Türkiye’nin ilk trafik radyosu Radyo Trafik’in Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan; İstanbul trafiğinde yaşanan sıkıntıları yorumladı.
Türkiye’nin ilk trafik radyosu olan ve İstanbul, Ankara, İzmir ve Marmara bölgesinde yayın yapan Radyo Trafik; dinleyicilerini trafik konusunda sürekli güncel tutarken, zaman da kazandırıyor. Radyo Trafik Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan, İstanbul trafiğinde yaşanan sıkıntıları ve çözüm önerilerini VOA Türkçe’ye anlattı.
Hafta içi akşam saatlerindeki trafik yoğunluğunun, saat 21.00’da başlayan sokağa çıkma kısıtlamasıyla daha da arttığını ve bu uygulamanın trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunu ifade eden Doğan, “Akşam saatleri özellikle 17.00-20.00 saatleri arası zaman zaman çok yoğun olur. Kaza ve araç arızası gibi faktörler de devreye girerse o yoğunluklar daha da artar. Saat 21.00’da başlayan sokağa çıkma kısıtlaması kararıyla var olan o bahsettiğimiz yoğunluk yükü daha da arttı. Çünkü İstanbul’da trafikte kaybedilen süre ortalama 1,5-2 saat. Dolayısıyla eve 21.00 öncesi varabilmek için en geç 19.00-19.30 gibi yola çıkmak gerekiyor. Bu da tahmin ettiğimiz gibi bir sıkışmaya yol açtı ve normalden çok daha etkili yoğunluklar oluştu” dedi.
“Eve yetişme telaşı trafik güvenliğini tehlikeye sokuyor”
Sokağa çıkma yasağı saati öncesi evine varabilmek için insanların arabalarını daha agresif kullandıklarına dikkat çeken Doğan, sözlerine şöyle devam etti: “Akşam saatlerinde kaza oranlarındaki artışı yavaş yavaş görmeye başladık. Eve yetişme telaşı trafik güvenliğini tehlikeye sokuyor, sürüşte agresifliğe sebep oluyor. Trafik yoğunluğu da başka bir stres konusu olunca, kavganın ve gürültünün eksik olmadığı bir süreç yaşanıyor. Tedirgin ve telaşlı sürücülerin ortaya çıkması, trafik güvenliğini ciddi anlamda etkilemeye başladı. Hem yük arttı hem de trafik güvenliği açısından bir endişe ortaya çıktı.”
Trafik yükünün ve trafik güvenliğinin giderilmesi için Cezayir Doğan, “İstanbul gibi trafik yükünün çok yoğun olduğu bir metropolde, bu saatin esnetilmesinden yanayız” dedi.
“İstanbul Trafiğine Çözüm: Koordinasyon eksikliğinin ortadan kaldırılması”
İstanbul trafiğinde çözüm isteniyorsa koordinasyon eksikliğinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Doğan; trafiğin yoğun olduğu saatlerde emniyet, İBB, Karayolları ve AKOM’un bir araya gelerek trafik konusunun tek merkezden yönetileceği bir yapıya geçmesi gerektiğinin önemine vurgu yaptı.
Doğan “Koordinasyon bizce sihirli kelime. Cuma günleri özellikle yoğun olan trafiği biz her Cuma yaşıyoruz, niye yaşıyoruz? Çünkü böylesi durumlarda kimin ne yapacağıyla ilgili birliktelik sağlanamıyor. Eğer çözüm isteniyorsa emniyetin, İBB’nin, AKOM’un ve karayollarının ne yapacağıyla ilgili bir araya gelip trafik konusunu, ulaşım konusunu tek merkezden yönetip idare edebileceği bir yapıya geçmesi lazım” diye konuştu.
“Kademeli mesai saati uygulaması en iyi çözümlerden biri olur”
Kademeli mesai saati uygulaması başladığından bu yana sabah trafiğinde gözle görünür bir rahatlamanın olduğuna dikkat çeken Doğan, uygulamanın pandemi sonrası okul ve bütün iş kollarında hayata geçirilmesi durumunda İstanbul trafiğine olumlu yansımalarının olabileceğini belirtti.
Doğan “Kademeli saat uygulaması zaten İstanbul’da en iyi çözümlerden biri olur. Koordinasyon ilk anahtar kelimemizse ikincisi kademeli mesai saatidir. Avrupa’daki örnekleri gibi fabrikaların çok erken açılması lazım. 7’de özel sektör, 8’de kamu, 9’da esnaf ve 10’da da öğrenciler. 6’dan 10’a kadar olan bölümde 1 saatlik zaman dilimiyle insanların bir anda trafiğe çıkmalarının engellenmesi gerekiyor. Aynı şekilde dönüşler de böyle bir sıralamaya tabi tutulursa, bu akşam trafiğine de olumlu yönde yansıyabilir” şeklinde konuştu.
“Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde indirim uygulanmalı”
Bir diğer çözüm yolunun da yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilen Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi ücretli yolların çok yoğun olan saatlerde ücretsiz olması ya da bu yollardan indirimli geçiş sağlanması olacağını belirten Doğan, “O yollardaki ücretler insanlara gerçekten çok yüksek gelebiliyor. Rakamlar düşürülürse bu da İstanbul trafiğine olumlu yönde katkı yapabilir. En son Avrasya Tüneli’ne yapılan zamla beraber orada sabah saatlerinde yaşanan yoğunluk ortadan kalktı. Tünele olan ilgi azaldı, köprüye olan ilgi doğal olarak arttı. Tünel ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün daha sık kullanılması için yetkililerin bir hamlede bulunması gerekiyor.”
“Metropollerde trafik sorunu çözülmez ama katlanılabilir bir düzeye çekilebilir”
Deniz ulaşımının önemine de vurgu yapan Doğan, “Her tarafımız deniz ama İstanbul ulaşımındaki payı çok düşük. Bu payın yüzde 10-15’leri bulması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca arabalı vapur sefer sayılarının da arttırılması gerekiyor. Tüm bunların İstanbul trafiğine olumlu yansıyacağı kanaatindeyim. Metropollerde trafik sorunu çözülmez ama katlanılabilir bir düzeye çekilebilir. Pik saatlerde bile 20-30 km hızla gidiyorsan, evet başarı sağlanmış demektir” dedi.
“Trafik bilincinin anaokulundan başlayarak öğretilmesi gerekiyor”
Türkiye’de insanların şehir hayatında ve trafikte “beraber yaşamak” gibi kavramları henüz oturtamadığını belirten Doğan, bu bilincin bugünden yarına çözülebilecek bir mesele olmadığını kaydetti. Doğan, “Bunun için zaman lazım, çaba lazım ve eğitim lazım. Anaokulundan başlayarak herkesin bu çarkın içerisine dâhil edilmesi lazım. Bu bilinç oluşursa zaten sorunlar yavaş yavaş çözülecektir kanaatindeyim. Tabii ki sadece bilinç de yetmez. Caydırıcı cezaların uygulanması ve sürekli denetimin sağlanması gerekiyor” ifadesini kullandı.
“Trafik canavarı diye bir şey yok, canavar biziz”
Medyanın trafiğe bakış açısının da kazalardan ibaret olduğunu söyleyen Doğan “Ne yazık ki televizyon kanallarımız, gazetelerimiz işin eğitici ve öğretici boyutunda yer almıyor. Ayrıca kullandığı dil de trafik kültürünün oluşmamasında önemli bir faktör. Trafik canavarı diye bir kavram var mesela. Suçu işleyen, hatayı yapan kişi ama suçu, olmayan bir varlığa yüklüyoruz. Trafik canavarı yok, canavar biziz. Bu dilin de medyada değişmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aylık arşivler: Aralık 2020
Dünyadaki her 30 kişiden biri göçmen durumunda
Doğal afet ve insani krizlerden etkilenen insanların ihtiyaçlarına yönelik çeşitli alanlarda çalışmalar gerçekleştiren Dünya Doktorları Derneği’nden 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla yapılan açıklamada dünyadaki her 30 kişiden birinin göçmen konumunda olduğu belirtildi.
