Aylık arşivler: Aralık 2020

Fahrettin Koca Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine hastane yatırımlarını açıkladı!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca TBMM Genel Kurulu 2021 Bütçe Görüşmeleri kapsamında çıktığı kürsüde önemli açıklamalara imza attı. Açıklamalarında; “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde, DİYARBAKIR, ŞANLIURFA ve MARDİN Şehir Hastaneleri dışında; Şehir Hastaneleri niteliğine sahip, BATMAN, BİNGÖL, KARS, MUŞ, SİİRT ve ŞIRNAK’TA 500 yataklı hastanelerimiz de 2023 yılına kadar tamamlanıp, bölge halkımızın hizmetine sunulacaktır.” ifadelerine yer verdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Verileri korumak 5 adımda mümkün

Zor bir yılı geride bırakıyorken, yeni yılda verilerin korunması da önem arz ediyor. Hem kişisel hem de şirket verilerinin ciddi kayıplara uğradığı 2020’den ders çıkarılması gerektiğini belirten Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, yeni yılda verileri güvende tutmak isteyenlerin dikkate alması gereken 5 öneriyi sıralıyor.
Fidye yazılımı saldırıları ya da beklenmedik disk arızaları, her ne olursa olsun verilerin kaybı sahiplerini zor duruma sokuyor. 2020 yılında birçok şirketin finansal verilerini, çoğu bireysel kullanıcının da kişisel verilerini gerek kullanıcı hatası gerek siber saldırı ya da cihaz arızası yüzünden kaybettiğine dikkat çeken Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, yeni yılda bu kayıplara dur demek için herkesin dikkat etmesi gereken önemli veri koruma adımlarını paylaşıyor.
Bu Yıl Siber Saldırılar ve Kullanıcı Hataları Verilerin Kaybını Artırdı
Şirket ya da kişisel veriler fark etmeksizin siber saldırganlar için verinin değeri, verinin sahiplerine oranla daha yüksek konumda bulunuyor. Bu nedenle de verilerini koruma altına almayan kullanıcı ve şirketlerin başına hep aynı sonlar gelebiliyor. Ayrıca hem şirketlerdeki çalışanların hem de bireysel kullanıcıların cihazları üzerinde gerçekleştirdiği birçok hatanın da veri kaybını ciddi oranda tetiklediğini aktaran Serap Günal, verilerin siber saldırılardan korunmasının veya olumsuz durumlarda kurtarılmasının farkındalık ile doğru orantılı olduğunun altını çiziyor. Değerli verilerin siber saldırılara ya da cihaz arızalarına karşı korunması gerektiğinin bilincine dikkat çeken Günal, kullanıcıların verilerinin kurtarılması için de profesyonel destek almayı geciktirmemesi gerektiğini de hatırlatıyor.
Verileri Korumak İçin 2021’de Neler Yapılmalı ve Yapılmamalı?
Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, sık karşılaşılan durumlara karşı kullanıcıların yapması ve yapmaması gerekenleri sıralıyor;
1. Artık hesaplar için iki faktörlü kimlik doğrulama şart! İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), verilere erişimde kullanıcıları doğrulamak için ikinci bir adım ekleyerek siber saldırıya karşı ekstra bir koruma katmanı sağlıyor. 2FA, hackerler hesabınıza giriş yapmaya çalıştığında sizi bilgilendirirken, ikinci kimlik kodunu girene kadar da hackerlere erişim izni vermiyor. Kodu almak için SMS metni, sesli posta veya 2FA / MFA uygulamaları gibi birçok farklı seçeneği kullanabilirsiniz.
2. Parolaları korumanın vakti geldi. Her hesap için aynı parolanın yeniden kullanılması, hepsinin savunmasız kalmasına neden olabilir. Kötü niyetli kişiler, önceden sızdırılmış hesap kimlik bilgilerini alarak ve yeniden kullanıldıklarını umarak, bunları farklı sitelerde deniyor. Sonuç olarak genellikle başarılı oluyorlar. Have I Been Pwned gibi web sitelerini kullanarak e-posta adreslerinizin ve onlarla ilişkili şifrelerin geçmişte tehlikeye girip girmediğini kontrol edebilirsiniz. Yeni yılda, birden çok, farklı, karmaşık parolaları kullanmanız gerektiğini de unutmayın.
3. Oltaya gelmeyin, kimlik avı saldırılarına karşı tetikte olun. Sosyal medyada ya da e-posta kutularında fark etmeksizin her an her yerde bir kimlik avı saldırısına maruz kalabilirsiniz. Gerçekçi olmayan e-postalarla sizi sahte sitelere yönlendiren ya da kötü amaçlı yazılımları bağlantılara tıkladığınız anda cihazlarınıza yerleştiren hackerler, verilerinizi ele geçirebiliyor. Verileri siber güvende tutmanın ilk yolu olarak bu tarz hileli oyunlara karşı dikkatli olmak gerekiyor.
