Aylık arşivler: Kasım 2020

İZODER: “Isı, su, ses ve yangın yalıtımı tüm şehirlerimizde binaların tamamında uygulanmalı”

Yalıtım sektörünün çatı kuruluşu İZODER, ‘8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüm şehirlerde depreme karşı güvenli, enerji verimli ve konforlu binalara sahip olmak için ısı, su, ses ve yangın yalıtımının binaların tamamında uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
Güvenli ve sağlıklı yapılara kavuşmak için tüm yalıtım branşlarının, yönetmelik ve standartlara uygun bir şekilde, tüm şehirlerde binalara uygulanması gerektiğini vurgulayan İZODER Başkanı Levent Gökçe, şunları söyledi: “Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz. Topraklarının yüzde 95’lik bölümü deprem kuşağında yer alan ülkemizde, can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için alınması gereken önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı binalar inşa etmek geliyor. Ancak bugün ülke genelinde milyonlarca konutta halen su yalıtımı bulunmuyor.
Türkiye’de inşaat sektöründe büyük bir eksikliği gidererek, binalara dayanıklılık, kalite ve konfor kazandıracak ‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’, 1 Haziran 2018’de yürürlüğe girdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, İZODER’in de destek ve girişimleriyle mevzuattaki eksikleri gidermek üzere hazırlanan yeni yönetmelikle, su yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Türkiye inşaat sektörü ve kullanıcılar açısından çok önemli bir adım olan bu yönetmelik, su yalıtımı ile ilgili çok büyük bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi halinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmiyor.
Türkiye’de sadece yeni binaların değil mevcutların da enerji verimli hale getirilmesi, ülke ekonomisi açısından çok önemli. Çok ciddi seviyede eski bina stokuna sahip olan ülkemizde mevzuatlara uygun olarak yapılacak ısı yalıtım uygulamaları ile enerji verimli, sağlıklı ve konforlu yapılara kavuşmak mümkün olacaktır, bunun için de yalıtımda seferberlik ilan etmeliyiz. Mevcut binaların enerji verimli hale getirilebilmesi için vatandaşların teşvik edilmesi gerekli.
Türkiye, Avrupa kıtasında en hızlı büyüyen bina stokuna sahip ülkedir. AB’de sıfır enerji binalara geçiş başlamışken, mevcut standartlarımıza baktığımızda ülkemizde halen bir metrekarelik bir alanın ısıtılması için harcanmasına izin verilen yıllık enerji miktarı, gelişmiş ülkelerin çok üzerindedir. Gelişmiş ülkelerde tanımlanmış U değerleri ile ülkemizde tavsiye edilen U değerlerini mukayese ettiğimizde, ülke olarak daha verimli çözümlere yönelmemiz gerektiğini görüyoruz. Türkiye’deki binaların tümünün, daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması öncelikli hedefimiz olmalı.
Günümüzde binalarda en önemli sorunlardan biri de gürültü. Ses yalıtımı, içinde yaşadığımız konutlara hitap eden ve toplumu direkt ilgilendiren, çok önemli bir konu. Bugün özellikle büyük şehirlerde yaşamımızın her alanında, farkında olmadan gürültüye maruz kalıyor ve bu durumun olumsuz etkilerini gün geçtikçe daha fazla hissediyoruz. Gelişmiş ülkelerde yalıtım konusunda yüksek hassasiyet var ve ses yalıtımı çağdaş yaşam standartlarının oluşmasına katkı sağlıyor. Gürültü insanlarda sağlık sorunlarına yol açıyor. Türkiye’de gürültü kirliliğini önlemek amacıyla hazırlanan Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik, 1 Haziran 2018’de yürürlüğe girdi. Böylece yönetmelikle, ses yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Yönetmelik, konutların yanı sıra okul, hastane gibi halkın yoğun olarak bulunduğu binaları da kapsıyor.
Yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik uyarınca; ülkemizdeki binaların bir yangın meydana geldiğinde, içerisindeki kişilerin güvenli bir şekilde tahliye edilmelerine, itfaiye ekiplerinin de güvenli bir şekilde müdahale etmesine olanak sağlayacak süre boyunca yıkılmadan fonksiyonlarını sürdürmesi gerekiyor. Bu çerçevede yapının başta taşıyıcı elemanları olmak üzere bazı bölümlerinin yangına karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanması gereklidir. Yangının zararlı etkilerinin sınırlandırılması ve güvenli kaçış bölgelerinin oluşturulması amacı ile oluşturulan bölümlerin duvarlarına, tavanına ve döşemesine yangın yalıtımı yapılmalıdır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Burcu Kara: ” Haziran Gecesi ilk projemdi on yedi saat sette beklemiştim”