Dünya Doktorları Derneği Başkanı Hakan Bilgin, sığınmacıların evrensel ve etkili bir şekilde tedavi olabilmeleri için yürüttükleri faaliyetleri aktardı.
Dünya Doktorları Derneği (DDD) tarafından 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, Uluslararası Göçmenler Gününün ilk kez 2000 yılında Birleşmiş Milletler’in tüm dünyadaki göçmenlerin hak ve sorunlarına dikkat çekmek amacıyla ilan edildiğini belirten Dünya Doktorları Derneği Başkanı Hakan Bilgin, “Göçmenliğin net bir tanımı yok. Ne sebeple olursa olsun yerini terk eden insanlara göçmen diyoruz. Ancak göçmenlik tabiri mülteci ve sığınmacıları da kapsıyor. Mülteci; ırkı, dini ya da siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan, bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişiler için getirilen bir tanımlama. Sığınmacı ise mültecilik başvurusunda bulunan ancak henüz sonuç alamamış durumdaki kişileri tanımlıyor” dedi.
DDD, göçmenler için çalışmalar yapıyor
Dünya Doktorları Derneği’nin gönüllü bir yardım kuruluşu olduğunu belirten Bilgin “DDD, doğal afet ve insani krizlerden etkilenen insanların ihtiyaçlarına yönelik çeşitli alanlarda çalışmalar gerçekleştirmek amacı ile 2015 yılında kuruldu. İnsani krizlerin içindeki en büyük unsurlardan biri de göçmenler. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Organizasyonu’nun raporuna göre geçtiğimiz yıl dünya üzerindeki 271 milyondan fazla insan göçmen konumundaydı. Bu rakam dünyada yaklaşık her 30 kişiden birinin göçmen olduğunu gösteriyor” dedi. 2018 yılı sonunda küresel mülteci sayısının 25 milyon 900 bin olduğunu belirten Bilgin “Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün Küresel Eğilimler 2019 raporuna göre ülkemiz mülteci ve sığınmacı olarak gelen yaklaşık 3,7 milyon Suriye vatandaşına ev sahipliği yapıyor” diye konuştu. Ulusal ve uluslararası insani yardım kuruluşları ile koordineli projeler yürüttüklerini belirten Bilgin “Profesyonel ve gönüllü ekipleri ile insani krizlere müdahale edip mülteci ve sığınmacı gibi göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimlerini arttırmak amacı ile çalışmalar gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
“Pandemide göçmenlerin durumu daha kritik”
Hakan Bilgin, insan haklarının etkin şekilde korunmasını sağlamak, toplu halde yaşayan ve maddi olanağı olmayan şahıslara sağlık hizmeti sunmak, evsiz şahısların hayat kalitelerinin iyileştirilmesinde rol almak, mültecilerin, vatansızların, sığınmacıların ülkelerinde koruma bulamayanların evrensel ve etkili bir şekilde tedavi olabilmeleri gibi amaçlarla faaliyet gösterdiklerini anlattı. Hakan Bilgin “Özellikle COVID-19 döneminde yardım, dayanışma ve gönüllüğün değeri bir kez daha anlaşıldı” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Haftanın öne çıkan magazin haberleri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2020 12:58
Bu hafta da Hürriyet Podcast’inde Ferit Ömeroğlu’nun yorumlarıyla haftanın öne çıkan magazin olaylarını yorumladık.
Bu haftanın magazin haberleri gündemin nabzını belirledi. Herkesin takip ettiği ve şahit olduğu magazin haberlerini podcastte sizler için derledik. İşte öne çıkanlar…
Türkiye 2020’de en çok neyi konuştu?
21. yüzyılın dünya için en uzun ve zorlu yılı olmaya aday 2020’nin bitişine sayılı günler kaldı. Covid-19 salgını başta olmak üzere; iklim krizlerinden siyasi tartışmalara pek çok konu gündeme taşınırken, B2Press Online PR Servisi yaklaşık 49,4 milyon haberi analiz ederek, dijital basında en çok yer alan olayları ve siyasi isimleri açıkladı.
Sağlıktan ekonomiye, politikadan toplumsal konulara pek çok açıdan mücadele içinde geçen 2020 yılı, sadece Covid-19’un olumsuz etkileriyle dahi unutulmaz bir yıl olarak hafızalara kazındı. B2Press Online PR Servisi, 1 Ocak – 15 Aralık 2020 tarihleri arasında dijital basında üretilen 49,4 milyon haberi analiz ederek, bu yıl dijital basında en çok haber alan olayları, yerli ve yabancı siyasiler ile toplumsal konuları belirledi.
Covid-19 konulu haberler 13 milyonu ulaştı
2019’un aralık ayında ortaya çıkan ve 2020’nin mart ayında pandemi ilan edilen Covid-19 salgını dijital medyada 13 milyon 614 bin 732 gibi oldukça yüksek bir haber sayısıyla en çok yer alan konu oldu. (2019 yılında en çok basında yer alan haber konusu Barış Pınarı harekatı yaklaşık 219 bin habere konu olmuştu.) Bu yıl, pandemi haberlerini 356 bin 58 haber ile Azerbaycan-Ermenistan çatışması ve 280 bin 433 haberle Ayasofya’nın ibadete açılması haberleri takip etti.
Siyasiler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Donal Trump zirvede
Online basında görüşleri ve açıklamalarıyla en çok yer alan siyasi isim 1 milyon 542 bin 87 haber ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. İkinci sırada 727 bin 454 haberle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve üçüncü sırada da 291 bin 846 haberle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yer aldı.
Yabancı siyasilerin de araştırmaya dahil edilmesiyle 417 bin 549 habere konu olan Donald Trump en çok gündemde yer alan isim olurken, 156 bin 35 haberde Emanuel Macron ve 138 bin 860 haberde Joe Biden’ın da Türk basınının merceğinde olduğu görüldü.
Doktorlar pandemi açıklamalarıyla görünür oldu
Yen tip koronavirüs sürecinde Bilim Kurulu üyeleri medya tarafından sık sık haber kaynağı olarak kullanıldı. Haberlerde açıklama ve görüşleri ile en çok yer verilen Bilim Kurulu üyeleri, 22 bin 689 haberle Tevfik Özlü, 20 bin 758 haber ile Ateş Kara ve 8 bin 395 haber ile Alpay Azap oldu. Ancak Bilim Kurulu üyesi olmamasına rağmen medyada açıklamalarına en çok verilen doktor ise 28 bin 529 haber ile Mehmet Ceyhan olması dikkat çekti.
Toplumsal konular da 2020’nin dikkat çeken başlıkları arasındaydı
B2Press tarafından yürütülen çalışma da sosyal konuların da dijital basında geniş yer bulduğu belirtildi. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önleme amacıyla hazırlanan İstanbul Sözleşmesi 58 bin 661 habere konu oldu. Kadın cinayetleriyle ilgili 34 bin 861 haber dijital basında okuyucuya sunulurken, bu yılın dikkat çekici konularından Hayvan Hakları Yasasıyla ilgili 26 bin 284 haber basında yer aldı.