4. Cihazlarınız bozulmaya başladığında harekete geçin. Bir sabit sürücünün ömrü uzun olsa da sonsuza kadar değil. Elbet bir noktada aşınma ve yıpranma nedeniyle kullandığınız sabit sürücü kullanılamaz hale gelecektir. Bilgisayarınızın alışılmadık derecede sıcak olması, ekranda ani donmalar, şiddetli anlamsız sesleri duymanız size sabit sürücünüz hakkında alarmlar veriyorken, bu alarmları ciddiye alıp profesyonel destek almanız gerektiğini unutmayın.
5. Müdahale etmeyin, bir bilene danışın. Verilerin çoğu cihazlara gerçekleştirilen yanlış müdahalelerden dolayı kurtarılamıyor. Bir eylemin sonucunda başarı elde edildiği düşünülen herhangi bir profesyonel olmayan tekniğin verilerinizi yok edeceğini göz ardı etmeyin. Verilerin kurtarılması için uzmanlarından, standartları yüksek laboratuvarlara sahip veri kurtarma merkezlerinden destek almayı geciktirmeyin.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

OPPO, HEVC Advance Patent Havuzu’na Katıldı

Access Advance tarafından yönetilen HEVC Advance Patent Havuzu’na katıldığını duyuran OPPO, HEVC / H.265 video codec standardını uygulamak için gerekli olan, dünya çapında 13.000’den fazla patente erişim sağlayacak.
Dünyanın önde gelen akıllı telefon markalarından OPPO, bugün en önemli standartlara dayalı video codec teknolojilerinin temel patentlerini lisanslamak için patent havuzlarının geliştirilmesine, idaresine ve yönetimine liderlik eden Access Advance’ın yönettiği HEVC Advance Patent Havuzu’na katıldığını duyurdu. OPPO, HEVC / H.265 video codec standardını uygulamak için gerekli olan, dünya çapında 13.000’den fazla patente erişim sağlayacak.
Access Advance CEO’su Peter Moller: “OPPO’nun HEVC Advance programımıza katılmasından büyük heyecan duyuyoruz. Lider bir akıllı telefon şirketi olan OPPO’nun araştırma, yenilik ve fikri mülkiyete yaptığı yatırımlar, markayı yeni nesil video codec bileşeni olan VVC dahil olmak üzere telekomünikasyon ve medya endüstrisindeki birçok yeni nesil standardın geliştirilmesinde önde gelen bir katılımcı yaptı. OPPO’nun HEVC programımıza katılımını ve VVC programımızda da desteğini almayı heyecanla bekliyoruz” dedi.
OPPO Kıdemli Fikri Mülkiyet Direktörü Adler Feng ise: “HEVC Advance hem lisans sahiplerinin hem de lisans verenlerin çıkarlarını dengeleyen ve FRAND şartlarını ciddiye alan iş birliğine dayalı bir patent platformudur. OPPO olarak HEVC Advance Patent Pool’a katılmaktan mutluyuz” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Gargara Seçerken Dikkat!

Uzmanlar, pandemiyle mücadelede ağız hijyenini sağlamak üzere gargara yapılmasının önemine vurgu yapıyor. Ağız boşluğunun vücudun patojenlerle ilk karşılaşma noktalarından biri olması, bakterilerin ağızda kolonize olup alt solunum yollarına daha kolay ulaşmasına neden olabiliyor.
Günlük olarak gargara kullanımının ağız hijyenini artırdığı gibi patojenlere karşı da etkili olabileceğini belirten uzmanlar, piyasada tüketiciye sunulan gargara ürünleri içeriklerinin iyice araştırılarak kullanılması gerektiğini vurguluyor.
Yapılan bir klinik çalışmada ağız hijyeni ile “SARS-CoV-2” enfeksiyonları arasında bir ilişki olup olmadığına bakılmış ve ağız hijyeninin artırılmasının hastalık şiddetini azaltabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. 1
Peki hangi içeriğe sahip gargaraların tercih edilmesi gerekiyor?
Ağız hijyenini sağlamada altın standart; Klorheksidin2
Klorheksidin günümüzde güvenle kullanılan, ağız boşluğunda plak oluşumunu engelleyen ve ağız hijyenini destekleyen etkili bir içeriktir. Her gün evden çıkmadan önce Eludril Care Gargara kullanarak ağız hijyeninizi destekleyebilirsiniz. İçeriğinde bulunan %0,1 klorheksidin sayesinde sağlıklı diş etlerini korumak için ağız hijyenini sağlayan Eludril, aynı zamanda diş etlerini de yatıştırıyor. Ferahlatıcı ve rahatlatıcı tadıyla diğer ağız bakım ürünlerinden ayrışan Eludril Care Gargara, gençler ve yetişkinlerin yanı sıra çocukların kullanımına da uygun.