“Hayatın çok kısa olduğunu her şeyin gelip geçici olduğunu unutmadan, kimseyle tartışmaya girmeden yaşamaya çalışıyorum”
“Geçtiğim yollar, yaşadığım başarısızlıklar mutsuzluklar beni yapmak istediğim şeye getirdi”
Spiker olarak başladığı ekran yolculuğuna oyuncu olarak devam eden ve bir çok başarılı projede adından söz ettiren Burcu Kara, MAG Kasım sayısı için özel açıklamalarda bulundu.
Setlere titreyerek başladığını belirten başarılı oyuncu Burcu Kara, ilk kez Haziran Gecesi dizisinde rol aldığı sırada on yedi saat beklediğini ve unutulduğunu en güzel set hikayesi olarak ifade etti. Bir oğlu olan güzel ve başarılı anne çocuklarının da eşi ve kendisi gibi mücadeleci olmasını dilediklerini vurguladı. Yeni projelerinden de özel röportajında bahseden Kara, “ Senaryolarını okuduğum yeni dijital projeler var. Umarım sevilen işler olur” diyerek ekranlara geri döneceğinin müjdesini verdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

O haber yürekleri dağladı!

Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2020 16:26

Her perşembe olduğu gibi bu hafta da Hürriyet Podcast’inde Ferit Ömeroğlu’nun yorumlarıyla haftanın öne çıkan magazin olaylarını yorumladık.

Haberin Devamı

Bu haftanın magazin haberleri gündemin nabzını belirledi. Herkesin takip ettiği ve şahit olduğu magazin haberlerini podcastte sizler için derledik. İşte öne çıkanlar…