2020 yılında Türkiye’de en çok yayınlanan ilk 10 haber
1. Covid-19 Pandemisi – 13.614.732
2. Azerbaycan-Ermenistan Çatışması – 356.058
3. Ayasofya’nın ibadete açılması – 280.433
4. İzmir Depremi – 225.704
5. İdlib Şehitleri – 191.634
6. Elazığ Depremi – 136.806
7. Dövizdeki Rekorlar – 90.357
8. George Floyd’un öldürülmesi – 90.691
9. Bahar Kalkanı Harekatı – 59.811
10. Van’da çığ felaketi – 51.973
Dijital basında en çok haber olan 10 siyasi isim
1. Recep Tayyip Erdoğan – 1.542.087
2. Fahrettin Koca – 727.454
3. Süleyman Soylu – 291.846
4. Kemal Kılıçdaroğlu – 231.831
5. Berat Albayrak – 191.950
6. Ekrem İmamoğlu – 175.307
7. Devlet Bahçeli – 161.591
8. Meral Akşener – 101.558
9. Tunç Soyer – 98.120
10. Mansur Yavaş – 77.086
Türk medyasında en habere konu olan 5 yabancı siyasi isim
1. Donald Trump – 417.549
2. Emanuel Macron – 156.035
3. Joe Biden – 138.860
4. Vladimir Putin – 107.033
5. Angela Merkel – 106.063
En çok haber olan 5 doktor
1. Mehmet Ceyhan – 28.529
2. Tevfik Özlü – 22.689
3. Ateş Kara – 20.758
4. Ercüment Ovalı – 8.761
5. Alpay Azap – 8.395
En çok konuşulan 5 sosyal konu
1. İstanbul Sözleşmesi – 58.661
2. Kadın cinayetleri – 34.861
3. Hayvan hakları – 26.284
4. Küresel ısınma – 25.718
5. SMA’lı çocuklar – 17.260
2020’nin en çok haber olan konuları
Online PR Servisi B2Press’in yaptığı araştırma sonuçlarına göre, ülkemizde dijital medyada en çok haber olan ilk 10 konu başlığı şu şekildeydi:
Covid-19 Salgını: 2020’de basını fazlasıyla meşgul eden konularda ilk sırayı halen devam eden koronavirüs salgını aldı. 2019 yılında ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmasından bu yana Covid-19, gündeme adeta yerleşti. Ülkemizdeki ilk vakanın açıklandığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildiği 11 Mart 2020 itibariyle her gün, açıklanan hasta ve vefat sayısı gibi verilerin yer aldığı tablolarla sürecin ilerleyişi izlendi. Tüm dünyayı 70 milyonu aşkın vaka sayısıyla etkisi altına alan pandemiye ve başladığı günden bu yana yarattığı etkiler, tedavi süreci, aşı çalışmaları gibi pek çok gelişmeye dair medyada yer alan haber sayısı 13 milyon 614 bin 732’yi buldu.
Azerbaycan-Ermenistan Çatışması: İkinci olarak, 356 bin 58 haber ile Dağlık Karabağ bölgesinde Azerbaycan-Ermenistan çatışması geldi. 44 gün süren sıcak çatışmanın ilk gününden itibaren yaşanan her gelişme medyada yoğun olarak yer aldı. 27 Eylül 2020 ve 10 Kasım 2020 tarihleri arasında devam eden çatışmada yaşananlar ve sonucunda imzalanan Ateşkes Anlaşması dahil tüm süreç medyanın takibindeydi.
Ayasofya’nın ibadete açılması: Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. 10 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kararla Ayasofya, 86 yıl sonra ibadete açıldı. Kararın çıkmasından 24 Temmuz’daki açılışa ve sonrasına kadar basın tarafından yayınlanan 280 bin 433 haberle süreç yakından takip edildi.
Elazığ ve İzmir Depremleri: 24 Ocak 2020’de Elazığ’ın Sivrice ilçesinde yaşanan 6.8’lik depremde Elazığ’da 35, Malatya’da 4 kişi hayatını kaybederken, bin 607 kişi de yaralandı. 30 Ekim’de İzmir’deki 6.9 şiddetindeki depremde de 116 kişi vefat etti ve bin 34 kişi yaralandı. Bunun yanında çok fazla maddi kayıp da yaşandı. Depremlerin verdiği acı kayıp ve hasarlar basında geniş yer aldı. Günden güne enkaz altındaki kişiler adına umutlu bekleyiş sürdü. Elazığ depremi 136 bin 806, İzmir depremi 225 bin 704 olmak üzere, depremlerle ilgili toplam 362 bin 510 haber yayınlandı.
İdlib Şehitleri: 27 Şubat 2020’de Rusya destekli Suriye Silahlı Kuvvetleri, Suriye İç Savaşı kapsamında İdlib’te 400 askerin bulunduğu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait piyade taburuna hava saldırısı düzenledi. Saldırı sonucunda 34 Türk askeri şehit düştü. Saldırının yarattığı kriz ortamı ve şehitlerimizin her biri hakkında haberler yayınlandı. Medyada geniş yer alan olaylar ile ilgili toplam 191 bin 634 haber saptandı.
Euro ve Dolar rekoru: Dünyada yaşanan krizler ekonomik gelişmeleri de etkiledi. Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalarla; Dolar ve Euro fiyatlarında rekor düzeyde artışlar yaşandı. İstanbul Serbest Piyasası’nda 6 Kasım’da Dolar 8.5, Euro 10.10 liraya dayanarak rekor kırdı. Bu artışlar medya tarafından günbegün 90 bin 357 haber ile kamuoyuna duyuruldu.
George Floyd’un öldürülmesi: 25 Mayıs 2020’de Amerika’da siyahi George Floyd’un 20 dolar değerinde bir sahtecilik şüphesiyle gözaltına alınmak istenirken, Derek Michael Chauvin, Tou Thao, Thomas K. Lane ve Alexander Kueng isimli polislerin müdahalesi sırasında öldürülmesi, küresel çapta büyük yankı uyandırdı. Tüm dünyada olduğu gibi olay ve ardından yaşananlar Türk basının da yakın takibindeydi. Yerde yüzüstü yatırılıp Derek Michael Chauvin isimli polis memuru tarafından 8 dakika 47 saniye boyunca boynuna diz ile basılarak boğulan Floyd’un hakkında, ölümünden sonra çıkan ırkçılık karşıtı protestoların da etkisiyle 90 bin 691 haber yer aldı.
Bahar Kalkanı Harekatı: 27 Şubat 2020’de Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu’nun Suriye’nin İdlib kentine düzenlenen askeri harekat olan Bahar Kalkanı, aynı gün yaşanan 34 Türk askerinin şehit olduğu hava saldırısı sonrasında başladı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yaptığı açıklamaya göre harekatın amacı; Adana, Astana ve Soçi mutabakatları çerçevesinde ateşkesi sağlamak, göçü önlemek, birliklerin, halkın ve Türkiye sınırlarının güvenliğini sağlamaktı. Moskova’da varılan antlaşma ile bölgede ateşkes ilan edildi. Bu süreçte dijital medyada konuyla ilgili 59 bin 811 haber geçti.
Van Çığ Felaketi: Van’ın Bahçesaray ilçesinde 4-5 Şubat 2020 tarihlerinde yaşanan iki farklı çığ felaketi toplamda 41 can aldı. 4 Şubat’ta Bahçesaray karayolunda hareket halindeki bir minibüsün üzerine çığ düştü. 6 kişi sağ olarak çığın altından çıkarılırken 5 kişinin de cesedine ulaşıldı. Arama kurtarma çalışmaları ve çığ felaketinin detaylarını konu alan 51 bin 973 haber tespit edildi.
