değişikliklerdir. Bir parlamentonun hesaplaşmalar için araçsallaştırılması hepimiz adına utanç vericidir.
Kıymetli Arkadaşlar,
Halen içerisinde olduğumuz korona süreci, yürütme organının Meclisin faaliyet alanına saygı duymadığını ve kendi sınırlarını aşarak yasama yetkisini gasp etmekte beis görmediğini bir kez daha göstermiştir. Bu dönemde temel hak ve hürriyetler herhangi bir kanuna ihtiyaç duyulmaksızın kısıtlanmış, süreç çoğu zaman ulaşılamayan genelgelerle bazen de basın açıklamaları ve talimatlar ile yürütülmüştür.
Birçok denge ve denetleme mekanizması fiilen ortadan kaldırılmış ve meclisin rolü bilinçli olarak zayıflatılmıştır.
Değerli Arkadaşlar,
Malumunuz Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz haftalarda gerekçesi henüz açıklanmasa da Enis Berberoğlu’nun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine ilişkin çok önemli bir karar vermiştir. Enis Berberoğlu hakkında verilen bu karar ve öncesinde yaşananlar, Anayasanın nasıl yok sayıldığının açık bir yansımasıdır. Umuyorum Mahkemenin gerekçeli kararının açıklanmasının hemen ardından Başkanlık Divanı bu hatadan döner ve Sayın Berberoğlu’nun iadeyi itibarını tesis eder.
Değerli Basın Mensupları,
Son olarak, geçtiğimiz hafta HDP’li milletvekillerine ve Belediye Başkanlarına 6 yıl önceki 6-7 Ekim olayları nedeniyle açılan soruşturmalardan yeni bir operasyon düzenlendi. Bu gözaltıları hukuki değil siyasi olarak değerlendirdiğimize ilişkin açıklamalarımızı yaptık. Genel Başkanımız HDP Eş Genel Başkanı Sayın Mithat Sancar ile görüşüp geçmiş olsun dileklerini iletti. Bu gözaltılar iktidarın, kamu gücünü adeta bir sopa gibi kullanarak; zor ve baskı ile siyasete yön verme çabasıdır.
Bu sabah Kars’ta gerçekleştirilen sözde terör operasyonu da iktidarın niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Ayhan Bilgen’in istifasıyla belediye meclisi içinden bir Belediye Başkanı seçilemesin diye apar topar operasyon yapılmış, zamanında üzerine gidilmeyen dosyalar gündeme sokulmuştur. Olanları hukuk devleti anlayışıyla izah etmek imkansızdır. İktidar bu uygulamalarıyla demokrasinin içini boşaltmakta, terör kavramını da herkese uygulanabilecek şekilde boşa çıkarmaktadır. Bu anlayışla terörle mücadele edilemeyeceği gibi, tam tersi gerçekleştirilmekte, illegalite teşvik edilmektedir.
Kıymetli basın mensupları,
Ne yazık ki Meclisin 100. yılında 1. Büyük Millet Meclisinin ilk döneminde sağlanabilen farklı fikirlerin serbestçe temsil edildiği, toplumsal uzlaşının merkezi olan ve Millî Mücadele gibi tarihimizin en zorlu döneminde dahi başarıyla görevini yerine getiren bir Meclis idealinden çok uzaktayız.
Bu karanlık tablo gelecek adına oldukça kaygı vericidir. Umuyorum ki, aklıselim tüm vekiller ile kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve demokrasiye sahip çıkarak bu kaygı verici durumdan çıkacağız. Vatandaşlarımızın barışa, huzura ve ekonomik refaha olan ihtiyaçlarının ancak bu değerlere sahip çıkmaktan geçtiğini tekrar hatırlatmak isterim.
Hepinizi saygıyla selamlar, iyi günler dilerim.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aston Martin Türkiye distribütöründen sektörle alakalı Pandemi açıklaması
Aston Martin Türkiye distribütörü D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya “Türkiye olarak son yıllarda birçok sınavdan başarıyla çıktık ve pandemi sürecinin olumsuzluklarını da en az hasar ile atlatacağımıza yürekten inanıyorum” derken Yeniköy Motors ve Aston Martin Türkiye ailesi olarak yatırımlarına ara vermeden devam ettiklerini söyledi.
Pandemi süreci pek çok sektör gibi otomotiv sektörünü de olumsuz etkiledi. Korona virüs salgını üretimden satışa, 2. el piyasasından satış sonrasına tüm alanlarda sektörü sarstı ve değişime zorladı. Özellikle Şubat ayı ortasından başlayarak Nisan ayı sonuna kadar tüm dünyada üretimin durması, satışların durma noktasına gelmesi, servis hizmetlerinin mecbur kalınmadıkça ertelenmesi, otomotiv sektöründeki tüm firmaları ekonomik olarak gerçek manada zorladı.