Kaynak : Hürriyet

Zatürre zayıf bir anınızı yakalamasın

Akciğerlerin mikrobik iltihaplanması sonucu oluşan Zatürre (Pnömoni) hastalığı özellikle sonbahar ve kış aylarında görülen çok ciddi bir enfeksiyondur. Zatürreden korunmak için bağışıklık sisteminin en iyi düzeyde tutulması gerektiğini belirten Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, hastalıkla ilgili önemli uyarılarda bulundu.
Zatürre tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Akciğer dokusunun iltihaplanması sonucu, bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalar yüzünden oluşan bu rahatsızlık, her yıl ülkemizde 12 bin civarı kişinin yaşamını kaybetmesine neden olur. Bağışıklık sistemi güçlü olursa zatürrenin ayakta basitçe geçirilebileceğini söyleyen Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, “Hastaneye ve yoğun bakıma yatışı gerektiren ve ağır seyreden zatürre vakaları vardır. Kanda oksijen seviyesinde düşüklüğe, karbondioksit seviyesinde yükselmeye ve solunum yetmezliğine yol açan bu tip zatürreler, bağışıklığı azalmış kişilerde çok ciddi durumlara neden olabilir. Bazı hastalarda tedavi süreci iki ayı bile bulabilir. Bu sürede yakın doktor kontrolü şarttır.” uyarısında bulundu.
Yüksek ateş ve nefes darlığı zatürrenin en önemli belirtileri
Tipik zatürre, genellikle 39-40 derecede seyreden yüksek ateşe, üşümeye, titremeye ve nefes darlığına sebep olur. Nabızda yükselme, morarma, göğüs ağrısı, kuru öksürük, sarı-yeşil balgam ve özellikle yaşlılarda zihin bulanıklığı gibi klinik belirtiler görülebilir. Kan testlerinde beyaz küre ve CRP yüksekliği gözlemlenir.
Zatürreden korunmanın yolları nelerdir?
Bağışıklık sisteminin ve akciğerin mikroptan korunma mekanizmalarının en iyi düzeyde çalışması gereklidir. Sigara içmek, bronşların üzerini kaplayan halıya benzer “Silya” yapısının dışa doğru hareketini felç eder ve her gün soluduğumuz milyonlarca mikrobun dışarıya atılmasına engel olur. Aynı şekilde alkol, genel anestezi, hava kirliliği, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği ve kortizon tedavisi gibi durumlar da savunma mekanizmasını bozan etkenlerdir. Zatürreden korunmak için iki çeşit aşı vardır. Biri ömür boyu etkilidir, diğerinin 5 yılda bir tekrar edilmesi gerekir. Batıda 65 yaş üzerine önerilen bu aşılar, ülkemizde yıpranma daha fazla olduğu için 55 yaş üzerine önerilir. Fakat unutulmaması gereken nokta şudur; zatürre aşısının sadece en sık görülen zatürre cinsi Pnömokok’a karşı koruyuculuğu bulunur. Diğer zatürrelere karşı bir etkisi yoktur.
Zatürre hakkında az bilinen gerçekler:
– Enfeksiyona bağlı zatürre, bakteri, virüs, mantar veya tüberküloz mikrobu kaynaklı olabilir. Hepsinin tedavi yaklaşımı farklıdır. Antibiyotikler sadece bakteri kaynaklı zatürreye karşı etkilidir. Mantar ve tüberküloz nedeniyle oluşan zatürrenin ilaçları ve kullanma süreleri farklıdır. O yüzden ilaç kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
– Covid-19, grip (İnfluenza) gibi bir virüstür ve viral zatürreye neden olur. Grip için hastalık şiddetini azaltan ilaçlar bulmak mümkünken Covid-19 için bugüne kadar tek bir ilaç onay almıştır ve henüz ülkemizde bulunmamaktadır.
– Covid-19 virüsü, gripten farklı olarak daha sık akciğerlerde zatürreye neden olur. Bu tür zatürrenin buzlu cama benzeyen tipik bir görüntüsü vardır.
– Genel durumu iyi, ayaktaki bir hastanın tedavisiyle altta yatan başka bir hastalığı bulunan düşkün bir hastanın tedavisi çok farklıdır.
– “Atipik Zatürre” denen bir grup daha vardır. Klimadan geçen “Legionella Zatürresi” (Lejyoner Hastalığı) de bu gruptadır ve doğru antibiyotik tedavisi uygulanmazsa çok hızlı ilerleme gösterir.
– AIDS hastalığında da en önemli ölüm nedeni bağışıklığın düşmesine bağlı gelişen bir tür zatürredir ve onun da tedavisi oldukça farklıdır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