Siyasetçiler açıklamalarıyla gündeme yön verdi
Dijital medyaya en çok yansıyan konuların yanında ülkemizde her alandaki gelişmelerle ilgili görüş bildiren ve pek çok konuda açıklamalarda bulunan siyasetçiler de gündemde geniş yer tuttu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Medyada görüşleriyle en çok yer alan siyasi isim Recep Tayyip Erdoğan’dı. Ülkemizde ekonomi, sağlık, politika ve diğer tüm alanlarda ulusal ya da global olarak yaşanan hemen hemen her kritik olayla ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanının görüşlerine, 1 milyon 542 bin 87 haber ile medya tarafından sıklıkla yer verildi. Özellikle koronavirüs sürecindeki yol haritası açıklamaları, döviz kurları ve doğalgaz rezervleriyle gündeme geldi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs salgını sürecinin başlamasından ve ülkemizde ilk rastlanan vakadan itibaren medyada en sık gördüğümüz isimlerdendi. Gün gün koronavirüs verileri ve yaşanan yeni gelişmelerle alakalı medya ve kamuoyunu bilgilendiren Fahrettin Koca, gazetecilerin yakın merceğindeydi. Koca, 727 bin 454 haberde yer aldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Ülkemizin de içinde bulunduğu Suriye’deki savaş süreci, İdlib saldırıları ve Bahar Kalkanı harekatı, koronavirüs salgınında ülke içinde alınan genel önlemler gibi ülkemizi ilgilendiren her türlü iç ve dış olayla ilgili medyada öne çıkan Süleyman Soylu hakkında 291 bin 846 haber yer aldı. Yaşanan depremler, sosyal ve toplumsal olaylarda da ülkemiz adına aksiyon alan Süleyman Soylu, en çok haber olan üçüncü isim oldu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Ülke gündeminin önde gelen sözcülerinden Kemal Kılıçdaroğlu, 231 bin 831 haberde yer aldı. 2020 yılında yaşanan ekonomik dalgalanmalar, koronavirüs süreci, Suriye’de süren savaş gibi pek çok ülke içi ve dışı olayla ilgili görüş bildirdi.
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak: 2020 yılının ilk gününden itibaren gerçekleşen ekonomik iniş ve çıkışlar, döviz kurları ve koronavirüs destek açıklamaları gibi durumlara ilişkin gündeme gelen Berat Albayrak, özellikle 8 Kasım’da istifa etmesinin ardından sıcak gündem maddelerinden oldu. İstifa süreci medya tarafından sıkı takip edilen Berat Albayrak’ın yerine Cumhurbaşkanı tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini sürdüren Lütfi Elvan atandı. Yıl boyunca Berat Albayrak’ın adı geçen 191 bin 950 haber yayınlandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu: Türkiye’nin en gelişmiş olan illerinden İstanbul’un Belediye Başkanlığını yürüten Ekrem İmamoğlu sadece İstanbul’u ilgilendiren olaylarla değil, ülke geneli yaşanan doğal afet, ekonomik sorunlar ve sosyal konular gibi pek çok olayla ilgili de haber oldu. Yer aldığı haber sayısı, 175 bin 307 olarak belirlendi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Partisinin Cumhur İttifakı’nda yer alması sebebiyle de tüm devlet meselelerinde görüş bildiren Devlet Bahçeli, 161 bin 591 haberle en çok konuşulan isimler arasındaydı. Ulusal ve global olmak üzere yaşanan tüm önemli gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamalarla medya tarafından kaynak olarak kullanıldı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: İYİ Parti’nin konu olduğu haberlerin yanında Türkiye’nin sıcak gündemi ile ilgili yaptığı yorumlarla da haber olan Meral Akşener, 101 bin 558 haberde yer aldı. Özellikle emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili yaptığı açıklamalarla gazetecilerin takibi altındaydı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer: İzmir’de yaşanan deprem ve yapılan çalışmalarla öne çıkan Tunç Soyer ile ilgili 98 bin 120 haber saptandı. Genel durumla ilgili basını bilgilendiren Soyer, Türkiye gündemi ile ilgili yaptığı değerlendirmeleriyle de öne çıktı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş: Göreve geldiği 2019 yılından bu yana yapmış olduğu icraatlarla sıkça gündeme gelen Mansur Yavaş hakkında 77 bin 86 haber tespit edildi. Ekonomi ve sağlık gibi alanlarla ilgili yaptığı yorumlarla da gazetecilerin haberlerde yer verdiği isimlerdendi.
Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: 9 Mart tarihinde kurulan ve 10 Martta ilk toplantısını gerçekleştiren DEVA Partisi’nin Kurucu Genel Başkanı Ali Babacan, partinin kuruluş süreci, kurulması ve sonrasındaki çalışmalarıyla haberlerde yerini aldı. DEVA Partisi ile ilgili süreçlerin yanı sıra 2020’de yaşanan önemli olaylarla ilgili bildirdiği görüşlerle de toplam 65 bin 474 haberde yer aldı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: 12 Aralık 2019’da Gelecek Partisi’nin kuruluşundan sonra 2020’de yaptığı açıklamalar ve yaşanan ekonomik krizlerle ilgili yaptığı eleştirilerle haberlerde sık görülen isimlerden biri de Ahmet Davutoğlu oldu. Davutoğlu, yıl boyunca toplamda 59 bin 886 haberde yer aldı.
Sosyal ve toplumsal konular geniş yer tuttu
2020 yılı içerisinde yaşadığımız sosyal ve toplumsal olaylar da oldukça fazlaydı. B2Press tarafından yapılan araştırma neticesinde; özellikle kadın cinayetleri ve buna bağlı olarak İstanbul Sözleşmesi medyada en çok yer alan konulardan oldu. Onları takiben, hayvan hakları yasası, İklim krizi ve SMA’lı çocukların tedavileri de en çok haber olan başlıklardandı.
İstanbul Sözleşmesi: 11 Mayıs 2011’de ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011’de parlamentosunda ilk onaylayan ülkenin Türkiye olduğu Istanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarını takiben medyada en çok yer alan sosyal konuların başında geldi. Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve ev içi şiddeti önlemek, ortadan kaldırmak amacını taşıyan İstanbul Sözleşmesi, araştırmaya göre, 58 bin 661 sayıda habere konu oldu.
Kadın Cinayetleri: Yıl boyu yaşanan kadın cinayetlerinin yer aldığı haberlere sıkça rastlandı. 20 Kasım’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2020’de o zamana kadar 234 kadın cinayeti işlendiği, geçen seneye oranla yüzde 24 azalmış olsa da 1 kadın cinayetinin bile fazla olduğu açıklamalarında bulundu. Yıl içinde kadın cinayetleriyle ilgili 34 bin 861 sayıda haber yayınlandı. Kadına şiddet olayları ve önlenmesi için yapılan çalışmalar, gazeteciler tarafından yakından takip edildi.
Hayvan hakları: 2020’nin bir diğer gündem maddesi de hayvana şiddetti. Yıl içinde yaşanan hayvana şiddet olaylarına ve hayvan hakları yasası olan 5199 numaralı kanunun düzenlenmesine ilişkin haberlerin sayısı 26 bin 284 olarak tespit edildi. Hayvana şiddetin cezasının, yalnızca para cezası gerektiren Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılarak; “canlı varlığa zarar verme” suçu kapsamında TCK’ye göre işlem görmesi adına yapılan yasa çalışmaları dijital medyanın çokça yer verdiği unsurlardan oldu.
Küresel Isınma: İklim değişikliği ve küresel ısınma tüm dünyayı gittikçe daha fazla etkiliyor ve doğal yaşama dokunmaya devam ediyor. Doğanın dengelerinin bozulmaya başladığının sonucuna varılan pek çok araştırma mevcut. Bu noktada yapılan araştırmaların yanında doğaya verilen zararlar ve kuraklık gibi alt başlıklarla küresel ısınma ile ilgili 25 bin 718 haber yayınlandı. Gazeteciler bu durumun gidişatına dikkat çekerek engel olunması için yapılması gerekenleri vurguladı.