1 Sampson V et al. British Dental Journal. 228(12). 2020: 971-975
2 Shruti Balagopal et al. Pharm. Sci. & Res. 5(12)., 2013: 270 – 274.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

%100 elektrikli sürüş keyfi yeni bir boyut kazanıyor

Avrupa’nın en çok tercih edilen elektrikli otomobili unvanını taşıyan yeni Renault ZOE’nin, daha uzun menzil, daha fazla sürüş konforu, birinci sınıf enerji verimliliği ve şarj çeşitliliği sunan üçüncü nesli Aralık ayına özel 349.900 TL’lik indirimli fiyatıyla satışa çıktı.
Elektrikli araç teknolojisinin öncüsü Renault’nun, bu alandaki amiral gemisi ZOE’nin üçüncü nesli Türkiye yollarına çıkıyor. İlk kez 2012 yılında Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan ZOE, Avrupa çapındaki 60’tan fazla ödül ile markanın elektrikli araç geliştirme stratejisi için önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor. Her bir AC (alternatif akım) terminalinden 22 kW’a kadar güç beslemesi alabilen ZOE, ilk neslinin lansmanından bu yana halka açık alanlardaki şarj noktalarında en hızlı şarj edilen elektrikli araç olma özelliği taşıyor.
Mühendisliğinden montaj ve satış ağlarına kadar 30 binden fazla insanın emeğinin ürünü olan Yeni ZOE, WLTP (Küresel Uyumlu Hafif Araç Test Prosedürü) döngüsünde 395 kilometreye kadar menzil ve doğru akımla (DC) şarj edilebilen 52 kWh batarya sayesinde daha kısa şarj süresi sunuyor. Elektrikli mobilite alanında Renault Grubu’nun 10 yılı aşkın deneyiminin bir ürünü olan otomobil 80 kW motoruyla sürüş keyfini artırırken; Mod B, e-shifter, auto-hold fonksiyonlu elektrikli park freni, kablosuz şarj ünitesi gibi yenilikleri de bünyesinde bulunduruyor. Sürücünün fren pedalı kullanmasına neredeyse hiç ihtiyaç bırakmayan Mod B sürücünün gaz pedalından ayağını çektiğinde aracın yavaşlamasını sağlarken, farklı sürüş modları için mekanik vites kolunun yerini e-shifter alıyor. Bünyesinde bulundurduğu tüm yeniliklerle birlikte artırılmış güvenliği de kullanıcılarına sunan Yeni ZOE, birçok İleri Sürüş estek Sistemini de (ADAS) sahip.
%100 elektrikli motorunun yanında çevre dostu malzemelerden üretilen Yeni ZOE’de, yolcu bölmesindeki görünür parçalar dahil %100 geri dönüştürülmüş sentetik malzemeler kullanıldı. Sınıfının en geniş arka koltuk alanına sahip otomobil, 338 litrelik geniş bir bagaj hacmini de kullanıcısıyla buluşturuyor.
“Yeni ZOE büyüyen elektrikli araç pazarında bize güç katacak”
Renault Grubu’nun elektrikli araç alanında öncü konumunu sürdürdüğünü vurgulayan Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, şunları kaydetti:
“Elektrikli araç pazarında referans noktası olan ZOE, Ocak-Kasım döneminde 84 binden fazla adetle Avrupa’da en çok satan elektrikli otomobil unvanını elinde bulunduruyor. Ülkemizde de elektrikli otomobil dendiğinde akıllara ilk gelen modellerden olan ZOE’nin yeni neslini Türk tüketicisiyle buluşturmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Üçüncü nesil ZOE, daha modern ve çekici yeni yüz, artan menzil, sürüş güvenliği ve konforunu artıran teknolojiler, rakipsiz şarj çeşitliliği, birinci sınıf enerji verimliliği, kalite ve geri dönüşüm odaklı iç tasarım gibi özellikleriyle çıtayı daha da ileriye taşıyor. Yeni ZOE gibi tüketicinin bir otomobilden beklediği her şeyi sunan elektrikli otomobillerin giderek büyüyen pazarda gücümüze güç katacağını umuyoruz.”
Karakteristik dış tasarım
Yeni ZOE’de, önceki neslin yumuşak hatlarının yerini dikkat çeken ve daha geniş oturma alanı sunan karakteristik bir tasarım alıyor. Tamamen yeniden tasarlanmış ön tamponda, krom detaylarla çevrelenmiş sis farları bulunuyor. Tamponun yeni şekli, ızgaradaki ve sis farlarının çevresindeki krom detaylarla aracın alt kısmına yepyeni bir görünüm kazandırıyor. Yeni ön difüzörler aracın hava akış sirkülasyonunu geliştiriyor. Bu durum, Yeni ZOE’nin aerodinamik özelliklerine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Mavi bir hatla çevrelenmiş Renault elmas logosu, şarj soketini başarıyla gizliyor. Yeni ZOE’nin %100 LED farları, tüm yeni Renault modellerinin göz alıcı C şekline sahip.
Yeni ZOE, Boğaz mavisinin de aralarında bulunduğu 6 farklı renk seçeneğini kullanıcılarının beğenisine sunuyor.