Aston Martin Türkiye distribütörü D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya “Yeniköy Motors ve Aston Martin Türkiye ailesi olarak bu zor dönemde bir yandan her zamankinden daha çok çalışarak ve yatırımlarımıza ara vermeyerek büyüme odaklı aktivitelerimizi sürdürürken, diğer yandan da çalışanlarımızın ve müşterilerimizin güvenliği ve sağlığını koruma anlamında elimizden gelen her önlemi aldık” diyor. “1991 yılında kurulan ve 29 yıldır müşterileri ile dürüstlük ve samimiyet bağı kurmuş bir firma olarak üstümüze düşeni layığı ile yaptık” diye konuşan Kaya, normalleşme süreciyle birlikte ivme kazanan sektör hakkında konuştu.
Hem Satışta Hem Serviste Hareketlenme Başladı
Aston Martin Türkiye distribütörü D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya, Mayıs ayı ortasından itibaren hem satış hem de servis alanında ciddi bir hareketlenme başladığını vurgularken çalışmalarının son hızla devam ettiğinin altını çizdi:
“Ötelenen satın alma talepleri, normalleşme adımları ile bir anda yoğunlaştı ki fabrikalar, üretime ara vermişti. Dolayısıyla piyasada araç bulmanın zorlaştığı bir dönem… Uçak yolcuğundan çekinen bazı müşterilerimiz konforlu ve güvenli bir şekilde uzun yol yapabilecekleri SUV segmentinde araçlara yöneldiler. Bireysel kullanıma yönelik spor otomobillerde de normalleşme sonrası hareketlenme azımsanacak düzeyde değil tabii. Aston Martin Türkiye olarak Mayıs-Haziran içinde 6 haftalık süreçte, ikisi 0 KM olmak üzere 7 araç satışımız bulunmakta… Bu başarıda yıllardır oluşturduğumuz güvenin yanı sıra Aston Martin Lagonda Finansman desteği ile yüzde 50 peşin, kalan yüzde 50’si 36 Ay vadeli satış kampanyamızın da desteği büyük. Ayrıca 0 KM Aston Martin’lerde 5 yıl ücretsiz bakım olması ve müşterilerimizin araç 15 yaşına gelene kadar garanti uzatma haklarının da olması, Aston Martin Lagonda LTD’nin yani fabrikanın da araçların arkasında olduğunun bir kanıtı olarak müşterilerimize güven sağladı. Biz, araçları satarken kendi sınıfımızda başka hiçbir rakibimizin yapmadığı veya yapamadığı şekilde araçlarını değerinde geri alma sözü veriyoruz.”
Aston Martin Felsefesi
“Müşterilerimiz araçlarının servis bakım ve onarımlarını zamanında ve doğru şekilde yaptırdığı sürece araçlarını değerinden geri takasa alma sözü veriyoruz” diyen Nevzat Kaya, Aston Martin felsefesini şöyle açıkladı:
“Yüksek vergi oranlarından dolayı 0-5 yaş arası bir 2. el aracın maliyeti 0 km bir süper otomobilin vergi öncesi maliyetinin en az iki katı olduğundan rakiplerimizden hiçbiri buna yanaşmıyor. Ancak bizim politikamız otomobil satıp sonra arkamızı döneceğimiz bir müşteri değil, yıllarca dürüstlük ve samimiyet üstüne kurulu bir ilişki oluşturacağımız dostlar edinmektir. Bunun faydasını da uzun vadede her zaman gördük ve görmeye devam edeceğimizi umuyorum.”
Aston Martin’in İlk SUV’u DBX Yıl Bitmeden Türkiye’de
“En Teknolojik SUV” olarak tanımlanan, Aston Martin’in tarihinde ilk kez ürettiği SUV modeli DBX’in test aracı ise Ağustos ayında Türkiye Showroomlarına geliyor. Kullanıcılar bu üstün teknoloji harikası modeli en kısa zamanda deneyimleyebilecek; hatta yıl bitmeden de DBX’e sahip olabilecekler. 2020’nin son çeyreğinde DBX’in Türkiye’de olması beklenirken DBX’lerin; Arizona Bronze, Magnetic Silver, Minotaur Green, Onyx Black, Satin Silver Bronze, Stratus White, Xenon Grey renk seçenekleri ile İstanbul ve İzmir’deki Aston Martin Showroomlarında yerini alacağı da Aston Martin Türkiye’nin bir diğer müjdesi…