SMA hastası çocuklar: SMA’lı çocukların tedavileri de sıkça gündeme getirilen konular arasındaydı. Spinal Musküler Atrofi olarak adlandırılan, kas kaybı ve zayıflığına sebep olan ancak çok sık rastlanmayan SMA, vücutta yer alan pek çok kası tutarak hareket kabiliyetini etkileyen ve kişilerin hayat kalitesini oldukça düşüren bir hastalık. Kesin tedavisi henüz bulunmayan hastalığın ilacı, şu an için sadece ABD ve Avrupa’da uygulanan bir ilaç olan Zolgensma. İlacın piyasa fiyatı ise 2 milyon dolar civarında. 6-18 ay arasındaki bebeklerde görülen hastalığın ulaşılması zor olan bu ilacının, çocukların tedavi olabilmesi için büyük önemi var. 2020’de gazeteciler, tedaviye ulaşması zor olan Türkiye’deki SMA’lı çocuklarla, hastalık ve tedavisiyle ilgili 17 bin 260 sayıda haber yayınladı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
DEVA Partisi 5H internet politikasını açıkladı: ‘Hızlı, hesaplı, hizmet odaklı, her yerde ve hür internet!’
DEVA Partisi Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı Burak Dalgın, partisinin ‘Türkiye’ye çağ atlatacak ilk adım’ olarak nitelendirdiği 5H internet vizyonunu tanıttı. Türkiye’nin uluslararası dijitalleşme yarışında geri kaldığını vurgulayan Dalgın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin internet üzerindeki baskıcı yaklaşımını eleştirirken, sosyal medya için çıkarılan son yasayla Türkiye’nin “kendi ayağına kurşun sıktığını” savundu.
DEVA Partisi Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı Burak Dalgın, partisinin iktidara geldiğinde, dijitalleşme alanında atacağı ilk adımları ve 5H internet vizyonunu dijital bir basın toplantısıyla tanıttı.
Kalkınma için güçlü internet altyapısı şart!
100 yıl önce ’yurdu demir ağlarla örmek’, 50 yıl önce ’elektriksiz köy bırakmamak’ ne kadar önemliyse bugün de hızlı, her yerden ve her zaman erişilebilen, hesaplı, hizmet odaklı ve hür internet sunmanın o kadar kritik olduğunu vurgulayan Dalgın, konuşmasında şunları söyledi:
“İnternet ekonomik kalkınma açısından hayati öneme sahiptir. Dünya Bankası, geniş bant internet penetrasyonundaki 10 puanlık bir artışın milli gelir büyümesine 1 puandan fazla katkı yaptığını hesaplıyor. Üstelik girişimcilik ekosisteminin gelişimi, hizmet sektörünün rekabetçiliği ve e-ihracat gibi alanlar için güçlü internet altyapısı olmazsa olmazdır. Büyük veri, yapay zekâ veya nesnelerin interneti gibi yeni teknolojilerin etkin kullanımı için ilk şart sağlıklı bir internet altyapısıdır. Evden çalışmanın, uzaktan bilgiye ulaşmanın ve online iletişimin standart hâline geldiği bir dünyada, yavaş ve pahalı internet ile boğuşmak kabul edilemez. Covid-19’un da gösterdiği gibi, online eğitim ve tele-sağlık hayatımıza giderek daha fazla girecek. Bu hizmetlerden yararlanabilmek için internet bağlantısı gibi bir sorunumuz olmamalıdır.”
Türkiye’de Avrupa’nın en yavaş interneti, en pahalı fiyata sunuluyor
Türkiye’de hâlen sabit geniş bantta Avrupa’nın en yavaş internetinin, kişi başı gelire göre Avrupa’nın en pahalı fiyatından sunulduğunu söyleyen Dalgın, “Bu performansla Bilgi Çağı’nı yakalamamız mümkün değil. Güney Kore’den Romanya’ya, dünya ülkeleri hızla yol alırken biz giderek geriye düşüyoruz. Matbaa ve buhar makinasını ıskalamanın bedelini bir imparatorluk kaybederek, büyük acılar yaşayarak ödemiş bir millet için teknolojide geri kalmak gerçek beka sorunudur” ifadesini kullandı.
DEVA’nın 5H internet vizyonu
Dalgın, DEVA Partisi’nin benimsediği 5H internet vizyonunu şöyle aktardı: Hızlı internet: Türkiye’nin sabit geniş bant internet hızı dünya ortalamasının üzerine çıkacak. Her yerden ve her zaman internet: Hanelerin yüzde 99’unda süper hızlı geniş bant (100+ Mbps) internet erişimi sağlanacak. Türkiye’nin fiber kablo uzunluğunu 1 milyon km’nin üzerine taşımak için ortak altyapı geliştirilecek. Temelde yerel yönetimlere ödenmek üzere 5 milyar ABD doları tutarında bir yatırım paketi oluşturulacak. Hesaplı internet: 6-25 yaş arası öğrencilere ve gençlere, tüm öğretmenlere ücretsiz internet erişimi sağlanacak. Bu uygulamanın yılda 10 milyar TL’ye ulaşan maliyetinin neredeyse tamamı telsiz gelirleri, özel iletişim vergisi ve evrensel hizmet fonu ile karşılanacak. Telekom şirketleri üzerindeki yükler azaltılacak ve uzun vadeli, makul maliyetli finansman çekerek internet herkes için ucuzlatılacak. Hizmet odaklı internet: Tüketici düzenlemeleri ’internetin temel hak olduğu’ prensibiyle yapılacak. Hür internet: Paydaş odaklı, geniş görüş alışverişi ile hazırlanmış, dünyayla entegre, evrensel hak ve özgürlüklere uygun ve girişimcinin önünü açan kanuni düzenlemeler yapılacak.
Peki nasıl? Atılacak ilk 10 adım
Burak Dalgın, 5H internet vizyonunun gerçekleştirilmesi için öncelikle atılacak 10 adımı şöyle sıraladı:
Yerel yönetimler ile işbirliği yaparak fiber uzunluğunu 1 milyon km’ye çıkaracağız. 5 milyar dolar mertebesindeki maliyeti merkezi yönetim olarak üstlenecek ve ortak pasif altyapı şirketine hisse karşılığı koyacağız. Uluslararası kürsü sahibi olacağız. Silikon Vadisi’ne teknoloji büyükelçisi atayacağız. AB üyelik müzakerelerinde tek dijital pazarı önceliklendireceğiz. Uluslararası platformlar ile (BM, AB, OECD) sınır-ötesi veri akışı konusunda birlikte çalışacağız. Veri merkezlerini ülkemize çekeceğiz. Hem internet trafiğinin yurtdışına çıkışını azaltacak hem de yetkinlik geliştirmek için fırsat yaratacağız. 5G dönüşümünü OECD ülkeleri ile eş zamanlı olarak gerçekleştireceğiz ve hizmete online eğitim ile başlayacağız. BTK’yı dünya standartlarında bağımsız bir regülatör hâline getireceğiz. Türk Telekom’un lisans ve kalıcı sahiplik problemlerini çözeceğiz. Mevcut oyuncuların yatırım yapmasını ve yeni oyuncuların sektöre girmesini sağlayacak regülasyonlar yapacağız. Düzenlemeleri kullanıcıyı merkeze alarak ve interneti temel hak tanıyarak ele alacağız. İletişim alt yapısına dâhil kamu, özel sektör ve akademideki paydaşların yüksek liyakata dayalı istihdamını gözeteceğiz. . Ortak altyapının kurulumunu sağlayacağız. Herkesin inceleyip analiz edebileceği genel kamu erişimine açık, interaktif Türkiye Altyapı Haritasını yayınlayacağız.