ZÜHRE ile “Toprağın her tonu ile harmanlanan” yeni sezon

Muhafazakar modayı cesur kesim ve renklerle taçlandıran ZÜHRE’de, 2020-2021  Sonbahar – Kış trendinin renk ve modelleri netleşti. Kaşe kürklü kabanlardan trençkotlara, spor şık takımlardan jeanlere pek çok alternatif ile gündüzden geceye efsane kombinler oluşturuluyor.
Pastel tonlarının sonbahar ve kış notalarını gardıroplara taşıyan ZÜHRE, yeni sezonda doğaya dönüş mottosu sergiliyor. 2020-2021  Sonbahar Kış koleksiyonu ile doğal tonları monokrom stille birleştiren ZÜHRE, yeni sezonda pastel tonlar, camel, haki, tarçın, vizon gibi renkleri şık monokrom stilin anahtarı yapıyor.
Yeni sezonun bir diğer öne çıkan kumaşı ve rengi ise jeanler… “Denim on denim” stilinin yapı taşı jeanler ile sonbahar kış sezonunda her an spor şıklık sizinle!
Her tarzın rahatça kombinleyebildiği Jean parçalar bazen tarçın rengi eşarp, haki trençkot ve beyaz bir gömlek ile casual günlük stilin ana hatlarını oluştururken şık bir stiletto ve ekose ceket ile toplantıların da gözdesi oluyor. Spor şık tarza sahip her kadının tercihi denimler ile yeni sezonun şık kombinleri sizin gardırobunuzdan çıkıyor.
2020-2021  sezonunda detayların ahenkli buluşması eşarplar ile can buluyor. Kazaklara kemer ve çantalara niş detay şapkalara ise ahenk katıyor. İster başörtüsü ister fular olarak kullanılabilen eşarplar; pastel tonlardan tarçın renklerine kadar sade bir kombine şık detay ve enerji katıyor.
Kadınların her yaş ve zevkte tercih ettiği denimler, kışlık kabanlar, sonbaharın ruhuna özel trençkotlar ile bu sezon, Sonbahar-Kış kombinleriniz gündüzden geceye ahenk içerisinde enerjinizi yansıtıyor. Zühre’den “Toprağın her tonu ile harmanlanan” şık bir sezon moda severleri bekliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Erikli, Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımının ‘Resmi Su Sponsoru’ olarak 2020-2021 sezonunda yanında

Türkiye’nin en sevilen su markası ve pazar lideri Erikli, spora yatırım yapmaya devam ediyor. Bursaspor da dahil olmak üzere Türkiye’nin önde gelen futbol ve voleybol takımları ile sponsorluk anlaşmalarını yenileyen Erikli, 2020-2021  sezonunda Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nı da yalnız bırakmadı.
Spora verdiği desteği farklı branşlar ve sportif etkinlikler ile destekleyen Erikli, Efeler Ligi’nde mücadele eden Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da yanında yerini aldı. Bursa Büyükşehir Belediyespor ile imzalanan anlaşma ile Erikli, Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da 2020-2021  sezonu ‘Resmi Su Sponsoru’ oldu.
Erikli, Bursa’daki takımlara destek olmaya devam ediyor
Erikli Su ve Meşrubat Pazarlama Direktörü Can Emci, “Bursa, bizim evimiz. Bursa’mıza her alanda yatırım yapmaya, ekonomik, kültürel, sosyal anlamda katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Uzun yıllardır aralıksız olarak desteklediğimiz Bursaspor’un yanı sıra Bursa Büyükşehir Belediyespor ile imzaladığımız sözleşme kapsamında 2020-2021  sezonunda Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da “Resmi Su Sponsoru” olduk. Bundan dolayı büyük bir mutluluk duyuyor, takımımıza sağlıklı ve başarılı bir sezon diliyoruz’’ dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Gökhan Dinçer ise şunları söyledi: ‘’Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü olarak 21 farklı branşta alt yapıdan spor okullarına, profesyonel liglere kadar sporun yayılması ve güçlenmesi için hizmet veren ve bünyesinde binlerce sporcu bulunan büyük bir aileyiz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş’ın Bursa ilimizdeki çocukları sporla bir araya getirme ve altyapının gelişmesi için verdiği destekle biz de adımlarımızı bu doğrultuda heyecanla ve coşkuyla atıyoruz. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlere spor kültürünü benimsetmek, hayatlarının bir parçası haline dönüştürmek bizim en büyük hedefimiz. Güçlü altyapı faaliyetlerimizin yanı sıra voleybol ve basketbol başta olmak üzere bazı branşlarımızla üst liglerde mücadele etmekteyiz. Efeler Ligi’nde mücadele eden Erkek Voleybol Takımımızın başarısına katkı sağlayacak olan Resmi Su Sponsorumuz Erikli’ye teşekkür ediyorum.’’
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Anadolu Efes 3. Çeyrek konsolide sonuçlarını açıkladı.