Kullanıcı deneyimini daha ileriye taşıyan teknolojiler
Yeni ZOE’de yeniden tasarlanmış sürüş paneli, işlevsel konsolu, multimedya sistemi ve mat dokuya sahip yumuşak iç malzemesi araç içindeki şık ve rahat ambiyansa katkıda bulunuyor. Sürüş yardımcılarından 10 inç sürücü ekranına, Renault EASY LINK multimedya sistemine ve yeni Mod B gibi tüm sistemler, günlük sürüşleri daha kolay ve keyifli hale getirmek için tasarlandı.
Sınıfında rakipsiz çözünürlük ve işlevselliğe sahip 10 inç sürücü ekranı sunan yeni ZOE, aynı zamanda orta konsol boyunca uzanan 7 inç dokunmatik ekranı sayesinde çeşitli sürüş yardımcılarından 10 inç sürücü ekranındaki renklerin özelleştirilmesine kadar araçla ilgili ana ayarları kontrol ediyor.
Kalite ve geri dönüşüm odaklı iç tasarım
Yeni ZOE’nin çevre dostu yapısı, %100 elektrikli motorunun da ötesine geçiyor. Otomobil, geri dönüşüm ilkelerine göre üretilmiş döşemeleri ve geri dönüştürülmüş polipropilenden üretilmiş parçaları gibi, yolcu bölmesindeki görünür parçalar dahil %100 geri dönüştürülmüş sentetik malzemeler içeriyor. Yeni ZOE %100 geri dönüştürülmüş kumaştan üretilmiş döşemeler sunuyor. Bu döşeme kumaşı plastik şişe (PET) ve kumaş artıklarından (yeni kumaşların kesilmesinden kalan artık kumaş parçaları) üretiliyor.
Aile ihtiyaçlarını da karşılıyor
Güç aktarma organlarının az yer kaplaması sayesinde, yeni ZOE’de arka koltuktaki yolcular sınıfının en geniş arka koltuk alanının keyfini çıkarabiliyor. 338 litre bagaj ve katlanır koltuklar ise, taşıma kapasitesini daha da artırıyor. Yeni ZOE, yaşam ve kullanım alanlarıyla bir ailenin tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor.
Şarj çeşitliliğinde rakipsiz 
Yeni ZOE, WLTP döngüsünde 395 kilometreye kadar menzil sunan 52 kWh gücündeki Z.E. 50 batarya ile donatıldı. Otomobilin üçüncü nesliyle birlikte, araçta artık evde veya yolda kullanılabilen alternatif akımlı şarj seçeneklerine ek olarak doğru akımlı hızlı şarj seçeneği de sunuluyor.
Her bir AC (alternatif akım) terminalinden 22 kW’a kadar güç beslemesi alabilen ZOE, ilk neslinin lansmanından bu yana halka açık alanlardaki şarj noktalarında en hızlı şarj edilen elektrikli araç oldu. ZOE’nin bu çeşitliliği sunmasını Caméléon şarj ünitesi sağlıyor. Renault, şarj ve sürüş için iki ayrı elektrik devresi kullanmak yerine her iki işlem için de aynı elektronik ünitelerinin kullanılabilmesini başararak düşük maliyetle esnek şarj imkânı sağlıyor.
Yeni ZOE artık, doğru akımla (DC) tasarlanmış bir şarj kontrol ünitesine sahip. Elektrikli güç aktarma sistemi ile akünün ortasına monte edilen bu yeni ve tamamen Renault’ya ait şarj kontrol ünitesi, aracın DC terminallerde 50 kW ile şarj edilebilmesini sağlıyor.
Birinci sınıf enerji verimliliği
Yeni ZOE’nin artan menzilinde, Z.E. 50 batarya kapasitesindeki artışın yanı sıra enerji verimliliğini artırmak amacıyla araç tasarımında gerçekleştirilen bazı optimizasyonlar da büyük rol oynuyor. Yeni ZOE, pazardaki en iyi batarya kapasitesi / menzil oranlarından birini sunuyor. Yeni ZOE ile yapılan her frenleme, kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürerek akünün şarj edilmesine katkıda bulunuyor. Ayrılmış (dekuple) fren sistemi kullanılması, enerjinin ısı biçiminde dağıtılmasına yol açan disk frenlerle donatılmış mekanik sistemin aksine, rejeneratif frenlemenin en etkin şekilde gerçekleşmesine olanak sağlıyor.
Güvenlikten ödün vermeyen bir sürüş keyfi
Aracın elektrik mimarisi, standart sunulan dijital gösterge panelini ve pek çok İleri Sürüş Destek Sistemini (ADAS) barındıracak biçimde tamamen yeniden tasarlandı. %100 LED aydınlatma sistemi, aynı enerji tüketimiyle halojen aydınlatmadan %75 daha fazla parlaklık sunuyor.