‘Türkiye kendi ayağına kurşun sıkıyor’
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin internete ve sosyal medya platformlarına yönelik baskıcı tutumunu eleştiren Burak Dalgın, Ekim ayı başında uygulamaya giren ve 1 milyondan fazla kullanıcısı olan sosyal medya şirketlerine Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluluğu getiren yasayı eleştirerek, “Türkiye bilişim teknolojilerinde içe kapanmacı, sosyal medyada aşırı denetimci yaklaşımı ile kendi ayağına kurşun sıkıyor. Bu hatalardan dönülmediği takdirde, ne yazık ki bunun bedelini sadece bugün bizler değil, gelecek kuşaklar da ödeyecektir” dedi.
Dalgın şöyle devam etti: “Yapısı itibarıyla küresel olan dijital düzenlemeler apar topar kanun geçirerek yapılamaz. AB Komisyonu bu hafta ‘dijital hizmetle’ ve ‘dijital pazar’ yasalarının tekliflerini yayınladı. Dünyada kürsü sahibi olup çözüme katkı vermeyi, AB müzakerelerinde tek dijital pazarı önceliklendirmeyi ve Silikon Vadisi’ne büyükelçi atamayı işte bu yüzden söylemiştik.”
Sosyal medyayı yasaklayıcı yaklaşımın ekonomide çok ciddi etkileri olacağına dikkat çeken Dalgın, ayrıca şunları ifade etti: “Bu yaklaşım yatırımı ve girişimciliği köreltecektir. Microsoft’un çevre ülkelerdeki milyar dolarlık yatırımları ve eğitim programları buna net bir örnek oluşturuyor. Sosyal medyayı yasaklayan bir ülkede girişimcilikten bahsetmek mümkün değildir. Bu yaklaşım KOBİ’lerimizi boğacaktır. Yurtdışına kaçışı tetikleyecektir. Çünkü büyük şirketler muhtemel reklam yasağından offshore şirketlerle kaçınabilirler. Hatta ileride kanun değişse dahi bu pratikten vazgeçmeyebilirler. Ancak KOBİ’lerin ve tekil girişimcilerin böyle bir imkânı yoktur.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Minik Ayda’ya büyük sürpriz
İzmir depreminden 91 saat sonra Rıza Bey Apartmanın enkazından kurtarılan Ayda Gezgin 4 yaşına bastı. Mucize bebek Ayda’nın doğum günü Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ’un makamında hazırlanan sürpriz parti ile kutlandı.
Ayda için hazırlanan özel organizasyonda Başkan İduğ’nun makam odası balonlarla süslenirken, minik Ayda’ya en sevdiği çizgi film karakteri olan Elsa’nın kostümü hediye edildi. Babası Uğur Gezgin, abisi Atakan Gezgin amcası Onur ve eşi Tuğba Gezgin ile partiye gelen Ayda’nın mutluluğu gözlerinden okundu. Mucize bebek Ayda, kendisine özel olarak yaptırılan doğum günü pastasını da abisi ile birlikte üfledi.
Ayda’nın mutluluğu her şeyden önemli
Ayda Gezgin’in 91 saat sonra sağlıklı bir şekilde kurtarılmasının mucize olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa İduğ, minik Ayda’nın acısını hafifletmek istediklerini belirterek, “Çocuklarımızın mutluluğu bizim için en önemli konuların başında geliyor. Biz Gezgin ailesine her zaman yanında olacağımızı söylemiştik. Bugün de Ayda’nın doğum günü. Bizde onu mutlu edecek bir sürpriz yapmak istedik”dedi.
Ayda’nın amcası Onur Gezgin de Başkan Mustafa İduğ’a teşekkür ederek, “Ayda’nın annesinin de yanında olmasını isterdik. Ayda ve Atakan herşeye sahip. Bizde onlara annelerinin eksikliğini hissettirmemeye çalışıyoruz”diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Atakan’a da anlamlı hediye
Başkan Mustafa İduğ, depremde Sakarya’dan gönderilen yardımların arasından çıkan ve içinde bozuk paralar bulunan bir kumbarayıda Atakan’a verdi. Kumbaranın depremzedeler için gönderildiğini ifade eden İduğ, “Bir çocuğun kendi harçlıklarından biriktirdiği para bu. Anlamı çok büyük olduğu için bunu Atakan’a emanet ediyoruz”dedi.
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nden Covid-19 Danışma Hattı
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından vatandaşların Covid-19 hakkında her türlü bilgi ve yardım için müdürlüğe ait 0232 238 7973 numaralı Koronavirüs Danışma Hattından bilgi alınabileceğini açıkladı.
İl Sağlık Müdürlüğü’nün sitesinde yer alan açıklamada “Değerli İzmirliler, Acil durumlar dışında Koronavirüs (Covid-19) hakkında ulaşmak istediğiniz her türlü bilgi ve yardım için 112 Acil Çağrı numarası yerine İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne ait 0232 238 7973 “Koronavirüs Danışma Hattını” arayabilirsiniz.” ifadelerine yer verildi.
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
2 milyon TL’lik konser.
Pop müzik sanatçısı Berkay, Corona virüs salgınında vaka sayılarının artması nedeniyle alınan önlemler arasında 31 Aralık yılbaşı gecesi sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmasından dolayı evinde geçirenlere Türkiye’de ilk defa gerçekleşecek bir uygulama ile sevenlerine unutulmaz bir konser verecek…
‘Taburcu’, ‘Lolita’, ‘Ömrümün Yarı Kalanı’, ‘Ele İnat’, ‘İzmirli’, ‘İnanırım’, ‘Gel Gel’, ‘Benim Hikayem’, ‘Sen Varsın’, ‘Ey Aşk’, ‘Yaz’, ‘Deliler’, ‘İki Hece’, ‘Kırgınım Ona’ şarkılarıyla, “AraBest” ve “İz” adını verdiği konsept albümündeki şarkılarıyla müzik severlerin kalbinde yer edinen Berkay, dijital çağa ayak uydurdu.
Berkay yılbaşı gecesi dijital çağda eğlencenin doyasıya yaşandığı, yüksek etkileşimiyle gerçekçi bir platform JoJo’nun hiç bir masraftan kaçınılmayan prodüksiyonu ile Jolly Joker Vadistanbul sahnesinden canlı yayınlanacak konser ile müzikseverlerin karşısına çıkacak. Berkay konserini kullanıcılar; ister tek başlarına isterse JoJo’nun sunduğu Odalı Bilet kategorisinden alacakları ”tek bir bilet” ile 5 arkadaşını konser veya etkinliğe telefon numaraları üzerinden kendilerine özel sunulan odada arkadaşlarıyla birlikte izleyebilecek ve sınırsız eğlenceyi gerçek bir konser atmosferinde unutulmaz bir gece yaşayacak.
Alt yapı çalışmalarına 2 milyon TL ödenen JoJo’nun Türkiye ‘de ilk defa gerçekleştireceği yılbaşı özel konserinde dünden bugüne hit olmuş sevilen şarkılarının yanı sıra sahne de söylemekten hoşlandığı şarkılardan oluşan geniş repertuvarı ile evlere konuk olacak Berkay’a sahnede 10 kişilik orkestrası ve 6 dansçı eşlik edecek.
Biletleri satışa çıktığı an itibariyle yoğun ilgi gören Berkay konseri bir ilke imza attığı gibi rekor izlenme sayısına ulaşacağı bekleniliyor…
31 Aralık 2020 gecesi 22:00’da başlayacak ve 2021’in ilk saatlerine kadar sürecek olan konserin biletleri Biletix’te satışta.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Rektör Budak, “Bu eser, Ege Üniversitesi ailesinin ortak emeği”
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, akademik birimlerin yöneticileri ile bir araya gelmeye devam ediyor. Yaklaşan yeni yıl öncesi akademik birimlerde görev yapan çalışanları ziyaret ederek yeni yıllarını kutlayan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, birim yöneticilerine “Ege’de Değişimin Üç Yılı” kitabını takdim ediyor. Rektör Prof. Dr. Budak, toplantılarda salgın dönemi ve sonrası süreci akademisyenlerle değerlendirerek yapılması gereken hazırlıklara ilişkin fikir alışverişinde de bulunuyor.