Türkiye dahil 16 ülkede faaliyet gösteren Anadolu Efes, COVID-19 sebebiyle yeme-içme, eğlence ve turizm sektöründe yaşanan zorluklara rağmen güçlü üçüncü çeyrek sonuçları açıkladı. Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, operasyonel karlılık artışının yanı sıra, maliyetlerin, operasyonel giderlerin ve işletme sermayesinin yönetimine olan disiplinli odak sayesinde 1,9 milyar TL serbest nakit akımı yarattıklarını belirtti. Yılın ilk dokuz ayında şirketin (bira ve meşrubat) konsolide vergi öncesi net karı ise 1.881 milyon TL seviyesine ulaştı.
Anadolu Efes, Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) 2020 yılının üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Açıklamaya göre; Anadolu Efes bira grubu satış hacmi geçen senenin aynı dönemine göre %4,4 oranında artarken, içecek grubu hacimleri %1,8 oranında büyüme gösterdi ve ilk yarıda gerçekleşen daralmayı büyük ölçüde telafi etti. Şirketin konsolide net satış gelirleri üçüncü çeyrekte %24 oranında artarak 8,7 milyar TL seviyesine ulaştı.Bira grubunda ise gelirler, %18 oranında artış gösterdi ve yaklaşık 3,8 milyar TL seviyesinde gerçekleşti.
Bira operasyonlarında faaliyet gösterdiği 6 ülkeden en yüksek hacme sahip olan Rusya, bu dönemde sınırlı dış turizm sonucunda iç tüketimin artmasıyla çift haneli büyüme kaydederken, hacim artışına en fazla katkıyı yaptı. Diğer yandan, uluslararası bira operasyonlarının karlılığı %27 oranında arttı.
Devam eden zorlu koşullara rağmen, Türkiye bira hacimlerinde yılın ilk yarısına göre, özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında görülen toparlanma ile birlikte operasyonel giderler ve diğer maliyet kalemlerine ilişkin alınan tasarruf tedbirleri sayesinde Türkiye bira operasyonlarının karlılığı (Faiz, Amortisman, Vergi Öncesi Kar-FAVÖK) %21 oranında arttı. Yılın ilk dokuz ayında şirketin (bira ve meşrubat) konsolide vergi öncesi net karı ise 1.881 milyon TL seviyesine ulaştı.
KAP’a yapılan açıklamada en dikkat çekici sonuçlardan biri serbest nakit akımının 2020 yılının üçüncü çeyreğinde geçen yılın seviyesine göre iki katından fazla artarak 1,9 milyon TL olarak gerçekleşmesi oldu.
Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, 9 aylık finansal sonuçlarla ilgili olarak şunları söyledi:
“2020 yılında yaşanılan benzeri görülmemiş zorluklara rağmen, gelirlerimizi satış hacmimizin, FAVÖK rakamımızı da gelirlerimizin üzerinde artırmayı başardığımız güçlü bir çeyrek daha açıkladık. Buna ek olarak; bu zorlu şartlar altında karlılığın ciddi oranda artırılmasına, maliyetlerin, operasyonel giderlerin ve işletme sermayesinin yönetimine olan disiplinli odağımız sayesinde 1,9 milyar TL Serbest Nakit Akımı yaratmış olmaktan son derece memnunuz. Yılın en önemli çeyreğinde elde ettiğimiz bu güçlü sonuçlara rağmen, yılın geri kalanı için ihtiyatlılığımızı koruyoruz. Bununla birlikte karşılaşabileceğimiz zorluklara hazırlıklıyız, değişmekte olan ortama ayak uydurmaya ve yeni normalde sürdürülebilir karlı liderliğe devam edeceğiz.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İTÜ, İzmir Deprem Raporunu Açıkladı: “Binalarımızı Acilen Güçlendirmeliyiz!”