Yeni ZOE, sürücünün fren pedalı kullanmasına neredeyse hiç ihtiyaç bırakmayan yeni bir sürüş modu ile geliyor. Mod B etkinleştirildiğinde, sürücü gaz pedalını bırakır bırakmaz araç çok daha çabuk yavaşlıyor. Mod B özellikle şehir içinde veya yavaş trafikte sürüşü kolaylaştırıyor.
Elektrik motoru nedeniyle Yeni ZOE’de vites kutusu ve kavrama bulunmasa da, geri vitesi seçmek veya farklı sürüş modları arasında geçiş yapmak için bir vites kolu bulunmaya devam ediyor. Mekanik vites kolunun yerini “e-shifter” aldı.
Auto-hold fonksiyonlu elektrikli park freni, araçtan ayrılmadan önce veya yokuşlardaki kalkışlar sırasında park frenini etkinleştirme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Böylece sürüş ergonomisi artıyor. Park freni kolu bulunmaması ise, orta konsolda ek alan açıp kablosuz akıllı telefon şarj ünitesinin yerleştirilmesini sağlayarak konforu daha üst seviyeye taşıyor.
Yeni ZOE tüm bunların yanında (TSR) Trafik İşaretleri Tanıma Sistemi, (AHL) karşıdan gelen aracı tespit ettiğinde devreye giren Otomatik Uzun/Kısa Farlar özelliği, (LDW) Şerit Takip Sistemi, ön & arka park sensörü, geri görüş kamerası gibi sistemleri ile artırılmış güvenlik ve sürüş keyfini kullanıcıyla buluşturuyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Onur Saylak’ın üçüncü çocuğu dünyaya geldi

Oyuncu ve yönetmen Onur Saylak ile Gözde Yılmaz Saylak çiftinin bebeği dünyaya geldi. Doğum, Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde 12 Aralık 2020, Cumartesi günü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Furkan Kayabaşoğlu tarafından gerçekleştirildi. Çift, bebeklerine Deniz Ali adını verdi. Acıbadem Altunizade Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu yaptığı açıklamada “Bebeğin ve annenin sağlık durumları gayet iyi. Kendilerine sağlıklı ve uzun bir ömür diliyoruz” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“O” ve İnsanoğlu, Uyanışa dair konuşmalar.

Bildiklerinizi unutup yeni bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? Kişisel Gelişim çalışmalarının yeraldığı birçok kitap okuduğunuz fayda sağladınız, bilgiler biriktirdiniz. Deneyimler ediniz. Bildiklerinizin ve aşina olduklarınızın, edindiğiniz deneyimlerinin ışığında yada hiç ilgi alanınızda yokken, bildikleriniz yada bilmediklerinizle kendiniz ile yeni bir yolculuğa çıkmak ister misiniz?
““O” ve İnsanoğlu”- Uyanışa dair konuşmalar kitabıyla yazar Caner Aktaş, farkındalık yolculuğuna davet ettiği kitapta okurlarına: “Bu kitaptan sen her ne alacaksan onu alacaksın. Yol senin yolculuk senin, alacakların kazanımların da senin… Uyanmaya gönüllü isen bu kitaptan, ne istiyorsan onu alabilirsin.” Diyor.
Bu kitapta yazar; kendi iç yolculuğunda edindiği deneyimleri harmanlayarak bir yıl içinde tamamladığı çalışmayı okurlarının bilgisine sunuyor. Altmış beş konu başlığı ile iç konuşmaların yeraldığı kitap, yaşamı, yaşamdan elde ettiklerimizi, bildiklerimizi, bilmediklerimizi, yaşam yolculuğunda ihtiyacımız olanın yada olmayanı nasıl sorguladığımızı, yaşamda her daim ihtiyaçlarımızın karşılandığını, uyanmaya gönüllü olanların bu ihtiyaç yerine hayatta kim olduğunu görmeye, anlamaya ve hayata sorduğu soruların, cevaplarını almaya gönüllü olup, olmadığını anlatıyor.
Ritim Sanat Yayınlarından çıkan kitap, okurları yaşam yolculuğuna çıkarıyor.
Kitaptan alıntı:
“YAŞAMAK..
Yaşar mı İnsanoğlu, yoksa yaşıyormuş gibi mi yapar? Cevap;-mış gibi yapar, yani yaşadığını zanneder de yaşamaz hayatı dolu dolu. Her an endişeleri ile boğuşur sonra da buna yaşam der….”
Adı:’O’ ve İnsanoğlu
Yazar: Caner Aktaş
Baskı tarihi: Ekim 2020
Sayfa sayısı: 200
Format: Karton kapak
ISBN: 9786257862882
Kitabın türü: Edebiyat, Hikaye (Öykü)
Dil:Türkçe
Ülke:Türkiye
Yayınevi:Ritim Sanat Yayınları
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Fatma Şahin’den “Esra Erol’da” programına destek

Gaziantep Büyükşehir Belediye başkanı Fatma Şahin, Atv ekranlarında yayınlanan “Esra Erol’da” programına katılarak her türlü desteğe varım dedi.