Yeni yıla sayılı günler kala çalışanlarla değerlendirmelerde bulanan Rektör Prof. Dr. Budak, programı kapsamında İletişim Fakültesini ziyaret ederek Dekan Prof. Dr. Dilek Takımcı ve dekan yardımcıları, bölüm başkan ve bölüm başkan yardımcıları ile bir araya geldi. Budak, Ege Üniversitesinde son üç yıl içinde hayata geçirilen ve Türk Yükseköğretim Sistemine örnek ve öncü olan değişim dönüşüm ve yenilenmeyi anlatan “Ege’de Değişimin Üç Yılı” kitabını takdim etti. Dekan Prof. Dr. Dilek Takımcı ise fakültede yürütülen eğitim öğretim ve araştırma faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi.
Ege Üniversitesine rektör olarak atandıktan sonra üniversitede büyük bir değişim dönüşüm ve yenilenme harekâtı başlatan Rektör Budak’ın, son üç yıl içinde; eğitim-öğretimde kalite öncelikli, öğrenci odaklı ve araştırma üniversitesi hedefli hayata geçirdiği öncü proje ve uygulamalar kitap haline getirildi.
“Örnek ve öncü bir kurumuz”
“Ege’de Değişimin Üç Yılı” kitabının önsözünde, Ege Üniversitesinde hayata geçirilen projelerden, Türkiye’ye ve insanlığa sunduğu katkılardan, potansiyelinden ve hedeflerinden bahseden Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, Ege Üniversitesine atfedilen görevleri başarıyla yerine getirmek için bugüne kadar çalıştıklarını, bundan sonra da aynı istek ve gayretle çalışacaklarını dile getirdi.
Rektör Budak, “65 yıllık köklü bir birikime ve güçlü akademik potansiyele sahip olan Ege Üniversitemiz; bölgemizin ilk, ülkemizin dördüncü sırada kurulan bilim çınarı olarak ülkemizi bilim ışığı ile aydınlatan ve bölgesine değer katan saygın bir yükseköğretim kurumudur. Çağdaş, girişimci ve katılımcı eğitim-öğretim anlayışıyla bilime sunduğu katkıların yanı sıra yüz binlerce idealist genç yetiştirmiş olan Ege Üniversitesinin; bugünlere gelmesinde emekleri olan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Şahsen yıllar önce dersliklerinde okuduğum, akademik kariyerimin önemli dönüm noktalarını yaşadığım ve kıymetli hocalarımdan edindiğim bilimsel tecrübemi pek çok gence aktarma fırsatı bulduğum üniversiteme, 18 Ekim 2017 tarihinde Rektör olarak atandım. Hem öğrencisi hem akademisyeni olma gururunu yaşadığım ancak yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında ülkeme hizmet etmek üzere bir süre ayrı kaldığım üniversiteme, bu önemli görevi icra etmek için döndüğüm gün büyük bir heyecan, onur ve mutluluk yaşadım. Bugün de göreve geldiğim ilk andaki heyecanla üniversitemizi hak ettiği noktaya taşımak için var gücümle çalışıyorum. Görevim süresince en büyük motivasyonum, bugünlere gelmemi sağlayan değerli hocalarıma ve mezunu olmaktan her zaman kıvanç duyduğum üniversiteme karşı yüreğimdeki minnet duygusu ve vefa borcudur. Ege Üniversitesini bilime ve ülkesine sunduğu katkılarla, temsil ettiği değerlerle örnek teşkil eden bir kurum haline getirmek; dev bir bilim yuvası olarak ülkemizin aydınlık geleceğine daha fazla katkı sunmak adına çıktığımız yolda kısa sürede çok önemli mesafeler kat ettik” ifadelerine yer verdi.
“EÜ’yü yükseköğrenim alanında daha görünür oldu”
Bilimsel ve teknolojik altyapı anlamında 65 yıl boyunca inşa edilen güçlü akademik potansiyelden daha yüksek verim almak ve bu potansiyelin gelişmesine katkı sağlamak üzere Ege Üniversitesi tarihinde pek çok ilke imza attıklarını ifade eden Rektör Budak, “Devletimizin yetkin kurumlarıyla gerçekleştirdiğimiz yoğun temaslar, kamu kurum ve kuruluşları ile hayata geçirdiğimiz iş birlikleri vasıtasıyla Ege Üniversitesini yükseköğrenim alanında daha görünür kıldık. Ege Üniversitesinin uzun yıllar stratejik hedefleri arasında yer almış üniversite-sanayi iş birliğine, geliştirdiğimiz özgün Ege Modeliyle yeni bir soluk getirdik. Oldukça kısa bir sürede dünya ve ülke sıralamalarında hızlı bir yükseliş gerçekleştiren Ege Üniversitemizin bu başarısının anahtarı; gerçekçi bir yaklaşımla belirlediğimiz öğrenci odaklı, eğitim-öğretimde kalite öncelikli ve Araştırma Üniversitesi olma hedeflerine doğru yöntemlerle ilerlemek, üniversitede güçlü bir iletişim altyapısı ile aidiyet duygusunu inşa etmek ve bu duygudan aldığımız güçle daima çalışmaktır. Bugün Ege Üniversitesi, tam anlamıyla somut ve ölçülebilir parametreler üzerinden belirlediği hedeflerine emin adımlarla ilerleyen güçlü bir üniversitedir. Üniversitemizin ulaştığı bu konum; Ege Üniversitesi ailesinin tüm fertlerinin ortak başarısıdır. Yükseköğrenim alanında saygınlığıyla yer edinmiş Ege Üniversitesinin 65 yıllık bilim yolculuğunda, Ege Üniversitesi ailesiyle birlikte yürümekten ve bu yolculukta atılan adımların yere daha sağlam basmasına vesile olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Bu onurlu göreve beni layık gören ve üniversiteme hizmet etme imkânı sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yekta Saraç’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
vivo, Erkek A Milli Takım’ın yeni ana sponsoru
Dünyanın en büyük 5 akıllı telefon üreticisi arasında yer alan vivo, Türkiye Erkek A Futbol Milli Takım’ın “Ana Sponsoru” oldu. Türkiye pazarına 3 ay önce iddialı bir giriş yapan vivo’nun, TFF ile gerçekleştirdiği sponsorluk Türkiye’ye verdiği değeri gösteriyor.
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle online basın toplantısı ile gerçekleştirilen sponsorluk imza töreninde konuşan vivo Türkiye CEO’su Andrew Liu, futbolun tüm dünyada birleştirici bir unsur olduğunu belirterek “Futbol tutku ve coşku dolu bir spor ve dünya çapında milyonlarca taraftara neşe ve heyecan veriyor. Futbolun ruhu, titiz ve sürekli ilerlemeyle yakından alakalı. Bunlar hem Türk Futbolu’nun hem de vivo’nun ulusal ve global arenada paylaştığı değerler.” dedi.
İmza törenine video konferans yöntemiyle katılan TFF Başkanı Nihat Özdemir ise “TFF olarak futbolda değerli yatırımları olan vivo ile iş birliği yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Federasyonumuz her zaman dünyanın en iyi markalarıyla iş birliği yapmıştır. vivo’nun Türkiye pazarına girme kararı bizi bir araya getirdi. Çinli bir ortakla ilk kez iş birliği yapmanın heyecanını yaşıyoruz. vivo küresel, öncü bir teknoloji şirketi ve onlarla olan ortaklığımız, Milli Takımımız için Dünya Kupası Elemeleri ve EURO 2020 öncesinde ekstra bir motivasyon olacaktır.” dedi.