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 30 Ekim 2020 günü saat 14.51’de gerçekleşen ve merkez üssü Ege Denizi’ndeki Sisam Adası’nın 8 km kuzeyi olan depremin ardından, saha çalışmalarına yönelik bir değerlendirme raporu hazırladı ve kamuoyu ile paylaştı.
İzmir’de yaşanan depremin ardından, İTÜ Rektörlüğü’nün görevlendirdiği Prof. Dr. Ali Deniz, Prof. Dr. Ercan Yüksel, Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik ve Prof. Dr. Ziyadin Çakır 31.10.2020 ve 01.11.2020 tarihlerinde İzmir’de öninceleme yaparak yapısal hasarların ve göçmelerin nedenlerini yerinde değerlendirdiler. İnceleme sonrasında, İTÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Elif Serter, Doç. Dr. Hasan Yıldırım ile Dr. Ahmet Güllü’nün katkılarıyla “30 Ekim 2020, İzmir Depremi Değerlendirme Raporu”nu hazırladılar.
Raporda; bölgede yaşanan depremi derinlemesine ele alan teknik bulguların yanı sıra, binalarda oluşan göçme ve hasarların nedenlerine ilişkin gözlemler, tespitler ve öneriler de yer alıyor.
İzmir Depremi’nin Düşündürdükleri
Raporda öne çıkan başlıklara gelince;
Sürekli güncellenen deprem yönetmeliklerimiz her dönemde yeterli olmuştur. Yaşanan sorunların kaynağında çok defa sahadaki üretimin kontrolsüz ve yetersiz olması yatmaktadır. Müteahhitlik ve yapı denetim sistemlerinin süratle gözden geçirilerek iyileştirilmesi; en ucuz olanın değil, güvenli ve kaliteli hizmetin talep edilmesi gerekmektedir. Konut ve işyeri binalarının inşasında yetkin kuruluşların tercih edilmesi; bina kiralamada ve satın alımında sigorta şirketleri ve müşavirlik firmaları devreye sokularak, bina güvenliğinin sorgulanması sağlanmalıdır.
Tasarım, şantiye ve yapı denetim mühendislerinin meslek içi eğitimlerle sürekli güncel tutulması, usta ve kalfalar için uygulamalı eğitim programları düzenlenmesi çok önemlidir.
Sisam Adası’nın kuzeyinde denizde kırılan fay, Bayraklı başta olmak üzere İzmir’de önemli hasarlar oluştururken, şehrin altından veya daha yakınından geçen fayların kırılması çok daha büyük kayıplara neden olabilecektir.
Bu deprem bize bir kez daha göstermiştir ki, bina stokumuzun önemli bölümünündeprem güvenliği yetersizdir. Özellikle büyük şehirlerde yoğun nüfusun yaşadığı beş-altı katlı “gecekondu apartmanlar” yüksek risk taşımaktadır. Büyük can kayıpları yaşamamak için, ülkemizde ve özellikle megakent İstanbul’da mevcut binaların deprem güvenliklerinin hızlı değerlendirme yöntemleriyle süratle belirlenmesi, ucuz ve kolay uygulanabilir güçlendirme yöntemleri kullanılarak zaman kaybetmeden güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.
Yaşanan bu depremin olası İstanbul depremiyle doğrudan ilişkisi olmasa da, bu büyüklükteki depremlerle her an karşılaşabileceğimizi unutmamamız ve deprem zararlarının azaltılması çalışmalarını hızlandırmamız gerekmektedir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Rönesans’tan İzmirli depremzede çocuklar için “Duygu Paylaşım Evi”