“Esra Erol’da” programına katılan Hasan Güneş, eşi Fatma Güneş’in aşırı temizlik takıntısı olduğunu ve 26 yıllık eşinin 1,5 ay önce evi terk ettiğini ifade etti. Barışmak istediğini söyleyen Hasan Güneş, Esra Erol’un kapısını çaldı.
Çiftin barışması için günlerce mücadele veren Esra Erol, Gaziantep Belediye Başkanına çağrıda bulundu.
Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin canlı yayına telefonla bağlanarak her türlü desteğe varım dedi.
Fatma Şahin “Aile çok mühim, sağlıklı aile, güçlü toplum hepimizin hedefi. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Bu sabah çok önemli bir protokol yaptık. Aile destek merkezimiz 2017 yılından beri çalışıyor. Buraya davet ederiz. Uzmanlarımızla görüştürerek hukuki ve psikolojik destek veririz. Her türlü desteği verdik vermeye de devam edeceğiz. Siz bizden ne talep ederseniz o şekilde ilerleyeceğiz” dedi.
Öte yandan, “boşanmaya karar veren çiftlerimizin %85’i aileleriyle devam kararı aldı” diyen Fatma Şahin’e Esra Erol inşallah siz barıştırırsınız diyerek Gaziantep Belediye başkanına teşekkür etti.
GAZİANTEP – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

SosyalBen Vakfı’nın “Gönüllülük Araştırması”na göre Gençler toplumsal fayda yaratmak istiyor

SosyalBen Vakfı ve Koç Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen “Gönüllülük Araştırması” gençlerin gönüllülüğe olan yaklaşımlarını ve motivasyonlarını gösteren önemli veriler içeriyor.
Türkiye’nin ve dünyanın birçok bölgesinde gerçekleştirdiği saha çalışmalarıyla bugüne kadar 45.000’i aşkın çocuğun hayatına dokunan SosyalBen Vakfı dezavantajlı bölgelerde yaşamını sürdüren çocukların yeteneklerini keşfetmelerini ve kendilerini geliştirmelerini hedefliyor. Vakıf 11 ülkede on binlerce çocuğa ulaşarak yarattığı toplumsal fayda odaklı çalışmalarına, pandemi sürecinde de hız kesmeden devam ediyor.
SosyalBen Vakfı, Gönüllüler Haftası kapsamında Koç Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirdiği “Gönüllülük” Araştırması’nı kamuoyuyla paylaştı. KOÇ-KAM Direktör Yardımcısı ve SosyalBen Vakfı Araştırma Kurulu Başkanı Dr. Aslı Mert’in yürütücülüğünde gerçekleştirilen, Berra Karayel, Doğa Dilbilmez ve İlayda Eskitaşçıoğlu’nun araştırmacı olarak görev aldığı Gönüllülük Araştırması’na göre gençlerin gönüllülüğe verdikleri önem arttıkça hayata karşı duydukları tatmin ve genel mutluluk düzeyleri de aynı doğrultuda yükseliyor. Katılımcıların yüzde 78.9’u gençler arasında farkındalığı artırmak için gönüllülüğün eğitim müfredatının bir parçası olması gerektiğini vurguluyor.
SosyalBen Vakfı Kurucusu Ece Çiftçi, Vakıf olarak ilk kez gerçekleştirdikleri bu araştırma ile gençlerin gönüllülük konusundaki yaklaşımlarını ve taleplerini ortaya çıkartmaktan mutlu olduklarını belirterek, “SosyalBen olarak gönüllülüğe, gönüllü katılımına büyük önem veriyoruz. Pandemi süresinde fiziki saha çalışmalarımıza ara vermek zorunda kaldığımız için Türkiye’de ilk kez e-Gönüllülük projesini başlattık. Ayrıca Araştırma Kurulumuzun uzun soluklu çalışmaları ile gençliğin nabzını tutan kapsamlı bir gönüllülük araştırması gerçekleştirdik. SosyalBen yolculuğumuzun başından beri savunduğumuz şey gönüllülüğün öğretilen bir sorumluluğa dönüşmesiydi. Bu araştırmanın ortaya koyduğu bulgular da yol haritamızda önemli bir rehber oldu. Yeni neslin sivil toplum kuruluşu olarak gerçekleştirdiğimiz araştırmamızın akademik alana farklı bir bakış açısı ve değer katacağına inanıyorum. Başta Araştırma Kurulu Başkanımız Sayın Aslı Mert olmak üzere emeklerinden dolayı tüm araştırma kurulu üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
Gönüllülüğün gençlere sorumluluk bilinci kazandırdığını vurgulayan SosyalBen Vakfı Araştırma Kurulu Başkanı Aslı E. Mert ise “Ülkemizde gönüllülük konusunda büyük bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu potansiyelin optimize edilebilmesi için farkındalığa ve görünürlüğe ilişkin eksiklikler ile kurumsal ve resmi bariyerlerin aşılması gerektiğini gözlemlemekteyiz. SosyalBen Vakfı odağında, çoğunluğu genç gönüllülerden oluşan bir örneklem ile gerçekleştirdiğimiz bu araştırmada gönüllülerin motivasyonlarını, yaşam memnuniyeti ve mutluluk düzeylerini, gönüllülüğe ilişkin beklentilerini anlayarak bu konuda atılabilecek adımları birincil veriye dayalı olarak sunmak istedik” dedi.