Online imza törenine ayrıca, TFF Sponsorluklar ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Alkın Kalkavan, Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ve Milli Kaleci Mert Günok da katıldı.
Erkek A Milli Futbol Takımı’na “Ana Sponsor” olan vivo, ayrıca A Milli Takım’ın “Resmi Akıllı Telefon Ortağı” olacak. Daha önce FIFA 2018 Dünya Kupası’nın ana sponsorları arasında yer alan vivo, Türkiye Erkek Futbol Milli Takımı haricinde EURO 2020 turnuvalarının da resmi akıllı telefon ortağı.
Dünyanın en büyük 5 akıllı telefon üreticisi arasında yer alan vivo, Türkiye pazarına yaptığı iddialı girişin ardından, Türkiye Futbol Federasyonu’nu (TFF) ile yaptığı iş birliği ile Türkiye Erkek Futbol A Milli Takımı’nın Ana Sponsoru oldu.
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle online olarak düzenlenen imza töreni ve basın toplantısına TFF Başkanı Nihat Özdemir, vivo Türkiye CEO’su Andrew Liu, vivo Türkiye Pazarlama Müdürü Selin Dayıoğlu Kıran, TFF Sponsorluk ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Alkın Kalkavan, A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ve milli futbolcu Mert Günok katıldı.
Düzenlenen online imza töreni ve basın toplantısında vivo markasının Erkek A Milli Futbol Takım’ının ana sponsoru olduğunu duyurmaktan dolayı mutlu olduklarını belirten belirten vivo Türkiye CEO’su Andrew Liu, “Bu güzel ülkeye ve insanlarına sağlam bir bağlılıkla Ağustos 2020’de Türkiye pazarına girmekten onur duyduk ve bugün kararlılığımıza ve adanmışlığımıza yönelik somut bir adım atıyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu ile bizi “resmi akıllı telefon ortağı”, daha da önemlisi önümüzdeki iki yıl boyunca Türkiye A Milli Takımı’nın güvenilir ortağı yapacak bir anlaşma imzalıyoruz.” dedi.
vivo’nun dünyada futbola önemli yatırımları olduğunu belirten Liu, “vivo olarak insanları kendine saygı duymaya ve enerjik bir yaşam tarzına sahip olmaya teşvik etmenin önemine inanıyoruz. FIFA World Cup ™ ‘ın 2018’in resmi sponsoruyduk ve geçen ay UEFA 2021’e sponsorluğumuzu duyurmuştuk. Spor ve uluslararası turnuvalarda desteğimizi sağlamaya kararlıyız ve vermeye devam edeceğiz. Futbol tutku ve coşku dolu bir spor ve dünya çapında milyonlarca taraftara neşe ve heyecan veriyor. Futbolun ruhu, titiz ve sürekli ilerlemeyle yakından alakalı. Bunlar hem Türk Futbolu’nun hem de vivo’nun ulusal ve global arenada paylaştığı değerler. ” şeklinde konuştu
Türk A Milli Takımı’nın asla pes etmediğini ve her zaman“Dev Oyna”dığını ve bağlılığı, cesareti ve nihai başarıya olan inancıyla milyonlara ilham verdiğini aktaran Liu, “vivo olarak, bu heyecan vereci yolculukta Türk Erkek A Milli Takımı’nın ve Türk taraftarlarının gerçek bir ortağı olmak istiyoruz. Türkiye’de her açıdan “Dev Oynuyoruz!”. Amacımız, ekip olarak tek bir hedef etrafında birleşmek, hayatta hep daha iyisini birlikte oluşturmak ve birlikte yaşadığımızı hissetmek. Bu sponsorluk ile bu muhteşem ülkede ağırlanmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyoruz” dedi.
İmza töreni ve basın toplantısına video konferans yöntemiyle katılan TFF Başkanı Nihat Özdemir ise, TFF olarak futbolda değerli yatırımları olan vivo ile iş birliği yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtirken, “Federasyonumuz her zaman dünyanın en iyi markalarıyla iş birliği yapmıştır. vivo’nun Türkiye pazarına girme kararı bizi bir araya getirdi. Çinli bir ortakla ilk kez iş birliği yapmanın heyecanını yaşıyoruz. vivo küresel, öncü bir teknoloji şirketi ve onlarla olan ortaklığımız, Milli Takımımız için Dünya Kupası Elemeleri ve EURO 2020 öncesinde ekstra bir motivasyon olacaktır. Umarım FIFA Dünya Kupası Katar 2022’de birlikte olacağız. Çok güçlü bir markanın desteğini almaktan memnuniyet duyuyoruz. vivo’ya Türk Futboluna verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum ve ortaklığımızın uzun yıllar devam etmesini temenni ediyorum.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de futbolun gelişimine ve özellikle de ülkenin gururu Milli Takım’a verdiği desteklerden ötürü vivo’ya teşekkür eden TFF Sponsorluklar ve Pazarlama’dan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Alkın Kalkavan ise “Yeni sponsorumuz vivo; akıllı telefon teknolojisi sektörünün en önemli oyuncularından biri ve dünyada başarılı bir marka. Ülkemizde kısa süre önce faaliyetlerine başlayan vivo ile iş birliği yapmaktan ve futbolumuzu desteklemek için başka bir global marka daha getirmekten gurur duyuyoruz.” dedi. Milli Takımın yeni başarılarında vivo’nun desteğinin kendilerini daha da güçlendireceğini ifade eden Kalkavan, “Bu nedenle bu iş birliğinin daha uzun yıllar devam etmesini diliyorum.” şeklinde konuştu.
Türkiye pazarına Ağustos ayında iddialı bir giriş yaptıklarını, ancak Türkiye Erkek A Milli Takımı’nı destekleme fikri ile TFF ile görüşmelerinin daha önce başladığını belirten vivo Türkiye Pazarlama Müdürü Selin Dayıoğlu Kıran ise “vivo olarak Türkiye Futbol Federasyonu ve Erkek A Milli Takım’na 2 yıl boyunca destek vermekten gurur duyuyoruz. Marka olarak Türkiye’de adım adım büyürken, markamıza inandığımız kadar, Türkiye A Milli Takımı’na da inanıyor ve güveniyoruz. Umuyoruz ki, EURO 2020’de de hep birlikte sevineceğiz. İnşallah sonunda kupayı da alırız.” şeklinde konuştu.
Basın toplantısı ve imza töreninde ayrıca Milli Kaleci Mert Günok da yer aldı.
Türkiye Erkek A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş ise “Ülkemizi Avrupa Şampiyonası’nda temsil edeceğiz. Dünya Kupası’na katılma hedefimiz var. Sponsorlarımızı da büyük futbol ailemizin bir parçası olarak görüyoruz. Onlarla birlikte hedeflerimize ulaşacağımızı düşünüyoruz. Futbolumuzun marka değerinin büyümesi adına bu tarz anlaşmaları oldukça önemsiyoruz. Bu nedenle vivo firmasına ve yüm yetkililerine teşekkürlerimizi sunuyorum” şeklinde konuştu.
2011 yılında Çin’in Dongguan şehrinde kurulan akıllı telefon markası “vivo”, şirketin 1995 yılında kuruluşundan bu yana sabit hat ve özellikli telefonlar üretiminde sahip olduğu zengin deneyimi akıllı telefon teknolojilerine aktararak büyüyor. Asya-Pasifik, Rusya ve Orta Doğu’da yıllık 110 milyon adetlik satış hacmiyle vivo, Çin pazarında 2. sırada bulunuyor ve halen 30’dan fazla pazarda aktif. 2020 yılının ilk çeyreğinde %9’luk pazar payı ile Dünya Akıllı Telefon Pazarında 5.’lik konumunu koruyan vivo, aynı anda 5G akıllı telefon satışlarında ise %12,9’luk pay ile üçüncü sırada yer alıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)