Rönesans Holding grup şirketi, Rönesans Gayrimenkul Yatırım, İzmir’de yaşanan deprem sonrasında yaraların bir nebze olsun sarılması için Türk Psikologlar Derneği (TPD) ile bir iş birliği başlattı. Hilltown Karşıyaka ve İzmir Optimum AVM’lerde afetten etkilenen çocuklara kaygılarını gidermek ve psikolojik durumlarını iyileştirmek amacıyla uzman psikologlar tarafından terapi desteği veriliyor. Destek programı süresince, haftanın her günü, alanında uzman psikologlar tarafından çocuk ve ergen terapisine yönelik grup ve yüz yüze seanslar gerçekleştiriliyor.
Afet sonrası yapılan iyileştirme faaliyetlerinin en önemlilerinden biri de afetten doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen kişilere verilen psikolojik destek. Bu bilinçle hareket eden Rönesans Gayrimenkul Yatırım, İzmirli depremzede çocuklara yönelik bir psikolojik destek programı başlattı. Türk Psikologlar Derneği iş birliği ile başlatılan destek programı süresince, haftanın her günü 12:00 – 20:00 saatleri arasında uzman psikologlar tarafından grup ve yüz yüze terapiler gerçekleştiriliyor.
5 Kasım 2020 tarihinde başlayan terapiler, Hilltown Karşıyaka ve İzmir Optimum AVM açık oyun alanlarının yanına kurulan ve bu destek programı için özel tasarlanmış konteynerlerde yürütülüyor. Programla çocukların deprem travmalarını daha kolay atlatıp normal yaşamlarına uyum sağlayabilmeleri, ortaya çıkabilecek psikolojik hasarların belli ölçüde ortadan kaldırılması ve kaygıyla baş etme becerilerinin artırılması hedefleniyor.
TPD İzmir Şube Başkanı Klinik Psikolog Samet Baş “Duygu Paylaşım Evi” projesi ile ilgili şunları söyledi: “İzmir depremi sonrasında psikososyal destek çalışmaları çoğunlukla Bayraklı, Bornova ve Buca çevresinde yoğunlaştı. Oysaki İzmir’in geri kalanı da depremden oldukça etkilendi. Bu nedenle Karşıyaka’da yer alan Hilltown Karşıyaka ve Gaziemir’de bulunan Optimum AVM’lerde yapılacak psikososyal destek çalışmalarını da çok önemsiyoruz. Rönesans Gayrimenkul iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz bu çalışma, önemli bir açığı dolduruyor. Çalışmalar kapsamında, deneyimli psikologlarımız “Duygu Paylaşım Evleri”nde çocuklar ve yetişkinlerle travma odaklı bireysel görüşmeler ve grup çalışmaları yürütüyor. Deprem sonrası çocuklarda görülebilecek duygusal ve davranışsal tepkilere yönelik ebeveynlere yönelik bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri sağlarken bir yandan da oyun ve hikayelerin gücünden yararlanarak çocukların yaşadıkları zorluklara destek olmaya çalışılıyor.”
Tüm Türkiye’nin İzmir için tek yürek olduğu bugünlerde, gerçek bir dayanışma örneği ile Rönesans Gayrimenkul Yatırım ve Türk Psikologlar Derneği ile hayata geçirilen “Duygu Paylaşım Evi” projesinde, Evidea, Toyzz Shop, Anayurt Yayınları da çocuklar için harekete geçerek bu projenin bir parçası oldu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA) 

Gölbaşı Belediyesi elektrikten yüzde yüz tasarruf edecek…

Gölbaşı Belediyesi geri dönüşüme verdiği önem kapsamında çalışmalarına devam ediyor. Parklara Güneş enerjili aydınlatma direği yerleştirildiğini söyleyen Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Parklarımız kendi enerjisini üretecek” açıklamasında bulundu.
Bahçelievler mahallesi 281. Caddede 725 m2 parka 3 adet kamelya, 3 adet çöp kovası ve 6 adet güneş enerjili aydınlatma direğinin kurulumunun yapıldığını belirten Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Güneş enerjili aydınlatma direği sayesinde elektrikten %100 tasarruf sağlanıyor. Herhangi bir elektrik bağlantısı ve alt yapı gereksinimi olmadan aydınlatma direği güneş ışığını depo ediyor ve hava karardığı zaman direk aydınlatmaya başlıyor. Bu sayede 4 saatlik güneş ışığı deposu ile 24 saat aydınlık verebiliyor” ifadelerini kullandı.
Amacımız güneş enerjisi ile tasarruf
Güneş enerji sistemi sayesinde elektrik israfına son vermeyi amaçladıklarının altını çizen Başkan Ramazan Şimşek “Güneş enerjisi ile aydınlatma sağlayan direklerimiz sayesinde Gölbaşımızda tasarruf, insanlarımızda da çevre bilinci oluşturmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz daha çok alanda bu güneş enerjisi ile aydınlatma sisteminin kurulumunu sağlamak. Amacımız ise hem doğaya duyarlı hem de toplumsal duyarlılık odaklı bir Gölbaşı’nı gelecek nesillere bırakmak” dedi.
ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)