SosyalBen Gönüllülük Araştırma Raporu:
Çoğunluğu 1-3 yıldır gönüllülük yapan 384 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma gençlerin gönüllülük yaparak sürdürülebilir fayda yaratmayı önemsediklerini gösteriyor. Katılımcıların %85,9’unun ailesi gönüllülük faaliyetlerinde bulunmalarını destekliyor. Bu açıdan bakıldığında, gençlerin aileleriyle birlikte toplumsal fayda yaratmayı önemsedikleri ve faaliyetlerine bunu yansıttıkları gözlemleniyor. Araştırma, gençlerin kendilerini gönüllü faaliyetlere yönlendirecek rol modellere ihtiyaç duyduklarını, bu sebeple topluma mâl olmuş kişilerin, medyatik isimlerin, öğretmen ve ebeveynlerin örnek olmalarının önemli olduğunun da altını çiziyor. SosyalBen Vakfı ilk kez bu yıl gerçekleştirdiği araştırmayı, gelenekselleştirerek kamuoyu ile paylaşmayı, her yıl farklı konuları da kapsayacak şekilde tekrarlayarak sivil toplumun gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Tam bir Türkiye aşığı

O tam bir Türk dostu ve Türkiye aşığı. Yapmış olduğu  yardımlarla insanların gönlünde taht kurmuş biri… Ülkemiz için büyük bir önem taşıyan  bir Hollywood filmi projesi için kolları sıvamış… Osmanlı-İrlanda dostluğu üzerine kurulu  derin bir bağı anlatacak olan filmin bütçesi 25 milyon dolar… Dünyaca ünlü hayırsever Prof.Dr. Henry  Abdo çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Faaliyetleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Prof.Dr. Henry  Abdo; “Tamamen bilgili olduğum en son eğitim faaliyetlerimizden biri Amerikan Avrupa Üniversitesi. En son Amerikan Eğitim tarzını uygulayan küresel bir kalite eğitim kurumudur. Liberal eğitimi takip eden öğrenci odaklı bir tesistir. AUE’DE faaliyetlerimizi eğitimin kurumsallaştırılmasına dayandırdık ve bu sayede üniversitenin politikalarını çok uluslu şirketlerin ve kurumsal gelişmekte olan ve gelişen ihtiyaçlara dayalı olarak uyarlamayı kastediyoruz… İnsan davranışını, bilgisini ve becerilerini işyerinin ihtiyaç ve isteklerine uyacak şekilde geliştirmeye çalışıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Eğitimle ilgili bakış açısı sorulduğunda ise “Tabii ki, liberal eğitim, özgür (Latince: liber) bir insanın yetiştirilmesine uygun bir sistem veya eğitim yönü olarak özetlenebilir. Bireyleri geniş bilgi ve aktarılabilir becerilere sahip kılan 21. yüzyıl eğitim felsefesine dayanmaktadır. Aynı zamanda öğrenciyi daha güçlü bir değer, etik ve sivil katılım duygusu ile donatır … Bu felsefeye göre öğretim, önemli konularla zorlu karşılaşmalar ve Amerikan Kolejleri ve Üniversiteleri Birliği tarafından belirli bir ders veya çalışma alanından daha fazla çalışma şekli ile karakterizedir. Genellikle küresel ve çoğulcu olarak, en az bir akademik alanda derinlemesine çalışmaya ek olarak, birden fazla disipline ve öğrenme stratejisine geniş bir maruz kalma sağlayan genel bir eğitim müfredatı içerebilir. Üniversitedeki müfredatımız bu ilkenin açık bir örneğidir.” ifadelerine yer veren Prof.Dr. Henry  Abdo, AUE içerisinde hangi yön ve vizyonu takip ettiği sorusuna da “Vizyonumuz, bilgelik ve insanlığa hizmet etmek için bilgiyi sürekli olarak koruyan ve ileten en yüksek özenle hazırlanmış öğrenme ortamını korurken ilerlemeyi hızlandırmaktır. Misyona gelince, Aue yirmi birinci yüzyıl Liberal ve küresel bir eğitim tesisidir, çeşitli küresel katılımcılarına BM 2030 gündemine göre eleştirel düşünme, uyarlanabilirlik, çeşitlilik ve sürdürülebilirliğin kutsandığı ilerici ve yetenekli bir zihniyet sağlar.” ifadeleriyle yanıt verdi.
Prof.Dr. Henry  Abdo  AUE içerisinde küreselleşme ve  çeşitlilik konusunda ise; “21.yüzyılda küresel eğitim politikaları ve uygulamaları var ve bir ülkenin makro yapıları tarafından değil, ulusal üstü bir megastructure tarafından dikte ediliyor. Küresel süreçler günümüzde eğitimi etkilemektedir ve herhangi bir profesyonel kurum, rekabete ve toplumların, pazarların ve hatta insan ihtiyaçlarının sürekli değişen taleplerine ayak uydurmak için yenilikler ve güncellemeler için megastructure’u sürekli olarak taramalıdır. Daha fazla göstermek için, bu güçlerin bazıları kısıtlayıcı olmayan dünya çapında hareketi ve beşeri sermayenin durumunu ve beyin dolaşımını, ekonomik kalkınmayı, çokkültürlülüğü, hükümetler arası örgütleri, sivil toplum örgütlerini, teknolojik değişimi vb. içerebilir. Çeşitliliğe gelince, küreselleşme tarafından yaratılan ve dikte edilen değişen etnoscape’i takip etmeliyiz. Etnik, dini, cinsiyet, yaş, ırk, fiziksel ve zihinsel farklılıkları, yetenekleri, ekonomik arka planı vb.yönetmeliyiz. AUE’DE herkes eşit ve eşit muamele görür. Dikkatimizi, öğrencilerin pazarda eşit fırsatlara sahip olmalarını ve çeşitliliğe saygı duymalarını ve değer vermelerini ve değerini takdir etmelerini sağlamaya odaklıyoruz. Öğrenmenin merkez üssü olan AUE, önemli küresel zorlukların ele alınmasında ve 2030 yılına kadar Sdg’lere ulaşmada kritik bir rol oynamaktadır. Üniversite, programlar, bireysel ders müfredatı ve eğitimciler, öğrencilerimizi dünyanın karşı karşıya olduğu küresel zorlukları ve bunların üstesinden gelme becerilerini anlamak için bilgi ile donatmaktan sorumludur. Gelecek nesiller için daha iyi bir dünya sağlamak için diğer özel eğitim kurumları arasında koruma ve yer almadaki rolümüzü kabul ediyoruz.” ifadeleriyle açıklamalarda bulundu.
Misyon ifadesiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Prof.Dr. Henry  Abdo; “Eğitimde eleştirel düşünme genellikle öğrencilerin ve katılımcıların muhakeme, değerlendirme ve problem çözme becerilerini geliştirmeye götürür. Öğrenciler, pazarın sürekli değişen senaryolarıyla yüzleşmeye hazırlıklı olmalıdır. Geleneksel mekanik öğrenme sistemlerine ve yöntemlerine karşı merakı, mantığı, muhakemeyi ve öz değerlendirmeyi artırmaya çalışıyoruz. 21. yüzyılda uyum, mesleki ve profesyonel alanların parolası haline geldi. Bunun anlamı, bir insan olarak, adapte olmak için eğitilmiş ve donanımlı olmanız gerektiğidir. AUE öğrencilerini, her sabah uyandıklarında hayatın onlara attığı her şeyi zihinsel olarak hazırlamamız gerektiğine inanıyoruz… Esnek insanlar değişen koşullarda daha iyi ve daha uzun yollara giderler, aynı zamanda takımlarda da üstündürler; homojenden çok işlevliye. Uyum sağlamayı başaramayan insanlar çok katıdırlar ve sonunda bozuk ve modası geçmiş değişime direnerek ve meydan okuyarak sonuçlanırlar. Eğitimde, yönetimde, kampüs hayatında ve hatta öğrenim ve para-eğitim ücretlerinde, onlara verdiğimiz söz kalitedir… Öğrenim ve ücretler söz konusu olduğunda, çok çeşitli öğrenci mali yardım programları tasarlanır ve öğrencilerimize hizmete sunulur. Öğrenim ücretlerimiz de kalitenin maliyete en yüksek oranını sağlamak için hesaplanır.” ifadeleriyle konuşmasını sürdürdü.
AUE ile ilgili son olarakta “Prestijli Miami Üniversitesi ile yakın işbirliğimizden bahsetmek isterim. İşbirliğinin en yüksek seviyeye getirildiği ve öğrencilerin AUE’den Miami’ye ve tam tersi hareketliliğin tadını çıkarabilecekleri yer. Ayrıca pandemi konusunda, güvenlik bir zirvede ele alınır ve korunur. Öğrenciler teorik oturumları çevrimiçi olarak takip edecek ve geçerlilik ve ciddiyet için pratik çalışmalar ve sınavlar sosyal mesafenin karşılanacağı kampüste yapılacaktır. Bu küresel sağlık krizinin çözüleceğini ve öğrencilerin akademik yolculuğunu keyifli kılan ve bol miktarda unutulmaz hoş anılarla zenginleşen geleneksel kampüs yaşamının kalıcı olmasını umuyoruz.” şeklinde konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)